TEK YOL DEVRIM! Türkiye için faaliyet programı

 

CS ve RCIT'den ortak açıklama: Kilitleme politikasına hayır!

 

Açık Mektupu: Harika işler harika inisiyatif gerektirir!

 

Çelişkili Karaktere Sahip Savaşlarda Marksist Taktikler

 

Yapay Zeka ve Marksist Üretici Kuvvetler Anlayışı

 

Suriye: Esad karşıtı halk protestolarıyla tam dayanışma!

 

Şimdi harekete geçin, çünkü tarih şimdi olur!

 

Açık mektup: Zamanı geldi!

 

Doğu Akdeniz'de savaş tehlikesi

 

COVID-19: büyük bir karşı-devrimci saldırı için kamuflaj

 

8 Mart 2021: En büyük devrimci kadın kuşağı
 

Müslüman Kardeşler ve Hamas'tan ellerinizi çekin!

 

ABD'de Neden Devrim Öncesi Bir Durum Hakkında Konuşuyoruz?

 

ABD'de Devrim Öncesi Bir Durum Açıldı

 

Emperyalist ve İslamofobik Fransa'yı boykot edin!

 

Günümüzde devrimci birligi kurmayi saglayacak 6 önemli Nokta

 

Patlayıcı gerilimlerle dolu bir dünyada devrimci birlik için!

 

Suriye Devrimi'ni Kurtar!

 

ABD'nin İran'a ve devrimci taktiklere yönelik saldırganlığı

 

İsrail’in Gazze’deki yeni saldırısını durdurun!

 

1 Mayıs 2019: Sosyalizm mücadelesinde ileri adim!

 

Küresel Ticaret Savaşı: Batı ve Doğu'daki Büyük Güçlerin Irkciligina Hayır!

 

Ortadoğu'da savas kiskirticiligi: Tüm büyük emperyalist güçler ve kapitalist diktatörlükler yikilsin!

 

Devrimci Platformda Ortak Mücadele ve Birlik için Acil Çağrı

 

Bir Mayis 2018: Tüm devrimcilere selamlar!

 

GELECEĞİMİZ VE HAKLARIMIZ İÇİN BAŞKANLIĞA HAYIR

 

GREV HAKKI, EKMEĞİ, ONURU İÇİN DİRENEN METAL İŞÇİLERİNİN YANINDA SAF TUT; SERMAYE VE UŞAKLARINDAN HESAP SOR; DİKTATÖRLÜĞE VE SÖMÜRÜYE, HAYIR DE!

 

Emekçiler gelecekleri için Grev yasaklarına Sömürü düzenine Sermaye Uşaklarına, HAYIR DİYOR!

 

Türkiye: Tutuklatilan HDP lideri derhal serbest bırakılsın!

 

RCIT'nin Ilk Ulusal Kongresi

 

Kahrolsun Mezhepçi Terör ve Polis Devleti!

 

Mülteciler İçin Avrupa'nın Sınırları Açılsın! Arap Devrimleri İle Dayanışmaya! 20 Haziran Dünya Mülteciler Günü İle İlgili Uluslararası Eylem Günü için Ortak Çağrı

 

Fransa: El Khomri Yasasina Hayir!

 

Mülteci Hakları'nı Savunalım! Arap Devrimi destekleyelim! AB şovenizmini ve Emperyalizmi yenin!

 

Başörtüsü yasağına hayır! İslam yasasını durdurun! Müslümanlar için eşit haklar!

 

RKOB/DKÖK – Biz ne istiyoruz!

 

Avusturya Devleti: Michael Pröbsting Hakkındaki Suçlamaları Derhal Geri Çekmelidir!

 

RCIT: Suriye'de Zafer için Devrim!

Başörtüsü yasağına hayır! İslam yasasını durdurun!

Müslümanlar için eşit haklar!

 

Avusturya`da 500.000 den fazla insan İslam dinine inaniyor ve bunların  yarısından fazlası Viyana`da yaşıyor. Resmiyette bu ülkede din özgürlüğü  var.

Ama pratikte bu bizim müslüman arkadaşlarımız için gerçekleşemiyor. Eğer  bir müslüman Billa`da kasiyer olarak calışacaksa başörtüsü takamaz.  MCDonalds `da calışırken de başörtüsü takamazlar. Avusturyada ki okullar  dindar müslümanların sorunsuz bir şekilde dinlerini yaşamalarını  zorlaştırıyorlar:

Dilimiz yasak ! Neredeyse hiçbir okulda tamamiyle Türkçe, Arapça ,  Boşnakça ya da başka göçmen dilleriyle eğitim veren okul bulunmuyor.

Başörtüsüne izin yok! Bazı okullar spor derslerinde buna izin  vermiyorlar. Ekonomi okullarında ise başörtüsü bir engel gibi görülüyor.

Yiyecekler helal değil! Etlerin çoğu helal kesilmiyor. Müslümanlar  çoğunlukla sadece vejeteryan yemekleri seçebiliyorlar.

RED*REVOLUTION un genç ekibi olarak biz Müslümanların maruz kaldıgı  hertürlü baskıya karşıyız!

 Biz diyoruz ki;

*Her platformda Müslümanlarla aynı haklara sahip olalım! Başörtüsü  yasağına hayır! İslam yasasını durduralım!

*Kamuda ve okullarda Anadil hakkı! Devlet dili olarak Almanca kalkmalı!  Çoçukların / Gençlerin konuştugu dillerde eğitim verilmeli. Dökümanlar  ve bilgiler kamuda birçok dil seçeğeniyle mevcut olmalı.

*Müslüman derneklerinin her türlü  sınırlandırmaya karşı ve başörtüsü /  burka takma serbestlikleri için desteklenmesi!

ÖVP ve SPÖ hükümetlerinin yeni islam yasası islam özgürlüğüne ağır bir  darbe indirmeyi planlıyor. Böylece diğer dinler İslama karşı daha çok  tercih edilecek. Hükümetin amacı, müslümanlar üstünde kontrol sahibi  olmak. 2015 yılında kısmen bu güce sahip olacaklar. Eğer İslami  dernekler İslami Camia olarak tanımlanmazsa, din içerikli dersler  veremeyecekler.

Bir yer İslami Camia  tanımını nasıl kaybedebilir? Örneğin, „Ülke ya da  toplum için pozitif düşüncelere sahip değilse“ ya da „Kamu düzeni ve  Güvenliğini tehlikeye atmak“ gibi her olasılığı barındıran şeylerle.  Kasım 2011 de Almanya, Berlin`de bir okulda, müslüman olan Yunus M.` nin  okulda namaz kılması yasaklandı. Sebebi ise „ Okul huzurunu korumaktı“.  Batılı yasalar tarafından bunun gibi argümanlar müslümanları baskı  altına almak için yeterli.

En basit kelimelerle; hükümet müslümanlığın yasaklanması için bizi  tartışmaya sürüklüyor. İslam yasası, aşırılığa  ve suistimallere karşı  bir önlem olarak sunuluyor.

Gerçekte ise, bu Avusturya‘da ki müslüman kardeşlerimize bir saldırı.  Biz de bu islam yasasının yürürlüğe girmesini engellemek istiyoruz!
Download
RR-Islamflyer_turk.pdf
Adobe Acrobat Document 5.6 MB

Avusturya Devleti: Michael Pröbsting Hakkındaki Suçlamaları Derhal Geri Çekmelidir!

www.dorduncublok.blogspot.com/2016/04/avusturya-devleti-michael-probsting.html

 

 

 

Imza Listesi

 

 

 

Michael Pröbsting, RCIT(Uluslararası Devrimci Komünist Eğilim) lideri; İsrail'e karşı Filistin davasını savunduğu için Avusturya Emperyalist devletinin saldırısı altında bulunmakta. Bizler de DEİİK'in Türkiye'deki yoldaşları olarak Emperyalist burjuvazinin bütün saldırılarına karşı RCIT ve Michael Pröbsting'le dayanışmamızı ifade etmek isteriz.

 

20 Nisan 2016 günü,(Avusturya siyasi polis) "Anayasayı Koruma ve Terörle Mücadele Federal Bürosu" ( "suça kışkırtıcılıkla ve Avusturya Ceza maddesinin 282. maddesi dolayımıyla "fitne" suçlamasıyla) Michael Pröbsting'e mahkumiyet dolayımıyla bir yıl hapis cezası gelebilir. Üzerine atılan suçlama  geçen yıl yaptığı bir konuşmada kullandığı bir ifadeye dayanmaktadır. 16 Ekim 2015, Viyana'da BM binası önünde yapılan  bir mitingte  o konuşmasının sonunda şunları söyledi: "Ben İsrail diktatörlüğüne karşı ve onların özgürlüğü için mücadele eden tüm cesur Filistinlilere selamlarımı gönderiyorum. Kalbimiz Üçüncü İntifada ile İsrail devletinin yıkılması ve Filistin'de tüm insanların barış içinde yaşayabileceği zafere kadar filistin halkıyla beraber atmaktadır.

 

Polis sorgusunda Probsting yeniden mevcut gösterideki konuşmasını savunmuş ve özellikle Filistinli mültecilerin vatanlarına geri dönme hakkının sağlanması gerektiğini ve bunun gerçekleşebilmesinin esas koşulunun da İsrail devletinin yıkılıp Yahudi ve Filistin halklarının kardeşçe yaşayabildiği bir  Birleşik filistin devletinde mümkün olduğunu savunmuş, bu anlamıyla İsrail ordusuna karşı filistin halkının silahlı direnişini desteklediğini belirtmiştir. Bunun için Savcılık şimdilik dosyanın  bir yargılamayı gerektirip gerektirmediğine karar verecektir.

 

Bizler Pröbsting'in yargılanmasına karşı çıkmakta onunla dayanışmamızı ifade etmekte iken filistin sorununda da Filistin Halkının kurtuluşunu ifade eden tutumuyla da tam bir dayanışmamızı belirtiyoruz. Yoldaşımız Gerry Downing'in aynı gerici siyonist devletin saldırıları altında İngiltere'de yaşanılanların bir benzerini Pröbsting yaşamaktadır. Bu anlamıyla İsrail Soykırım Devletinin varlığını sonuna kadar reddediyoruz.

 

Bu geleneksel politik manevralar ve anti-siyonizm'i anti-semitizm'le eşitleyen tutum alışların aptalca birer manevra olduğu aşikardır. Çünkü devrimciler yahudi halkına değil İsrail devleti'ne karşı çıkmaktalar. Oysa ABD, İngiltere ve Avusturya gibi emperyalist devletler gerici İsrail devletinin ayakta kalmasının biricik garantisini oluşturmaktalar. Proleter Devrimciler Gerici İsrail devletine karşı filistin halklarının mücadelesini koşulsuz desteklemekte ve dayanışmasını ifade etmekten çekinmemektedir. Tıpkı Kürdistan'da ve dünyanın başka her toprağında zulme karşı direnenlerin yanında durduğu gibi...

 

 

 

RCİT hakkında daha fazla bilgi almak ve dayanışma için: http://www.thecommunists.net/rcit/solidarity-proebsting/

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Mülteci Hakları'nı Savunalım! Arap Devrimi destekleyelim! AB şovenizmini ve Emperyalizmi yenin!

Tüm Devrimci Kuruluşları ve Eylemcilere Uluslararası Dayanışma Kampanyası için bir açık mektup

Devrimci Komünist Uluslararası Eğilim (RCIT) tarafından yayınlanan, 2016/05/22, www.thecommunists.net

http://dorduncublok.blogspot.com/2016/05/multeci-haklarn-savunalm-arap-devrimi.html

 

 

 

Yoldaşlar, Kardeşlerim!

 

* Suriye, Mısır, Körfez monarşileri yanı sıra Tunus gerici rejimleri Kahrolsun! Yabancı ve yerli düşmanlara karşı Arap Devrimini savun! Suudi Saldırganlık karşı Yemen'i savun! İsrail emperyalist Apartheid devletini yıkın- Filistin'de Direniş ve Zafer!

 

* Devam eden Suriye Devrimi ile Uluslararası dayanışma! Bütün Baas devlet aygıtı çökerttiğini kadar mücadeleyi devam! Rusya ve NATO askeri müdahaleler ile aşağı! Büyük Güçler tarafından herhangi müzakere yerleşim yok! Ulusal kendi kaderini tayin etme Kürt halkının hakkı için! Gerici Daesh Kahrolsun!

 

* Afganistan, Irak, Suriye, Yemen, Libya, Mali, ve Somali'de emperyalist saldırı ve savaşlara son verelim: Emperyalist NATO ve Rus güçleri ve yerel müttefiklerini yenin! Bizler emperyalist işgalcilere karşı olanların tarafındayız, ama milliyetçi ya da İslamcı güçlere hiçbir siyasi destek vermiyoruz!

 

*Avrupa'da şovenizme ve militarizme karşı mücadele! mültecilere sınırları açın! Fransa'da olağanüstü hali kaldırın! Avrupa sokaklarında ulusal orduların Olağanüstü rejimine hayır! İslamofobik ırkçılığa karşı Müslüman göçmenleri savun! Filistin'le dayanışma yanlısı aktivistlerin suçlanmasına hayır! Sokaklardan ırkçı ve faşist güçleri sürecek işçi ve göçmen hareketlerinin ve kitle örgütlerinin birleşik cephesi!

 

* Göçmenler için eşit haklar! Eşit ücret ve tam vatandaşlık hakları! Eğitim ve kamu yönetiminde göçmenler ve ulusal azınlık dilleri için Eşitlik! Tüm mülteciler ve tüm işsiz yerli işçiler için iş ile bir kamu işleri programı için! Yerli işçiler ve göçmenler AB ve Rusya ile Orta Doğu ve Afrika'daki diktatörlükler egemen sınıflara karşı - birlikte ortak düşmana karşı mücadele: !

 

devrimciler, işçi sınıfının örgütleri ve kitle örgütleri içinde ezilenler için acil mücadele etmelidir.Bu talepler için mücadeleye sevketmek ve baskı yapmak amacıyla reformcu nitelik taşıyanlar içinde dahi mücadele edilmelidir

 

Doğal olarak, Marksistler olarak, kapitalist rejimlerin devrimci bir ayaklanma ile devrilmesi için, işçi ve köylü cumhuriyetlerin kurulması için, mücadele eden güçleri sosyalist bir bakış açısıyla odaklanmış bir program birleştirir.

 

Bu devrimci pozisyonları ve bakış açılarını temel hatlarıyla kabul ediyorsanız, beraberce tartışmak ve böyle bir kampanya başlatmak için nasıl birlikte karar alabileceğimizi somutlamak için çağrıda bulunuyoruz. Örneğin, 20 Haziran'da Dünya Mülteciler Günü eylem uluslararası bir gün için mükemmel bir fırsat olabilir.

İletişim için: www.thecommunists.net

 

 

orjinal metin: http://www.thecommunists.net/rcit/open-letter-refugees-arab-revolution/

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Fransa: El Khomri Yasasina Hayir!

Holland Hükümetine karşı süresiz Genel Grev! İşçilerin ve ezilenlerin Eylem komitelerini ve öz savunma birimlerini inşa edelim!

 

Uluslararası Sekreterya CCRI (Devrimci Komünist Enternasyonal Eğilim), www.thecommunists.net, 15 Haziran 2016 Çarşamba, http://dorduncublok.blogspot.co.at/2016/06/fransa-el-khomri-yasasina-hayir.html

 

 

 

El Khomri yasasına karşı mücadelede Gençlik işçi sınıfı ile tam bir dayanışma içindedir. Bu yeni kanun, geçerse, haftada 60 saat, günde 12 saat ve “istisnai durumlarda” çalışmak zorunlu olacaktır. yıllık izin, ücretli izin ve diğer işçi hakları da doğrudan tehlike altında bulunmaktadır.

 

El Khomri'nin yeni kanunu işçilerin aleyhine “patronların hukuku”nu dayatmaktadır. Bu işçi haklarına karşı derin bir saldırıdır. istihdam yaratacağı iddiası doğru değildir, ancak otomatik olarak işsiz arkadaşlarının konumunu kullanarak mevcut çalışanların aleyhine bir konumlanış yaratacaktır. Ki bu ülkede işsizlik oranı yüzde10'dur!

 

İşçiler ve gençlerin 170'den fazla şehirde bir milyondan fazla katılımcı ile, süresiz grev, petrol rafinerileri idareleri, okulların işgali, ile çeşitli ulusal seferberlikleri bu yasayla mücadele konusundaki kararlılıklarını göstermektedir ve meydanlar, militan gösteriler, vb. sendikalar, başta CGT, göçmen ve gençlik örgütleri ile birlikte mücadele ön plandadır.

 

Zorla bastırılma ihtimallerini de unutmamak gerekmektedir. Yani işçi taşıma ve stratejik şirketlerin blok halinde sonbaharda altı hafta süre genel grevi 1995ten bu yana Fransa'da sınıf mücadelesinin büyük ifadesidir, öğrencilerin okullarını işgal polis tarafından, belgesiz göçmenler ve başarılı işgal onların çalışma durumuna ayarlanmasını gerektiren emek Genel Müdürlüğü vb Paris'te,

 

El Khomrī emek kanunu bir kez daha Hollande sosyal-demokrat gerici hükümetinin anti-sosyal karakterini derinden ortaya koymaktadır. Bu hükümet Mali ve Orta Afrika Cumhuriyeti'nin işgalinden, Suriye bombardımanına Fransa'ya gelen işçiler, gençlerin göçmen düşmanlığının körüklenmesi için her şeyi yapmış, Müslüman karşıtı yasaları uygulamış, derinden anti-demokratik "olağanüstü hal" durumunu uygulamış ve şimdi patronların kanunu demek olan yeni yasayı geçirmeye çalışıyor.

 

Irkçı ve gerici Milliyetçi cephenin her zaman güçlü olması şaşırtıcı değildir. Sosyal Demokratların sol kanadının barizbir biçimde kapitülasyonlara göz yumması ve reformist Sol Cephe'nin, emperyalist saldırganlığı için devlete verdiği desteğin sonuçları Holland hükümetinin kemer sıkma politikalarını, ırkçı ve otoriter ideolojinin güçlenmesine meşruiyet verdi ve bu durum onları kaçınılmaz olarak güçlendirmektedir.

 

Avrupa'nın yalnızca Nato bombaları, dikenli teller, ırkçılık ve kemer sıkma politikaları olmadığı gösterilmek zorundadır - El Khomrī yasasına karşı kitle hareketinin, militan grev, ablukalar ve işgallerle başka bir Avrupa için mücadelede kitlelerin istekli olduğunu göstermektedir. İhtiyacımız olan İşçilerin ve ezilenlerin beraberce inşa edecekleri bir Avrupa Birleşik Sosyalist Devletidir. Ama böyle bir Avrupa'nın Solun bir kısmı, stalinistler ve reformistler tarafından Avrupa Birliği emperyalizmine karşı direnişten anladıkları sadece milliyetçilik oluyor.

 

Ayrıca, Fransa'da büyüyen bu hareketin Fransız emperyalistlerinin 2015 sonbaharından bu yana Avrupa çapında da yaygınlaşan Olağanüstü hal devleti,“ için Paris'teki gerici saldırıyı kullandığı” ve göçmen ve mültecilere karşı saldırılar, islamofobi ve demokratik hakların kısıtlanması ile devam eden karşı-devrimci saldırılarına ve özellikle Ortadoğu ve Kuzey Afrika'da yoğunlaştırdığı sömürge savaşlarına bir darbe oluşturacaktır.

 

Fransa'da bugün yaşanan kitle mücadelesi Avrupa'daki durumu değiştirme potansiyeline sahiptir- tek bir şartla Avrupa'nın geri kalanındaki işçi ve ezilenlerin Fransa'daki sınıf kardeşlerini yalnız bırakmamaları şartıyla. Bizler bu mücadelenin önlemini anlamak zorundayız, çünkü yalnızca kitlelerin gerçek bir işçi sınıfı alternatifi inşa edildiği zaman aşırı sağcı ırkçı yükseliş de durdurulmuş olacaktır. Özellikle Fransa'da işçi sınıfının kemer sıkma politikalarına saldırılara karşı mücadelesi işçi ve göçmen haklarının ortak bir programı ile birleştirilmelidir. Bizler bu doğrultuda Avrupa'nın geri kalanındaki sendikaları bu doğrultuda mücadeleye çağırıyoruz. Bu yürünecek bir yoldur!

 

İhtiyaç duyulan şey, sadece kapitalizmin sonuçlarına karşı değil, sistemin kendisine karşı devrimci sınıf partisinin öncülüğünde Fransa'da tüm ezilen insanların mücadelesini birleştirecek yeni bir stratejidir. Devrimci Fransa gençliği, genel olarak okullarda ve üniversitelerde, Müslümanlar ve göçmenlerin, farklı işçilerin mücadelelerini birleştirmeye çalışmalısınız. Aslında, biz içgüdüsel olarak işçiler tarafından yapılan ve ezilenlerle beraber bazı önemli ortak eylemler gördük!

 

Işçiler, gençler ve göçmenler fabrikalar, okullar, mahalleler, işyerleri, limanlar ve rafineriler kitlesel toplantılar için bu hareketi kullanmak da önemlidir. Bu toplantıları ülke genelinde demokratik hareketi organize edebilecek eylem komitelerini ve seçilmiş temsilcilerini oluşturmanız gerekir. Zenginlerin ırkçı bekçilerine karşı da özsavunma için komisyonlar oluşturulmalıdır. Kitlesel toplantılarda polisin gerçekleştirmek istediği saldırılara karşı hareket savunulmalıdır.

 

 

 

* El Khomrī yasası kaldırılsın!

 

* Hükümet Yasayı Geri Çekene Kadar Süresiz Genel Grev!

 

* Okullarda Fabrika ve İşletmelerde Eylem Komitelerini Kurun.

 

* Bürokrasiye karşı sendikalarda bir taban hareketi için polis şiddetine karşı hareket! Savunmak için işçilerin, gençlerin ve göçmenlerin öz-savunma birimleri oluşturun!

 

* Olağanüstü Hal Rejimi Kahrolsun! Beşinci Cumhuriyet'in Bonapartist Anayasası Aşağı!

 

* İşsizliği sona erdirecek ve işçilerin ve yoksulların çıkarlarını gözetecek bir kamu planı. Sadece finansmanının zenginler tarafından ödeneceği ve İşçi sınıfının tam bir denetiminin sağlanacağı bir plan!

 

* İşçilerin, göçmenlerin ve gençlerin kitle meclislerine dayanan bir işçi hükümeti için ileri! Sadece böyle bir hükümet zenginlerin değil bizim sınıfımıza hizmet edebilir.

 

* Irkçılık ve kapitalizme karşı mücadelede gerçekten Devrimci bir işçi partisini inşa edelim!

 

* Yeni bir devrimci Beşinci Enternasyonal İçin İleri!

 

 

 

 

 

Avrupada sınıf mücadelesinin bizim tarafımızdan analizi için biz CCRI, diğerlerinin yanı sıra, aşağıdaki belgeleri okuyuculara tavsiye eder:

 

* Büyüyen istikrarsızlık ve Avrupa Birliği'nin militarizasyonu. Paris, 12.08.2015 terörist saldırı sonrasında Avrupa'da açtı yeni siyasi aşamasında devrimcilerin görevleri,http://www.thecommunists.net/worldwide/europe/militarism-in-eu/

 

* İngiltere: Cameron hükümetini devirmek için genel grev! Bir işçi hükümeti için! Kurucu Meclis! yakından gerçek anlaşma ile bağlı bozuk Parlamentosunu, Fight! Halkları ve eylem komiteleri Yapı Meclisleri tüm ülke çapında mücadele organize etmek! 2016/04/14, http://www.thecommunists.net/worldwide/europe/bring-down-cameron/

 

genel seçimden sonra İrlanda'da * Kriz ve sınıf mücadelesi, 2016/03/22, http://www.thecommunists.net/worldwide/europe/elections-ireland/

 

* Yunan seçimleri SYRIZA Reformer için zafer sonuçlanır. merkezi görevi şimdi yaklaşan savaşlar hazırlanmak ve devrimci bir programla yeni bir işçi partisi taklit etmektir! 2015/09/22,http://www.thecommunists.net/worldwide/europe/syriza-victory/

 

* Mülteciler Avrupa kapılarını aç! İşçi ve Viva Uluslararası Dayanışma kötü! Emperyalizm kale AB ile aşağı! İşçiler ve Köylüler Cumhuriyetler inşa etmek için Arap devriminin Sonraki! 2015/09/15,http://www.thecommunists.net/worldwide/europe/refugees-are-welcome/

 

* Emperyalist dünya ekonomisi ve siyasetinde derinleşen krizin ışığında Sınıf Mücadelesi için Beklentiler.Daha sonra, dünya durumunu ve görünümünü son önemli gelişmeler Üzerine Tezler (Ocak 2015),http://www.thecommunists.net/theory/world-situation-january-2015/

 

* İslam-Daesh Devlet terörü emperyalist korku sonucudur! Biz Avrupa'daki Müslüman insanlara karşı Acil ve baskı herhangi bir devlete karşı var!Http://www.thecommunists.net/home/portugu%C3%AAs/terror-bruxelas/

 

* Paris'te Terörist Saldırısı Ortadoğu'daki emperyalist terörün sonucudur Http://www.thecommunists.net/home/portugu%C3%AAs/terror-em-paris/

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

20 Haziran Dünya Mülteciler Günü İle İlgili Uluslararası Eylem Günü için Ortak Çağrı

Mülteciler İçin Avrupa'nın Sınırları Açılsın! Arap Devrimleri İle Dayanışmaya!

15 Haziran 2016 Çarşamba, http://dorduncublok.blogspot.co.at/2016/06/multeciler-icin-avrupann-snrlar-aclsn.html

 

 

 

- Biz, imzacı örgütler, 20 Haziran'da Dünya Mülteciler Günü Dolayısıyla Uluslararası ortak bir eylem için biraraya geliyoruz. Birlikte acımasız diktatörlükler, çok uluslu şirketler ve Büyük Güçler saldırılarının yıkıcı sonuçları sonucunda yurtlarını terk etmek zorunda olan mülteciler ile koşulsuz dayanışmamızı ifade ediyoruz:

 

* Avrupa'da şovenizme ve militarizme karşı mücadeleye!

 

Mültecilere sınırları açın! Fransa'da olağanüstü hali kaldırın! Avrupa sokaklarında militarist orduların yeri yok! İslamofobik ırkçılığa karşı Müslüman göçmenleri savun! Filistin'le dayanışma yanlısı aktivistlerin suçlamaları kaldırılsın! Sokaklardan ırkçı ve faşist güçleri süpürecek işçi ve göçmenlerin hareketlerinin ve kitle örgütlerinin birleşik cephesi için ileri!

 

* Göçmenler için eşit haklar!

 

Eşit ücret ve tam vatandaşlık hakları! Eğitim ve kamu yönetiminde göçmenler ve ulusal azınlık dilleri için tam eşitlik! Tüm mülteciler ve tüm işsiz yerli işçiler için iş ile bir kamu işleri programı! Yerli işçiler ve göçmenler -ortak düşmana karşı birlikte mücadeleye: ABD, AB ve Rusya ile Orta Doğu ve Afrika'daki egemen sınıf diktatörlükleri !

 

Aynı şekilde Arap Devrimi ile dayanışmamızı ifade:

 

* Kahrolsun Suriye, Mısır, Irak, Körfez monarşileri yanı sıra Tunus gerici rejimleri! Yabancı ve yerli düşmanlara karşı Arap Devrimini savun! Suudi Saldırganlık karşı Yemen halkının haklı mücadelesini savun! İsrail emperyalist Irkçı Rejimini Parçala- Filistin Direnişinin Zaferi için İleri! Kürt halkının Kendi Kaderini Tayin hakkı için ileri! Kahrolsun Gerici Daesh!

 

*Afganistan, Irak, Suriye, Yemen, Libya, Mali, ve Somali'de emperyalist saldırı ve savaşlara Son! Emperyalist NATO ve Rus güçleri ve yerel müttefiklerinin yenilgisi için! Biz emperyalist işgalcilere karşı mücadele edenlerin tarafındayız, ama milliyetçi ya da İslamcı güçlere hiçbir siyasi destek yok!

 

Biz proleter devrimcilerin, Sosyalist Devrimin yeni bir Dünya Partisi inşa etme mücadelesini acil bir ihtiyaç olarak gören ve bu mücadeleyi güçlendirmek için, birleşmek için, inşa yolunda atılmış bir adım olarak bu ortak uluslararası kampanyayı örgütleyelim.

 

 

 

Devrimci Komünist Uluslararası Eğilim

Dördüncü Blok (Türkiye)

Agrupación de Lucha Socialista (Meksika)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Kahrolsun Mezhepçi Terör ve Polis Devleti!

RCIT (Devrimci Komünist Uluslararası Eğilim), Dördüncü Blok, 30.6.2016, www.thecommunists.net, http://dorduncublok.blogspot.com/

 

 

 

 

İstanbul Atatürk Havalimanına 28.06.2016 tarihinde Işid isimli islamcı-faşist barbar çeteleri tarafından apaçık ve gözüdönmüş bir katliam gerçekleştirildi. Bugün bu katliamın son rakamlarına göre yaşamını yitirenlerin sayısı 42'ye yaralı insanlarımızın sayısı ise 250 ye yükseldi. Barbarlıkta ve vahşette emperyalist efendilerinin ve egemen güçlerin gözüne girmekte sınır tanımayan bu vahşi örgütün katliam halkasının ne ilk ne de son eylemi olacağı apaçık görülmekte.

 

Ortadoğu'yu bir ateş çemberine çeviren dev emperyalist güçler ve onların yerel ayakları Suriye'de, Irak'ta ve Yemen'de hergün yoksul emekçi insanların evlerine ateşler düşürüp canlarını vahşet tablolarıyla almaktan geri durmuyorlar. Özellikle yükselen "Arap Baharı"nın devrimci coşkusunu kendi lehlerine döndürmek için emperyalist güçler ve yerel işbirlikçileri mezhepçi çatışmaları körüklemekten geri durmuyorlar ve karşımızda esasen her din ve mezhepten ezen-sömürgeci güçlerin bu mücadelesinde sınır tanımayan bir barbarlık da beraberinde eşlik etmiş oluyor.

 

Akp-Erdoğan kliğinde ifadesini bulan Sermaye diktatörlüğünün özellikle Suriye minvalinde bu mezhepçi terörün ve vehşetin açık bir suç ortağı ve destekçisi olduğu ortadayken gelinen noktada yeniden "mazlumu" oynamaya çalışmaları esasen yaşanan saldırıların da esas faillerinin ve emir verenlerinin kimler olabileceğini gözler önüne apaçık bir şekilde koymaktadır.

 

Bu saldırının ardından zaten giderek baskısını artttıran ve otoriterleşen Erdoğancı Diktatörlüğün yeni güvenlik politikalarına döneceği ve baskının doruğunu giderek arttıracağı apaçık bir gerçeklik olarak karşımıza çıkmaktadır.

 

Erdoğan diktatörlüğü bu saldırının esas failidir ve bu saldırıyı sömürerek kendi diktatörlüğünü güçlendirmeye, giderek ülkeyi tam anlamıyla açık bir polis devletine dönüştürmeye, Kürdistan'da her geçen gün artan yoksul ezilen kardeşlerimize yepyeni katliamlarını meşrulaştırmaya ve bütün demokratik haklarımızın ellerimizden alınmasını sağlayan bir saldırıyı beraberinde getirecektir. Bütün bu saldırılarla yepyeni bir korku dalgası yaratı bizleri sindirmek istedikleri çok açıktır.

 

Bütün bu saldırıları durdurmanın yolu bellidir. Korkacağız belki ama Diktatörküğe karşı haklarımız için mücadele etmekten yaşamımız ve geleceğimiz için sokaklara çıkmaktan geri durmayacağız. Yepyeni bir "haziran" rüzgarını daha örgütlü ve birleşik biçimde sokak sokak, fabrika fabrika, ev ev, komitelerimizle eylem birliklerimizle, direniş platformlarımızla, işçi inisiyatiflerimizle sokakları fethedip işçi sınıfının iktidarı ile taçlanmış özgür bir ülkeyi komünist bir dünyaya büyüyen dev bir özgürlük selini büyüteceğiz. 

 

- AKP-Erdoğan istifa!

 

- Komitelerde Örgütlen mücadele et

 

- Sermaye dikatatörlüğünü yenmek için Devrimci cephede birleşelim

 

- Devrim için Devrimci Parti

 

- Yeni devrimci bir dünya partisini inşa edelim Sömürücülerin iktidarını yıkalım!

 

- Komünist Bir Dünya Kuracağız!

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Türkiye: Tutuklatilan HDP lideri derhal serbest bırakılsın!

Tüm siyasi tutuklular için özgürlük! Kürdistana kendi ulusal kaderini tayin hakkı! Erdoğan polis devleti Kahrolsun!

 

Sınıf Savaşı (RCIT Türkiye kolu), 6.11.2016, http://sinif-savasi.blogspot.com

 

 

 

Başkanı Selahattin Demirtaş ve Yönetim Kurulu Başkanı Figen Yüksekdağ da dahil olmak üzere, 3 ve 4 Kasım gecesi, Türk devleti, Halkların Demokratik Partisi (HDP, Halkların Demokratik Partisi) 11 üyesini tutukladı. HDP, kürt halki ile ve genel olarak işçi sınıfının en ileri ve en radikal katmanları ile yakın bağlantılari nedeniyle, Erdoganin polis devleti icin bir hedef olmustur. Mayıs ayında bu yıl, Türk parlamentosunun neredeyse tüm HDP milletvekili dokunulmazlığı kaldırıldı.

 

Sinif Savasi (RCIT nin Türkiyedeki kolu), Türk devletinin siyasi özgürlüklere, demokratik haklara ve Kürt halkina karsi yapmis oldugu, ve yapacak oldugu bu saldirilari kiniyor. Genel olarak konuşursak, onlar diktatör Erdogan polis devletinin siyasi düşmanlarına karşı olusturulan dairenin bir parçasıdır.

 

Biz HDP yi sol reformist ve kücük burjuva partisi olarak degerlendiriyoruz. Bu devrimci partinin gölgesi bile, Türkiye devletinin demokratik haklarini mezara gömmeye yeter. Fakat HDP yi siyasi olarak elestirmemize ragmen, HDP üyelerini ve sempatizanlarini gercek Teröristlere karsi - Türk devleti - savunuyoruz.

 

Irak ve Suriyeye bombalamak isteyen Emperyalist devletlere bomba üslerini sunan, yaklasik son yüz yil icinde yüzlerce Kürt ve eylemcileri öldüren ve iskence eden, cok yakin zamanda terörist Israil devletiyle diplomatik iliskiler icerisine giren, Kürt halkinin özgürlük mücadelesine engel olmak icin Suriyenin kuzeyi ve Iragi isgal eden Türk devletinin, HDP yi "Terörist" ilan etmesi sacma !

 

HDP ile zayif baglantisi olan PKK, Türkiye devleti ve bati Emperyalist devletlerince "Terörist Kurulus" olarak görülüyor. Kücük-burjuva ve milliyetci PKK'yi, bu suclamalara karsi, kosulsuz olarak savunuyoruz, cünkü Kürt halkinin özgürlük savasi icin dogmus bir yapidir. Fakat belirtmek isteriz ki, PKK nin sürdürmüs oldugu gerilla taktiklerine ve bireysel bombalama stratejilerine karsiyiz. Bizim istedigimiz sey, isci sinifi, kent yosullari ve ciftcilerin toplu mücadelesidir

 

Devrimciler olarak biliyoruz ki, bölgedeki en büyük terörist kurulus, milyonlarca insanin ölümüne imza atmis emperyalist NATO birligidir. Türkiye 1952 den beri, nerdeyse bu terörist birligin kuruldugu tarihten beri, bu birligin bir üyesidir. Sinif Savasi olarak NATO askerlerinin ülkemizden derhal cekilmesi ve sinir disi edilmesini istiyoruz.

 

Erdogan, Türkiyede cikan büyük zorluklara karsi bir "Yatistirma" politikasi yürütüyor, bu yüzden de siyasi muhaliflerini hapse atmaktan hic cekinmiyor. Bu ise bir güc degil, aksine zayifliktir. Ilerde Türkiyede olacak karisikliklar icin hazirlikli olmak önemlidir. Siyasi durumlarin istikrarsizligi göz önüne alindiginda, devrimcilerin iscileri ve ezilenleri organize etmek adina, göstermis oldugu bütün cabalar meyvesini verecektir.

 

Sınıf Savaşı kurtuluş mücadelesinde Kürt halkı ile birlikte omuz omuza duracak. Devrimcilerin, birlesik bir cephe kurulmasi ve devrimci savasin sürekliligi icin, HDP ile birlikte yürümeleri ve onlarin mevcut potansiyellerini kazanmalari cok önemlidir.

 

Temel görevimiz, yapilan haksizliklara karsi isci sinifini cok uluslu devrimci bir Parti catisinda toplamak. Su an gerekli olan sey, Kürt halkinin demokratik haklarinin ellerinden alinmasina karsi toplu protestolar ve grevler yapmaktir.

 

Sadece devrim bizi kurtarabilir!

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Emekçiler gelecekleri için Grev yasaklarına Sömürü düzenine Sermaye Uşaklarına #HAYIR DİYOR!

Download
SiSa - Flyer DISK-Metal.pdf
Adobe Acrobat Document 2.8 MB

Sınıf Savaşı, 20.01.2017, http://sinif-savasi.blogspot.com, akintiyakarsi5.blogspot.com

 

 

 

Akp_Erdoğan diktatörlüğü sermaye sınıfının hizmetinde olduğunu bir kere daha göstermiş oldu.

 

Ohali esasen milyonlarca işçi-emekçi ve ezilenin yaşamını cehenneme çevirmek için ilan eden sermaye diktatörlüğü Disk Birleşik Metal İş sendikasının 4 il ve 11 fabrikada gerçekleştirdiği grev hareketini "60 gün süreyle" erteledi.

 

Onlar istiyorlar ki rahatça sömürü ve zulme devam edebilsin, kimsenin sesi çıkmasın.

 

Zira Erdoğan ne diyordu sermayedarlara muhtarlar toplantısı yaptığı zaman : " Bakın grev mrev, gösteri yok!" .

 

Şimdi tüm işçi emekçiler,  hak alma eylemlerini keyfiyetle engelleyen sermayenin bu aşağılık saldırısını birleşik militan bir direnişle, kitlesel bir grevle boşa çıkartmalıdırlar!

 

Ohal'e, diktatörlüğe ve başkanlığa hayır!

 

Grev yasaklarını parçalayalım!

 

Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiç birimiz!

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

GREV HAKKI, EKMEĞİ, ONURU İÇİN DİRENEN METAL İŞÇİLERİNİN YANINDA SAF TUT; SERMAYE VE UŞAKLARINDAN HESAP SOR; DİKTATÖRLÜĞE VE SÖMÜRÜYE, HAYIR DE!

Sınıf Savaşı (Uluslararası Devrimci Komünist Eğilim'in Türkiye ayağı [RCIT]), 23.01.2017, http://sinif-savasi.blogspot.com, akintiyakarsi5.blogspot.com

 

Download
SiSa - Flyer DISK-Metal_23.1.pdf
Adobe Acrobat Document 6.5 MB

 

 

20 Ocak tarihinde Ohal fırsatı ve “Güvenlik” bahanesiyle hakları ve gelecekleri için Grev kararı alan Disk-Birleşik Metal İş'te örgütlü metal işçilerinin 4 il ve 13 fabrikadaki grevleri 60 gün süreyle yasaklanmıştı.

 

Sermaye'nin uşağı olduğunu her eylemiyle yeniden ve yeniden gösteren Çakma kabadayı 'diktatör' bozuntusu ve emekçi düşmanı hükümetleri, bu yasakla ekmeği ve onuru için mücadele eden, mücadele etmekten başka çaresi olmayan metal işçilerini susturbileceğini sandı.

 

Fakat yanılıyorlardı. Yanıldıklarını Birleşik Metal İş sendikası kararı tanımadıklarını ifade ettiği açıklamasıyla gösterdi.

 

İşte bu Sermaye sınıfına ve onların bekçiliğini yapanlara atılmış büyük bir şamar yapılmalı. Zira diktatörlük heveslisinin “başkanlık” oyununu da dize getirecek olan işçi sınıfının küçücük bir hareketi bile sermaye diktatörlüğünü ürkütmeye yetmiş bulunmakta.

 

Şimdi görev ekmeği ve geleceği için grev yasaklarını grev ve direnişlerle parçalayan metal işçilerine omuz vermek, destek olmak, sokak sokak dayanışma komitelerini örgütleyip, direnişi büyütmekten geçmektedir.

 

İşte o zaman “işçi tulumunu giymiş hürriyet” diktatörlüğü ve sömürüyü parçalayıp “ekmek, gül ve hürriyet günleri”ni kurmuş olacaktır.

 

Sermayeye, AKP'ye Diktatörlüğe ve Başkanlığa Hayır De!

 

Özgürlük Savaşan İşçilerle Gelecek!

 

 

 

Sınıf Savaşı

 

23.01.2017

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

GELECEĞİMİZ VE HAKLARIMIZ İÇİN BAŞKANLIĞA HAYIR; METAL İŞÇİLERİNİN AÇTIĞI YOLDAN DİKTATÖRLÜĞÜ PARÇALAMAK İÇİN İLERİ

Download
SiSa - Flyer DISK-Metal_25.1.pdf
Adobe Acrobat Document 3.5 MB

 

Sınıf Savaşı (Uluslararası Devrimci Komünist Eğilim'in Türkiye ayağı [RCIT]), 25.01.2017, http://sinif-savasi.blogspot.com, akintiyakarsi5.blogspot.com

 

 

Birleşik Metal İş üyesi metal işçileri Akp-Erdoğan Diktatörlüğünün Grev yasaklarını Fiili, meşru grevlerle alanlarda parçaladı EMİS patronlarını yenilgiye uğrattı.

 

Metal işçileri bizlere aslında amacına ve geleceğine sıkı sıkıya bağlı ve geri adım atmayan bir mücadelenin başarısız olmayacağını göstermiş oldu.

 

Şimdi tüm toplum olarak sıra bizde. Zira adına başkanlık denilen bu yeni faşizmin onaylanması sürecinde geleceğimiz, yaşamlarımız, sermayenin bekçisi olan “biz”den gözüküp yaşamlarımızı Yerli ve yabancı parababalarına peşkeş çeken bir “tek adam” olma sevdalısının iki dudağının arasına bırakılacak.

 

Yaptıkları yapacaklarının teminatı: 5 liraya varan dolar, yoksulluk, işsizlik, bir günü bir gününü tutmayan tutarsızlıklarla örülü devlet “yönetimi”, patlayan bombalar, parçalanan hayatlar...

 

evet elbetteki bundan öncesi güllük gülistanlık değildi. Ancak bu daha hızlı bir karanlığın önünü açacak.

 

Zaten sınırlı olan demokratik haklarımız tamamen ellerimizden alınacak. İşimiz ve geleceğimiz için kaderimiz onların ellerine verilmiş olacak;

 

İşta buna izin vermeyelim, buna karşı güçlü bir HAYIR çıksın. Sokaklarda, alanlarda tek ses tek yumruk sermayenin diktatörlüğünün elimizden almaya çalıştığı haklarımız için HAYIR diyelim!

 

 

 

Geleceğin, Yaşamın ve Hakların için

 

Diktatörlüğe, Başkanlığa HAYIR!

 

Kurtuluş Devrimdedir!

 

 

 

Sınıf Savaşı

 

25.01.2017

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Devrimci Platformda Ortak Mücadele ve Birlik için Acil Çağrı

Tüm Gerçek Devrimcilere, Devrimci Bir Dünya Partisi’nin Oluşumunu İlerletmek Amacıyla Ekim Devriminin 100. Yılında Uluslararası Bir Konferans Toplanması İçin Açık Mektup

 

Enternasyonal Devrimci Komünist Eğilim (RCIT/EDKE) Tarafından Çıkarılmıştır, 09.01.2017, www.thecommunists.net

 

 

 

Yoldaşlar, Kardeşler! Bu tüm gerçek devrimcilerin birleşmesi için acil bir çağrıdır. Birleşelim, böylelikle saldırgan gerici yöneten sınıfa karşı mücadeleci bir liderliğin inşasını ilerletelim. EDKE(RCIT) mevcut dönemde bu görevi en önemli görev sayıyor ve dünyanın çapındaki tüm ülkelerdeki devrimcilerin adanmışlığına ve ciddiyetine gereksinim duyuyor.

 

Şimdi bu görev hakkında direkt olarak konuşalım. ABD ve Rusya’nın Orta Doğu ve Afrika’da sözde “terörle savaşına” sempati duyanlar, Esad’ın Şam’ı katilce alışına “galibiyet” diyenler, Mısır askeri diktatörlüğünün muhaliflerine karşı uyguladığı baskıları hoş görenler, Çipras ve SYRIZA liderliğindeki Yunanistan’ın Ab memorandumunu uygulamasını “gerçekçi” bir politika olarak görüp onları övenler; sizlere önerimiz, bu çağrımızı okumaya devam etmeyin. Çünkü sizin için sadece vakit kaybı olacaktır.

 

Fakat aranızda Batı ve Doğudaki bütün büyük güçlerin saldırılarına karşı savaşta karalı olanlar; işçi ve ezilenleri emperyalistler ve onların yerel uşaklarına karşı savunmaya hazır olanlar; işçi hareketleri içinde, sınıfımızın direnişini boğmaya çalışan burjuvaziye karşı savaşmaya hazır olanlar; size şunu söylüyoruz: önerimizi dikkatlice değerlendirin ve gelin güçlerimizi kapitalizm ve emperyalizme karşı direnişi yürütecek ve dünya çapında sosyalist devrim getirecek bir Devrimci Dünya Partisi için şimdi birleştirelim.

 

2017 Bolşevik Parti tarafından yönlendirilen işçi ve köylülerin güce geldiği modern tarihteki en önemli olay olan Ekim Devrimi’nin 100. yıldönümüdür. Bununla birlikte bu yıldönümü bize 1917’ye tezat teşkil edecek şekilde bugün Bolşevik Parti gibi bir partinin olmayışını da hatırlatıyor.

 

Biz tüm gerçek devrimcileri birleşmeleri için çağırıyoruz çünkü bugün esas problem mücadele veyahut işçilerin ve ezilenlerin direnişi olmayışı değildir. EDKE/RCIT’nin en son çıkardığı World Perspective belgesinde de bahsettiği üzere kapitalist sistem çürümektedir ve sistemin politik, askeri, ekonomik çelişkileri hızlanmaktadır. Emperyalist sistemin derin krizi sıklıkla kitle mücadelelerini ve devrimleri kışkırtmaktadır. Buradaki esas nokta ise devrimci liderliğin olmayışı ve dolayısıyla halk örgütlerinin ve işçilerin Stalinistlerin, sosyal demokratların, Castro-Çavezcilerin, küçük burjuva popülistlerin veya İslamcı hareketlerin egemenliği altında oluşudur. Bununla birlikte bu yanlış önderlikler ya çok yozlaşmış ve halk mücadelesini makam veya imtiyazlar karşılığında satıyorlar ya da dürüst ve adanmışlar ancak bireysel kahramanlığı da harmanlayarak, kitlesel seferberlik ve devrim örgütlenmesini kendi kendini engelleyen bir elitist ve militarist anlayışla değiştiren strateji kuruyorlar. İkincisinin daha dürüst bir versiyon olduğunu söyleyebiliriz ancak yine de çıkmaz bir stratejidir.

 

Sonuç olarak, kapitalizmin çürümesi, işçi sınıfı ve ezilenlerin geleneksel kitle örgütlerinin derin kriziyle yakından bağlantılıdır. İşçilere ve ezilenlere gerçeği söylemeliyiz ki: devrimci olmayan bu tür güçler tarafından yönlendirilmeye devam ettikleri müddet, mücadeleleri bir çıkmazla veya tamamen karşı devrimle son bulmaya mahkumdur.

 

Bundan çıkarılacak sonuç kitlelerin kibirli anlatımı ve mücadelelerinden pasif kaçınılması değildir. Bu gibi çıkarımlara sadece bağnazlar ve hainler başvurabilir. Birisi ancak kardeşlerimizin yöneticilere karşı tekrar tekrar katıldığı gibi sınıf savaşlarına aktif olarak katılırsa o zaman devrimci olarak hareket edebilir. Halk mücadelelerine bu şekilde katılmak önemlidir, hele ki kitlelerin önderliği devrimci değilse daha da önemlidir. Yanlış liderliklere sürekli meydan okumak oldukça önemlidir; bu meydan okumalar yalnızca kitlesel mücadelenin içinden yapılabilir, asla dışarıdan yapılamaz.

 

Gerçek devrimciler halk mücadelelerine bu tür aktif katılımları devrimci taktik ve sloganlar için acımasız propaganda ve galeyanla, yanlış önderliklere ve bürokratlara karşı sürekli politik savaşla, devrimci partide yorulmak nedir bilmeden en militan ve en bilinçli işçileri yahut ezilenleri organize etme gayretiyle (Veya ilk adım olarak bir parti öncesi çekirdeği) birleştirmelidir.

 

Kapitalizmin politik, ekonomik ve askeri yapısı her zaman uluslararasıdır ve zorunlu olarak küresel işler, bundan ötürü de işçi sınıfının organizasyonu ve mücadelesi de sadece uluslararası olabilir. Bir devrimci parti kurmak için yapılan her türlü sınırlı, salt ulusal çaba hem siyasi hem de örgütsel olarak yozlaşmaya mahkumdur. Gerçek Marksistler Devrimci Dünya Partisi kurmak için yorulmadan çalışmalıdırlar aksi durum ise ana görevlerinde başarısız olduklarını söyler!

 

İlk dört Enternasyonel’e ve Marks, Engels, Lenin, Luxemburg ve Troçki’nin öğretilerine dayanan yeni bir Devrimci Dünya Partisi tek bir hamle ile kurulamaz. Böyle bir Enternasyonal, işçilerin ve ezilenlerin mücadelelerinde test edilmelidir. Bununla birlikte, şu anki boyutundan bağımsız olarak, bir dünya partisi için çekirdeğin örgütlenmesi başlayabilir ve hatta derhal başlatılmalıdır. Başkalarının bu işi yapmasını beklemek pasif ve alaycı bir tutumdur, sadece müdahale etmek ve ulusal ölçekte olduğu kadar uluslararası ölçekte de toplu halde hareket etmek devrimciye layıktır.

 

Acilen bütün gerçek devrimcileri, Devrimci Dünya Partisinin kuruluşu ilerletmek ve sınıf mücadelesini tartışmak için somut bir platform kurmaları için derhal bir araya gelmeye çağırıyoruz. Bu doğrultuda somut bir ilk adım olarak EDKE/RCIT olarak, ilgilenen kişilerle birlikte Ekim Devrimi’nin 100. yıldönümü olan 2017’de uluslararası bir konferans düzenliyoruz. Bu konferans Devrimci Dünya Partisinin kurulmasına yönelik olan ortak bir çalışmanın temelini oluşturacaktır.

 

Uluslararası devrimcilerin örgütlenmesi için böyle ortak bir girişim için bir araya gelmek, yalnızca dünyada mevcut sınıf mücadelesinin kilit siyasi sorunlarına ilişkin anlaşmalara dayanarak mümkün olabilir. Daha önce de belirttiğimiz gibi; World Perspective belgesinde, EDKE/RCIT aşağıdaki konuları şu anki politik duruma ait birkaç temel taşları olarak görüyor:

 

a)            Emperyalist büyük güçler (ABD, AB, Rusya, Çin ve Japonya) arasındaki yükselen rekabeti tanımak. Eğer, kapitalist krizin mevut dönemde itici dinamiklerini anlamak ve doğru bir yer edinilmek istenirse bunu yapmanın yolu; sadece ABD, AB ve Japonya’nın değil, ortaya yeni güçler olarak çıkan Rusya ve Çin’in de emperyalist karakterinin tanınmasıdır. Bu konuda doğru bir programa ulaşmanın, devrimci bozgunculuk(revolutionary defeatism)yani tüm emperyalist güçlere karşı tutarlı bir mücadele perspektifine ulaşmanın yolu ancak budur. Bu devrimcilerin “Esas düşman yurdumuzda” sloganıyla emperyalistler arasındaki çatışmalardaki herhangi bir büyük gücü desteklemeyi reddettiği anlamına gelir.

 

b)            Emperyalizme karşı tutarlı bir mücadele. Devrimciler emperyalist devletlere karşı ezilenleri temsil eden güçlerin bu devletlere karşı olan çatışmalarının ve zaferlerinin, ezilenlerin devrimci olmayan önderliklerine (küçük burjuvacılar, İslamcılar, milliyetçiler) karşı herhangi politik destek vermeden, yanındadırlar. Hem emperyalist güçlerin içindeki (örnek olarak Rusya’daki Çeçenler) hem de dışındaki savaşlarda (örnek olarak Afganistan, Suriye, Mali, Somali) bu durum geçerlidir. Aynı şekilde, devrimciler, emperyalist ülkelerde sınırların açılması, azınlıklar ve göçmenler için tam eşitlik için mücadele etmek zorundadırlar. Dahası, devrimciler herhangi bir çatışmada iki emperyalist kamptan herhangi birine destek vermeyi reddetmelidirler. (Örneğin Brexit vs Ab, Clinton vs Trump)

 

c)            Arap Baharına sürekli destek. Tunus, Mısır, Libya, Suriye, Yemen ve diğer ülkelerdeki kitlesel halk ayaklanmaları, 2008’deki yeni tarihsel dönemin başlangıcından itibaren şimdiye kadarki en önemli ve ilerici sınıf mücadelesi girişimi olmuştur. Devrimci bir liderlik eksikliği göz önüne alındığında, kitleler, Temmuz 2013’de Mısır’daki General Sisi darbesi ya da Suriye halkının Esad ve onun dış destekçileriyle beraber yapageldiği katliamlar gibi birçok korkunç yenilgilere uğradılar. Bununla birlikte devrimci süreç hala devam ediyor ve bu süreç Suriye, Yemen, Mısır, Fas gibi devam eden halk direnişlerine e yansıyor. Gerçek devrimci güçler diktatörlüklere ve gerici güçlere karşı bu halk mücadelelerine koşulsuz destek vermeli fakat yine bunların devrimci olmayan önderliklerine politik destek vermeden.

 

d)            Demokratik haklara yönelik gerici saldırılara ve kemer sıkma politikalarına karşı olan halk hareketlerine katılım. Devrimciler, devrimci olmayan liderliklerinin bahaneleriyle kitlesel mücadelelere katılmayı reddeden her türlü tarikatçı yaklaşıma karşı çıkarlar. Bunun yerine reformist veya popülist güçler tarafından yönlendirilen köylü ve işçilerin kemer sıkma politikalarına (örneğin, sendikalar, köylü ve kentli yoksulların toplu örgütleri, ayrıca Meksika’daki MORENO, Yunanistan’daki 2015’den önceki SYRIZA, İspanya’daki PODEMOS gibi siyasi partiler) veya anti demokratik darbelere, diktatörlüklere (PT, CUT, Brezilya’daki MST, Mısır’da İslamcılar, Suriye’deki isyancılar) karşı mücadelelerine birleşik cephe taktiklerini uygularlar. Böyle bir yönelim, her türlü popüler-faşizm ve küçük burjuva popülizmine karşı tutarlı bir mücadele ile birleştirilmeli ve işçilerin, köylülerin devrimci olmayan liderliklerinden koparılarak bağımsız ve devrimci bir İşçi Partisi kurmasına önayak olmalıdır.

 

Bununla birlikte, bu hususlar üzerine anlaşma ancak yoğun bir ortak tartışma ve ortak eylemler aşamasına başlangıç noktası olabilir. Katılan örgütler arasında çekişmeli ve hatta sert tartışmalar çıkarabilecek bir ortak Marksist teori anlayışı ve programı geliştirmek önemlidir. Böyle ortak bir programatik anlayış pratikte ortak faaliyetlerle test edilmelidir.

 

Dolayısıyla, yeni bir Devrimci Dünya Partisi kurulmasına yönelik olarak dürüstçe çaba sarf eden tüm örgütleri, bu programatik kalıplar temelinde güçlerini birleştirmeye davet ediyoruz. Somut olarak EDKE/RCIT, devrimcilerin böyle bir bakış açısı ile genel olarak hemfikir olan tüm güçlerin bir Ortak İletişim Komitesi oluşturmasını önermektedir. Böyle bir komitenin görevi, 2017’de siyasi ve örgütsel olarak bir Uluslararası Konferans hazırlamak olacaktır. Böyle bir konferansın amacı, Devrimci Dünya Partisinin oluşumunu ilerletmek için somut adımları tartışmak olacaktır.

 

EDKE/RCIT, devrimci militanlar arasında tartışma konusundaki temel belgeleriyle – özellikle yakın tarihte benimsenen Manifestosuyla- katkıda bulunuyor. Bununla birlikte, diğer kuruluşlardan gelen belgeleri incelemeye ve tartışmaya da eşit derecede hazırdır. Gerçek devrimcilerin bu belgeler temelinde Devrimci Dünya Partisinin kurulmasına yönelik ortak bir çalışma platformu hazırlayabileceklerine inanıyoruz.

 

Farklı geleneklerden ve deneyimlerden gelen kuvvetlerle ortak bir uluslararası organizasyon yaratmanın her zaman kolay olmadığını biliyoruz. Devrimciler çekişmeli tartışmalardan ve sınıf mücadelesinde farklı bir konumun test edilmesi gerekliliğinden korkmamalıdır. Farklılıklara karşı ciddi bir tutum – yani onları diplomatik olarak gizlemek yerine açıkça tartışmak- onları aşmanın dürüst ve verimli bir yoludur.

 

Aynı şekilde, birbirinden öğrenmek ve sistematik olarak daha yakınlaşmak için önceden ara aşamaları geçmenin gerekli olduğu durumu söz konusudur. Fakat şimdi bu tür bir süreci birlikte başlatmamız vazgeçilmezdir!

 

Yoldaşlar, toplu olarak Bolşeviklerin programatik ve organizasyonel derslerine dayanarak, toplu bir biçimde hareket edersek, ancak öyle 1917’de sosyalist Ekim Devrimi’nin mirasını onurlandırabiliriz. Kuşağımızın tarihsel göreviyle; ciddi bir kararlılıkla mücadele etmek için, kurtuluş mücadelesinde işçi sınıfının en önemli aracı olarak Devrimci Dünya Partisinin kurulması için güçlerimizi birleştirelim. Zaman ve enerji kaybetmeyelim. ŞİMDİ, BİRLİKTE İLERİYE GİDELİM!

 

Sosyalizm yoksa gelecek yok!

 

Devrim yoksa sosyalizm yok!

 

Devrimci parti yoksa devrim yok!

 

 

 

Bu açık mektubun genel görüşlerini paylaşan örgütleri ve aktivistleri, bizimle görüşmelerini ve fikirlerini, eleştirilerini bize göndermelerini isteriz ki böylece ortak tartışmalara ve işbirliğine yönelik somut adımları tartışalım: rcit@thecommunists.net

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Ortadoğu'da savaş kışkırtıcılığı: Tüm büyük emperyalist güçler ve kapitalist diktatörlükler yıkılsın!

 

Devrimci Komünist Enternasyonal Eğilim (RCIT) Ortak Bildirisi, Alkebulan Siyah Araştırmalar Okulu (Kenya), Pacesetters Hareketi (Nijerya), Pan-Afrikan Bilinç Rönesansı (Nijerya), Marksist Grup "Sınıf Siyaseti" (Rusya) ve Sınıf Savaşı (Türkiye) 13 Mayıs 2018

 

 

 

1. Şu anda özellikle önemli gelişmeler olarak, dikkate aldığımız noktalar:

 

i. Son on yılda Gazze'ye karşı üç savaşla yaşanan İsrail Apartheid devletinin Filistin halkına karsi acımasız baskısı;

 

ii. İsrail’in İran’a karşı bitmek bilmeyen saldırganlığı;

 

iii. ABD emperyalizminin İran'a karşı tehdidi, Trump'ın ABD'yi Tahran'la sözde “nükleer anlaşma” dan çıkarmasıyla bir kez daha tırmandı;

 

iv. Rus emperyalizminin ve Tahran rejiminin belirleyici desteğiyle Suriye halkına karşı kapitalist Esad rejiminin barbarca savaşması;

 

v. Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri tarafından Batı emperyalizminin desteğiyle Yemen'in gerici işgali.

 

2. Bu değerlendirmeye dayanarak, bu çatışmalarda net bir konuma sahibiz. 1 Mayıs 2018 tarihinde Ortak Bildirimin genel çizgisine uygun olarak (https://www.thecommunists.net/home/t%C3%BCrk/bir-mayis-2018/) pozisyonlarımız şunlardır:

 

i. ABD, Rusya, İsrail, Büyük Britanya ve Fransa'nın emperyalist kışkırtma ve saldırganlığı yıkılsın! Orta Doğu'daki tüm büyük güçler çekilsin! Ayrıca İran, Türkiye, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri vb. Bölgesel güçlerin saldırısını da kınıyoruz.

 

ii. Emperyalist güçler arasındaki her çatışmada - örn. ABD ve Rusya arasında – bir taraf tutmayı reddediyoruz. Her açıdan, klasik Marksist formülü temel alan bir yenilgi tavrı talep ediyoruz. "Asıl düşman kendi ülkendedir!"

 

iii. Siyonizm'e Hayır! Filistin halkının zaferi için İsrail'in yenilgisi!

 

iv. İsrail ile İran arasındaki tüm çatışmalarda, İran rejimine şiddetle karşı çıkmamıza rağmen, İsrail'in askeri yenilgisini ve İran'ın savunulmasını destekliyoruz.

 

v. İran'a karşı tüm emperyalist yaptırımlara karşıyız. Bununla birlikte, İranlı işçilerin ve ezilenlerin, dört ay önce kitlesel bir ayaklanmaya yol açan Tahran rejimine karşı mücadelesini destekliyoruz.

 

vi. Suriyeli işçilerin ve Esad rejimine ve Rus ve İranlı destekçilerine karşı ezilen halkların devam eden kurtuluş mücadelesini destekliyoruz. Kürt halkının kendi kaderini tayin hakkını da savunmaktayız. Ancak, küçük-burjuva, laik ve İslamcı güçlerin direnişinin önderliğine herhangi bir politik desteği de reddediyoruz.

 

vii. Suudi saldırganlığının yenilgisini ve Yemen halk direnişinin zaferini talep ediyoruz. Bununla birlikte, Hushi'lere herhangi bir siyasi desteğe karşıyız.

 

3. Emperyalist iktidarları destekleyen bütün güçleri – kendilerini yanlış bir sekilde "sosyalist" veya "ilerici" olarak adlandırsalar bile - kınıyoruz. Ne Batılı güçler ne de Rusya ya da Çin “küçük” bir kötülüktür! Hepsi uluslararası işçi sınıfı ve ezilen halkların düşmanlarıdır! Aynı zamanda, sadece insanların gerici işgalcilere ve diktatörlüğe karşı mücadelelerini (örneğin Suriye, Filistin, Yemen) desteklemeyi reddeden tüm “sosyalist” güçleri de kınıyoruz.

 

4. Dünyadaki işçileri ve halkları sessiz kalmamaya çağırıyoruz. Emperyalizme ve kapitalist diktatörlüklere ve işçi ve ezilenlerin kurtuluşuna karşı mücadelede bize katılın!

 

 

 

Imzasi bulunan kuruluslar assagida listelenmektedir:

 

Devrimci-Komünist Uluslararası Eğilim (Zambiya, Kenya, Pakistan, Sri Lanka, Yemen, Tunus, İsrail / İşgal Altındaki Filistin, Brezilya, Meksika, Aotearoa / Yeni Zelanda, İngiltere, Almanya ve Avusturya), www.thecommunists.net

 

Alkebulan School of Black Studies (Kenia), https://www.facebook.com/alkebulanschool/

 

Pacesetter Movement (Nigeria), Facebook: PACESETTERS MOVEMENT OAU

 

Pan-Afrikan Consciousness Renaissance (Nigeria), https://m.facebook.com/pacorenaissance/?ref=bookmarks

 

Marsist Grup "Sınıf Politikasi" (Russland), https://mgkp.github.io/

 

Sınıf Savaşı (Türkei), http://sinif-savasi.blogspot.com

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Küresel Ticaret Savaşı: Batı ve Doğu'daki Büyük Güçlerin Irkciligina Hayır!

 

Ne emperyalist küreselleşme ne de emperyalist korumacılık! İşçi sınıfının ve ezilen halkların uluslararası dayanışması ve ortak mücadelesi için!

 

Ortak Bildirisi Devrimci-Komünist Enternasyonal Eğilim (RCIT), Marxist Group ‘Class Politics’ (Rusya), Alkebulan School of Black Studies (Kenya), Sınıf Savaşı (Türkiye), Pan-Afrikan Consciousness Renaissance (Nijerya), Courant des Jeunes Penseurs Congolais (Kongo Demokratik Cumhuriyeti), 4 Temmuz 2018

 

 

 

1.             Batı ve Doğu'daki tüm büyük güçler arasında - ABD, Çin, Avrupa Birliği, Japonya, Rusya ve diğer emperyalist güçler - küresel bir ticaret savaşı ortaya çıkıyor. Büyük gücler arasindaki ekonomik yaptirimlar, ABD ve AB ulkelerinin Rusyaya karsi uyguladigi yaptirimdan bu yana - 2014 den beri- baslamis durumda. Halihazırda, Trump yönetimi, rakiplerine karşı daha da geniş kapsamlı yaptırımların uygulanması sürecinde ve bu da misilleme yapmaktadır. Küresel ticaret savaşının tırmanması, dünya ekonomisi ve çalışanların yaşam koşulları için feci sonuçlar doğuracaktır.

 

2.             Bu büyük bozulmanın arka planı, büyük güçler arasındaki artan rekabettir. Ekonomik yaptırımlar bu nedenle, emperyalist rekabetin er ya da geç askeri gerilimlere ve çatışmalara yol açacağı bir ifadesidir. Bu koşullar altında Büyük Güç şovenizminin yoğunlaşması kaçınılmazdır. Bu acı-vatanseverlik, kendi aralarında milliyetçi nefrete yol açarak çalışan insanların bilincini zehirlemeyi amaçlar.

 

3.             Büyük güçler, politik ve ekonomik diktatörlüklerini Güney'in küçük ülkelerine dayatmak için ekonomik yaptırımlar uyguluyorlar. Kuzey Kore, İran, Zimbabve, Venezüella, çeşitli Güneydoğu Asya ülkeleri, vb. Bu yaptırım veya tehdidin kurbanı haline gelmiştir. Aynı şekilde, büyük güçler, yoksul ülkelerdeki ezilen halklara, giriş ve iltica yasalarını (örneğin, Trump'ın “Müslüman Yasağı”, AB'nin Akdeniz ve Balkanlar'daki ırkçı Cephesi rejimi, Kafkasya ve Orta Asya'daki insanlara karşı Rusya'ya karşı ayrımcılıgı gibi) kısıtlayarak ayrımcılık yapmaktadır.

 

4.             Başgösteren bu küresel ticaret savaşı karşısında Sosyalistler, dünya üzerindeki bütün isci sinifini ve insan örgütlerini – isci sinifinin uluslararsi dayanisma ilkeleri temelinde-, kararlilikla dayanisma icerisinde hareket etmeye cagiriyor. Bu ilkeler barış ve savaş, ekonomik yaptırımlar ve askeri saldırganlıklar için geçerlidir.

 

* Küresel ticaret savaşına hayır! Batı ve Doğu'daki büyük güçlerin hortlamis vatanseverliğine hayir! Militarist siddete hayir! Emperyalist devletlerde sosyalistler şöyle diyor: "Ana düşman kendi ülkelerinde!" ABD, Çin, Avrupa Birliği, Rusya, Kanada, Japonya veya diğer güçler arasındaki yaptırımlar veya bir ticaret savaşı durumunda, tüm katılımcı ülkelerdeki sosyalistler bu yaptırımlara karşı çıkmalıdır.

 

* Kuzey Kore, İran, Zimbabve, Venezuela ve diğerleri gibi yarı-sömürge ülkelerine karşı emperyalist yaptırımlara HAYIR! Bu ülkeleri her türlü emperyalist saldırganlığa karşı durun! Bu devletlerdeki işçi karşıtı sınıf rejimlerine siyasi destek yok!

 

* Emperyalist sınır rejimi yıkılsın! Mülteciler için sınırları açın! Müslüman göçmenleri İslamofobik ırkçılığa karşı savunun!

 

* Ne emperyalist küreselleşme ne de emperyalist korumacılık! Batı ve doğuda bütün büyük güçlere ve kapitalist şirketlere karşıyiz! İşçilerin ve ezilenlerin çıkarlarını savunmak için uluslararası dayanışma ve ortak sınır ötesi mücadele edinin!

 

 

 

Aşağıda imzası bulunan kuruluşlar

 

Devrimci-Komünist Uluslararası Eğilim (Zambiya, Kenya, Pakistan, Sri Lanka, Yemen, Tunus, İsrail / İşgal Altındaki Filistin, Brezilya, Meksika, Aotearoa / Yeni Zelanda, İngiltere, Almanya ve Avusturya), www.thecommunists.net

 

Marxist Group ‘Class Politics’ (Rusya), https://mgkp.github.io/

 

Alkebulan School of Black Studies (Kenya), https://www.facebook.com/alkebulanschool/

 

Sınıf Savaşı (Türkiye), http://sinif-savasi.blogspot.com

 

Pan-Afrikan Consciousness Renaissance (Nijerya), https://m.facebook.com/pacorenaissance/?ref=bookmarks

 

Courant des Jeunes Penseurs Congolais (Kongo Demokratik Cumhuriyeti), Facebook : Cogito RDC

 

Additional Signatories

 

Grupo Interdisciplinario de Participación Inclusiva (Meksika), https://www.facebook.com/Grupo-Interdisciplinario-de-Participaci%C3%B3n-Inclusiva-803935076374657/

 

Coordinadora Nacional Estudiantil (Meksika)

 

Pacesetters Movement (Nijerya), Facebook: PACESETTERS MOVEMENT OAU

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

TEK YOL DEVRIM!

Download
Sınıf Savaşı - Eylem Programı (2016).pdf
Adobe Acrobat Document 3.3 MB

 

Sınıf Savaşı (Uluslararası Devrimci Komünist Eğilim'in Türkiye ayağı [RCIT]) Türkiye için faaliyet programı.

 

 

Giriş

 

I.             Dünyada Türkiye

 

II. Kahrolsun Kapitalist Partiler

AKP

CHP ve KEMALİZM

MHP

 

III. Yaşasın Devrimci Saf - Reformizme Hayır

HDP

PKK, Gerillacılık ve APOculuk

Bireysel Terörizm

Stalinizm

Merkezcilik

 

IV. Devrimci Faaliyet için Program

1. Demokratik Hakları Savun

2. İşçi Hakları İçin

3. Militan, Demokratik İşçi Sendikaları İçin

4. Tüm İnsanlara Özgürlük

5. Kadınlara ve Gençlere Eşit Haklar

6. Fakir Köylü ve Tüm Fakirlerin Hakları İçin

7. Enternasyonal Dayanışma İçin; Kahrolsun Emperyalizm

8. Devrime Giden Yol

9. Hakiki Devrimci Parti Kurulmalıdır
 

 

 

* * * * *

 


 

Giriş

 

Dünyamıza baktığımız şöyle bir baktığımız vakit aynı problemi her yerde görüyoruz. Kimileri emeklerini sömürürken milyonlarca insan sırtları kırılırcasına çalışıyor. Bankalar her geçen gün giderek zenginlenirken, çalışan aileler borçlarını ödeyemiyor. Silah satanlar kanı paraya dönüştürürken, savaş binlerce, on binlerce yaşamı alıyor. Güçlü ülkeler giderek zenginleşip, güçlenirken; fakir ülkeler giderek fakirleşiyor. Güçlüler medyaya sahipken, hükümeti kontrol ederken, generallerle yataktayken; demokratik haklar kitlelerden alınıyor. Zenginler golf sahalarını sularken, karalar küresel ısınmadan ötürü kuraklaşıyor.

Bu delilik bizim kaderimiz değil, bu beşeridir ve diğer insan çıkışlı problemler gibi bu da değiştirilebilir. Geçtiğimiz on yılda gayet net bir şekilde gördük ki dünyadaki bu kötülük yükseliyor ve şayet fakir ve işçi kitlelerince durdurulamazsa giderek de yükselecek.

RCIT'li yoldaşlarıyla beraber Sınıf Savaşı içinde bulunduğumuz sistemi insanlara hizmet eden bir sisteme dönüştürmek için savaşıyor. Biz bugün kendisini hangi renge boyamış olsun bir kapitalizm altında yaşıyoruz. Kapitalizm ister demokrasi, ister sekülerizm, ister İslamizm, hatta isterse sosyal demokrasi maskesini giysin; halk yığınlarının gerçekten söz hakkı olmadığı sürece, ekonomi işçi sınıfının elinde olmadığı sürece hiç bir şey değişmez. Kapitalizm toplumumuzu sınıflara ayırır. Bir yanda bankaların, büyük şirketlerin, medyanın sahibi kapitalistler, diğer tarafta ise neredeyse tüm serveti ürettikleri halde çalıştıkları yerin sahibi olmayan işçi sınıfı. Aradaki sınıflar olarak köylü ve orta sınıf(doktorlar, hukukçular, küçük dükkan sahipleri, mühendisler vs.) giderek çözüldü, işçi sınıfına ve giderek büyüyen işsizler ve fakirler ordusuna doğru bastırıldı. Ekonomiyi durdurabilirliklerinden dolayı, hem şehirlerde hem de fabrikalardaki, işyerlerindeki merkeziyetlerinden dolayı ve üzerine kaygılanacakları bir dükkanları, arazileri olmadığından dolayı işçi sınıfı mütemadiyen tek devrimci sınıftır.

Biz bu işçilere ve fakirlere yaşamaya değer bir gelecek vermeyen bu sistemi devirmek için savaşıyoruz. Parazit gibi yaşayıp kendilerini zenginliği için çalışanların değil, insanların zenginliği için çalışanların yönetimde olduğu bir sistem getirmek istiyoruz. Bu uğruna savaştığımız sistem sosyalizmdir. Sosyalizm ezilenlere azami demokratik haklar tanıyacak, ekonomi fakirin yararına organize edilecek ve insanoğlunun tüm başarılarını kaynaştıracaktır. Lakin sosyalizm kendiliğinden gelmeyecektir. Ağaçta yetişmiş bir elma gibi elimize düşmesini bekleyemeyiz, o elma alınmalıdır. Aynı ademoğlunun tarihinde yer alan herhangi başarıda olduğu gibi, güçlü tarafından verilmez ama ezilmişler tarafından savaşılarak alınmalıdır. Böyle bir sistemin başarılabilmesi için işçi sınıfını güce getirecek bir organizasyonlanmaya gitmemiz gereklidir. Böyle bir organizasyon toplumun tutarsız gelişimini ve içindeki çeşitli politik güçleri anlamalıdır. Devrimciler için her durumda doğru taktikleri verebilmeli ve gelen sancılardan devrimci bir parti yaratmalıdır. Bizim geniş halk kitleleriyle daha içli dışlı olan sınıfımızdan her türlü baskıya karşı gelebilen bir parti. İşte Sınıf Savaşı böyle bir parti yaratmayı amaçlar.

 

 

I.             Dünyada Türkiye

 

Türkiye kapitalist bir ülkedir. Burjuvasi ise bölgesel güc olmaya calisiyor. Fakat faaliyet alani, die USA, EU, Rußland und China gibi dogu bölgelerini egemenlikleri altina almis ülkeler tarafindan sinirlaniyor. Türkiye'nin yönetici kesimi bölgesel güç olarak kabul görülmek istiyor ama bu proje bu bölgede ve tüm dünyada giderek artan istikrarsızlık yüzünden her geçen gün daha da olasılıksız gözüküyor. Şayet gerçekçi bir durum olsaydı bile işçiler ve ezilenler, kendilerini istismar edecek ve küçük milletleri yağmalayacak olan bu projeden kazanacakları hiçbir şey yoktur.

Yönetici kesimin bu hareketleri, Akp'nin polis diktatörlüğü kurmaya çalışması ve komşu ülkelerin istikrarsız durumu bizim ülkemizin istikrarsızlaşmasına da muazzam derecede katkı sağlıyor. Bu durum hem devrimciler hem de halk düşmanları için büyük fırsatlar yaratıyor. İşçiler ve ezilenler emperyalist büyük güçlerden tam manasıyla özgürlük sağlayacak bir devrim için mücadele etmelidirler. Biz bir emperyalist üsse karşı olan başka emperyalistlerle çalışamayız veyahut onlara destek veremeyiz. Biz bölgedeki tüm insanların tam manasıyla özgür olması, dış ülkelerin hükmünden ve baskısından tamamen çıkması için mücadele ediyoruz. Friedrich Engels'in yazdığı şu ünlü söze tabiiyiz : "Başka ulusları ezen bir ulus özgür değildir."

 

 

II. Kahrolsun Kapitalist Partiler

 

Kapitalist sınıf tamamen homojen bir sınıf değildir. Çeşitli kanatları ve politik fraksiyonları vardır. aralarındaki ihtilaf da büyük ölçüde işçi sınıfından en çok nasıl yararlanabilecekleri üzerinedir. Kapitalist partiler en liberalden -sınıf savaşını pasifize etmenin en iyi yöntemini limitli demokratik özgürlükler tanımak olarak görenler- açıkça terörist olan ve insanların iradesini güç kullanarak kırmak isteyen faşist kanada kadar gidebilirler. Devrimcilerin kapitalist fraksiyonları ayırmasındaki sebep herhangi birine karşı bir sempati besliyor olması değil, onların arasındaki çatışmaları işçilerin yararına kullanmak ve devletin nereye doğru gittiği daha iyi anlamak içindir.

 

AKP

 AKP alışılagelen bir kapitalist parti değildir. AKP bir takım güçler ve politik hedefler arasında bir denge oyunu oynamaya çalışıyor. AKP hem Türk kapitalistlerin merkez kısımlarınca hem de ABD ve AB emperyalizmi tarafından güvenilmez bulunuyor. Bu güvenilmezlik demek değildir ki AKP ilerici bir role bürünmüş. AKP bu kesimlerce güvenilmez bulunuyor çünkü arkasında belli bir popüler destek var. Bu destek de destekçi kitlenin zamanında yıllar boyu NATO emperyalizminin itaatkar bir enstrumanı olan ordu tarafından zulme uğramaları, AKP'nin az da olsa antiemperyalist bir dil kullanması( amma lakin aynı zamanda da büyük emperyalist güçleri ve planlarını desteklemişlerdir.) ve Türkiye'nin 2000lerdeki ekonomik büyüyüşünün AKP'ye bağlı görülmesiyle ilişkilidir. Biz AKP'yi kapitalist, islamist, irticai bir populist bonapartist parti olarak görüyoruz. AKP populer kitlelerce oldukça zengin bir destek almasına rağmen -özellikle de taşradaki ve şehirdeki fakir kesim- politikası sıkı bir şekilde irticadır. Erdoğan'ın esas hedefi bonapartist bir polis devleti kurmaktır. Bu demektir ki kendisini yönetici sınıfa " ulusun kurtarıcısı " olarak göstererek çatışan sınıflar ve politik fraksiyonlar üzerinde diktatöri bir biçimde denge kurmasını sağlıyor. Aynı durumu uluslararası düzeye de elde etmek istiyor. Türkiye'yi ABD, AB, Rusya, İsrail gibi değişik emperyalist devletler ve Suudi Arabistan, İran gibi bölgesel güçler arasında denge kuran, göreceli bir özgürlükte olan, bölgesel bir güç yapmak istiyor.

Bu durum batı emperyalizminin ve Türk ordusu içindeki Nato generalleri bölümünün AKP hükümetine karşı düşmanlığının temel sebebidir. Sınıf Savaşı 15 Temmuz gecesi olduğu gibi AKP'yi büyük emperyalist güçlere ve generallere karşı savunur. Eğer ki ordu bir daha kitlelere saldırmaya çalışırsa biz sokaklarda AKP destekçileriyle birlikte çarpışıyor olacağız. Fakat AKP'nin irticai politikalarına hiçbir zaman destek vermemeliyiz. Devrimcilerin ana görevi işçileri ve fakir kesimi AKP etkisinden kurtarmak olmalıdır. Bunun için AKP'ye karşı partinin burjuvazi başkanlığı ile alt tabakasındaki işçi, fakir kesimi ayırabilecek sosyal ve demokratik talepler sunmalıyız.

AKP'nin politikalarını tabi ki de eleştirmeliyiz ama bunu AKP'ye "faşist" diye kara çalan bir bağnaz solcu kafasında yapmamalıyız. AKP ve Erdoğan faşist değildir. Onlara karşı politik bir sempati beslediğimizden değil; politik düşmanlarımızı tanımamızın, onlara karşı kara çalmak adına en radikal politik terimi kullanmaktan daha önemli gördüğümüz için böyle bir sav ortaya atıyoruz. Faşizm işçi hareketi elebaşlarını ve ezilen insanları fiziksel olarak imha etmek isteyen, aynı zamanda da tüm demokratik hakları yok etmeyi amaçlayan spesifik bir politik harekettir. Erdoğan toplama kampları olmaksızın bir başkanlı, diktatoral polis devleti kurmayı istiyor.

 

 

CHP ve KEMALİZM

CHP Türk kapitalistlerinin ve NATO generallerinin geleneksel partisidir. Biz sıkı Kemalizmin sıkı gerici ideolojisine karşı politik mücadeleye girişmeliyiz. Türkiye'nin kuruluşunda Kemalizm sıkı gericiliğe dönüşebilmek için kararsız bir rol oynadı. 1920lerin başlarında Kemalizm Türkiye'yi büyük güçler kendi arasında parçalamasın diye bürokratik-milli bir mukavemet göstermiştir. Sovyetler Birliği ve devrimciler Kemal Paşa tarafından girişilen bu anti-emperyalist mukavemeti ve yaptığı reformları desteklemiştir. Aynı zamanda politik hürriyetlerini korumuş ve bu anti emperyalist-devrimci kuvvetleri güçlendirmeye çalışmışlardır. 1920lerde ise Kemalizm'in ters ve gerici tarafı ulusal azınlıklara yaptığı baskılarla ve komünistlere yaptığı zulümlerle daha da belirgin olmuştur. O zamandan sonra da Kemalizm büyük emperyalist güçlere karşı gelmekten vazgeçmiş ve onlar için sadık bir bekçi olmuştur.

CHP'nin en büyük destekçisi şehirlerde yaşayan Türk liberal orta-sınıftır. AKP'nin zıttı olarak CHP işçi kitleleriyle veyahut şehir ve taşradaki fakirlerle neredeyse hiçbir doğal bağlantısı yoktur. Lakin CHP itiraz ettiği vakit, CHP destekçilerinin aynı 2013'de Gezi Protestoları gibi meşru demokratik protestolara katılabilme olasılıkları var. Bu tip durumlarda devrimciler CHP veya Kemalizmle herhangi politik bloklaşmaya karşıdır. Lakin demokratik haklar için sokaklarda, sıradan CHP destekçileriyle beraber mücadele verebiliriz. Devrimciler CHP'ye karşı AKP tarafından yapılan tüm anti demokratik saldırılara karşı CHP'yi korur ama aynı zamanda da CHP'nin demokrasiye değil askeri yönetime sempatisi olan bir parti olduğunu da göz önünde bulundurur.

Biz CHP'nin sekülerizme gösterdiği ehemmiyeti hiçbir şekilde ilerici olarak görmüyoruz. Onların sekülerizmi türbanlı bacılarımızı aşağılamak için bahane olarak kullanıldı. Devrimcilerin sekülerizmi her zaman zengine karşı yöneltilmiştir ve diğer dinlerin özgürlüğüne karışmadığı sürece tüm dinlere eşit, azami özgürlük verir.

 

MHP

MHP faşist cephe partisidir. MHP ezilenleri kendi müşkülatlarından sorumlu tutan öfkeli, gerici orta sınıfı temsil eder. Devrimciler bu faşistlere karşı sokaklarda mücadele etmelidirler ve kinlerini yayabilecekleri herhangi bir platformları olmadığından emin olabilmek için gerekeni yapmalıdırlar. Biz MHP'nin faşist çetelerine karşı mücadele edebilecek duruma gelebilmeleri için işçileri ve ezilenleri hazırlamalıyız.

MHP AKP'nin bonapartist projesine sokakları insanlardan temizleyerek ve parlamentoda destek çıkarak yardımcı oluyor. MHP kendini başa geçen kapitalist partiler için kullanışlı bir saldırı köpeği olarak takdim etmek istiyorlar.

 

III. Yaşasın Devrimci Saf - Reformizme Hayır

 

Bu zaman kadar işçi sınıf ve ezilenlerle fakirlerin güce gelememiş olmalarının temel sebebi bu sınıfın devrimci olmayan önderliklerce yanlış yönlendirilmesidir. Eğer devrim yapmak istiyorsak sınıfın içindeki devrimci olmayan güçleri ve onların zayıflıklarını anlayabilen hakiki bir devrimci organizasyon kurmalıyız.

 

HDP

HDP muhtelif politik güçlerin ittifakını temsil ediyor. HDP reformist popülist küçük burjuvazi parti olarak karakterize edilebilir. Kademelerine bazı Kürt kapitalistleri olmasına karşın Hdp'nin en baskın yönü takipçilerinin çoğunlukla işçi ve köylü/çiftçi olmasıdır. HDP açıkça reformist bir politika sergiliyor. Bu demektir ki HDP ne kapitalizme ne de Türk militarizmine karşı devrimci bir tutumla savaşmıyor ve şunu da anlamıyorlar ki ancak devrimle gelen bir işçi sınıfının ezilenler ve fakirlerle birlikte kurduğu yönetim bu devranı döndürebilir.

HDP'nin reformist başkanlığına ve elektoralizmine karşı güçlü bir eleştirimiz olduğu halde onların kitleler içindeki destek aldığı kesimi biliyoruz ve devrimciler bundan dolayı onlara karşı taleplerini belirtmelidirler. Biz onları sınıf savaşının içine ve demokratik haklar için, sosyal başarılar için, Kürt halkının bağısızlığı için tutarlı bir hale çekmeye çalışıyoruz. Devrimciler HDP'yi her türlü devlet baskısına; İslamcı, faşist saldırılara karşı korumalıdır.Lakin aynı zamanda politik olarak onların emperyalist yanlısı başkanlıklarına ve popular safa (yani işçi teşkilatlarının birleşik safı ve kapitalist sınıfın kapitalistlere tabii işçi teşkilatları kanadı) entegre olmaya çalışmalarına da karşı çıkmalıyız. Eğer ki HDP kapitalist bir partiyle bloklaşarak hükümete gelirse biz HDP'den bunu bozmasını isteriz, -ve HDP yeterince güçlüyse - güce işçilerin ve ezilenlerin topyekün seferberliğine ve milislerle gelmelidir. Müşahhasın her durumunda belirlenmesi durumuyla HDP için tenkitçi oy desteği sağlayabiliriz. Tenkitçi oy desteği kitleleri partiyi seçmeye çağırıp lakin kitlelere reformistden radikale populist partinin sınıf mücadelesinde oynadığı haince rol için de uyarırız. Başkanlığına onu sola itecek taleplerde bulunuruz. HDP'nin alt tabakasına " Liderlerinizi güce hakimken sınayın ve devrimin özgürlük için tek yol olduğunu anlayacaksınız, eğer hala bize güvenmiyorsanız buyurun kendiniz görün " deriz.

 

PKK, Gerillacılık ve APOculuk

PKK sol kanat milliyetçi, küçük burjuvacı, gerillacı partisidir. Türkiye ve Kürdistan'daki devrimciler Kürtlerin kendi devletlerinin olmasını da içine alarak kendi haklarını tayin haklarını savunur. Bu hususta kanlarını ve azimlerini ortaya koyan savaşçıların çoğunluğu PKK/PYD/PJAK'ın Apocu liderlerini takip ediyorlar. Biz devrimciler olarak ezilenlerin özgürleştirilmesi için canlarını verenleri, hangi parti veya ideolojiyi savunduklarına bakmaksızın tebcil ederiz. Biz kendi halkını özgürleştirmek çabalarken için kurban edilen sayısız Kürt işçi ve köylüsüne saygı duyarız.

Lakin aynı zamanda biz PKK'nın yanlış taktiklerine ve uzlaşmacı-reformist liderliğine de karşı çıkmalıyız. 2015 yılına kadar PKK liderleri bayat bir anlaşma için tüm silahlarını Türkiye'ye bırakmaya yelteniyordu. Bu silahlar asker veya faşist güçlere karşı Kürtleri korumak için lazımdı. Marxist devrimciler olarak biliyoruz ki işçi sınıfının özgürlük mücadelelerinde ve toplumda merkezi bir yeri vardır. Bu sebepten tüm ezilenlerin mücadelesi ezilen kitleden uzakta, dağlarda değil şehirlerde, mahallelerde ve iş yerlerinde olmalıdır. Eğer ki sınıfımızın ve ezilenlerin özgürleştirilmesini gözetiyorsak bizim işçiler ve kasabalarda, mahallelerde, iş yerlerinde seçilen halk konseylerince yönetilen yeni bir toplum kurmamız lazımdır. Hiç bir parti işçi sınıfı ve konseyleri yerine geçemez. Sınıfımız sadece biz devrim yapıp gücü elimize aldığımız zaman özgürlük elde edebilir.

Böyle bir devrim izole kalmayarak er ya da geç diğer ülkelere ve giderek tüm dünyaya yayılmalıdır. Sosyalizm mülkün kıtlığına değil bolluğuna dayanan bir sistemdir. Ekonomi ancak dünya ölçeğinde bolluk yaratabilir, bundan ötürü dünyanın bir kısmında özgür bir toplum kurup diğer yerlere de bunu canla başla aktarmamak tehlikeli bir illüzyondur. Bize lazım olan diğer ezilenlere yapılan adaletsizlikle de meşgul olan birleşik bir özgürlük hareketidir, ulus bazlılık devrimci değildir.

Buna ek olarak PKK/PYD/PJAK'ın liderliği emperyalizmle flört etmeye açıklar. Irak'ı istila eden Amerikan kuvvetlerine hiç karşılık verdiler değil ayrıca kendilerini İran'ı istikrarsızlaştırmak adına Amerikan emperyalizmine bir araç olarak sunmaya çalıştılar. Bugün PYD/YPG ABD, AB ve Rus emperyalizminden Suriye ve Irak'daki çeşitli İslamist rakiplerine karşı destek alıyor. Ayrıca PYD/YPG Rus ve Amerikan ordularına havalimanları vermeye de açıktır. Bu stratejiyle Arap kitleyi arkalarına almak bir yana dursun, kendilerini emperyalizmin erlerine dönüştürüyorlar. Biz tüm emperyalist üslerden bağımsız bir özgürlük için mücadele etmeliyiz. (Bu demek değildir ki politik şartlarla bağlı değillerse devrimciler onlardan silah alamamalı.) Yine de devrimciler PKK/PYD/PJAK'ı her türlü gerici saldırılara karşı korumalıdır. Polislerce, orduca, faşistlerce, İslamistlerce yapılması fark etmez. PKK'ya taleplerimizi bildirmeliyiz aynı zamanda Kürdistanda hakiki bir devrimci partinin kuruluşunu savunmalıyız. Lakin devrimciler PKK ile birlikte sokaklarda, barikatlarda beraber çarpışıp birleşmiş bir saf kurmaya çalışır, özellikle iş yerlerinde ve mahallelerde.

 

Bireysel Terörizm

Biz bireysel terörizme özgürlük mücadelesinde zayıf ve üretken olmamasından ötürü karşıyız. Sadece karşı değil hatta araçları(ordu, polis, yüksek görevliler vs.) bastırmaya yönelik değil de sivillere yönelikse kınarız da. Milliyetçi TAK veya Stalinist DHKP-C gibi örgütlerce kullanılan bireysel terörizm devrimcileri kitlelerden izole ediyor. Devlete ve baskılarına karşı savaşmalıyız fakat bu en azından işçi ve ezilenlerin elebaşlarıyca anlaşılan sebeplere dayandırılarak yapılmalıdır. Biz faaliyetlerimizin( politik pozisyonumuzun değil) bizi sınıfımızdan ayırmamasına özen göstermeliyiz.

 

Stalinizm

Stalinizm Ekim 1917'de işçi ve köylülerin Rusyada kontrolü ele alıp tarihin ilk sosyalist devrimini gerçekleştirip işçi kurdukları işçi devletinin varlığını (yozlaştırıp) boğmuş reformizmin özel bir formudur. Devrim izole kaldığı ve sadece işçileri -ekonomide kale-, gelişmemiş ülke işçilerini kazanabildi, demokrasi hakim olamadı. İmtiyazlı bir bürokrasi kökleri devlet ve parti araçları içinde olmak üzere en baskın teşhis ile geldi, Stalin. Stalin işçi ve köylü üzerine bir diktatörlük inşa etti ve komünizmin devrimci ilkelerini bürokrasi politikalarına daha uygun olur hale getirmek suretiyle değiştirdi. İşçi sınıfı üzerine yenilgiler komünist politikada dalalet yolana saplandı. Bolşeviklerin dünya devrimi politikası Stalin'in "tek ülkede sosyalizm" doktriniyle değiştirildi. Fakir ülkelerdeki işçi ve köylülere güç tanıma stratejisinin yerini devrimin milli demokratik basamağı aldı ve işçi demokrasisi Stalinist tek parti yönetimi oldu. On binlerce iyi devrimciler Staline karşı devrimci bir yaklaşım göstermeye çalışırken öldürüldü.

Devrimci komünistler Stalinizmin gölgelemelerine muhalefet oldular, hiçbiri de kapitalizmi atamadı ve işçi sınıfını güce getiremedi.En iyi olarak kapitalizmi olağandışı koşullarda feshedebildi (kitlelerden sola büyük baskılar, dejenere işçi devleti, büyük emperyalizm tehlikesi) ama bürokratik polis devletini beraberinde getirerek. Sovyetler çöküp Çin bürokrasisi de kapitalizmi bürokratik bir şekilde geri getirdiğinden beri Stalinist bir partinin yönetici sınıfa ve emperyalizme karşı gelip bir işçi devleti kurması (devrimci demokratik işçi devleti bir yana) ekarte edilmiştir.

Sadece Lenin ve Troçki'nin geleneklerine bağlı Devrimci Komünizm ilkeleri sürekli devrimci bir parti kurmaya muktedirdir. Böyle bir parti işçilerin ve fakirlerin güçlerini kullanabileceği bir konsey demokrasisi kurmaya çalışır. Tüm Stalinistler kapitalizmin bir kesimiyle "popular saflar" kurmaya açıktırlar. Ne sebepten veya ne zaman kurulmuş olunsalar bu popular saf denemeleri göstermiştir ki onlar sadece devrimci işçileri tutabilmek için bahanelerdir. Eğer işçi sınıfını burjuvaziye veya onun bir fraksiyonuna tabii kılarsak sosyalizm için savaşmak imkansızdır.

Aynı Lenin ve Troçki'nin dediği gibi biz devrimci komünistler "demokratik", "yeni demokratik" veya "milli demokratik" bir devrim basamağı için savaşmıyoruz. Bizim sınıfımız eğer ki fakir köylüleri veya şehir fakirleriyle ittifak halinde güce gelirse devrimin çeşitli demokratik veya ulusal görevlerini kalıcı bir biçimde çözebilir. Kapitalizmi koruyan ve kapitalistlerin hala güçte kalmasını sağlayan devrimin bir safhası için savaşma onlara zaman kazandırmaktır ve sadece sosyalizme değil devrimin demokratik ve ulusal yönlerine de ihanettir. Güney Afrika'da eğer işçiler kendilerini hükümeti devirmemek için kısıtlarlarsa kapitalizmin onlara neler verebileceğini görüyoruz,. "Demokratik" kapitalizm Apartheid den gelen sosyal dengesizliği çözebilmiş değildir, madenlerin çok uluslu şirketlerce yağmalanması çözebilmiş değildir, herhangi reform yapmak istememektedir ve kitlelere demokratik haklar tanımamaktadır. Sadece işçi sınıfının yönetimi bunları halledebilir. Sürekli devrimin arkasındaki mantık budur. Önce gücü kazanmaya başlayacağız, demokratik problemler ve ulusal özgürlük meselelerinin çözüldüğünden emin olacağız ve aynı zamanda sosyalist ölçüler koyacağız.

 

Merkezcilik

Reformizm ve devrimcilik arasında bocalayan tüm güçleri merkezci olarak tanımlıyoruz. Sadece sürekli devrimci bir partinin kurulu olması bizim sınıfımıza özgürlük kazandırır. Tarih göstermiştir ki - eğer kitlelerce ittirilse - merkezcilik sol meyillidir, bazı durumlarda güce karışmaksızın aldatıcı bir devrimci görünüme girerler. Devrimci Komünistlerin görevi ise merkeziyetçilerin tabanına bizim teoride ve pratikte onlardan ne farkımız olduğunu göstermek ve niçin bizim saflarımızda mücadele etmeleri gerektiklerini anlatmaktır.

 

 

IV. Devrimci Faaliyet için Program

 

 

 

Bu programda Türkiye'de devrimci değişim için önerilerimizi sereceğiz. Toplumumuzu işçi ve ezilenlerden yana çevirmek isteyen savaşçılar için somut cevaplar sunmaya çalışacak. İşçi olarak yaşadığımız problemlerden başlamaya çalışıp halklar olarak ve hatta bir insan olarak yaşadığımız problemlere inerek oradan sosyalist bir geleceğe çevrileceğiz. Devrimci Faaliyet programı yönü her daim sosyalizmi göstermesi gereken bir pusuladır, dogma değildir ve esnek ama prensipli olmalıdır.

 

 

 

1. Demokratik Hakları Savun

 

Demokratik hakların savunulması ve diktatör polis devleti ve hatta ordu diktatörlüğünün kurulumuna karşı koymak Türkiye'deki ezilenlerin ve işçilerin verdiği politik mücadelede takındığı esas tavırdır. Devrimciler ne kadar küçük ve kısıtlı olursa olsun kitlelerin menfaati için her demokratik hakkı korumalıdırlar. Biz kapsamlı demokratik haklar için mücadele ediyoruz ama biliyoruz ki ezilenlerin ve işçilerin olan gerçek demokrasiye de ancak kapitalizm onun güçlü anti demokratik yönüyle kaldırıldığı vakit ulaşabiliriz.

 

-Belli başlı demokratik haklar için - konuşma özgürlüğü, toplanma ve protesto özgürlüğü, neyin basılıp basılamayacağına karışılmaması. -

 

- Olağanüstü hale hayır! "Terörle mücadele" için ve vatandaşları gözetim altında tutan tüm yasalara hayır!

 

-Tüm politik suçlular bırakılsın!

 

-Tüm gizli servisler, özel askeri ve polis kuvvetleri feshedilsin! İşçi ve Kürt hareketi kontrolündeki bir komite tarafından kendi halkına kumpas kurmaya çalışan, özellikle Kürt bölgelerinde kitlelere karşı suç işlemiş olan ordudaki generaller ve polis kuvvetlerindeki görevliler arındırılsın!

 

- Demokratik olmayan "Cumhurbaşkanlığı" feshedilsin!

 

 

 

- Yargıçlar seçilmeli ve mahkemelerde juriler olmalı! (juri üyeleri işçi sınıfı içinden seçilmeli)

 

- MHP'li faşist cephelilere demokratik platformda yer yok! Bu tehlikeye kaşı halkın kendini koruması lazımdır, onları sokaklarda işçilerin ve ezilenlerin girişeceği geniş bir anti faşist hareket seferberliğiyle alt etmeliyiz!

 

- HDP vekillerinin dokunulmazlığı geri verilsin! %10 barajı kalkmalı, politik bir parti TBMM'de temsilci tutturabilecek kadar oy almışsa TBMM'ye girebilmelidir. (Bu tüm geçerli oyların550'ye bölünmesi demektir.)

 

- Halk komiteleri ve militanların olacağı devrimci bir kurucu meclis olmalıdır. BU kurucu meclis işçilerin ve fakir kesimin menfaatine bir anayasa hazırlamalıdır.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

2.İşçi Hakları İçin

 

Biz devrimci işçiler olarak daha iyi yaşam koşulları ve sınıfımızın gerek ekonomik gerek politik alanda daha güçlü hale gelmesi için savaşıyoruz. Eğer iş dışında organize olabilir ve çalışabilirsek daha iyi bir gelecek inşa edebiliriz. Toplumumuzdaki tüm ürünleri ve zenginliği yapan bizleriz, bundan dolayı bu zenginliğin ne için kullanıldığına da kara vermek hakkımızdır.

 

- Daha kabul edilebilir maaşlar almalıyız! Asgari ücret 2500 TL olmalıdır! İşçilere haftada 40 saat, yılda 20 gün tatil verilmelidir! İş yeri hakları ve güvenliği azami derecede olmalıdır!

 

- Zengin ve yabanı kapitalistlerce finansörlüğü üstlenilecek, işçi ve fakir sınıfların azami derecede istifade edebileceği halk sağlığı hizmetleri, eğitim ve emeklilik ücretleri olmalıdır!

 

- Zenginler tarafından finanse edilecek olan işsizliği bitirmek için kamu programları olmalıdır! Haydi okul, sosyal konutlar ve yollar yapalım. İşçileri sosyal programlara aktarın !

 

- İşçiler merkezi endüstriyi kontrol ediyorlar! (limanlar, kamu taşımacılığı, fabrikalar, madenler vs) Patronlar tarafından kapatılan tüm işyerleri işçiler tarafından işletilmeye devam edilmeleri ve tüm borçları silinmelidir!

 

- Tüm çok uluslu şirketler işçilerin idaresinde ulusallaştırılmalı! Böyle şirketlerce sahip olunan yerler fakir köylüler arasında dağıtılmalıdır!

 

- Tüm bankalar çalışanlarının kontrolünde olacak bir merkez bankası olmalıdırlar!

 

- Paralarını vergi cennetinde saklayan herkesin zenginliği kamulaştırılsın! 20 Milyon TL den daha fazla zenginliği olanların zenginliği kamulaştırılmalıdır!

 

- Tüm borçlar silinsin! Finans köpeklerine milyonlar ödemeye devam etmeyeceğiz!

 

 

 

3. Militan, Demokratik İşçi Sendikaları İçin

 

İşçiler için daha iyi bir gelecek adına savaşılmasında ana araçlardan birisi de sendikalardır. Lakin sendikalar parçalanmış ve bürokratik olarak organize olmuşlardır. Sendika liderleri işçilerle ilişiğini kesmiştir, onlar tabanlarının hayat koşularını daha iyi yapmaktansa devletle ilişkileri iyi tutmaya bakıyorlar. Devrimciler tüm sendikaların bir merkezi sendikada birleşmesi ve onun içinden de devrimci bir fraksiyon kurmak adına savaşırlar. Biz sendikaların hem küçük bile olsa işçileri ekonomik ve politik talepleri için hem de işçileri sosyalist bir geleceğe hazırlaması, organize etmesini istiyoruz. Aynı zamanda sendikalar DİSK'in yaptığı gibi genel grev sloganlarıyla oynamamalıdırlar. Biz durum gerektirdiği zaman genel grevi destekliyoruz. Harcın içine böyle kışkırtıcı bir şey karıştırılması sadece işçi sınıfı bunu uygulayabilecekse mantıklıdır. Eğer durum bunu gerektirmiyorsa ve işçi sınıfı bizim çağırımızı desteklemiyorsa sınıf dengesini kendimize doğru çekemeyiz. Daha çok genel grevin patlayıcı yapısını törpülemiş oluruz böyle yapmakla.

 

- Herhangi sendika görevlisi normal bir işçi ne kadar maaş alıyorsa o kadar almalıdır!

 

- Genç, kadın, Kürt işçileri de dahil ederek küçük işyerlerinde organize için girişken olmalıyız!

 

- Düzenli olarak bir araya gelen ve kendileri için temsilci seçebilen taban komiteleri her iş yerlerinde olmalıdırlar!

 

- Sendikalar patronlardan ve devletten bağımsız olmalıdırlar! Sınıf savaşında kendini kanıtlamış, çevresince sevilen sıradan işçiler sendikalardaki bürokratik liderlerin yerine gelmelidirler!

 

 

 

4.Tüm İnsanlara Özgürlük

 

Türkiye'deki politik ana politik durumun birisi de Türk devletinin, faşistlerin, kapitalistlerin baskılarına karşı Kürt işçi ve köylülerinin direnmesidir. Kürdistan'daki ve Türkiye'deki devrimciler Kürt halkının bağımsızlığına şartsız destekçidir.Fakat bu bağımsızlığın yolu da bölgedeki tüm ezilenlerin enternasyonal bir mücadelesidir, Kürt milliyetçiliğinin emperyalizmle flört etmesi değildir. Ülkedeki tüm ulusal, dini azınlıkların özgürleştirilmesi taraftarıyız. Lazlara, Gürcülere, Araplara, Romenlere, Ermenilere, Azerilere, Tatarlara ulusal ve demokratik haklar! Alevilere, Şialara, Sufilere, Hristiyanlara, Yahudilere eşit dini haklar, Müslümanlara "seküler" ayrımcılığa hayır! (Okullardaki, kamudaki, üniversitelerdeki türban yasağı) Sosyalizm ve dine inanmak herhangi aykırılık yaratmaz, eğer işçi sınıfı iktidara gelirse bizler dinini yaşayan kimseyi kısıtlamayacağız ve onlara azami dini özgürlük tanıyacağız.

 

Biz devrimciler olarak 1915'deki Ermeni soykırımını tanımıyoruz. Esasen devrimciler bu sefer ona karşı mücadele ediyor. Devrimciler olarak her türlü bağnaz ve milliyetçi saldırıya karşı savaşıyoruz. Lakin Batı emperyalizminin soykırımı gündemi olarak kullanmasına karşıyız. Alman emperyalizmi toplu katliamların güçlü bir şekilde içindeydi. Şimdi Alman emperyalizmi Türkiye'ye baskı kurmak amacıyla Ermeni soykırımını tanıyor ama Herero ve Namaka halklarına yapılan soykırımdan yaptıkları soykırım hususunda çenelerini kapalı tutuyorlar. Biz ve Alman devrimcileri böyle bir iki yüzlülüğe karşıyız.

 

- Kürt kardeşlerimize karşı yapılan devlet terörizmi dursun! Türk ordusu, polisi ve gizli servisi Kürt bölgelerini terk etsin!

 

- Tüm ulusal azınlıklar için özyönetim ve bölgesel otonomi verilsin!

 

- Kürt kardeşlerimizi saldırılara ve baskılara karşı korumalıyız!

 

- Konuşulan tüm diller okullarda ve üniversitelerde öğretilmelidir! Ulus azınlıkları korumak adına bulundukları yerde eğitim iki dille yapılmalıdır.

 

- Tüm insanlara azami ulusal haklar! Hiçbir ulusun bayramlarına ve geleneklerine diğerlerinin özgürlüğünü kısıtlamak şekilde olduğu sürece karışılmayacak!

 

- Tüm dinlere azami özgürlük! Herhangi bir dinin uygulanmasına karışılmayacak! Lakin din ve devlet işleri ayrı olacak ve belli bir dine kamu finansından destek sağlanmayacak.

 

- Kürt bölgelerinde referandum olacak! Bu referandumda Kürtlere Türkiye'den ayrılmak isteyip istemedikler ve ya otonom olup olmak istemedikler sorulacak. Biz bu akan kanı durduracak bu referandumu talep ediyoruz!

 

-İşçilerin ve köylülerin yönettiği bir Kürdistan!

 

- Türkiye'deki ve tüm bölgedeki insanlar için dayanışma! Orta Doğu'nun hür sosyalist devleti için! Sadece böyle bir federasyonla baskıları yenebiliriz!

 

 

 

 

 

5.Kadınlara ve Gençlere Eşit Haklar

 

Kadınlar ve gençler sınıfımızın aşırı sömürülen spesifik kesimidir. Kadınlar neredeyse insanlığın varoluşundan beri sistematik olarak eziliyorlar. Bu onlara özgürlük mücadelesinde önemli bir rol biçiyor ve biz adaletin onlara hizmet ettiğinden emin olmalıyız. Ayrıca eşcinsellerin ve cinsi azınlıkların uğradığı zulüme karşı mücadele etmeliyiz. Devrimin saflarında adaletsizliğe yer yoktur.

 

- Eşit işe eşit maaş verilmeli !

 

- Devrimci bir eğitim reformu gelmelidir! Tüm çocuklara eğitim ücretsiz olmalıdır! İşçi sınıfının çocukları için üniversite açılmasının mücadelesi verilmelidir!

 

- Çocuklu kadınların çalışabilmesi veya okuyabilmesi için dini eğitimden uzak, kamusal anasınıfları ve günlük bakım verilmelidir!

 

- Kadınlara karşı şiddete hayır! Kadınlar tarafından yönetilen kadın sığınma evleri kurulmalı!

 

- Herkes için eczanelerde, doktorlarda, hastanelerde mevcut ücretsiz doğum kontrol!

 

- Kürtaj kadının kararıdır! Kürtaj yaptırmak isteyenlere karşı tüm kısıtlamalara hayır! (kocanın veya ailenin rızası veya neden belirtme) Kürtajlar güvenilir olmalıdır!

 

 

 

6.Fakir Köylü ve Tüm Fakirlerin Hakları İçin

 

İşçi sınıfı tüm ezilenler ve fakirler için savaşır. Fakir köylü, şehirdeki fakirler ve küçük dükkan sahipleri devrimden istifade edecek olup işçi sınıfının dostudur. Ezilenleri ve fakirleri programımızın etrafında toplamak işçi sınıfı temelli bir devrimci parti kurarken bizim görevimizdir.

 

- Evsizler ve kötü durumda yaşayanlar için kamu evleri kurulmalıdır!

 

- Devlet küçük dükkan sahipleri ve köylüler için ucuz krediler vermelidir.

 

- Büyük toprak sahiplerinin toprakları fakir köylü arasında bölüştürülmelidir! Organize köylü komitelerince reformlar yapılmalıdır!

 

- Su tarım için adil ve demokratik bir yolla köylü komitelerince dağıtılmalıdır!

 

 

 

7. Enternasyonal Dayanışma İçin; Kahrolsun Emperyalizm

 

Bizim sınıfımız, işçi sınıfı enternasyoneldir; sınırlarla bölünemez. Tüm işçiler dünya çapında emperyalizm ve kapitalizmin yenilmesi görüşündedir. Tüm dünyada ezilen kitlelerin baş düşmanı emperyalist ülkelerin yöneticileri ve onların uşağı olan yarı sömürge devletlerdir. Kapitalizmi ve ezilenlerin, işçilerin yönetme mücadelesi birbirinden ayrılamaz. Biri diğerinin başarısı için elzemdir. Herhangi bir ülkede emperyalizme karşı elde edilen bir zafer tüm dünya genelinde ezilenlerin elde ettiği bir zaferdir.

 

Geçtiğimiz on yıllarda Çin ve Rusya'nı emperyalist büyük güçler olarak yükselişine şahit olduk. ABD emperyalizminin gerilemesi böyle bir olaya kapı açtı. Biz devrimcinin herhangi bir emperyalist güce destek vermemsi prensibinin arkasında duruyoruz; hiçbir emperyalist blok veya güç diğerinden daha az gerici değildir. İşçi sınıfının görevi batıda ve doğuda mücadelemizi emperyalist güçlerden çözmektir.

 

- Militarizme hayır! Türkiye NATO'dan çıksın! Tüm yabancı askerler atılsın ve ABD, AB emperyalizmlerince kullanılan üsler kapatılsın!

 

- Hiçbir emperyalist saldırıya destek veya yataklık yok! Aparteid devlet İsrail ile tüm ekonomik ve askeri ilişkiler acilen kesilmelidir!

 

- Emperyalist Avrupa Birliğine katılınılmayacak!

 

- Emperyalist savaşlara hayır! Suriye ve Irak'a ABD,AB,Rus müdahalesine hayır!

 

- Rojava'yı IŞİD, Türk ordusu ve emperyalizme karşı korumalıyız!

 

- İşçi ve fakirler için özgür Çeçenistan!

 

- Arap Baharıyla dayanışma! Esad ve emperyalizme karşı Suriye devrimini savunuyoruz ama burjuva ve İslamist liderliğe hayır! Filistin'deki İntifada için zafer! Siyonist Aparteid rejim kırılsın, anti Siyonist Yahudiler ile dayanışma! Yemen'i Suudi saldırganlığına karşı savunuruz! Mısır'da General Sisi'ye karşıyız, Arap dünyasından krallar ve diktatörler atılmalıdır! Kahrolsun mezhepçilik! Halk kitleleri IŞİD'i yenmelidir.

 

- Avrupa'daki işçiler ve göçmenler için zafer! Kemer sıkmaya mücadelelerine karşı Yunan işçileriyle omuz omuza beraberiz! Kahrolsun Avrupa'daki Müslüman göçmenlere ırkçılık ve Türk şovenizmi!

 

- Açlık ve savaştan kaçan mültecilerle dayanışma! Sınırları açın! Avrupa'daki Türk göçmenlere tam eşitlik! Nerede çalışacağımıza veya yaşayacağımıza biz kara veririz, kapitalist devletler değil!

 

 

 

8. Devrime Giden Yol

 

Yaşanacak bir geleceğin tek yolu kapitalizmi sosyalist devrimle atmaktır. Sosyalist devrim toplumun tüm ezilen ve fakir tabakasına haklarını verecek ve milliyetçi tehdidi süpürecek, gerçek dayanışma ve özgürlük getirecektir. Sosyalizm insan kitlelerinin katılımı ve azami demokratik haklar tabanlı kurulacaktır, Stalin'in kurduğu tutucu diktatörlük gibi olmayacaktır. Lakin bunu başarabilmek için savaşmalıyız. Büyük güçler, yönetici sınıf, ordu veya polis bir kenara çekilip kitlelerin onların ayrıcalıklarını kırmasını ve toplumu değiştirmesini izlemeyeceklerdir. Tüm imkanlarıyla saldıracaklardır ve bu şiddeti durdurabilecek olan ezilenlerin organizesi, silahlılığı ve adanmışlığı olacaktır, zalimlerin vicdanı değil.

 

- İşçi ve ezilenlerden milisler kurulacak! Hizmet edenler mahallelerde seçilecek ve eğer yanlış hareket ederlerse geri alınacaklardır!

 

- Bireysel terörizm veya gerillacılığa hayır! Sosyalist devrim silahlı kitlelerin genel grevle birlikte ayaklanmasıdır, izole faaliyetler değil! Sosyalizme parlamenter yol yoktur!

 

- İşçi, köylü, fakirler ve gençlerden oluşan konsüllerce(sovyet) hükümet oluşturulmalıdır. Bu konsüller iş yerlerinde, kasabalarda, mahallelerde kurulmalıdır; ezilenlerin düzenli olarak temsilcilerini seçtikler demokratik kitle toplantılarına dayanmalılardır. Gelecekteki bir işçi devletinde yönetici normal işçiden farklı ayrıcalıklara sahip olmayacaktır. Güçlerini kötüye kullandıkları zaman veya yanlış temsil yaptıkları zaman işçilerin temsilcileri görevlerinde alınabilirler.

 

- Yaşasın Orta Doğu ve Avrupa'da işçi ve köylülerin sosyalist cumhuriyeti! Yaşasın dünya devrimi!

 

 

 

9. Hakiki Devrimci Parti Kurulmalıdır

 

Devrimler gelir geçer ama başarılı devrimler yapılırlar! Küçük komplocu topluluklarca değil de politik bilinçli kitlelerce. Kitleler eğitilmeli ve yönlendirilmelidir, bizim kapitalist basının yalanlarına ve ordunun, polisin silahlarına karşı koyabilecek güce ihtiyacımız var. Bu güç devrimci dünya partisidir!

 

Biz RCIT'nin Türkiye ayağı olan Sınıf Savaşı olarak hem vatanımızda hem de dünyada böyle bir parti kurmaya kendimizi adadık. Bu süreç sadece konuşmayla değil ezilen kitlelerin ve diğer devrimcilerin birleşik mücadelesiyle ilerler. Bu mücadelede kendi partimizi kurmalıyız. Tüm ciddi devrimcileri geçen yılların sınıf mücadelesiyle alakadar derslerini dinlemeye ve kendi konsüllerini kurmaya çağırıyoruz. Biz tarikatçılığı ve oportünizmi reddeden hakiki bir devrimci saf birleştirmeye mücadele ediyoruz.

 

Hakiki devrimci bir parti HDP veya SYRIZA gibi çok köklü birlikler değildir, doğal ve açık bir programın temelinde bir güçtür. Devrimci parti işçi sınıfında özellikle de en fakir ve ezilen yerlerinde yerleşecektir. İçinde demokratik tartışmalar olacak, dışına da demir gibi olan disiplinini gösterecektir.

 

Devrimci bir parti kuralım! Yeni devrimci parti 5. Enternasyonal için!

 

Sosyalizmsiz gelecek olmaz!

 

Devrimsiz sosyalizm gelmez!

 

Devrimci partisiz devrim yapılamaz!

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Suriye'de Zafer için Devrim!

 

Kahrolsun Esad ve Yandaşları!

Doğu'dan Batı'ya Sosyalist devrim için bütün işçilere ve çiftçi el ele !

Devrimci-Komünist-Uluslararası eğilim (RCIT)

RKOB (RCIT'in Avusturya şubesi)

 

Devrimci-Komünist-Uluslararası eğilim komünist devrimciler olarak Suriye'deki işçi ve köylü halkı destekliyoruz.Biz diyoruz ki:

* Esad ve onun elit kesimi tahtından indilirmeli !

* Silahlı milisler için işçi ve çiftçilerin eylem planı ! Bu eylem planı ülkenin geleceği ve ulusal koordinasyon için en iyisi olacaktır !

* Yeni bir hükümet için işçiler çiftçiler ve işsizle el ele!

*Muhalifler de burjuvalardan oluşuyor ve Burjuva liderler ve zengin sınıf güven vermiyor ! Amerika'nın yönetimleriyle birlikte çalışanlar aynı zamanda Esat'ın yönetimindede bulunuyorlar !

 

İşçiler ve Çiftçiler :

Sadece kendi gücünüze,kendi organizasyonlarınıza ve kendi milislerinize güvenin !

*Bütün emperyalist güçler Suriye'ye karışmamalıdır ! Nato askeri güçlerini Afganistan'dan ve Mali'den geri çekmelidir ! Anti-Emperyalist dayanışma yapılmalıdır !

* Doğu'da Batı'da beraber savaşmak için işçiler ve köylüler el ele ! Devrimi yaymak için ! Batı'da ve Doğu'da Sosyalist bir devlet kurabilmek için !

*Suriye'deki savaşlar için uluslararası dayanışma !

Uluslararası dayanışma kampanyası için işçilerin desteği !

* İşçiler için devrimin inşaası ! Uluslararası devrimin inşaası için devrim !

 

 

Devrimci-Komünist-Uluslararası eğilim (RCIT) uluslararası bir mücadele organizasyonudur.Bütün baskılara rağmen işçi sınıfının kurtuluşudur ! Çeşitli ülkelerde organizasyonlarımız bölümlendirilmiştir.RCIT işçi hareketlerinde teoride ve pratikte Marx,Engels,Lenin ve Trotzki'ye bağlıdır.

 

üye olunuz !

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Sosyalizm yoksa Gelecek yok!

 

Devrim yoksa Sosyalizm yok !

 

Devrim partisi yoksa Devrim yok !

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Harika işler harika inisiyatif gerektirir!

 

Tüm devrimci örgütlere, aktivistlere bu tarihi zamanda sorumluluklarını yerine getirme çağrısı!

 

Uluslararası Devrimci Komünist Uluslararası Eğilim Sekreteryasının Açık Mektupu (RCIT), 7 Ocak 2019, www.thecommunists.net

 

 

 

Yoldaşlar, kardeşler!

 

Tarihsel zamanlarda yaşıyoruz. Hayatı açık gözlerle geçiren herkes, emperyalist dünya düzeninin ciddi şoklar yaşadığını görebilir. Siyasi volkanik bir patlamaya doğru gidiyoruz.

 

Borsalar panik icerisindedir, bunun nedeni ise yakin zamanda gerceklesen 2008-09 den da büyük olan kapital durgunluktur.

 

Başlıca emperyalist güçler arasındaki gerilimler, şişen küresel ticaret savaşında, Güney Çin Denizi'ndeki veya Rus-Ukrayna sınırındaki gerilimler, Afrika için emperyalist ırk ve benzerleri gibi çarpıcı biçimde artmaktadır. Başkan Trump’ın Orta Doğu’dan çok sayıda ABD askerini geri alma kararı ve ABD’nin artık “Dünya Polisi” olamayacağı iddiası, amerikanin eski gücünün bariz bir sekilde sona erdigini gösteriyor. Yalnızca politik olarak kör olan bir kişi, geleceğin başlıca emperyalist güçler - ABD, Çin, AB, Rusya ve Japonya arasındaki rekabetle şekilleneceği gerçeğini görmezden gelebilir.

 

Aynı zamanda, dünya çapında yeni bir işçi dalgası ve baskı altındaki kurtuluş mücadelesinin başlangıcındayız. Sudan'daki mevcut halk isyanı, kahraman Suriye halkının Esad tiranlığına karşı protesto mücadelesi, Tunus, Lübnan, Ürdün ve İran’daki kitlesel protestolar, Siyonist baskıcılara direnen Filistin halkı, etkileyici "sarı yelek" hareketi dünya çapındaki taklitçilere (Tayvan'a kadar!) ilham veren Fransa'da, Macaristan'daki protesto eden fakir işçiler, Nikaragua'daki popüler ayaklanma ... bunların hepsi uluslararası sınıf mücadelesinde yeni bir yükselişle karşı karşıya olduğumuzun güçlü işaretleri!

 

Yoldaşlar, kardeşler! Kimse bu olaylar karşısında şaşırmamalı. Bu olaylar Marksistler tarafından son yıllarda yapılan tahminlerin eksiksiz bir onayını temsil ediyor. Yıllardır, sınıf karşıtlıklarının hareket yasalarının bu tarihsel dönemde kaçınılmaz olarak bu gelişmelere yol açtığını vurguladık.

 

Devrimci Komünist Uluslararası Eğilim (RCIT), bu dönemde her birimizin büyük bir sorumluluk taşıdığını açıkça belirtiyor. Son yıllarda çok sayıda kahramanca kitlesel mücadele yaşadık.  2011'den bu yana pek cok sehit veren Arap Devrimi'ni hatırlayın! Latin Amerika'da toplumsal adaleti savunan kitle hareketlerini hatırlayın! Güney Afrika'da aşırı sömürü ile mücadele eden madencileri unutma! Tarihteki en fazla sayıda katılımcıyla birkaç genel grev yapan Hintli işçi ve yoksul köylüleri hatırlayın! Ve bunlar sadece birkaç örnek!

 

Ancak tüm bu etkileyici savaşlar ağır aksilikler ve korkunç yenilgiler yaşadı! Neden? Çünkü işçiler ve ezilenler gerçekten devrimci bir liderlikten mahrumdu! Çünkü çeşitli burjuvalar, küçük burjuvalar, reformist ve merkezci güçler tarafından karıştırıldılar! Zira işçiler ve ezilenler “kurtuluş” ve hatta “sosyalizm” den bahseden partiler tarafından yanlış yönlendirildiler, ancak eylemlerinde  kapitalist sistemde hızla iktidara gelmek için haince bir cok emperyalist büyük iktidarlarin şevkine hizmet ettiler

 

Yoldaşlar, kardeşler! Sonuç çıkarmaya ve harekete geçme zamanı geldi! Harika işler harika inisiyatif gerektirir! Başkalarını beklemeyin, gelecekte "uygun durumlar" için beklemeyin! Bütün bunlar, kaderciliğin “sosyalist” bir versiyonundan başka bir şey değildir. Böyle bir batıl inanç gerçek bir devrimciye yakismaz! Artık her birimizin kendi sorumluluğunu yerine getirme  zamanidir!

 

İşçileri ve ezilenleri bu tür yozlasmisliktan kurtarmak bizim sorumluluğumuzdur! Kitlelere dünyadaki durumun dinamiklerini anlayan ve gerekli sonuçları çıkartan liderlik etmek bizim sorumluluğumuzdur! Bir savaş programı temelinde en iyi ve en sadık savaşçıları organize etmek ve ortak bir uluslararası organizasyonda işbirliği yapmak bizim sorumluluğumuzdur. Stalinist, Bolivarcı, reformist ve sahte Trotskist bankacıların yerini alabilecek bir Dünya Devrimci Partisi kurmak bizim sorumluluğumuzdur. İşçilerin öncülüğüne ve ezilenlere kurtuluş mücadelesinde doğru yolu bulmalarında yardım etmenin tek yolu bu!

 

Yoldaşlar, kardeşler! Bu büyük görevlere adaleti sağlamak için rutin, ulusal gurur ve gönül rahatlığıni denize atmalıyız! Her ülkede bölümleri olan bir Devrimci Dünya Partisi'nin inşasını ilerletmek için güçlerimizi birleştirmeliyiz! Böyle bir parti teke tek bütün mücadeleleri belli bir stratejiye baglayan bir mücadele programi gelistirmelidir.

 

Geçen yıl ve bir buçuk yıl boyunca, RCIT diğer devrimci güçlerle işbirliğini derinleştirme çabalarını yoğunlaştırdı. Bugün dünya çapında 18 ülkede bölümler, aktivistler ve dost canlısı organizasyonlar var. Geçen yıl, merkezi dünya olaylarıyla ilgili ortak açıklamalar yayınladık (örneğin, 1 Mayıs bildirimi, https://www.thecommunists.net/home/t%C3%BCrk/bir-mayis-2018/; Ortadoğu'da savaş kışkırtıcılığı, https://www.thecommunists.net/home/t%C3%BCrk/ortadogu-da-savas-kiskirticiligi/; Küresel Ticaret Savaşı: Batı ve Doğu'daki Büyük Güçlerin Irkciligina Hayır! https://www.thecommunists.net/home/t%C3%BCrk/kuresel-ticaret-savasi/). Yoldaşlarımız devrimci sosyalizm fikirlerini yaydılar ve sınıf mücadelesine aktif olarak katıldılar (örneğin, RCIT ana sayfasının altındaki faaliyetlerimizle ilgili sayısız rapora bakınız: https://www.thecommunists.net/rcit/activities-on-the-ground/, RCIT bölümlerinin çeşitli ana sayfalarının yanı sıra).

 

Gelecekteki görevlerin büyüklüğü göz önüne alındığında, bunların hala mütevazı gelişmeler olduğunun farkındayız. Ancak bu bir başlangıç ve önümüzdeki fırtınalı dönem için daha iyi hazırlıklı olmamıza yardımcı oluyor. Uluslararası işbirliği içinde birlikte ilerlemek ve devrimci bir birlik inşa etmek için pratik işbirliği, olası farklılıkların tartışılması ve netleştirilmesi vb. yoluyla güçlerimizi birleştirmemiz ivedi önemli.

 

Yoldaşlar, kardeşler! Zaman kaybedemeyiz! Önümüzdeki aylar ve yıllar kaçınılmaz olarak büyük savaşlar ve politik volkanik patlamalar üretecek! Dünya çapında devrimcilerin daha yüksek bir birlik seviyesine ulaşması şarttır. Aşağıda, Şubat 2018'de RCIT tarafından piyasaya sürülen devrimsel bir birim platformu için Altı Noktaların güncellenmiş bir versiyonu bulunmaktadır. Bu, şu anki dönemde ortak bir mücadele programı için önerimiz. Ancak, herhangi bir değişiklik veya alternatif platform icin tartışmaya açığız. Dünyanın dört bir yanındaki devrimci örgütleri, aktivistleri ve aktivistleri bizimle iletişime geçmeye ve daha yakın uluslararası işbirliği için planlar geliştirmek üzere birlikte çalışmaya çağırıyoruz! Kurtuluş mücadeleleriyle dayanışma içinde ortak uluslararası kampanyalar için önerileriniz ve önerileriniz varsa, bizimle iletişime geçmenizi rica ederiz! Lütfen bize kampanyalarınız, devrimci birlik için fikirleriniz ve girişimleriniz hakkında bilgi verin. İşbirliği yapmak isteyen herkesle uluslararası bir Skype konferansı planlıyoruz.

 

Yoldaşlar, kardeşler! Harika işler harika inisiyatif gerektirir! 2019 yılının harika görevlerini birlikte ele alalım! Birlikte ilerleyelim!

 

Birlik - kavga - zafer!

 

 

 

Günümüzde devrimci birligi kurmayi saglayacak 6 önemli Nokta

 

RCIT'in önerileri (Devrimci-Komünist Uluslararası Eğilim)

 

 

 

Hızla artan çelişkiler ve ani dönüşler dünyasında yaşıyoruz. Kapitalizm bozulduğunda, kapitalist hırsızlar, işçi sınıfına ve ezilenlere acımasızca saldırarak servetlerini artırmaya ve giderek çevreyi yok etmeye ve mücadelelerini birbirleriyle daha da şiddetlendirmeye çalışıyorlar. Insanlığın hayatta kalması kontrolsüz iklim değişikliği ve bununla birlikte Üçüncü Dünya Savaşı'nın tehlikesini getiren büyük emperyalist güçler arasındaki artan mücadele yüzünden tehdit altında. Bu nedenle alternatifin "sosyalizm ya da taş devri" olduğunu söylüyoruz!

 

Bu dramatik durum, örgütlü sosyalizm mücadelesini her zamankinden daha gerekli kılmaktadır. Bu, işçi sınıfının ve ezilenlerin, sosyalist bir gelecek için uluslararası mücadeleyi üstlenen bir partiye sahip olması gerektiği anlamına gelir!

 

Bize göre, ilkel bir anlaşmanın temellerini atmak için dünyanın dört bir yanındaki devrimcilerin derhal birlikte çalışmaya başlamaları zorunludur. Bu, yenilenmiş güçle yeni bir Devrimci Dünya Partisi inşa etme sürecini ileriye götürmemizi sağlayacaktır. Böyle bir partinin kurulusunun baslangic noktasi, sinif savaslari degerlerine mutabik olmalidir. Devrimci Komünist Uluslararası Eğilim (RCIT), şu noktaları mevcut siyasi evrede programlı temel taşlar olarak görüyor:

 

 

 

1) Büyük emperyalist güçler (ABD, AB, Japonya, Rusya ve Çin) arasındaki artan rekabeti tanımak

 

Ancak o zaman, kapitalist krizin şimdiki döneminin sürüş dinamiklerini anlayabilir ve yalnızca ABD, AB ve Japonya'nın değil, Rusya ve Çin gibi yeni ortaya çıkan güçlerin emperyalist karakterini de göz önüne alarak doğru bir pozisyon alabiliriz. Yanlizca bu temelde, tek bir dogru Programa, yani anti-emperyalist Programa - proleter enternasyonalizm ve devrimci yenilgiye uğrayan tek doğru- varmak mümkündür. Bundan dolayı, işçi sınıfının tüm emperyalist güçlere karşı acımasız bir mücadele perspektifini kastediyoruz. Bu, devrimcilerin "ana düşman kendi ülkelerinde" sloganına göre, emperyalistlerin kendi iclerindeki catismalardan dogan gücü desteklediklemeyi reddettikleri anlamina gelir.

 

Hindistan bölgesel emperyalist bir güc degildir. Eger Hindistan emperyalist Cin ile anlasmazliga düserse, bu durumda ABD bölgede emperyalist vekil olarak davranir. Iste böyle durumlarda da yukarida gecen benzer yaklasimlar gerekli görülür.

 

Bu büyük güçlerin gerici ve emperyalist doğasını tanımayanlar, kaçınılmaz olarak anti-emperyalist, yani Marksist çizgiyi anlamakta başarısız olurlar. Bunun sonucu olarak da, bilinçli ya da bilinçsizce bir ya da daha fazla emperyalist gücü "daha az kötülük" olarak destekleyeceklerdir.

 

 

 

2) Emperyalizme ve ezilen halkların kurtuluşuna karşı tutarlı bir mücadele

 

Ezilen halklari temsil eden devrimciler emperyalist devletleri yenilgiye ugratmayi destekliyorlar.Bu güçlerin askeri zaferini, ezilenlerin devrimci olmayan liderliğini (örneğin, küçük burjuva İslamcıları, milliyetçileri) siyasi olarak desteklemiyoruz. Bu, ulusal çatışmalar (örneğin, Rusya'daki Çeçen halk, Doğu Türkmenler / Uygurlar gibi ezilen bir ulusa karşı) ve yurt dışındaki savaşlar (örneğin Kuzey Kore, Afganistan, Suriye, Mali, Somali) için de geçerlidir. Böyle bir yaklaşım yalnızca Güney ülkeleri için değil, aynı zamanda eski emperyalist devletler içindeki ulusal baskı ve ayrımcılık vakaları için de geçerlidir (örneğin ABD'deki Kara ve Yerli Amerikalılar, Katalonya'nın emperyalist İspanyol devletine karşı bağımsızlık mücadelesi.)

 

Aynı şekilde, devrimciler, emperyalist ülkelerde açık sınırlar için ve ulusal azınlıkların ve göçmenlerin (örneğin vatandaşlık hakları, dil, eşit ücretler) tam eşitliği için mücadele etmelidir.

 

Buna ek olarak, devrimciler belirli bir çatışmada bir emperyalist kampı (Brexit / AB, Clinton vs. Trump) desteklemeyi reddettiler.

 

Ezilenlerin mücadelelerini desteklemeyen, ve bundan dolayi da üzgün olan kesim, sinif mücadelesinden kaciyor. Bu onları işçi sınıfının ve ezilenlerin kampının dışına atar.

 

 

 

3) Ortadoğu ve Kuzey Afrika'daki devrimci mücadelenin gerici diktatörlüklere, emperyalizme ve Siyonizm'e karşı sürdürülmesi

 

2008 yılında yeni tarihsel dönemin başından itibaren, Filistin, Tunus, İran, Suriye, Mısır, Yemen, Sudan ve diğer ülkelerin halklarının kitlesel ayaklanmalari sinif savasinda en önemli gelismedir. Temmuz 2013'te Mısır'daki el-Sisi darbesi veya Esad ve onun yabancı destekçileri tarafından Suriye halkının devam edegelen katliami gibi, kitlelerin, devrimci liderligin yetersizliginden ötürü, bir dizi yenilgiye ugradigi dogrudur. Fakat devrimci süreç devam ediyor. Bu direnisin Filistin, Suriye, Yemen ve Mısır gibi ülkelerde devam ettigini ve edecegini gösterdigi gibi, Tunus, İran, Sudan ve Fas gibi yeni ülkelere de yayildigini göstermektedir. Trumph'in Israilin baskenti olarak Kudüsü tanimasi karari uluslararasi bir kitle hareketini baslatti. Bu da „Özgür Kirmizi Filistin“ icin yeni bir devrimci sayfa acilmasina yol acti. Bu kavga bir taraftan emperyalist güclere ve siyonist irkci devlete karsi yürütülürken, diger taraftan tek Filistin devletinin kurulmasi icin yürütülüyor. Tunus ve İran'ın kapitalist rejime karşı spontan halk ayaklanması, devrimci dalganın Ortadoğu'da yeniden canlanabileceğini ve hatta Arap olmayan ülkelere de yayılabileceğini gösteriyor. Devrimciler, diktatur rejime ve gerici güclere karsi halk ayaklanmasinin yaninda olmalidir. Bunu yaparken de devrimci olmayan Gruplara (mesela kücük islamci gruplar, ya da milliyetciler) destek saglamamalidirlar.

 

2011'den beri Arap Devrini desteklemeyen ya da sona erdiğini ve yenildiğini beyan eden "sosyalistler" var. Sosyalistler ve demokratlar yalnızca sözlerle kanıtlıyorlar, ancak bir eylemde bulunmuyorlar.

 

Devrimciler, bölgesel yöneticiler arasındaki geri savaşa karşılar (örneğin Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, İran, Mısır, Sudan, Etiyopya, vb.). Her savaş için devrimci taktiklerini düzenleyeceklerdir. Bunu yaparken de, savaşın somut doğasını ve politik arka planını ve bunda emperyalist güçlerin rolünü (özellikle ABD, Rusya, Çin'in rolü) analiz etmelidirler.

 

 

 

4) Demokratik haklara yönelik gerici saldırılara karşı devrimci mücadele

 

Devrimciler, işçi sınıfının ve ezilenlerin çıkarlarına yalnızca, sınıf düşmanlarını tanıması ve ona karşı harekete geçebilmeleri durumunda hizmet edebilir. Bu nedenle tüm gerici diktatörlüklere ve yozlaşmış ve otoriter yalancı demokrasilere (örneğin Suriye, Togo, Kenya, Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Zimbabve) karsi ; her tür ulusal ve ırk baskısına karşı (örneğin, Latin Amerika'da yerli halklar, Myanmar'da Rohingya, Libya'da Afrikalı köle); tüm darbelere karşı (ör. Mısır 2013, Tayland 2014, Brezilya 2016); ve tüm otoriter saldırılara (örneğin 2015'ten beri Fransa'da olağanüstü duruma karşı) karşı kararlilikla savasmalidirlar.

 

Bu gerici saldırıları tanımayan ve bunlarla mücadele etmeyen, ancak onları destekleyen ya da tarafsız bir konumda bulunan herkes, işçi sınıfının hainidir. Onlarla aramızdaki uçurum var!

 

 

 

5) Bütün toplu savaşlarda birleşik ön taktiği kullanma

 

Devrimciler, devrimci olmayan liderliklerinin bahanesiyle kitlesel mücadelelere katılımı reddeden sekter yaklaşımın her biçimine karşıdırlar. Bunun yerine reformist veya popülist gücler tarafindan yürütülen iscilerin ve calisanlarin savaslardaki birlesik cephe taktigine basvururlar.(Örneğin sendikalar, köylü kitle örgütü ve devlet ordusunun örgütü, ve politik partiler - Brezilyadaki PT, CUT, MST partileri; Arjantindeki CGT, CTA, FIT partileri, Misirdaki islamcilar, Suriyedeki isyankarlar, Günay Afrikadaki EFF, 2015 öncesi Yunanistandaki SYRIZA, Ispanyadaki Bask ve Katalan milliyetcileri gibi politik partiler). Birleşmiş cephe taktiklerini bu türden kitle mücadelelerine uygulamayanlar, somut bir anlam olmadan soyut bir ifadeyle bu mücadelelere verdikleri desteği bırakıyorlar. Isciler ve calisanlar kendilerini bu devrimci olmayan gruplardan kurtarmali ve bagimsiz devrimci bir icsi partisinin yasayabilmesi icin calismali.

 

 

 

6) Şimdi bir Devrimci Dünya Partisi kurmaya başlayın!

 

Egemen sınıfın gerici saldırısını savunmak için mücadele ve işçi sınıfının ve ezilenlerin kurtarılması ancak sosyalist devrim mücadelesiyle birleştirilirse başarılı olabilir. Bu, işçi sınıfının ve ezilenlerin iktidarın ele geçirilmesinden ve kapitalist sınıfın yıkılmasından ve kamulaştırılmasından sosyalizm yolunu açmak için daha az bir şey ifade eder. Tarih bize, kurtuluşa yönelik tüm kitlesel mücadelelerin, devrimci bir partinin önderlik etmeseydi başarısızlığa mahkûm olacağını öğretir. Böyle bir parti, işçi sınıfının ve ezilenlerin en siyasi olarak bilgili ve savaşa hazır dövüşçülerini örgütlemelidir; bürokratik yolsuzluklardan kurtulmalıdır. Buna ek olarak, uyrukluğun tehlikelerinden kaçınmak için uluslararası bir parti olarak var olması gerekir.

 

Bu nedenle yeni devrimci dünya partisinin kurulmasina katki saglayan bütün organizasyonlari ve aktivistleri, bu temelde birlesmeye cagiriyoruz. Özellikle, RCIT, devrimcilerin Uluslararası Bir Konferans hazırlamak ve düzenlemek için Ortak Bir İletişim Komitesi oluşturmasını önermektedir. Amaç, bir Dünya Devrimci Partisinin kurulmasını teşvik etmek için somut adımları tartışmaktır. RCIT, ciddi bir tartışmaya ve böyle bir perspektifi paylaşanlarla yakın işbirliği yapmaya kararlıdır.

 

 

 

 

Download
Open Letter & 6 Points_TURK.pdf
Adobe Acrobat Document 532.6 KB

İsrail’in Gazze’deki yeni saldırısını durdurun!

 

RCIT ve İUB-DE’nin ortak bildirisini paylaşıyoruz.

 

 

İsrail hükümeti, Gazze Şeridi’ndeki Filistin halkına yönelik terör uygulamalarını bir kez daha şiddetlendirdi. Son 48 saatte İsrail hava ve deniz kuvvetleri 25 Filistinliyi öldürdü. Katledilenlerin arasında 37 yaşında ve hamile olan Falastine Abu Arar ve 14 aylık yeğeni Siba da bulunuyor. Saldırılarda yaklaşık 70 Filistinli yaralandı. İsrail ordusu ayrıca Anadolu Ajansı’nın Gazze’deki ofisinin bulunduğu binayı da vurdu. Filistinlilerin saldırıya karşılık olarak attığı roketlerin sonucunda üç İsrailli hayatını kaybetti.

 

İsrail’in bu yeni suç ve soykırım eylemi, emperyalizmin ve Siyonist güçlerin tüm Filistin halkına yönelik olarak uyguladıkları tarihsel saldırının bir parçasıdır. Bu güçler, 1948’den bu yana Filistin topraklarının gaspını sürdürmekteler.

 

Siyonizm’in emperyalizm ve Donald Trump tarafından desteklenen bu yeni suç eylemi dünya genelinde kınanıyor.

 

RCIT ve İUB-DE olarak biz de uluslararası kınamaya katılıyor; Siyonist ve ırkçı İsrail devletinin suçlarına karşı savaşmak için eylem birliği çağrısında bulunuyoruz. Tüm dünyada işçileri ve kitle örgütlerini Filistin halkını desteklemeye çağırıyoruz.

 

İsrail’e karşı uluslararası kitle seferberlikleri ve kitlesel bir boykot kampanyası için!

 

Gazze’deki katliama son!!

 

Filistin halkına yönelik baskılara son!

 

Bütün Filistinli tutsaklara özgürlük! Kahrolsun Apartheid İsrail devleti!

 

Emperyalizm Filistin’den ve tüm Ortadoğu’dan defolsun! 

 

Filistin halkının direnişine koşulsuz destek!

 

 

 

Ortak Bildiri, 6 Mayıs 2019

 

Devrimci Komünist Uluslararası Eğilim (RCIT), www.thecommunists.net

 

İşçilerin Uluslararası Birliği – Dördüncü Enternasyonal (İUB-DE), www.uit-ci.org

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Patlayıcı gerilimlerle dolu bir dünyada devrimci birlik için!

 

Sosyalist bir gelecek için mücadelede enternasyonalist bir bakış açısı için

 

Ortak Devrim Örgütleri Beyanı, Ağustos 2019

 

 

 

Kapitalizm daha önce görülmemiş bir kriz ve gerileme içinde. Sınıflar ve devletler arasındaki gerilimlerin ve çatışmaların yoğunlaşması kaçınılmazdır. Dünyanın dört bir yanındaki devrimciler, sosyalist devrim ve işçi gücü için enternasyonalist ve anti-emperyalist bir program temelinde sınıf mücadelesine müdahale etmelidir. Aşağıdaki hedefler için savaşıyoruz:

 

* Bütün büyük güçlere ve milletvekillerine karşı ezilen kitlelerin kurtuluş mücadelelerini destekleyin! Rusya’yı ve ABD’yi Suriye’den kov! ABD'nin İran'a yönelik yaptırımlarına ve saldırganlığına hayır! Kuzey Kore'ye karşı yaptırımlara hayır! ABD, Avrupa, Rus ve Çin birlikleri, Venezuela ve Orta Amerika'dan, Mali, Libya, Nijer, Güney Sudan, Cibuti ve diğer tüm Afrika ülkelerinden uzak durun !

 

* İşçilerin ve ezilenlerin kurtuluş mücadelelerini destekleyin! Hong Kong'da işçilerin ve gençlerin mücadelesine desten verin! Sudan ve Cezayir'deki halk ayaklanmasına karşı zafer! Ürdün'den Akdeniz'e ücretsiz bir Filistin için! Suriye'deki Esad diktatörlüğü ile yikilsin! Çeçenya, Doğu Türkistan ve Keşmir ezilen halkları için ulusal özerklik! Halkın işçi ve kitlesel protestolarını Brezilya'nın, Honduras'ın ve Latin Amerika'nın emperyalist yanlısı hükümetlerine karşı destekleyin!

 

* Tüm büyük güçlere karşı savaş (ABD, Çin, AB, Rusya ve Japonya)! Ticaret savaşlarına icn silahlanma yarışına, askeri provokasyonlar, emperyalist korumacılık ve küreselleşmeye karsi savas! Emperyalist devletlerdeki devrimciler, yaptırımlara ve tarifelere ve ayrıca büyük işletme rakiplerine karşı her türlü şovenizme karşı çıkmalı (örneğin, ABD’de Çin karşıtı histeriler, AB’de Rusya karşıtı propagandalar, Rusya’da ve Çin’de Batı’ya karşı antlaşmalar vb.)! Japonya ve Güney Kore'deki devrimciler, ülkeleri arasındaki şovenist gerilimlere karşı çıkıyor! Yunanistan'daki devrimciler, Makedon karşıtı şovenizme ve egemen sınıfın Türk karşıtı histerisine şiddetle karşı duruyorlar! Güney ülkelerindeki devrimciler, kurtuluş mücadelesinde birleşik cephe taktikleri için çalışmalıdırlar. Büyük güclere karsi muhalefet  gösteren Organisazyonlari da uyarmlisiniz("düşmanımın düşmanı dostumdur" anlamında)!

 

* Emperyalist göç politikası yikilsin! Meksika Sınırındaki Trump Duvarını parçala! Meksika hükümeti tarafından Orta Amerikalı göçmenlerin baskılarına hayır! AB Frontex rejimine lanet olsun! Rusya’daki acımasız göçmen karşıtı politikaya hayir! Tüm göçmenler ve mülteciler için sınırları açın! Göçmenlerin tam eşitliği (vatandaşlık hakları, eşit ücretler, sosyal ve sağlık hizmetlerine erişim, ana dillerini eğitimde kullanma, idare vb.) saglansin!

 

İşçilere ve ezilenlere kendilerini sosyal demokrasinin, Stalinizmin, Bolivarizmin, küçük-burjuva milliyetçiliğinin ve İslamcılığın etkisinden kurtarmaları için yardım etmek için devrimcileri çağırıyoruz. Sosyalist bir gelecek için savaşan devrimci bir dünya partisi inşa etmek için güçlerimizi birlestirmeye!

 

 

 

İmzacı kuruluşlar:

 

 

 

Devrimci-Komünist Uluslararası Eğilim (Pakistan, Sri Lanka, Güney Kore, Nijerya, Kenya, Zambiya, Yemen, İsrail / İşgal Altındaki Filistin, Brezilya, Meksika, İngiltere, Almanya ve Avusturya), www.thecommunists.net

 

Revolutionary Communists (Güney Kore), http://go.jinbo.net/commune/view.php?board=cool&id=51945&page=1

 

Jammu Kashmir Revolutionary Socialists (Keşmir)

 

Revolutionary Socialist League (Kenya), https://redflagkenya.wordpress.com/

 

Partido Revolucionario de las y los Trabajadores (Kosta Rika), http://prtcostarica.blogspot.com/ (Note)

 

RCIT Supporters in Turkey (Türkiye), http://sinif-savasi.blogspot.com/

 

RCIT Supporters in Zimbabwe (Zimbabve)

 

RCIT Supporters in Spain (İspanya) (Note of the signatories: “We consider it as important to fight for the right of national self-determination of all peoples which are oppressed by the Spanish state (e.g. in Catalonia, Euskadi, Galicia, Canary Islands, Andalusia, etc).” The RCIT agrees with this approach.)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

ABD'nin İran'a ve devrimci taktiklere yönelik saldırganlığı

 

İran'ı herhangi bir emperyalist saldırganlığa karşı savunun! Tahran'daki gerici molla rejimine ise siyasi destek vermeyin! Suriye, Irak, Yemen ve İran halkının kurtuluş mücadelelerine devam edin!

 

Devrimci Komünist Uluslararası Eğilim Beyanı (RCIT), 6 Ocak 2020, www.thecommunists.net

 

 

 

1.             Tahran'daki iktidar seçkinlerinin en etkili liderlerinden biri olan İranlı General Qassem Soleimani'nin - Irak PMF komutanı Ebu Mehdi el Muhandis'in ve diğer generallerin ABD ordusu tarafından suikaste uğratılması, Ortadoğu'nun siyasi dinamiklerinde yeni bir sahneye yol açtı,

 

a) Washington ve Tahran arasındaki çatışmayı önemli ölçüde hızlandırdı ve büyük çapta erken savaş tehlikesini kışkırttı;

 

b) Buna karşılık İran, 2015 nükleer anlaşmasına artık uymayacağını açıkladı. Tahran'ı bir atom bombası alani yapmaya yaklaştırıyor;

 

c) Irak Parlamentosu, tüm Amerikan birliklerinin Irak topraklarından atılmasına çağrıda bulunan bir karar için oy kullandı. Buna karşılık, ABD Başkanı Trump Irak'ı "daha önce hiç görmediğiniz yaptırımlar" ile tehdit etti.

 

2.             Bu gelişmeler dünyadaki aktivistler arasında büyük karışıklığa neden oldu. Suriye ve iraktaki bircok insan, Washington'un savaş çabalarının doğasının kavrayamadan, bir yandan devrimci İran rejimi ve yerel müttefiklerinin geri adim atmasindan memnun olurken, bir yandan da ABD emperyalizminin birçok muhalifleri sürmekte olan Suriye, Irak ve Iran halkinin kurtuluş mücadelelerini görmezden geliyor ya da sessiz kalıyor. Bu nedenle, Devrimci Komünist Uluslararası Eğilim (RCIT) aktivistleri - hem Ortadoğu'da hem de dünya çapında - karmaşık gerçekleri göz önünde bulunduran tutarlı bir devrimci, antiemperyalist ve demokratik duruş benimsemeye çağırıyor.

 

3. Devrimcilerin birincil amacı, işçilerin ve ezilenlerin tüm büyük güçlere ve tüm gerici kapitalist rejimlere karşı bağımsız mücadelesini güçlendirmek olmalıdır. Halklar arasındaki tüm dini ve ulusal bölünmelerin üstesinden gelmek ve tüm emperyalist güçleri dışarı atmayı, tüm diktatörlükleri ve gerici rejimleri devirmeyi amaçlayan bir program temelinde birleştirmek çok önemlidir. Böyle bir sosyalist program temelinde, devrimciler yerel gerici rejimlere karşı tüm meşru popüler mücadeleleri desteklemeli ve aynı zamanda yarı sömürgeci ülkeleri herhangi bir büyük gücün saldırısına karşı desteklemelidir. Ancak, bu taktik, ilgili kuvvetlerin burjuva veya küçük-burjuva liderliğine siyasi destek içermemelidir.

 

4. Bu nedenle RCIT, işçileri ve  dünya çapındaki popüler kitle kuruluşlarını çağırıyor:

 

a) İdlib'deki Suriyeli halkın Esad'ın zulmüne ve Rus-İran işgaline karşı kurtuluş mücadelesini desteklemek;

 

b) Bağdat'taki yönetici seçkinlere ve İran'ın müdahalesine karşı Iraklı işçilerin ve gençlerin halk ayaklanmasını desteklemek;

 

c) gerici molla rejimine karşı İran halkının kitlesel protestolarını desteklemek;

 

d) Yemen halkının Suudilerin öncülük ettiği saldırganlığa karşı mücadelesini desteklemek.

 

5. Aynı zamanda, dünyadaki devrimciler ABD emperyalizminin İran ve müttefiklerine yönelik tüm saldırılarına karşı çıkmakla yükümlüdür. Suriye ve Irak'taki popüler ayaklanmaların karşı-devrimci baskısının büyük bir organizatörü olan Soleimani için gözyaşı dökmemekle birlikte, ABD saldırganlığının bu popüler ayaklanmaları desteklemekle hiçbir ilgisi olmadığıni da biliyoruz. Washington'un İran'a yönelik yaptırımları ve hava saldırıları sadece Trump yönetiminin iç krizi ve Siyonist apartheid devletinin desteği ile degil ayni zamanda, ABD emperyalizminin Ortadoğu'daki düşüşünü ve mutlak hegemonyasını tersine çevirme isteğiyle de motive oluyor.

 

6. Bu nedenle, RCIT dünya çapındaki işçi ve kitle örgütlerini çağırmaktadır:

 

a) İran'a karşı tüm emperyalist yaptırımlara karşı çıkilmali;

 

b) ABD birliklerinin ve müttefiklerinin Orta Doğu'dan sınır dışı edilmesini talep edilmeli;

 

c) emperyalist Rusya ya da Çin'in bu çatışmayı yeni bir iç emperyalist savaşın başlangıcı haline getirebilecek herhangi bir müdahaleye karşı çıkilmali;

 

d) ABD ile İran ve müttefikleri İran'a karşı müttefikleri arasındaki herhangi bir askeri çatışmada, devrimciler emperyalistlerin askeri yenilgisini ve muhaliflerinin askeri zaferini talep etmelidir.

 

7. Sadece böyle bir taktik kombinasyonu, kurtuluşçuların sosyalist devrimin işçi ve köylü cumhuriyetleri ve Ortadoğu'da sosyalist bir federasyon kurma yolunu açmasını sağlayacaktır. Devrimcileri, böyle bir perspektifi savunan devrimci bir dünya partisi kurmada RCIT'e katılmaya çağırıyoruz!

 

 

 

Uluslararası RCIT Sekreteryası

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Şimdi harekete geçin, çünkü tarih şimdi olur!

 

Tüm devrimci örgütlere ve aktivistlere, COVID-19 kisvesi altında küresel karşı-devrimci saldırıya karşı güçlerini birleştirmek için çağrı

 

Devrimci Komünist Uluslararası Eğilimden (RCIT) açık mektup, 26 Mart 2020, www.thecommunists.net

 

 

 

Yoldaşlar, kardeşler!

 

Dünyadaki yönetici sınıflar - Çin'den ABD'ye, Fransa'dan Arjantin'e, Hindistan'dan Nijerya'ya - şu anda işçi sınıfına ve ezilen kitlelere karşı devasa bir karşı-devrimci saldırı yürütüyorlar. Dünya kapitalist ekonomisi 1929 ile  karşılaştırılabilir bir ölçekte çökerken, milyonlarca işçi sokaklara konuluyor, ücret kesintileri ve işçi hakları saldırıya uğradı. Haklı olarak işçilerin ve ezilenlerin savaşçı tepkilerinden korktuklarından, yöneticiler herhangi bir devrimci patlamayı bastırmak için devlet baskılarını büyük ölçüde yoğunlaştırıyorlar.

 

Kitleleri karıştırmak ve uyuşturmak için COVID-19 krizini siyasi amaçları için kullanıyorlar. Korku ve panik yayıyorlar, yüz milyonlarca insanın gösteri ve toplanma haklarını bastırıyorlar.  Birçok ülkede, 1945'ten beri olmasa da, onlarca yıldır demokratik haklara yönelik en şiddetli saldırıyı gördük. Başka bir deyişle, COVID 19 krizi büyük, küresel karşı-devrimci bir saldırının kapsamıdır.

 

Utanç verici olarak, resmi emek hareketinin büyük bölümleri ve sözde "sol" bu baskıya teslim oluyor ve birincil amaçlarının korona virüsüyle savaşmak olduğunu iddia ederek anti-demokratik saldırıları destekliyor. Bu otoriter saldırı destekçilerine "sol kilitlenme" diyoruz.

 

Devrimci-Komünist Uluslararası Eğilim (RCIT), COVID-19 krizini baştan analiz etti. Bu olayların siyasi-karşı-devrimci doğasını uyaran bir dizi açıklama ve makale yayınladı ve devrimci cevaplar verdi.

 

Yoldaşlar, cok büyük tarihi olaylar yaşıyoruz. Mevcut dünya durumu, 1989-91 yıllarında Stalinizmin çöküşü ya da 11 Eylül olayları ve 2001'de Afganistan'a karşı gelen emperyalist savaş gibi geçmiş durumlardan daha az önemli değildir.

 

Devrimci güclerin solun kilitlenmesine karsi teslim olmamasini gerektigini düsünüyoruz. Avangard işçi sınıfının büyük bölümleri şu anda karışık, felçli ve net bir perspektife sahip değil. Ama işler değişecek. Er ya da geç, şu anda biriken müthiş politik ve sosyal çelişkiler patlayacak. Bunun için hazırlanmalıyız. Zaman kaybetmemeliyiz!

 

Yoldaşlar, gerici saldırıya teslim olmamış tüm devrimcilerin derhal derinlemesine bir tartışma ve yakın işbirliği başlatmaya karar verdik. Küresel sivil saldırı, COVID-19 ve büyük dünya durgunlugunun sonuclarina karsi savasan mücadeleci güclere destek vermeliyiz. Bu durumu bizim gibi degerlendiren kisileri ve devrimci saldiriya karsi mücadelenin gerekliligini düsünen herkesi bizimle iletisime gecmeye davet ediyoruz. Bu konuyla ilgili belgeleriniz varsa, lütfen bunları bize gönderin; bunları web sitemizde yayınlamaktan memnuniyet duyarız!

 

Böyle bir tartışma ve işbirliğiyle ilgilenen herkes zaman kaybetmemelidir. Gercekten somut ve ise yarar islerle bu adimi atmaliyiz. Düzenli işbirliğini mümkün kılan ve somut uluslararası kampanyalar başlatan bir tür uluslararası blok oluşturmayı öneriyoruz. Böyle bir işbirliği için tüm fikir ve önerileri ele almaya hazırız. Bunun icin aşağıdaki gibi bir platformu siyasi bir temel olarak tartışmanızı öneririz:

 

1.             COVID-19 krizinin kisvesi altında egemen sınıflar tarafından mevcut küresel karşı-devrimci saldırının gerici doğasını tanımak.

 

2.             Acil durum, polis devletinin genişlemesi ve gözetim teknolojileri! Tüm kitle karantinalarına Hayır!. Gösteri ve toplanma hakininin bastirilmasina Hayir!

 

3.             Korona virüsüne kapilanlar icin ücretsiz ve kapsamlı testler ve ücretsiz tıbbi bakım icin! Halk sağlığı sektörünün işçi ve ezilenlerin kontrolü altındaki radikal genişlemesi için! Tüm büyük özel sağlık tesislerinin kamulaştırılması! Etkili aşıların hızlı bir şekilde geliştirilmesi veya bir çare için sınırsız, uluslararası işbirliği için!

 

4.             Tüm kemer sıkma önlemleriyle savaşın! İşten çıkarılma, ücret kesintisine Hayir!, işçi haklarına saldırıya Hayir!

 

5.             Yoksul ülkelerdeki insanlar için uluslararası yardım! Tüm kamu ve ev borçlarının silinmeli!

 

6.             Solun kilitlenmesine ve isci hareketlerinin baskilanmasina karsi mücadeleye devam!

 

Yoldaşlar, kardeşler! Bu, dünya politikasında önemli bir tarihsel dönüm noktasıdır. Bir direniş programı temelinde güçlerini birleştirmenin zamanı geldi! Tereddüt etmeyin, şimdi harekete geçin, çünkü tarih şimdi gerçekleşiyor!

 

 

 

* * * * *

 

 

 

RCIT, COVID 19 krizi hakkında, birçoğu farklı dillere çevrilmiş birçok açıklama ve makale yayınladı. Hepsi web sitemizin ayrı bir alt sayfasında toplanmaktadır: https://www.thecommunists.net/worldwide/global/collection-of-articles-on-the-2019-corona-virus/

 

Özellikle, tüm okuyucuların dikkatini yeni manifestolarımıza çekiyoruz:

 

COVID-19: Büyük bir karşı-devrimci saldırı için bir kılık.

 

Dünya durumunda bir dönüm noktasındayız. Yönetici sınıflar, şovenist Devlet Bonapartist rejimlerinin inşasını meşrulaştırmak için savaş benzeri bir atmosferi kışkırtır.

 

Devrimci-Komünist Uluslararası Eğilim Manifestosu (RCIT), 21 Mart 2020, https://www.thecommunists.net/worldwide/global/open-letter-act-now-because-history-is-happening-now/, https://www.thecommunists.net/home/deutsch/covid-19-und-der-neue-leviathan

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

8 Mart 2021: En büyük devrimci kadın kuşağı

 

 

Almedina Gunić, Uluslararası Devrimci-Komünist Uluslararası Eğilim (RCIT) Kadın Sekreteri, 8 Mart 2021, www.thecommunists.net

 

 

 

Birinci Kadınlar Günü, 1911'de İkinci Enternasyonal tarafından devrimci kadın lideri Clara Zetkin'in girişimiyle düzenlendi. On yıl sonra, 8 Mart 1921'den beri tüm dünyada her yıl Kadınlar Günü düzenleniyor. Eşitlik, kadınların kurtuluşu ve sosyalizm mücadelemizi kutlamanın günü.

 

Bugün, 8 Mart 2021, bu geleneğin 100. yıldönümünü kutluyoruz ve savaştığımız her mücadeleye, aldığımız her derste - çoğu kez yenilgiden ve aynı zamanda zaferlerden - gururla geriye dönüp bakıyoruz. Dünyanın dört bir yanında savaşmayı hiç bırakmayan ve devrimci mücadeleyi elbette devam ettirecek olan kardeşlerimizi kutluyoruz. En büyük devrimci kadın neslini kutluyoruz!

 

Çin emperyalizminin acımasız saldırılarına ve halkının zulmüne karşı savaşan Uygur kardeşlerimizi kutluyoruz. Çin devleti gözaltı merkezlerinde maruz kaldıkları tecavüz ve zorla kısırlaştırmaya karşı açıkça konuşan kız kardeşlerimiz. Senin kavgan bizim kavgamız!

 

Polonya'da, yeni gerici kürtaj yasasına karşı mücadele etmek için defalarca sokaklara dökülen kız kardeşlerimizi kutluyoruz. LGBTQIA2S+ aktivistlerinin beraatinden memnunuz ve ortak mücadelelerimizdeki dayanışmayı kutluyoruz. Polonya'daki aktivistler, hiç kimsenin, hiçbir örgütün, hiçbir partinin veya hareketin ve hiçbir devletin bedenlerimiz hakkında karar verme hakkına sahip olmadığını açıkça belirtiyorlar. Senin kavgan bizim kavgamız!

 

Acımasız orduyla mücadelede devrimci kardeşleriyle omuz omuza duran Myanmar'daki kız kardeşlerimizi kutluyoruz. Ordunun korkakları, erkekleri iğdiş edeceğine inandıkları için kadın kıyafetleri birbirine bağlanmış çamaşır iplerinin altından geçmekten bile korkuyorlar. Haklı olarak inanıyorsunuz, çünkü kıyafetlerin diğer tarafında her ne şekilde olursa olsun savaşmaya hazır kız kardeşlerimiz var. Ordu için en kötü kabus ve devrimci hareketin en güçlü başkentisin! Senin kavgan bizim kavgamız!

 

Suriye'de, yıllarca süren karşı devrimci saldırılara ve acımasız savaşlara rağmen Esad'ın tiranlığıyla savaşmayı bırakmayan kız kardeşlerimizi kutluyoruz. Ne diktatörlükten ne de Rusya, Amerika Birleşik Devletleri veya Avrupa Birliği emperyalist birliklerinden korkuyorlar. Yolumuza ne çıkarsa çıksın devrim bayrağını ayakta tutmak, kız kardeşlerimizin bize öğrettiği bir derstir. Senin kavgan bizim kavgamız!

 

Cezayir'de, Irak'ta, Filistin'de ve Ortadoğu'daki diğer birçok ülkede kardeşlerimizi kutluyoruz. Sadece devrimci süreçte öncü bir güç değil, aynı zamanda yeni nesil kadınları bedenliyorsunuz - zulmü kesin olarak sona erdirmeye kararlı olan cesurların en cesurları. Senin kavgan bizim kavgamız!

 

Sahra Altı Afrika'nın farklı ülkelerinde kardeşlerimizi kutluyoruz! Emperyalist ulusların insanlık dışı sömürülmesinden muzdarip olan kız kardeşlerimiz sadece protestolarda ve siyasi mücadelelerde örgütlenmiyorlar. Ailelerinin su ve yiyecek, ilaç ve bakım gibi temel ihtiyaçlarını karşılamak için bir araya gelmeleri ve bir araya gelmeleri gerekiyor. Kolektif çaba ruhu, günlük yaşam mücadele dolu olduğunda en güçlüdür. Dünyada Sahra Altı Afrika'daki inatçı ve güçlü kız kardeşlerimizden bir şeyler öğrenemeyen tek bir kadın yok! Senin kavgan bizim kavgamız!

 

Arjantin, Meksika ve Latin Amerika bölgesindeki güvenlikleri için savaşan kız kardeşlerimizi kutluyoruz! Kadın cinayeti, kadın zulmünün en çirkin yüzlerinden biri ve Latin Amerika'daki kız kardeşlerimizin çok iyi bildiği bir şey. Dünyanın dört bir yanındaki kapitalist devletler salgını sağlık adına anti-demokratik saldırılar başlatmak için bir kılıf olarak kullanırken, sağlığımıza en büyük tehditler arasında yer alan canavarları koruyorlar. Bir virüsten ölmekten korktuğumuz için sessiz kalmamızı istiyorlar - peki ya cinsiyetçi katillerin ellerindeki ölüm? Cevap Ni una menos (Bir [kadın] eksik değil). Senin kavgan bizim kavgamız!

 

Kadınlar olarak üçlü saldırılarla karşı karşıyayız - sokaklara çıktığımızda, salgın önlemler adına baskı aygıtının saldırısına uğruyoruz. Ayrıca ordu, sağcı güçler, çeteler, diktatörler, emperyalistler ve onların dalkavukları ve demokratik ve sosyal protestoları susturmak isteyen diğer birçok gerici unsur tarafından saldırıya uğruyoruz. Son fakat aynı derecede önemli olarak, saldırganlıklarını vücudumuza uygulayan şiddet yanlısı partnerler, aile üyeleri ve yabancıların günlük tehdidine maruz kalıyoruz! Yeter artık.

 

Bugün, 8 Mart 2021, birliğimizi dünya çapında devrimci kadınlar olarak ilan ediyoruz! Hiçbir şey yapamaz ve hiçbir şey mücadelemizi durduramaz! Birlikte tüm dünyaya yayılan devrimci bir kadın hareketinde yükseleceğiz! Bu hedef için mücadelemizde bize katılın!

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

COVID-19: büyük bir karşı-devrimci saldırı için kamuflaj

 

Dünya durumunda bir dönüm noktasındayız. Yönetici sınıflar, şovenist Devlet Bonapartist rejimlerinin inşasını meşrulaştırmak için savaş benzeri bir atmosferi kışkırtıyor.

 

Devrimci Komünist Uluslararası Eğilim Manifestosu (RCIT), 21 Mart 2020, www.thecommunists.net

 

 

 

Tanıtım:

 

COVID 19 krizinin gerçek siyasi doğası

 

Şovenist, devlet-Bonapartist hükümetler: yeni Leviathan

 

Güney Kore: belli bir istisna

 

Küresel sınıf mücadelesi ve işçi hareketi için sonuçlar

 

Küresel karşı-devrimci saldırıya karşı devrimci bir programın temel taşları

 

 

 

Giris

 

 

 

İşçi sınıfının ve ezilenlerin çıkarlarını savunduğunu iddia eden her örgüt, stratejisini dünya siyasetindeki temel kalkınma çizgilerinin doğru analizine dayandırmalıdır. Sınıflar ve devletler arasındaki güç dengesi hakkında doğru bir anlayış olmadan, doğru yolu bulmak imkansızdır.

 

Devrimci-Komünist Uluslararası Eğilim (RCIT) ve selefi örgütleri tarihi boyunca, büyük politik dönüm noktaları olarak tanımladığımız önemli gelişmeleri defalarca fark ettik. Son yirmi yılda, bu dönüm noktaları, 11 Eylül 2001 saldırıları, 2008/09 yılındaki büyük durgunluk, Arap devrimlerinin uzun süreci (tüm iniş çıkışlar) ve Çin'in belirleyici bir emperyalist büyük güce dönüşmesiydi. Bahsedilen olayların her birinin dünya politikası üzerinde önemli ve kalıcı bir etkisi olmuştur. Dolayısıyla tüm Marksistler için önemli bir mihenk taşıydı. Yukarıdaki olayları doğru anlamayan örgütler politik olarak karışıktı ve devrimci güçler olarak kayboldu.

 

COVID-19'daki mevcut küresel kriz, benzer tarihsel büyüklükte önemli bir olaydır. RCIT bu gelişmelerin politik önemini ilk günden anladı. Kendini ilan eden neredeyse bütün Marksist örgütlerin aksine, olayların politik olarak karşı-devrimci doğasını hemen tanıdık. COVID 19 krizinin başlangıcından bu yana bir dizi açıklamada ve makalede, yönetici sınıfların politik hedeflerini ilerletmek için panik kullandıklarını belirttik. Avangardın bu olaylara demokratik hakları savunmak, sağlık hizmetlerini genişletmek ve tüm kemer sıkma önlemlerini almak için kombine bir programla yanıt vermesi gerektiğini vurguladık. Son olaylar analizimizi ve programlı yanıtımızı tam olarak doğruladı. (Ekteki belgelerimizin bağlantılarına bakınız.) Barikatın diğer tarafında, yönetici sınıfların akıllı analistleri yakında COVID-19 krizinin önemini anladılar. Önemli bir şekilde, emperyalist burjuvazinin bir sözcüsü olan Bloomberg'den bir burjuva yorumcusu, güncel gelişmelerin tarihsel önemini "çalkantılı yeni bir siyasi ve ekonomik döneme girmiş olan" Birinci Dünya Savaşı ile karşılaştırdı. 1

 

 

 

COVID 19 krizinin gerçek siyasi doğası

 

 

 

COVID-19 salgını kesinlikle büyük bir sağlık krizidir. Ancak, her şey bağlam içinde görülmelidir. Son birkaç on yıldaki grip salgını, yönetici sınıf onlara büyük bir siyasi girişimle karşılık vermeden her yıl 290.000 ila 650.000 ölüme neden oldu. 2 2017/18 sezonunda gripten kaynaklanan toplam ölüm oranının sadece Avrupa'da 152.000 civarında ölüm olduğu tahmin ediliyor! 3 2009 yılında domuz gribi salgını 203.000 kişiyi öldürdü. COVID-19 krizinin şimdiye kadar binlerce insanı öldürmesi ile, yaşadığımız küresel sokağa çıkma yasağının başka nedenleri olması gerektiği açıktır.

 

Bu nedenler öncelikle politik niteliktedir. RCIT, dünya durumu hakkındaki en son belgesine işaret ettiği gibi, yakın geçmişteki küresel siyasi gelişmeler, 2019 sonbaharında dünya çapında ortaya çıkan devrim öncesi bir durumla sonuçlandı. 4 Bu yeni dünya durumunun temel özellikleri şunlardı:

 

1929'dan bu yana küresel kapitalist ekonomideki en büyük düşüş geçen yılın ikinci yarısında başladı; 5

 

Tüm kıtalarda çok sayıda ülkede dünya çapında bir kitlesel protesto dalgası meydana geldi; 6

 

Küresel Ticaret Savaşı ve ABD ile Çin arasındaki Yeni Soğuk Savaş'ın da gösterdiği gibi, büyük güçler arasındaki gerilimler son yıllarda büyük ölçüde arttı. 7

 

Bunlar, egemen sınıfın devlet aygıtını genişletmeye ve kitleler üzerindeki üst el ve siyasi kontrolü yeniden ele geçirmek için büyük adımlar atmaya karar verdiği koşullardır. Tüm bunları başarmak için küresel bir panik ortamı ve acil bir durum yarattı. Bunu hem ulusal hem de küresel düzeyde yapıyorlar.

 

Tabii ki bu, küresel burjuvazinin korona virüsünü karşı-devrimci saldırılarını örtmek için "icat ettiği" aptal komplo teorilerinde yanlış bir şey olduğu anlamına gelmez. Ayrıca, virüsün Çin'deki bir laboratuvardan, özellikle şovenizmi besleyen bir efsaneden nasıl ortaya çıktığı hakkındaki komplo teorilerini de reddediyoruz. Hayır, bu sağlık krizi küresel burjuvaziyi şaşırttı ve tökezledi. Ancak bazi yöneticiler bu krizin bir firsat oldugunu cabucak anladilar - bazıları diğerlerinden daha hızlı (sadece Trump, Johnson ve Bolsonaro'nun palyaço üçlüsünü düşünün). Çin rejimi başladı ve kısa sürede küresel bir zincirleme tepki gösterdi.

 

Yukarıda belirtildiği gibi, küresel COVID-19 krizinin siyasi doğasını hızla tanıdık ve 2 Şubat'tan bu yana analizimizi bir dizi makale ve ifadede sunduk ve sürekli geliştirdik. 5 Şubat RCIT bildirgesinde burjuvazinin şu hedeflerini belirledik:

 

“a) Çin'deki egemen sınıf, diğer birçok ülkede olduğu gibi, kendi nüfusunun gözetiminin ve kontrolünün muazzam genişlemesini haklı çıkarmak için korku kullanıyor.

 

b) Ayrıca bu korkuyu, vatanseverliği ve “yabancılara”, dışardan “insanlara” ya da basit “diğerlerine” güvensizlik yaratmak için kullanıyor.

 

c) Çin rejimi de panik ortamı yaratmak için korku kullanır, böylece korkmuş insanlar tüm umutlarını devlet iktidarına sokarlar.

 

d) Diğer emperyalist ülkelerdeki egemen sınıflar, Çin karşıtı şovenizmi kışkırtmak ve büyük güçler arasındaki süregelen rekabetteki paylarını artırmak için küresel korku kullanıyorlar. ABD Ticaret Bakanı Wilbur Ross, 2019 Corona virüs salgınının ABD için bir fırsat olarak görülmesini alaycı bir şekilde önerdi.

 

e) Çin dışındaki gerici güçler de Çinli veya daha genel olarak Asyalı göçmenlere duyulan güvensizliği ve nefreti körüklemek için krizden yararlanıyor.

 

f) Yönetici sınıf, Corona virüsü 2019'u (ve daha sonra Çin'i) yakın zamanda başlatılan Büyük Durgunluk için suçlu olarak adlandıracaktır. Aslında, küresel kapitalist ekonomi 2019'un ikinci yarısında bir durgunluğa girerken, virüsün yayılmasını sagladigi iddia edilen küresel önlemler sadece çöküşü derinleştiriyor. Gerçek şu ki, bu büyük durgunluğun nedenleri geçmişte herkesle aynı: kapitalist şirketlerin kârlı bir şekilde peşinde koşması, küresel ekonomide sürekli çöküşlere neden oluyor. ”

 

Küresel olaylar uyarılarımızı tam olarak doğruluyor. Dünyadaki burjuvazi, kitlesel işten çıkarmalar ve ücret kesintileri dalgasıni başlattı. Fabrikalar kapatıldı ve milyonlarca işçi işsiz kaldı ya da çalışma koşullarında dramatik bir bozulma yaşadı. Temel demokratik haklara saldırılıyor, sınırlar kapanıyor ve göçmenlere ve diğer devletlere karşı şovenist saldırılar artıyor.

 

Yönetici sınıflar çok geçmeden COVID 19 krizinin onlar için büyük bir siyasi fırsat olduğunu fark etti. On yıllardır Uluslararası Para Fonu (IMF) için çalışan tanınmış bir ekonomist ve tarihçi olan James Boughton, Güney Kore ve Endonezya'daki geçmiş krizlere atıfta bulunarak, bu krizlerin ayrıca işçi sınıfının ve popüler kitlelerin haklarına yönelik dramatik neoliberal saldırılar için katalizör görevi gördüğünü açıkça vurguladı. COVID 19 kriziyle ilgili olarak, birkaç gün önce şunları söyledi: “Hükümetler insanları ancak bir araya getirerek gerekli ancak acı verici reformların kabul edilmesini sağlayabilir. Her kriz bir fırsattır. ” 8

 

Bundan sonra ne olacağını tahmin etmek zor olsa da, yönetici sınıfların aylar olmasa da haftalarca küresel olağanüstü hal durumunu sürdürmeleri muhtemeldir. Amaçları, bu dönemde karşı-devrimci saldırılarını mümkün olduğunca ilerletmek. Böylece bundan sonra kitlelere radikal, politik ve ekonomik değişikliklerin uygulanmasını sahte bir uyum olarak sunabilirler.

 

 

 

Şovenist, devlet-Bonapartist hükümetler: yeni Leviathan

 

 

 

Önemli ölçüde, birkaç devlet başkanı COVID-19 krizini bir savaş durumu ile karşılaştırmaktadır. Çin Devlet Başkanı Xi, virüse karşı "halk savaşıni" talep etti. 9 Fransa Cumhurbaşkanı Macron, 16 Mart'ta yaptığı kilit konuşmada “Savaştayız” dedi ve “Başka bir ordu veya ulusla ilgilenmiyoruz. Ancak düşmanimizin özellikleri şudur: görünmez, anlaşılması zor ve her an ilerleme kaydediyor. ” 10 Farklı burjuva medyası “saldırı altındayız” diye bir iklim yaratti.

 

Böyle bir savaş söylemi, kapitalist devletlerin sert tedbirlerini haklı çıkarmak, milyonlarca insanı hapsetmek ve polis ve ordunun yürütme yetkilerini büyük ölçüde artırmak için gereklidir. Şu anda Çin, İtalya, Fransa, İspanya, Avusturya ve şimdi tüm Avrupa'da yaşadığımız şey tam olarak bu. Benzer gelişmeler Latin Amerika ve Amerika Birleşik Devletleri'nde de başladı. Macron'un Fransa sokaklarında devriye gezen 100.000 polis memuru var. Çeşitli ülkelerde hükümetler, sivil görevleri üstlenmek için orduyu harekete geçiriyor. "Aniden" hükümetler, halklarının hareketlerini telekomünikasyon yoluyla izlemeyi kabul etti. Çin'deki Stalinist-kapitalist rejim, nüfusunu izlemek için yapay zeka kullanma yeteneğinden övünür. 11 Shenzhen sokaklarında yayaların sıcaklığını ölçmek ve yüz maskeleri takmaları ve yetkililerin talimatlarına uymaları için bir hoparlör kullanmak için küçük mobil robotlar kullanılıyor. Dronlar da bu gözetim önlemleri için kullanılır. 12 Bir vuruşta, “Big Brother” burada, açık bir şekilde ve kapitalist devletin onu saklama girişimi olmadan. Devasa gözetim teknolojileri yakında dünya çapında normal olacak.

 

Bu rejimler şu anda bir pandemi ile savaşmaya odaklanıyormuş gibi yapıyorlar. Yakında çeşitli "iç güvenliğe yönelik tehditler" ve diğer ülkelerle mücadele edecekler. Amerika Birleşik Devletleri ve Çin arasındaki kelime savaşı, gelecekteki gelişmelerin bir habercisi. Başkan Trump ve hükümetindeki diğer yetkililer tekrar tekrar korona virüsüne "Wuhan virüsü", "Çin virüsü" veya basitçe "yabancı virüs" adını verdiler. Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Zhao Lijian Twitter'da "salgını Wuhan'a getiren ABD Ordusu olabilir" yazdı. 13

 

Başka bir deyişle, şu anda gerçekleşmekte olan sey, şovenist, devlet-Bonapartist rejimlerin inşasıdır - bir Bloomberg yorumcunun dediği gibi "bir yüce devlet". 14

 

Güncel gelişmeler, 20. yüzyılın Marksist kuramcıları tarafından geliştirilen önemli tezleri açık bir şekilde teyit etmektedir. Örneğin Lenin, geçtiğimiz yüzyılın kanlı tarihinin de gösterdiği gibi, "emperyalizmin demokrasinin reddi olduğunu" belirtti. Bütün bu emperyalist ülkelerdeki tekel sermaye, kapitalizmin giderek dağılması karşısında giderek daha fazla anti-demokratik hale geldiğinden, bu ifadenin doğruluğu bugün tekrar doğrulanmıştır. Kapitalist krizin hızlanması, anti-demokratik yanıtı hızlandırıyor - tekrar tekrar vurguladığımız gibi, bir süredir var olan temel bir dinamik. 15

 

Güncel olaylar da Lenin'in ifadelerinden bir diğerini doğrulamaktadır. Emperyalizm döneminde kapitalist devlet ve tekellerin giderek bir araya geldiğini vurguladı ve bunu “tekelci kapitalizmin devlet tekelci kapitalizme büyümesi” süreci olarak nitelendirdi. 16 Bu aynı zamanda ““ devlet makinesinin ”alışılmadık bir şekilde güçlendirilmesi anlamına da geliyor. memuriyetinin ve askeri aygıtlarının aşırı büyümesi, hem monarşist hem de en özgür, cumhuriyetçi ülkelerdeki proletaryaya karşı misillemelerin artmasıyla birleşti. ” 17 emperyalizm çağındaki artan rolü: "Bu Thomas Hobbes'un hayal gücünün bir çocuğun oyuncağı gibi göründüğü Yeni Leviathan." 18 Gerçekten de böyle bir emperyalist Leviathan şimdi yönetici sınıf tarafından tamamen inşa ediliyor - bir pandemi ile mücadele bahanesiyle. Emperyalist devletlerde nispeten geniş kapsamlı burjuva demokrasisi dönemi yakında sona erecek.

 

RCIT'in tekrar tekrar belirttiği gibi, tüm bunlar, uzun süredir devam eden hegemon ABD ve Avrupa Birliği'nin tarihi düşüşü ve Çin'in yükselişi ile karakterize edilen büyük emperyal güçler arasındaki hızlanan rekabetin arka planında gerçekleşiyor.19. Batı'nın kemer sıkma politikaları izleyen ve böylece ulusal sağlık sistemlerinde bir düşüşe yol açan bu çökmekte olan burjuva sahte demokrasilerin günümüz salginiyla basa cikamadigi ortaya cikiyor. Ayrıca, küresel krizle daha az başa çıkabildikleri artık daha da belirginleşti. Üye devletler birbirlerine karşı ulusal sınırlarını yükselttiği için AB bile salgına oybirliği ile cevap veremedi. Bu gelişmelerin bir sonucu olarak, bir dizi emperyalist hükümetin ABD'yi artık bir rol modeli olarak görmediğine dair birçok belirti var, Çin ve Stalinist-kapitalist rejimi. Washington'dan değil Pekin'den yardım ve tavsiye isteniyor. 20 Bu, RCIT'in Çin'in önde gelen emperyalist bir süper güç haline geldiği uzun vadeli analizini bir kez daha doğruladı. Şüphesiz, eski büyük güçlerin böyle bir düşüşü, er ya da geç güneydeki ezilen ülkelerdeki insanları, uzun süredir devam eden emperyalist zalimlere karşı isyan etmeye teşvik edecek (II.Dünya Savaşı'ndan sonra İngiltere ve Fransa'ya karşı sömürge karşıtı mücadele dalgasına benzer) ).

 

 

 

Güney Kore: belli bir istisna

 

 

 

Güney Kore'deki durum diğer ülkelerden biraz farklıydı. Başkan Moon Jae-in hükümeti COVID-19 krizine farklı tepki gösterdi, çünkü Çin, Avrupa ve diğer ülkelerden daha az hükümet baskısı uyguladı. Her şeyden önce, nüfus için büyük bir sokağa çıkma yasağı yoktu. Aynı zamanda, büyük çapta ücretsiz testler ve etkilenenler için ücretsiz sağlık hizmeti vardı. Bunlar virüsün etkilerini önemli ölçüde sınırlamak için önemli önlemlerdi. Sonuç olarak, Güney Kore, korona virüsü ile mücadelede daha önce etkilenen diğer ülkelerden çok daha başarılı oldu. Bu, RCIT analizinin, sokağa çıkma yasağının nüfusun COVID-19 salgınıyla mücadele etmesi için gerekli bir araç olmadığını, aksine politik olarak motive olduğunu doğrulayan güçlü bir teyittir.

 

Krize verilen yanıtta bu farklılıkların birkaç nedeni vardı. Birincisi, Güney Kore halkı 1987'den önce on yıllardır süren korkunç askeri diktatörlüklerle ilgili güçlü anılara sahip. Bu nedenle, insanlar sokağa çıkma yasağı gibi gerici önlemleri kabul etmek konusunda hassas ve isteksizdir. 2000'li yılların başından beri ivme kaybetmiş olsa bile, güçlü bir militan sınıf mücadelesi geleneği vardır. Bu nedenlerden ötürü, özellikle Başkan Moon'un hükümetinin burjuva-liberal / "ilerici" kampın bir parçası olduğu ve sokağa çıkma yasağı gibi devlet baskısının kendi üssünde direniş yaratacağı göz önüne alındığında, bu tür önlemleri uygulamak oldukça zor olurdu. Aynı zamanda, Güney Kore nüfusu, ülkenin yakın zamanda SARS ve MERS ile deneyimi olduğu için, bu tür salgınlara karşı duyarlılıklarından dolayı hijyen davranışlarında disiplinlidir. Buna ek olarak, yeni geliştirilen bir emperyalist devlet olan Güney Kore, COVID 19 salgınına yeterince cevap vermek için gereken ekonomik kaynaklara sahiptir. 21

 

 

 

Küresel sınıf mücadelesinin sonuçları ve işçi hareketi

 

 

 

Daha önce de belirtildiği gibi, küresel COVID-19 krizi, küresel durumda önemli bir dönüm noktasıdır. 2019'da başlayan sınıf mücadelelerinde ve popüler ayaklanmalarda büyük bir düşüşe yol açtı. Bu, Şili, Irak, Cezayir, Fransa ve Hong Kong'daki işçilerin ve gençlerin çeşitli cesur gösterilerinin gösterdiği gibi, bu tür mücadelelerin sona ermesi anlamına gelmez. İdlib'deki Suriyeli halkın Rus-İran-Assadist işgal güçlerine karşı devam eden kahramanca kurtuluş mücadelesi başka bir örnektir. Ancak genel olarak konuşursak, son haftalarda bu güçlü protestolarda, güçlü kapitalist Leviathan devleti güçlerini geliştirmeye başladığında büyük bir düşüş gördük.

 

Bu, devrim öncesi dünya durumunun şimdilik sona erdiği ve küresel karşıdevrimci bir durumun başladığı anlamına geliyor. Bununla birlikte, böyle bir durumun dünya çapında düzensiz bir şekilde geliştiği açıktır. Bazı ülkelerde, demokratik haklara yönelik temel saldırılara karşı yapılan karşı-devrimci saldırı, diğerlerine göre çok daha agresif bir biçim aldı (örneğin Çin, Avrupa, Kuzey, Orta ve Güney Amerika, Malezya'nın bir kısmı).

 

Elbette, karşı-devrimci durumların farklı türleri vardır. Burjuvazinin işçi ve popüler örgütleri parçaladığı ve tüm kuşak aktivistleri demoralize ettiği veya hatta öldürdüğü durumlar olabilir. Örneğin, Haziran 1907'deki Stolypin darbesinden sonra Rusya'da, 1933'te Almanya'da, 1973'te Şili'de veya 3 Temmuz 2013'teki askeri darbeden sonra Mısır'da durum böyleydi. Bunlar, işçi sınıfı için stratejik ve hatta tarihi yenilgilere yol açan karşı-devrimci saldırılardı.

 

Ancak, mevcut durum aynı değildir. Bugün görünen ise, iscileri ve isci hareketlerinin büyük bir bölümünü, sanki pandemiyle mücadele ediyormus gibi kandirmalari ve saldirida bulunmalaridir. Bu saldiriya bir nevi devletin yogun baski gücü diyebiliriz – nasil ki dünya capinda yapilan kitlesel protestolarin cöküsünde oldugu gibi. Bunun, er ya da geç büyük politik patlamalara yol açacak ve kitlesel çelişkilere yol açacak sınıf mücadelesine geçici bir engel olması muhtemeldir.

 

Bu durumun ne kadar süreceği tahmin edilemez. Aslında, bu sadece birkaç ay olabilir. Ancak, yönetici sınıfların karşı-devrimci saldırılarının patlayıcı politik çelişkilere yol açacağı açıktır. Er ya da geç devlet Bonapartist rejimlerinin demokratik haklara yönelik büyük saldırılarını haklı çıkarması imkansız olacaktır. Yakında anlaşılacağı gibi, büyük kapitalistlere milyarlarca dolar tahsil edilmiş olsa da, birçok işçi işsizlikle karşı karşıyadır ve ücretleri düşürmektedir. İtalya'daki bazı grev eylemlerinin yanı sıra balkonlarda tecrite karşı alkışlayan ve şarkı söyleyen insanlar, hala sınırlı olsa da umut verici gelişmelerin örnekleridir. Aynı şekilde, büyük güçler arasındaki küresel gerilimlerde büyük bir artış kaçınılmazdır. Başka bir deyişle, küresel karşı-devrimci saldırı, sınıflar ve devletler arasındaki hızlanan politik ve ekonomik çelişkileri ancak geçici olarak örtebilir. Er ya da geç, bu kaçınılmaz olarak, hem küresel güneyde hem de batı ve doğunun emperyalist devletlerinde büyük bir iç kriz, savaşlar ve devrimci ayaklanmalar şeklinde yeni ve büyük politik patlamalara yol açacaktır.

 

COVID-19 krizi nedeniyle arka plana kaymış gibi görünen muazzam çelişkilerin büyük siyasi patlamalara yol açması neden kaçınılmaz? Bunun nedeni, bu gelişmelerin devrimci nitelikte tarihsel bir dönemde gerçekleşmesidir. RCIT bir dizi belgede ele alındığı gibi, bu dönem 2008'de açıldı ve kapitalizmin gerilemesi ile karakterize edildi. Böyle bir düşüş kaçınılmaz olarak ekonomik krizlere, siyasi istikrarsızlığa ve sonsuz bir savaş tehdidine yol açar. Bu koşullar sürekli olarak kitlesel protestolar, halk ayaklanmaları, devrimci durumlar ve karşı-devrimci tehlikeler doğurur. Dünya ölçeğinde bu temel denge eksikliği, RCIT'in tarihsel dönemi "devrimci" olarak nitelendirmesinin nedenidir. 22

 

Bu temel çelişkiler, bir salgın, kamusal histeri ve acil bir durum nedeniyle ortadan kalkmaz ve ortadan kalkamaz. Egemen sınıflar karşı-devrimci saldırılarını güçlü oldukları için değil, sistemlerindeki yıkıcı kriz karşısında çaresiz oldukları için başlattılar. Burjuvazi şimdi ne kadar sert vurursa, cevap o kadar güçlü olur ve işçilerin ve kitlelerin tepkisi o kadar savaşçı olur.

 

Bir diğer olası siyasi sonuç, burjuvazi partileri içinde büyük bir bölünme ve yeniden gruplaşma olacaktır. “Güçlü devlet” ile karakterize edilen yeni bir çağ eski partileri mahvedecek ve yeni partiler yaratacaktır.

 

Benzer şekilde, mevcut küresel olaylar işçi hareketinde büyük değişikliklere neden olacaktır. Egemen sınıfların son haftalarda çizdiği savaş durumlarına paralellikler bir doğruluk çizgisi içeriyor. Aslında, vatansever birliğin ve şovenizmin histerik bir atmosferini yaratırlar. Elbette, önceki büyük savaşlarda olduğu gibi şovenizme yönelik böyle bir gelişme, sendikalarda, sosyal demokrat ve Stalinist partilerde olduğu gibi reformist bürokrasinin sosyal-vatansever karakterini de artırmaktadır. Bu güçlerin çoğunluğa atlayacağını ve "ulusal birlik" ve "vatansever" kurbanlara yönelik talepleri destekleyeceğini varsayabiliriz. Ücretleri ve kötüleşen çalışma koşullarını azaltmayı kabul edecekler. Ve tüm bunlar COVID-19 salgınıyla mücadele adına yapılacaktır. Bazı ülkelerde bunun reformist partilerin bölünmesine ve sağ kanatlarının - veya belki de tüm partinin - açık sivil güçlerle birleşmesine yol açması muhtemeldir (1991'den sonra İtalya'da olduğu gibi).

 

Yeni dönemin, kendi ilan ettiği Marksist çevrede daha fazla kriz ve bölünme yaratacağı da muhtemeldir. Solcu reformcu ve merkezci örgütler genellikle fırsatçı bir biçimde işçi bürokrasisine adapte olduklarından - ve bu bürokrasi artık kitlesel olarak sağa doğru ilerlediğinden - siyasi teslimiyetler ve örgütsel bölünmeler ve çöküşler bekleyebiliriz. Kısacası, son yıllarda daha önce gözlemlenen sözde solun derin krizi hızlanacak. Bu örgütlerin önemli bir kısmının, birçok ülkedeki kitlesel sokağa çıkma yasağına karşı konuşmadığı için karşı-devrimci saldırıya karşı çıkmadıkları zaten açıktır. Hatta bazıları bu tür anti-demokratik saldırıları yürekten destekliyor! Bazıları devletin yasaklanmasından önce bile halka açık toplantıları ve mitingleri iptal etti. Diğerleri insanları evde kalmaya ve başkalarıyla yakın etkileşimlerini sona erdirmeye ve “sosyal mesafeyi” övmeye çağırıyor. Eleştiriniz, şirketlerinde genel karantina önlemleri uygulamayan, ancak devletin anti-demokratik sokağa çıkma yasaklarına, yani ideal toplam kapitaliste karşı olmayan bireysel kapitalistlere yöneliktir. Sık sık eleştirilerini hükümetin halk sağlığındaki yetersiz eylemleriyle sınırlarlar. Bu tür eleştiriler açıkça doğrudur, ancak COVID 19 krizinin temel politik yönlerini göz ardı eder: yönetici sınıfların anti-demokratik ve şovenist saldırısı! Açıkçası, böyle bir kilitlenme yanlısı sınıf mücadelesi için tamamen işe yaramaz. Bu sorunun bir parçasıdır, çözümün bir parçası değildir!

 

Aslında, solun bu kısımları sosyal-vatansever dalgaya katılmış ve egemen sınıfın mevcut durumdaki en önemli enstrümanlarını desteklemiştir, bu da acımasız bir karşı-devrimci saldırıdır. Nesnel olarak, oportünist Sosyal Demokratların 1914'teki meşhur “Burgfrieden” politikasına benzer bir ateşkes politikasının savunucusudur.

 

Aslında, mevcut karşı-devrimci durumun önemli bir özelliği, tam olarak devlet baskı politikasının kamçıları olan burjuva-liberal, reformist ve solcu güçler olmasıdır. Bu, işçi sınıfının avangardındaki birçok aktivistin kafasının karışmasının ve burjuvazinin siyasi saldırısının karşı-devrimci karakterini pek bilmemesinin önemli bir nedenidir.

 

Aynı zamanda, militan avant-garde - özellikle geçen yıl küresel sınıf mücadeleleri dalgasında ortaya çıkan yeni sınıflar - yeni deneyimlere sahip olacak. Kısa vadede, küresel karşı-devrimci durum bir aksilik anlamına gelecektir. Aktivistlerin yeni durumu düşünmek ve tartışmak için biraz zamana ihtiyaçları olacak. Bazıları da bir süre felç olabilir. Diğerleri yeni siyasi zorluklara ilişkin açıklama ve cevapları arayacaklar. Krizin ve yeniden gruplaşmanın merkezî çevrede bölünmeler oluşturacağı ve bazı aktivistlerin ilerlemesine yol açacağı da muhtemeldir.

 

Dünya politikasındaki son değişikliklerin nedenlerini sabırla açıklamak ve ileriye yönelik programlı bir yol göstermek devrimcilerin görevidir. Aktivistlere otantik Marksizmin devrimci ruhunu anlamalarında yardımcı olmak bizim görevimizdir. Gerçek Marksizmin, Leviathan solunun kapitalist yanlısı devlet siyaseti ile hiçbir ilgisi olmadığını kanıtlayacağız. RCIT yıllardır en önemli küresel gelişmelerin ve devrimci bir programın kapsamlı bir analizini sundu. Otantik devrimci güçleri birleştirme sürecini ilerletmeye devam edeceğiz.

 

Soldaki kilitlenmeyi keskin bir şekilde eleştirmek dünyadaki devrimcilerin görevidir. Burjuvazinin devasa, politik ve ekonomik saldırı zamanlarında temel hakların bastırılmasını destekleyenler ateşkesi destekleyenlerden başka bir şey değildir ve bu nedenle nesnel olarak işçilerin sınıf mücadelesinin düşmanlarıdır. RCIT, soldaki kilitlenmeye karşı olduğumuzu paylaşan ve bizimle ciddi tartışmalara ve işbirliğine başlamak için karşı-devrimci saldırıya karşı acil, uluslararası direniş ihtiyacını kabul etmek isteyen tüm devrimcileri çağırıyor.

 

 

 

Küresel karşı-devrimci saldırıya karşı devrimci bir programın temel taşları

 

 

 

Mevcut durumda, RCIT işçilerin ve kitlelerin avangardını bir savaş programı temelinde organize etmeyi önermektedir. Bu, mevcut küresel karşı-devrimci saldırıya karşı koymak için somut bir mücadele programı anlamına geliyor. Tabii ki krize temel bir çözüm ancak burjuvaziyi kamulaştıran ve işçilerin ve kitlelerin çıkarları için planlı bir ekonomi kuran bir dünya sosyalist devrimi ile mümkündür.

 

Ancak kısa vadede avangard, COVID-19 kisvesi altında gerçekleşen karşı-devrimci saldırılara karşı bir savunma mücadelesi düzenlemeye odaklanmalıdır. Bu, mücadelenin beş sütuna odaklanması gerektiği anlamına gelir:

 

* Kapitalist devlete, Leviathan'a karşı devrimci demokrasi;

 

* Anti-şovenizm, "yurtsever birlik" e ve ırkçılığa karşı;

 

* Halk sağlığı sisteminin radikal genişlemesi - kapitalist devletin kontrolü altında değil, işçilerin ve nüfusun kontrolü altında;

 

* Küresel Güney'deki insanlar için büyük çapta uluslararası yardım;

 

* Tasarruf saldırısını durduralım.

 

Bunlar, avangardın gelecekteki kitlesel protestolara hazırlanmak zorunda olduğu merkezi beş sütun. Özellikle, RCIT aşağıdaki temel çözümlere sahip bir eylem programı önerir:

 

* Sokağa çıkma yasağı yok! Demokratik toplanma ve gösteri özgürlüğü hakkının savunulması!

 

* Gözetleme ve polis devletine son! Sivil alanda ordu kullanmayin!

 

* Seyahat yasaklarına ve göçmenlik kontrollerine karşı direnin! Mülteciler için açık sınırlar!

 

* Göçmenlere karşı, hem göçmenlere hem de diğer ülkelere karşı direnin! Çin karşıtı şovenizme hayır!

 

* Virüsle temas etmiş olabilecek tüm kişilerin sistematik ve eksiksiz bir sağlık taraması olmali. Ancak, bu taramanın herkes için ücretsiz olması zorunludur. Sonuç olarak, gerekirse karantina içerebilecek herhangi bir sağlık tedavisi de ücretsiz olmalıdır.

 

* Tüm gezginler için ücretsiz sağlık kontrolleri ve bir enfeksiyon bulunursa derhal ücretsiz sağlık bakımı yapilmalidir.

 

* En kısa sürede bir tedavi ve önleyici aşı geliştirmek için derhal uluslararası uzman ekipleri ve sağlık personeli oluşturulmalıdır! Bu alandaki tüm gelişmeler dünya kamuoyuna açık olmalı ve emek ve popüler organlar tarafından izlenmeli ve kontrol edilmelidir.

 

* Halk sağlığı tesislerinin ve hastanelerin genişlemesi gerekmektedir!

 

* Özel sağlık sektörünün kamulaştırılması saglanmalidir(hastaneler, laboratuvarlar, vb.)!

 

* Sağlık sektörünün tamamı, çalışanların, ezilenlerin ve sağlık uzmanlarının kontrolüne alınmalıdır!

 

* Halk sağlığını koruma mücadelesinde gerekli tüm adımlar zenginlerin vergileri ile finanse edilmelidir!

 

* Çalışanların kontrolü altında tüm ilaç şirketlerinin kamulaştırılması saglanmalidir! Kaynaklar, koronavirüs, grip, kolera, HIV / AIDS gibi yaygın hastalıklara karşı ilaç geliştirmek için merkezi ve etkili bir şekilde kullanılmalıdır!

 

* Yarı sömürge ülkelerini virüslerle mücadelede ilaç, tıbbi cihaz, gıda ve hijyen ürünlerinin ücretsiz teslimi yoluyla desteklemek için uluslararası bir dayanışma kampanyasının derhal geliştirilmesi gerekmektedir! Bu dönemde kardeşlerimizi desteklemek için işçi hareketi tarafından düzenlenen gönüllülerin uluslararası seferberliğii saglayin!

 

* Temel ihtiyaçların (gıda, temizlik, ilaç) kontrolü ve temini için işçi ve halk komitelerinin oluşturulmasıni saglayin!

 

* Tüm devlet ve hanehalkı borçları tamamen iptal edilmelidir!

 

* İşten çıkarılma yok, ücret kesintisi yok, işçi haklarına saldırı yok!

 

* Çalışanlarının kontrolü altında üretimini durduran tüm şirketlerin kamulaştırılması saglanmalidir!

 

* Çalışanlarının kontrolü altında üretimini durduran tüm şirketlerin kamulaştırılması saglanmalidir!

 

* Çalışanlarının kontrolü altında üretimini durduran tüm şirketlerin kamulaştırılması saglanmalidir!

 

* Çalışanlarının kontrolü altında üretimini durduran tüm şirketlerin kamulaştırılması saglanmalidir!

 

Yoldaşlar, kardeşler! Zaman kaybetmeyelim, şimdi harekete geçelim! İncil mitinde Tanrı sonunda canavar Leviathan'ı parçaladı. Bugün dünyamızda, devrimci bir dünya partisi bayrağı altında birleşen işçi sınıfı ve ezilenler modern Leviathan'ı yenecekler. RCIT'e katılın! Devrimci bir program temelinde daha fazla savaşa hazırlanalım!

 

RCIT Uluslararası Sekreteryası

 

 

 

* * * * *

 

 

 

RCIT: 2019 Corona-Virus: Nein zur globalen Welle der chauvinistischen Hysterie! ArbeiterInnen und Unterdrückte: Traut nicht der herrschenden Klasse und ihren Medien! Eine Erklärung der Revolutionär-Kommunistischen Internationalen Tendenz (RCIT), 05.02.2020 https://www.thecommunists.net/home/deutsch/2019-corona-virus-nein-zur-globalen-welle-der-chauvinistischen-hysterie/

 

COVID-19: Nieder mit dem Ausnahmezustand in Österreich! Für ein ernsthaftes Gesundheitsprogramm statt Polizeistaat! Stellungnahme der RKO BEFREIUNG (Österreichische Sektion der RCIT), 16 März 2020, https://www.thecommunists.net/home/deutsch/covid-19-nieder-mit-dem-ausnahmezustand/

 

2019 Corona Virus: No to the Anti-Chinese Chauvinism in South Korea! Joint Statement of the Revolutionary Communists (RCIT Section in South Korea) and the International Bureau of the RCIT, 6.2.2020, https://www.thecommunists.net/worldwide/global/2019-corona-virus-no-to-the-anti-chinese-chauvinism-in-south-korea/

 

Almedina Gunić: No, most likely it is not COVID-19 that is going to kill you. A manageable epidemic became public enemy number one distracting from the real killers, 16 March 2020, https://www.thecommunists.net/worldwide/global/no-most-likely-it-is-not-covid-19-that-is-going-to-kill-you/

 

Almedina Gunić: The chauvinist campaign behind the “Wuhan Coronavirus” hysteria & the revolutionary answer, 2.2.2020, https://www.thecommunists.net/worldwide/global/wuhan-virus/

 

Almedina Gunic: 2019-nCoV and the Virus of Chauvinism. A comparison with measles and the reactionary Anti-Vaxx campaigners, 6.2.2020, https://www.thecommunists.net/worldwide/global/2019-ncov-and-the-virus-of-chauvinism/

 

Yossi Schwartz: The 2019 Corona Virus and the Decay of Capitalism, February 2020, https://www.thecommunists.net/worldwide/global/covid-19-and-decay-of-capitalism/

 

Michael Pröbsting: 2019 Corona Virus: The Hypocrisy of Anti-Chinese Chauvinism in the West. A few facts about the rate of mortality of the COVID-19 pandemia in comparison with Influenza, 14 February 2020, https://www.thecommunists.net/worldwide/global/2019-corona-virus-the-hypocrisy-of-anti-chinese-chauvinism-in-the-west/

 

Michael Pröbsting: No, the Corona Virus is not the Main Cause of the Global Economic Slump! Bourgeois Media Officially Recognize the Beginning of another Great Recession, 3 March 2020, https://www.thecommunists.net/worldwide/global/corona-virus-is-not-the-main-cause-of-global-economic-slump/

 

Michael Pröbsting: Ex-IMF Advisor: “Corona Virus Crisis is also an Opportunity”. How the ruling classes try to utilize COVID-19 to overcome their crisis, 16 March 2020, https://www.thecommunists.net/worldwide/global/ex-imf-advisor-corona-virus-crisis-is-also-an-opportunity/

 

 

 

1 For the coronavirus signals a radical transformation, of the kind that occurs once in a century, shattering previous assumptions. In fact, the last such churning occurred almost exactly a century ago, and it altered the world so dramatically that a revolution in the arts, sciences and philosophy, not to mention the discipline of economics, was needed even to make sense of it.” (Pankaj Mishra: Get Ready, A Bigger Disruption Is Coming. The Covid-19 pandemic reflects a systemic crisis akin to the seminal crashes of the 20th century, 16. März 2020, https://www.bloomberg.com/opinion/articles/2020-03-16/coronavirus-foreshadow-s-bigger-disruptions-in-future)

 

2 Siehe dazu die WHO: Up to 650 000 people die of respiratory diseases linked to seasonal flu each year, 14 December 2017 https://www.who.int/en/news-room/detail/14-12-2017-up-to-650-000-people-die-of-respiratory-diseases-linked-to-seasonal-flu-each-year; Iuliano AD, Roguski KM, Chang HH, Muscatello DJ, Palekar R, Tempia S, et al. Estimates of global seasonal influenza-associated respiratory mortality: a modelling study. Lancet. 2018;391:1285-300. Medline:29248255 doi:10.1016/S0140-6736(17)33293-2; Paget J, Spreeuwenberg P, Charu V, et al. Global mortality associated with seasonal influenza epidemics: New burden estimates and predictors from the GLaMOR Project. J Glob Health. 2019;9(2):020421. doi:10.7189/jogh.09.020421

 

3 J. Nielsen et al: European all-cause excess and influenza-attributable mortality in the 2017/18 season: should the burden of influenza B be reconsidered? in: Clinical Microbiology and Infection Volume 25, Issue 10 (October 2019), pp. 1266–1276

 

4 RCIT: World Perspectives 2020: A Pre-Revolutionary Global Situation. Theses on the World Situation, the Perspectives for Class Struggle and the Tasks of Revolutionaries, 8 February 2020, https://www.thecommunists.net/theory/world-perspectives-2020/

 

5 Siehe dazu: Michael Pröbsting: No, the Corona Virus is not the Main Cause of the Global Economic Slump! Bourgeois Media Officially Recognize the Beginning of another Great Recession, 3 March 2020, https://www.thecommunists.net/worldwide/global/corona-virus-is-not-the-main-cause-of-global-economic-slump/; Michael Pröbsting: Another Great Recession of the Capitalist World Economy Has Begun. The economic crisis is an important factor in the current dramatic shift in the world situation, 19 October 2019, https://www.thecommunists.net/worldwide/global/another-great-recession-of-the-capitalist-world-economy-has-begun/; ebenso Michael Pröbsting: The Next Looming Great Recession. Observations on the Latest Stock Market Slump and the Structural Crisis of the Capitalist World Economy, 12 October 2018, https://www.thecommunists.net/theory/the-next-looming-great-recession/

 

6 Einen Überblick sowie genauere Analyse neben einer Behandlung verschiedener Länder finden sich bei: Michael Pröbsting: Are We Nearing a New “68 Moment”? A massive upsurge of global class struggle in the midst of a dramatic shift in the world situation 22 October 2019, https://www.thecommunists.net/worldwide/global/are-we-nearing-a-new-68-moment/

 

7 Siehe dazu zahlreiche Dokumente der RCIT in englischer Sprache unter der Sonderrubrik: https://www.thecommunists.net/worldwide/global/collection-of-articles-on-the-global-trade-war/; Zahlreiche deutschsprachige Artikel finden sich unter: https://www.thecommunists.net/home/deutsch/; für eine sehr genaue Analyse der Großmächterivalität empfiehlt sich das Studium des Buches von Michael Pröbsting: Anti-Imperialism in the Age of Great Power Rivalry. The Factors behind the Accelerating Rivalry between the U.S., China, Russia, EU and Japan. A Critique of the Left’s Analysis and an Outline of the Marxist Perspective, RCIT Books, January 2019, https://www.thecommunists.net/theory/anti-imperialism-in-the-age-of-great-power-rivalry/

 

8 Zitiert aus Bloomberg: The worldwide coronavirus pandemic will change the way we shop, travel and work for years to come. History shows us how, 15 Mar, 2020, https://www.bloomberg.com/news/articles/2020-03-13/coronavirus-will-change-how-we-shop-travel-and-work-for-years?srnd=premium-europe

 

9 Global Times: Fighting coronavirus is a people's war, 2020/2/5 22: https://www.globaltimes.cn/content/1178655.shtml; Yew Lun Tian: In 'People's War' on coronavirus, Chinese propaganda faces pushback, March 13, 2020, https://www.reuters.com/article/us-health-coronavirus-china-propaganda-a/in-peoples-war-on-coronavirus-chinese-propaganda-faces-pushback-idUSKBN2100NA

 

10 Michel Rose, Richard Lough: 'We are at war': France imposes lockdown to combat virus, March 16, 2020, https://www.reuters.com/article/us-health-coronavirus-macron-restriction/we-are-at-war-france-imposes-lockdown-to-combat-virus-idUSKBN2133G5

 

11 Siehe dazu unter anderem: Zeng Yi and Sun Kang: Fighting COVID-19 with AI: efforts and lessons from China, Global Times 2020/3/7 https://www.globaltimes.cn/content/1181846.shtml; Andy Chun: In a time of coronavirus, China’s investment in AI is paying off in a big way, 18 March 2020 https://www.scmp.com/comment/opinion/article/3075553/time-coronavirus-chinas-investment-ai-paying-big-way

 

12 Siehe dazu: Rebecca Fannin: The rush to deploy robots in China amid the coronavirus outbreak, March 2 2020, https://www.cnbc.com/2020/03/02/the-rush-to-deploy-robots-in-china-amid-the-coronavirus-outbreak.html

 

13 Joseph Stepansky: Trump, coronavirus and the politics of a pandemic, 14 March 2020 https://www.aljazeera.com/news/2020/03/trump-coronavirus-politics-pandemic-200313174546799.html

 

14 Pankaj Mishra: Coronavirus Will Revive an All-Powerful State. Much maligned in recent years, big government will come back—and with it, the potential for both greater good and evil, 17. März 2020, https://www.bloomberg.com/opinion/articles/2020-03-17/coronavirus-will-revive-an-all-powerful-state

 

15 Siehe dazu das Revolutionär-Kommunistische Manifest der RCIT, angenommen im Jahr 2012: „Über der von immer schärfer werdenden Gegensätzen gekennzeichneten Klassengesellschaft erhebt sich, wie eine Krake, ein monströser Staatsapparat, der im Interesse der Kapitalistenklasse die politischen Geschäfte verwaltet und das Proletariat (die ArbeiterInnenklasse) und die Volksmassen unterdrückt. Dieser Staatsapparat – ein wahrer Leviathan der Bourgeoisie (eine Bestie der herrschenden Klasse) – ist auf zahlreichen Wegen mit dem Kapital verschmolzen. (S. 9, https://www.thecommunists.net/rcit-manifesto/) Siehe auch die Broschüre von Michael Pröbsting: The Struggle for Democracy in the Imperialist Countries Today, August 2015, https://www.thecommunists.net/theory/democracy-vs-imperialism/

 

16 Wladimir Iljitsch Lenin: Staat und Revolution. II. Kapitel Die Erfahrungen der Jahre 1848 – 1851, Unterkapitel 2. Die Ergebnisse der Revolution, https://www.marxists.org/deutsch/archiv/lenin/1917/staatrev/kapitel2.htm

 

17 Ebenda

 

18 Übersetzung durch die RCIT Redaktion aus folgender englischsprachiger Quelle: Nikolai Bukharin: Toward a Theory of the Imperialist State (1915), in: Robert V. Daniel: A Documentary History of Communism, Vol.1, Vintage Russian Library, Vintage Books, New York 1960, S.85, https://www.marxists.org/archive/bukharin/works/1915/state.htm

 

19 Zur Analyse der Großmächterivalität und Chinas Aufstieg zur imperialistischen Großmacht empfehlen wir die Unterseite der RCIT Website: https://www.thecommunists.net/theory/china-russia-as-imperialist-powers/. Im Besonderen empfehlen wir die Studie des Buches von Michael Pröbsting Anti-Imperialism in the Age of Great Power Rivalry. The Factors behind the Accelerating Rivalry between the U.S., China, Russia, EU and Japan. A Critique of the Left’s Analysis and an Outline of the Marxist Perspective, RCIT, Januar 2019, https://www.thecommunists.net/theory/anti-imperialism-in-the-age-of-great-power-rivalry/. Ebenso von demselben Author, The China-India Conflict: Its Causes and Consequences. What are the background and the nature of the tensions between China and India in the Sikkim border region? What should be the tactical conclusions for Socialists and Activists of the Liberation Movements? 18 August 2017, Revolutionary Communism No. 71, https://www.thecommunists.net/theory/china-india-rivalry/ The China Question and the Marxist Theory of Imperialism, Dezember 2014, https://www.thecommunists.net/theory/reply-to-csr-pco-on-china/; China‘s transformation into an imperialist power. A study of the economic, political and military aspects of China as a Great Power, in: Revolutionary Communism No. 4, http://www.thecommunists.net/publications/revcom-number-4.

 

20 Joe Penney: As the U.S. Blames China for the Coronavirus Pandemic, the Rest of the World Asks China for Help, March 18 2020, https://theintercept.com/2020/03/18/coronavirus-china-world-power/

 

21 Zur Analyse der RCIT über Südkorea verweisen wir auf die Broschüre von Michael Pröbsting: South Korea as an Imperialist Power. On the nature of South Korean monopoly capital and the ensuing programmatic tasks of the workers vanguard, Dezember 2019, https://www.thecommunists.net/theory/study-on-south-korea-as-an-imperialist-power/

 

22 Für eine genauere Analyse der RCIT zur aktuellen historischen Periode empfehlen wir das 14. Kapitel des Buches von Michael Pröbsting: The Great Robbery of the South. Continuity and Changes in the Super-Exploitation of the Semi-Colonial World by Monopoly Capital Consequences for the Marxist Theory of Imperialism, RCIT, Wien 2013, http://www.great-robbery-of-the-south.net/. Im Promedia Verlag ist eine gekürzte deutschsprachige Fassung des Buches erschienen: Michael Pröbsting: Der Große Raub im Süden. Kontinuität und Veränderungen bei der Überausbeutung der halbkolonialen Welt durch das Monopolkapital. Konsequenzen für die marxistische Theorie Ebenso empfiehlt sich die Lektüre der Weltlagedokumente vergangener Jahre: RCIT: World Perspectives 2020: A Pre-Revolutionary Global Situation. Theses on the World Situation, the Perspectives for Class Struggle and the Tasks of Revolutionaries, 8 Februar 2020, https://www.thecommunists.net/theory/world-perspectives-2020/; RCIT: World Perspectives 2019: Heading Towards a Volcanic Political Eruption. Theses on the World Situation, the Perspectives for Class Struggle and the Tasks of Revolutionaries, 2 März 2019, https://www.thecommunists.net/theory/world-perspectives-2019/; World Perspectives 2018: A World Pregnant with Wars and Popular Uprisings. Theses on the World Situation, the Perspectives for Class Struggle and the Tasks of Revolutionaries, RCIT, Wien 2018, https://www.thecommunists.net/theory/world-perspectives-2018/; RCIT: World Perspectives 2017: The Struggle against the Reactionary Offensive in the Era of Trumpism, 18 Dezember 2016, https://www.thecommunists.net/theory/world-perspectives-2017/; RCIT: World Perspectives 2016: Advancing Counterrevolution and Acceleration of Class Contradictions Mark the Opening of a New Political Phase, 23 Januar 2016, https://www.thecommunists.net/theory/world-perspectives-2016/; RCIT: Perspectives for the Class Struggle in Light of the Deepening Crisis in the Imperialist World Economy and Politics, 11 Januar 2015, https://www.thecommunists.net/theory/world-situation-january-2015/; RCIT: Escalation of Inner-Imperialist Rivalry Marks the Opening of a New Phase of World Politics. Theses on Recent Major Developments in the World Situation Adopted by the RCIT’s International Executive Committee, April 2014, in: Revolutionary Communism (English-language Journal of the RCIT) No. 22, http://www.thecommunists.net/theory/world-situation-april-2014/; RCIT: Aggravation of Contradictions, Deepening of Crisis of Leadership. Theses on Recent Major Developments in the World Situation Adopted by the RCIT’s International Executive Committee, 9.9.2013, in: Revolutionary Communism No. 15, http://www.thecommunists.net/theory/world-situation-september2013/; RCIT: The World Situation and the Tasks of the Bolshevik-Communists. Theses of the International Executive Committee of the Revolutionary Communist International Tendency, März 2013, in: Revolutionary Communism No. 8, www.thecommunists.net/theory/world-situation-march-2013

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Açık mektup: Zamanı geldi!

 

Dünya çapında sınıf mücadeleleri ve halk ayaklanmaları dalgası, devrimcilerin tarihi liderlik krizinin üstesinden gelmek için bir araya gelme aciliyetinin altını çiziyor!

 

Devrimci Komünist Uluslararası Eğilimden (RCIT) açık bir mektup, 19 Ocak 2020, www.thecommunists.net

 

 

 

Yönetici sınıfların keskin gerici saldırılarla iktidarda kalmaya çalıştığı sınıf mücadeleleri ve popüler ayaklanmalarla dolu tarihi bir zamanda yaşıyoruz. Orta sınıf gözlemciler bile, mevcut gelişmeleri 1848 veya 1968 gibi devrimci tarihsel dönemlerle karşılaştırarak mevcut siyasi dünya durumunun devrim öncesi dinamiklerini kabul ediyorlar.

 

Bu gelişmeler hiçbir şekilde Marksistler için şaşırtıcı değildir. RCIT, 2008'de başlayan tarihsel dönemin kapitalist sistemdeki büyük bir krizle karakterize olduğunu defalarca belirtmiştir. Bu sistemin düşüşü sadece yeni, şu anda başlayan Büyük durgunluğa neden olmakla kalmadı, aynı zamanda dramatik iklim krizi nedeniyle insanın varlığını tehlikeye attı. Bu kapitalist gerilemenin arka planına karşı, büyük emperyalist güçler (ABD, Çin, Rusya, AB ve Japonya) arasındaki rekabet kaçınılmaz olarak yoğunlaşti. Bu da sonuçta üçüncü bir dünya savaşı tehlikesi yaratan militarizme ve tehdit edici bir silahlanma yarışına yol açti.

 

Ayrıca, kapitalist sistemin çöküşü, egemen sınıfları kitlelerin sosyal ve demokratik başarılarına yönelik acımasız saldırılarını yoğunlaştırmaya zorluyor. Burjuvazi, bu saldırılara karşı kaçınılmaz direnişe körü körüne otoriter rejimlere hatta cilalanmamış askeri diktatörlüklere yönelerek yanıt veriyor. Ayrıca gerici güçleri kadınlara, ulusal ve dini azınlıklara (örneğin İslamofobi) karşı nefret yaymaya teşvik ediyorlar.

 

İşçilerin ve kitlelerin cesareti, bu saldırılara karşı kararlılık gösterme konusunda hiçbir şekilde eksik değildir. Şili'den Irak'a, Bolivya'dan Katalonya'ya, Lübnan'dan Hong Kong'a ve Fransa'dan Hindistan'a - milyonlarca işçi, ezilen ve genç halk, sosyal ve demokratik başarılarını ezmek isteyen gerici rejimlere karşı direniyor. Nerdeyse dokuz yillik ic savas ve yüz binlerce sehitten sonra bile, Suriyede kahraman kitleler hala Esad ve Rus-Iran zulumlerine karsi savasiyor. Filistin ve Kesmirde tüm bölge icin genis kapsamli yeni bir intifa da her an baslayabilir.

 

Hayır, kitleler gelecekleri için savaşmaya istekli değiller. Bu mücadele isteksizligi nerden kaynaklaniyor? Bunun nedeni devrimci önderlik yoksunlugudur. Mevcut dünya durumunun en trajik gerçeklerinden biri, devrimci güçlerin çok zayıf ve parçalanmış olması ve genellikle net bir programatik temelden yoksun olması.

 

Bu eksikliğin üstesinden nasıl gelebiliriz? Böyle bir devrimci liderlik mücadelelerde kendiliğinden ortaya çıkmayacaktır. Ayrıca, Pekin, Moskova veya Brüksel'deki yöneticilere utanmadan hizmet veren ya da Esad ve General Sisi gibi toplu katillerin ayaklarını öpen ulaşılmaz Stalinistler ve Reformistler tarafından özeleştirilmiş bir yenileme sürecinden dogmayacaktir.

 

Yeni bir devrimci liderlik, yalnızca mevcut mücadele dönemi için ortak bir program ve strateji temelinde birleşen örgütlerin yüzlerce ve binlerce aktivistinin ortak çabalarının sonucu olabilir. Yeni bir Enternasyonal'i inşa etmek, böylesi bilincli adımlar yoluyla, devrimcilerin, egemen sınıfın veya bir ya da başka bir emperyalist gücün bölümlerine hizmet eden partiler ve sendikalardaki hain liderliklere karşı etkili bir şekilde savaşmakla olabilir.

 

RCIT, Dünya Devrimci Partisi kurmanın sınırlı güçlerimizi adadığımız en acil görev olduğunu her zaman vurgulamıştır. (Aşağıdaki RCIT programı bağlantılarına bakınız.) Ancak, böyle büyük bir görevin tüm devrimcilerin ortak çabalarını gerektirdiğine şüphe yoktur. Bu yüzden RCIT, dünya çapında devrimci örgütlere ve aktivistlere, tüm ülkelerde bölümleri olan böyle bir Yeni Enternasyonal kurmak için başvuruyor! Sadece böyle bir araç, işçilerin ve ezilenlerin avangardının, reformcu hainlerin ve merkezci akılların engellerini bir kenara itmesine ve uluslararası sosyalist devrimin, işçi ve halk hükümetlerinin yolunu açmasına izin verir.

 

Yoldaşlar, kelimelerden eyleme geçmenin tam zamanı! Bizimle ve programa dayali bakış açımızla hemfikir olanlara güçlü yönlerimizi birleştirmek için adımlar atmalarını öneriyoruz. Birçok benzerlik ve aynı zamanda önemli farklılıklar görenler için ciddi bir tartışma ve işbirliği sürecini başlatmanızı öneririz. Şu anda tam bir anlaşma yoksa, böyle bir uzlaşma sürecini güçlendirmek ve organize etmek için bir blok oluşturmalıyız. Böyle bir blok önemli siyasi dünya olaylarına birlikte tepki vermeli ve küresel sınıf mücadeleleri dalgasına müdahale etmelidir. Bu aynı zamanda Lenin'in 1914'ten sonraki Zimmerwald hareketi içindeki yaklaşımıydı. Böyle bir şey bizim icin de bu dönemde son derece uygun görünüyor, çünkü yeni nesil savaşçılarla birlikte devrimci bir dünya partisi kurmamıza yardımcı olacak. Gerçekten devrimci olan herhangi bir örgüt, şimdiki dönemlerdeki tarihsel sorumluluğunun tam olarak farkında olmalıdır. Yoldaşlar, böyle bir sürece başlamak için boşa zaman yok! Harekete geçme zamanı şimdi!

 

Özellikle, devrimci örgütlerin ve aktivistlerin aşağıdaki ilkelere dayanan devrimci liderlik kurmak için ortak bir blok oluşturmasını öneriyoruz.

 

1.) Neoliberal hükümetlere ve otoriter kapitalist hükümetlere (örneğin Şili, Ekvador, Haiti, Irak, Lübnan, İran, Hong Kong, Hindistan, Fransa) karşı tüm sınıf mücadeleleri ve halk ayaklanmaları için koşulsuz destek! Esad diktatörlüğünün ve Rus-İran işgalcilerinin devrilmesi için halk mücadelesi ile dayanışma!  Bolivya'daki gerici darbeye son!

 

2) Ulusal baskı ve yabancı işgaline karşı tüm popüler mücadelelere koşulsuz destek (örneğin Filistin, Keşmir, Suriye, Afganistan, Katalonya, Doğu Türkistan, Çeçenistan)!

 

3) Büyük güçlerin veya onların askerlerinin (örneğin İran, Venezuela, Kuzey Kore Mali, Somali) yaptırımları ve askeri saldırganlıklarına son!

 

4) Doğu ve Batı'daki büyük güçlere destek yok! Ticaret savaşları, silahlanma yarışı ve vekil savaşları yikilsin! Asıl düşman kendi ülkenizde! ABD, Çin, Rusya, AB ve Japonya'ya karşı - işçilerin ve ezilenlerin uluslararası birliği için!

 

5.) Devrimci güçlerin mevcut zayıflığı ve parçalanması nedeniyle, işçilerin ve ezilenlerin adil mücadeleleri genellikle reformcu, milliyetçi, popülist veya İslamcı liderlerin önderliğinde gerçekleşir. Devrimciler herhangi bir mezhepçi tavrı reddeder ve bu tür kitle mücadelelerine aktif katılımı savunurlar. İlgili pratik anlaşmalara ve bu tür güçlere yönelik taleplere, yetersizliklerine dair sürekli bir uyarı, bağımsız bir işçi partisi kurulmasına sürekli bağlılık ve bir işçi ve halk hükümeti için sosyalist program eşlik etmelidir.

 

RCIT, temelde bu beş ilkeyi kabul eden tüm organizasyonları ve aktivistleri bizimle diyaloga girmeye çağırıyor. Bu, bir blok oluşturmak ve yeni bir Enternasyonal kurmak için çalışmanın somut adımlarının tartışıldığı bir tartışma, işbirliği, toplantılar ve konferanslar sürecini içerebilir.

 

Yoldaşlar, kardeşler! Önümüzdeki tarihi görevlere adil yapalım! Olagsn Rutinlerimiz ve gönül rahatlığı için bir gerekçe yoktur! Şimdi harekete geçme ve kararlı bir şekilde hareket etme zamanı geldi!

 

Birlik - kavga - zafer!

 

 

 

RCIT Uluslararası Sekreteryası

 

 

 

* * * * *

 

 

 

RCIT, analizimizi ve programlı bakış açılarımızı özetleyen bir dizi kitap, broşür ve bildiri yayınladı. Hepsine www.thecommunists.net web sitemizden erişilebilirsiniz. Özellikle, RCIT programına - "Devrimci Kurtuluş Manifestosu" na (https://www.thecommunists.net/rcit-program-2016/) ve bugün bir günümüzde devrimci birligi kurmayi saglayacak 6 önemli Nokta (https://www.thecommunists.net/home/t%C3%BCrk/gunumuzde-devrimci-birligi-kurmayi-saglayacak-6-onemli-nokta/).

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Emperyalist ve İslamofobik Fransa'yı boykot edin!

 

Müslüman göçmenlerle dayanışma! Fransız işgalcileri Mali'den ve diğer ülkelerden sürün!

 

Devrimci Komünist Uluslararası Eğilimin (RCIT) açıklaması, 26 Ekim 2020, www.thecommunists.net

 

 

 

1.             Fransız hükümeti, ülkelerindeki Müslüman göçmenlere ve dünyanın dört bir yanındaki Müslüman halklara savaş ilan etti. Fransa'da kardeşler üzerinde bir baskı dalgası sallanıyor, çok sayıda kişi (14-15 yaş arası gençler dahil) tutuklanıyor, camiler kapatılıyor ve halk arasında nefret kampanyası başlatılıyor. Bunun bahanesi Samuel Paty'nin 18 yaşındaki Çeçen bir genç tarafından öldürülmesidir. Paty, Charlie Hebdo dergisinde peygamber Muhammed ve genel olarak Müslümanlar hakkında iğrenç ve  aşağılayıcı karikatürler göstererek yıllarca (!) Genç öğrencileri şok eden bir ırkçı öğretmendi.

 

2.             Başkan Macron, dünyanın dört bir yanındaki bir buçuk milyar Müslümanı derinden yaralayan bu ırkçı provokasyonları kınamak yerine, saçma bir şekilde Paty'yi "sessiz bir kahraman" olarak lanse etti. Macron öğretmeni şu sözlerle övdü: “O cumhuriyeti temsil ettiği için öldürüldü. İslamcılar geleceğimizi bizden almak istiyorlar. Bunu onun gibi sessiz kahramanlara karşı asla yapamayacaklarını biliyorlar.”Hükümet ölümünden sonra Paty France'ın en yüksek madalyası olan Legion d'Honneur'u ödüllendirmeye karar verdi. Macron, Fransa'nın Charlie Hebdo provokasyonlarını yayınlamaya devam edeceğini açıkça duyurdu. “Karikatürlerden vazgeçmeyeceğiz.” Sonuç olarak yetkililer, Charlie Hebdo'nun utanç verici Müslüman karşıtı karikatürlerini çeşitli kamusal alanlarda ifşa ettiler. Bütün bunlar Fransız devletinin Müslümanlara karşı İslamofobi ve ırkçı nefret propagandasının değerlerini savunduğunu gösteriyor. Kimse yanılsamalara maruz kalmamalı: Macron, Müslüman halkları ezen ve aşağılayan asırlık Fransız sömürgeciliği geleneğini sürdürüyor.

 

3.             Önceki açıklamalarda da belirttiğimiz gibi RCIT, Paty's gibi cinayetlere karşı çıkıyor. Ancak bunu, bu ırkçı provokatöre sempati duyduğumuz için değil, bu tür olaylar hükümet tarafından Müslümanlara karşı bir baskı ve ırkçı nefret kampanyası başlatmak için bahane olarak kullanıldığı için yapıyoruz.

 

4.             Fransız hükümeti yalnızca sözde "ifade özgürlüğü hakkını" savunduğunu iddia ediyor. Ne kadar küstah bir yalan! Dürüst insanlar, demokratlar ve sosyalistler ezilenlere karşı nefret propagandası yapma “özgürlüğünü” tanımıyor! Bu yüzden Nazilerin ve ırkçıların böyle bir hakkını reddediyoruz. Geçmişte sosyalistler, Yahudi karşıtı pislikler tarafından katliamlara kurban gittiklerinde Avrupa'daki Yahudileri savundu. Bugün sosyalistler Müslüman göçmenleri İslamofobik haçlılara karşı savunmak zorunda. Fransız hükümetine soruyoruz, “ifade özgürlüğü hakkı” onun için bu kadar kutsalsa, neden aynı “ifade özgürlüğü” nü vermek yerine İslamcılara zulmediyorlar? Neden Paty'yi ırkçılığı için eleştiren insanları tutukluyor? Ve eğer Müslümanlar, Charlie Hebdo'nun Muhammed peygamber hakkında yaptığı gibi geç Paty hakkında böylesine iğrenç karikatürler yayınlarlarsa halkın tepkisini hayal edin! Açıkçası, Macron'un "ifade özgürlüğü hakkı" sadece ırkçı ve İslamofobik takipçileri için geçerli!

 

5.             Gerçekte, Macron'un İslamofobik kampanyasının arkasında soğukkanlı siyasi gerekçeler var. Onun burjuva hükümeti, salgınla ve ekonomik krizle mücadele edemediği için ciddi bir iç siyasi krizle karşı karşıya. Emeklilik reformu ve diğer sosyal yardım kesintilerine yönelik popüler olmayan planlarından dikkatini başka yöne çekmesi gerekiyor. Macron ayrıca bu kampanya ile Fransa'nın Müslüman halklara karşı emperyalist dış politikasına halkın desteğini almayı umuyor. Özellikle önemli projeler, Batı Afrika'daki askeri maceraları, eski Kaddafi subayı ve daha sonra CIA olan General Hafter'e Libya iç savaşında destek, Lübnan'da hakim güç olma girişimleri, Türkiye'ye yönelik saldırganlık ve işbirliğidir. Mısır askeri diktatörlüğü, Yunanistan ve İsrail ile Doğu Akdeniz'deki doğalgaz rezervlerini güvence altına almak.

 

6.             Macron'un İslamofobik haçlı seferine yanıt olarak, Müslüman dünyasında bir protesto dalgası başladı. Son günlerde Filistin, İdlib, Ürdün, Katar, Kuveyt, Pakistan, Bangladeş ve diğer ülkelerde spontane gösteriler yapıldı. Fransız ürünleri boykot ediliyor ve Tricolore bayrağı yakılıyor. Paris'teki Dışişleri Bakanlığı bu olayları küçümsemeye çalışıyor ve şunu iddia ediyor: "Fransız mallarını boykot etme çağrısı aşırılık yanlısı bir azınlık tarafından yapılıyor." Ancak yakında bunun küresel ve popüler bir kitle hareketi olduğunu öğrenecekler! Halk kitlelerinin emperyalist ve İslamofobik saldırganlığa karşı savaştığını görüyoruz - Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır vb .'deki korkak Arap zorbaların İsrail ve Batılı liderlerin ayaklarını öpmesinin aksine!

 

7.             RCIT, emperyalist ve İslamofobik Fransa'ya karşı boykot için kitlesel protestoları ve halk hareketini sıcak bir şekilde karşılıyor! Macron'a bir ders verilmeli! İşçilerin ve halk örgütlerinin - hem Müslümanlar hem de gayrimüslimler icin - geniş bir uluslararası dayanışma hareketinin kurulması gerekiyor. Böyle bir kampanya, şu anda sert devlet ve medya baskısının zor koşullarıyla karşı karşıya olan Fransa ve diğer Avrupa ülkelerindeki kardeşlere güçlü bir destek düzenlemelidir. Böyle bir hareket, Fransız mallarını boykot etmek için etkili bir kampanya düzenlemelidir. Paris'in emperyalist saldırganlığına karşı Doğu Akdeniz'de, Kuzey ve Batı Afrika'da kitlesel eylemler örgütlemesi gerekiyordu. Ayrıca Rus emperyalizminin korkunç bir işgal rejiminden muzdarip olan Çeçen halkına desteğini ifade etmelidir. Son olarak, Fransa'daki sosyalistler, ırkçılık karşıtı faaliyetleri, Macron hükümetinin anti-demokratik baskısına karşı protestolarla (COVID-19 bahanesi altında) ve neoliberal saldırılara (örneğin sarı yelekliler) karşı protestolarla birleştirmeye çalışmalıdır.

 

* İslamofobik nefret kampanyasına hayır!

 

* Fransa'da tutuklanan tüm Müslümanlar serbest bırakıldı!

 

* Irkçı dergi Charlie Hebdo'nun kapatılması için toplu eylemler!

 

* Fransız Donanması - Doğu Akdeniz'in dışına!

 

* Fransız işgalcileri Mali'den ve diğer tüm Afrika ülkelerinden sürün!

 

* Çeçenya'ya Özgürlük! Kahrolsun Rus emperyalizmi!

 

* İsrail ile “normalleşmeye” hayır! Tüm tarihi Filistin'de kızıl ve demokratik bir devlet için!

 

 

 

* * * * *

 

 

 

Bu konuda RCIT'in diğer makalelerine ve görüşlerine atıfta bulunuyoruz:

 

Yossi Schwartz: Down with the Islamophobia in France: “We Are Not Samuel!”, 20 October 2020, https://www.thecommunists.net/worldwide/europe/down-with-the-islamophobia-in-france/

 

RCIT: Frankreich nach den Attentaten in Paris: Verteidigt die Moslems gegen imperialistischen Krieg, chauvinistische Hetze und staatliche Unterdrückung, 9.1.2015, https://www.thecommunists.net/home/deutsch/paris-attacks/

 

Michael Pröbsting: The Racist Character of Charlie Hebdo and the pro-imperialist campaign “Je Suis Charlie”. Solidarity with Muslim People! NOT Solidarity with Charlie Hebdo! 17.1.2015, http://www.thecommunists.net/worldwide/europe/racist-charlie-hebdo/

 

Down with French Neo-Colonialism in West Africa! Protest against the imperialist “Operation Barkhane” / “Coalition for the Sahel”! Joint Statement of Anti-Imperialist and Socialist Organisations, 12 February 2020, https://www.thecommunists.net/worldwide/africa-and-middle-east/joint-statement-down-with-french-neo-colonialism-in-west-africa/

 

RCIT: Expel French Imperialism from West Africa! Macron and his G5 Lackeys plan to intensify their colonialist “Operation Barkhane”, 15 January 2020, https://www.thecommunists.net/worldwide/africa-and-middle-east/expel-french-imperialism-from-west-africa/

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Doğu Akdeniz'de savaş tehlikesi

 

Kahrolsun AB'nin, İsrail'in ve Arap zorbaların Türkiye'ye karşı emperyalist saldırganlığı! Devam eden Arap Devrimi'ni destekleyin

 

Devrimci Komünist Uluslararası Eğilim'in (RCIT) açıklaması, 14 Eylül 2020, www.thecommunists.net

 

 

 

Editörün notu: Aşağıdaki görüş bir özettir ve Doğu Akdeniz'deki analiz ve taktiklerimizi güncelliyoruz. Ayrıntılı bir açıklama için bu konudaki RCIT tezlerine atıfta bulunuyoruz (“Türkiye ve Doğu'da Büyüyen Gerilimler Akdeniz”, aşağıya bakınız).

 

 

 

* * * * *

 

 

 

1.             II.Dünya Savaşı'nın sonundan bu yana ilk kez, doğu Akdeniz'deki askeri gerilimler, emperyalist büyük güçlerin katılımıyla Avrupa'da bir savaşı gerçekçi bir olasılık haline getiriyor. Bu çatışma, üç farklı bölgeyi - Ortadoğu'da Maşrek, Kuzey Afrika'da Mağrip ve Avrupa'da - doğrudan etkilediği için uluslararası bir karaktere sahip.

 

2.             Devrimcilerin bu çatışmanın karmaşık doğasını anlamaları ve ilkeli bir tutum almaları zorunludur. Devrimci Komünist Uluslararası Eğilim (RCIT), karşı-devrimci güçlere (Esad, Hafter, ...) karşı Suriye, Libya, vs.'de devam eden kurtuluş mücadelelerine sürekli destek çağrısında bulunurken, aynı zamanda AB, Yunanistan, İsrail, Birleşik Arap Emirlikleri ve Mısır Generali Sisi'nin emperyalist saldırganlığına karşı Türkiye'yi, İsrail, Birleşik Arap Emirlikleri ve Mısır Generali Sisi'yi savunuyor.

 

3.             Görünüşe bakılırsa, Doğu Akdeniz'deki çatışma tamamen bölgenin geniş doğal gaz rezervlerinin kontrolü için bölgesel güçler arasındaki rekabetle ilgili görünüyor. Katılımcı devletler arasında bu tür çatışan ekonomik çıkarlar mevcuttur ve şüphesiz bu çatışmada da önemli bir rol oynamaktadır. Ancak bu çatışmanın doğası, bölgedeki sınıf mücadelelerinde ve emperyalist ve bölgesel güçler arasındaki güç dengesinde yaşanan derin ayaklanmaların arka planında gerçekleştiği için çok daha karmaşıktır.

 

4.             2011'de başlayan devrimci süreç, 1968-76 döneminden bu yana en önemli küresel sınıf mücadelesidir. Birkaç diktatörün (örneğin Ben Ali, Mübarek, Kaddafi ve Salih) devrilmesine, uzun süreli halk kurtuluş savaşlarına (Suriye'de Rus-İran Esadist işgaline karşı; Yemen'de Suudi Arabistan ve Emirlikler işgaline karşı; ve Libya'da) yol açtı. General Hafter'in karşı devrimine karşı) ve bir dizi acı yenilgiye (örneğin Mısır'da General Sisi askeri darbesi) karşı. Utanç verici bir şekilde, çok sayıda Stalinist ve merkezci güç tarafsız bir pozisyon alıyor veya hatta Arap zorbaları ve arkalarındaki emperyalist güçleri destekliyor.

 

5.             Bu büyük sarsıntılar, iki karşı devrimci "kutsal ittifakın" oluşmasına yol açtı. Biri, Rus emperyalizmi, İran, Hizbullah ve Esad diktatörlüğünün eksenidir; diğeri ise ABD ve İsrail emperyalizmiyle yakın işbirliği içinde Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Mısır'dan oluşuyor.

 

6.             Bu iki karşı-devrimci ittifakın aksine bazı devletler, çeşitli kurtuluş mücadelelerini kullanarak ve onlara maddi destek sağlayarak büyük güçler arasında manevra yapmaya ve çıkarlarını korumaya çalışırlar. Bu özellikle İdlib'deki savaş-devam eden kurtuluş hareketlerine ve Libya UMH hükümetine bir miktar destek sağlayan Türkiye için geçerli. Bir başka örnek ise, Mısır diktatörlüğünün zulmüne uğrayan Müslüman Kardeşler'in sürgün liderlerine Türkiye'nin desteği. Türkiye'nin müttefiki olan Katar, daha az ölçüde de olsa benzer bir rol oynamaktadır (örneğin, Hamas liderliğindeki Gazze'ye mali destek).

 

7.             RCIT, burjuva İslamcı Erdoğan hükümetine herhangi bir siyasi desteği reddettiğimizi defalarca vurguladı. Kürt halkının kendi kaderini tayin hakkını destekliyoruz. Dahası, Türkiye'nin Suriye ve Libya'daki kurtuluş mücadelelerine verdiği destek iki ucu keskin bir kılıçtır. Maddi destek (askeri dahil) karşılığında Ankara avantajlı anlaşmalar sağlamaya çalışıyor. Ayrıca hükümet, Suriye kurtuluş güçleri ve Libya hükümeti üzerindeki kontrolünü genişletmeye çalışıyor. Bu, halkın Kurtuluş Güçleri üzerindeki kontrolünü zayıflattığı için kendi başına tehlikeli değil. Erdoğan hükümeti hem Rus hem de Amerikan emperyalizmiyle (örneğin Suriye Devrimi'ni tasfiye etmeyi amaçlayan Astana / Soçi süreci) anlaşmalar yaparak siyasi ve ekonomik çıkarlarını korumaya çalıştığı için de zararlıdır.

 

8.             AB emperyalizmi - özellikle Fransa'nın önderliğindeki Akdeniz üye ülkeleri - bölgede gerginliği büyük ölçüde artırdı. Yunanistan ve Kıbrıs'ı ve Türkiye'den taleplerini koşulsuz olarak destekliyorlar. Büyük güçlerin Türkiye'ye dayattığı 1923 Lozan Antlaşması'na dayanan bu iddialar, nihayetinde, Mısır'dan sonra en kalabalık Akdeniz devleti olmasına rağmen, Doğu Akdeniz'in egemenliğinde kayda değer bir payı inkar ediyor. Utanç verici bir şekilde, Yunanistan'daki Stalinist KKE ve diğer "sol" güçler, Türkiye'ye karşı deniz sınırının "uzlaşmaz savunması" çağrısında bulunarak, uzun süredir şovenizmin standart taşıyıcıları olarak hareket ediyorlar.

 

9.             Yunanistan, Kıbrıs, İsrail ve Mısır arasında planlanan ortak boru hattı projeleri, Avrupa'ya uzun vadeli doğal gaz tedariği sağlamalıdır (bu da AB'nin Rusya'dan gaz ithalatına bağımlılığını azaltabilir). Bu nedenle bu devletler Türkiye ve Libya'nın planlarının gerçekleşmesini engellemeye kararlıdır. Çünkü Doğu Akdeniz'deki doğalgaz rezervlerinin "münhasır ekonomik bölge" tarafından ortak kullanımı, AB, İsrail ve Mısır'ın planlanan boru hattı güzergahlarını kesecek.

 

10.          Avrupa hükümetlerinin Türkiye'ye karşı saldırgan savaş hareketine neden olan iki faktör daha var. Öncelikle, bu kampanya AB'nin tamamen ABD veya NATO'ya bağımlı olmayan bir askeri blok olarak oluşumunu teşvik etmeyi amaçlamaktadır. İkincisi, AB'de hızla büyüyen Müslüman göçmen grubuna yönelik burjuva laikliğine (örneğin Fransa) ve Hıristiyan ortodoksluğuna (örneğin Yunanistan, Doğu Avrupa) dayanan İslamofobik ajitasyon için kullanılır.

 

11.          Son zamanlarda ABD emperyalizmi de Kıbrıs'a resmi desteğini ve Türkiye'ye karşı iddialarını dile getirdi. Ayrıca ABD, Kıbrıs'a 33 yıldır uyguladığı silah ambargosunu kaldırdı.

 

12.          Özetlemek gerekirse: Doğu Akdeniz'deki gerilimler, iki eşit kötülük arasında bir çatışmayı temsil etmiyor. Bir yandan, Avrupa emperyalizminin İsrail ve birkaç Arap diktatörlüğüyle (ve ABD'nin desteğiyle) karşı-devrimci bir ittifakı var. Diğer bir deyişle, emperyalizm, Siyonizm ve Arap zorbalarının tamamen gerici bir bloğudur. Öte yandan, gelişmiş bir yarı sömürge olan Türkiye. Ankara, büyük güçler arasında manevra yaparak ve çeşitli kurtuluş mücadelelerinin taktik desteğiyle çıkarlarını korumaya çalışıyor. Bu çatışma "Kutsal İttifak" için bir zaferle sonuçlanırsa, emperyalist AB'yi, İsrail'i ve Arap zorbalarını güçlendirecektir. Bu aynı zamanda Suriye, Libya ve Filistin'deki kurtuluş mücadelelerini de zayıflatacaktır.

 

13.          Devrimciler, böyle bir gelişmeyi önlemek için çabalamalıdır. Tarafsız bir duruş, emperyalizmin, Siyonizmin ve tiranlığın güçlenmesine ve Arap dünyasında devam eden kurtuluş mücadelelerinin kaderine kayıtsızlık anlamına gelir. Bu nedenle RCIT, Erdoğan hükümetini siyasi olarak desteklemeksizin Türkiye'nin emperyalist-Siyonist-tiranlık saldırganlığına karşı savunulması çağrısında bulunuyor. Böyle bir savunma, Arap Devrimi ve Filistin kurtuluş mücadelesine koşulsuz destekle birleştirilmelidir. Orta Doğu'da bir Sosyalist Federasyona doğru bir adım olarak, Bağdat ve Beyrut, İdlib, Trablus, San’a, Gazze, Kahire, Cezayir, Hartum'dan Tahran'a tüm Ortadoğu'da ortak bir intifada için! Doğu Akdeniz'deki karşı-devrimci savaş gidişatına karşı uluslararası bir dayanışma hareketi inşa edilmesi çağrısında bulunuyoruz.

 

* Kahrolsun AB-Yunanistan-İsrail-BAE-Mısır'ın Türkiye'ye karşı emperyalist saldırısı!

 

* Türkiye'ye yönelik AB yaptırımlarına hayır!

 

* Askeri bir çatışma durumunda: Emperyalist-Siyonist saldırganların yenilgisi için - Türkiye'nin zaferi için!

 

* Rus-İran Esadist işgalcilere karşı devam eden Suriye Devrimi'ni destekleyin!

 

* General Hafter'in karşı devrimine karşı Libya ile dayanışmaya!

 

* Yemen'i Suudi Arabistan ve Emirlikler işgaline karşı koruyun!

 

* Kahrolsun İsrail ile "normalleşme"!

 

* Siyonist devleti yıkın - Filistin kurtuluş mücadelesinin zaferi için!

 

 

 

RCIT'in uluslararası ofisi

 

 

 

* * * * *

 

 

 

We refer readers to the RCIT’s extensive document on the conflict in Eastern Mediterranean:

 

RCIT: Turkey and the Growing Tensions in Eastern Mediterranean. Theses on the complex contradictions between imperialist and regional powers, the Arab Revolution and the consequential tactics of Marxists, 28 August 2020, https://www.thecommunists.net/worldwide/africa-and-middle-east/turkey-and-the-growing-tensions-in-eastern-mediterranean/

 

See also the following documents:

 

RCIT: Egypt’s Dictator Sisi Threatens to Invade Libya. Defeat the counterrevolutionary bandit Haftar and the powers behind him! 24 June 2020, https://www.thecommunists.net/worldwide/africa-and-middle-east/egypt-s-dictator-sisi-threatens-to-invade-libya/

 

Michael Pröbsting: World Perspectives 2018: A World Pregnant with Wars and Popular Uprisings. Theses on the World Situation, the Perspectives for Class Struggle and the Tasks of Revolutionaries, RCIT Books, February 2018, https://www.thecommunists.net/theory/world-perspectives-2018/

 

Documents of the RCIT on the second wave of the Arab Revolution: https://www.thecommunists.net/worldwide/africa-and-middle-east/collection-of-articles-on-2nd-wave-of-great-arab-revolution/.

 

Documents of the RCIT on the Syrian Revolution: https://www.thecommunists.net/worldwide/africa-and-middle-east/collection-of-articles-on-the-syrian-revolution/

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Müslüman Kardeşler ve Hamas'tan ellerinizi çekin!

Avusturya hükümeti İsrail ve Mısır'daki devlet terörist rejimlerine yardım sağlıyor

 

RKO LIBERATION sözcüsü Michael Pröbsting'in açıklaması, 9 Kasım 2020, www.thecommunists.net

 

 

 

Polis, bugün Müslüman Kardeşler ve Hamas'a büyük çaplı bir baskın düzenlediklerini söyledi. 60 daire, ev, işyeri ve kulüp binası arandı ve 30 kişi tutuklandı. Bunların arasında Mısır toplumunun merkezi sözcüsü ve General Sisi'nin askeri diktatörlüğüne karşı çok sayıda protesto mitingi düzenleyen İbrahim Ali de var.

 

Hükümet, herhangi bir "terörist" faaliyetin kurbanlarını suçlayamayacağı için, bu iki örgütün siyasi ideolojisini reddederek, baskı tedbirlerini açıkça haklı gösteriyor. Sözde Entegrasyon Bakanı (bu terim istemsiz bir kendi kendine alaydır) Susanne Raab şöyle diyor. „Müslüman Kardeşler'e yönelik bu darbe ile radikal, aşırılıkçı ideolojilere karşı mücadelede ciddiyiz. Aşırı fikirlerin Avusturya'da yayılmasına izin vermeyeceğiz ve onlara karşı önlem almaya devam edeceğiz."

 

RKO KURTULUŞU, bu saldırıyı, benzeri görülmemiş bir ölçekte temel demokratik haklara yapılan bir saldırı olarak kınıyor! Sözde ifade özgürlüğünün baş rahipleri, sadece hükümetten ve onun FPÖ'den aşırı sağcı dostlarından farklı bir din ve farklı siyasi inançlara sahip oldukları için dünyanın önünde arsızca ve açık bir şekilde insanlara baskı yapıyorlar!

 

Devrimci sosyalistler olarak Müslüman Kardeşler'in ve Hamas'ın siyasi ideolojisini paylaşmıyoruz. Ancak bu örgütleri Kurz hükümetinin acımasız ve haksız baskı politikalarına ve kırbaç Kickl'e karşı savunmamız gerektiğine dair temel demokratik kanaatimiz var!

 

Gerçekte, Kurz hükümeti Mısır'daki Macron, İsrail ve Sisi rejimine dostluk hizmeti veriyor. Birkaç kez vurguladığımız gibi, Kurz ve Nehammer, Macron'un Müslüman dünyaya karşı verdiği haçlı seferinin eleştirisiz destekçileri haline geldi.

 

Hamas, Filistin icin kurtuluş mücadelesini savunuyor ve İsrail için de ölümcül bir düşmandır. İsrail, Filistin halkının sınır dışı edilmesine dayanan bir apartheid devletidir ve yalnızca terör ve ihraç yoluyla iktidarda kalabilir.

 

Aynı durum, Temmuz 2013'te tek demokratik olarak seçilmiş - ve Müslüman Kardeşler - hükümeti deviren ve o zamandan beri kanlı zulüm gören Mısır'daki askeri diktatörlük için de geçerli.

 

RCIT olarak talep ediyoruz:

 

* Müslüman Kardeşler ve Hamas zulmüne son verilsin!

 

* İbrahim Ali ve tutuklanan diğerleri derhal serbest bırakılsin!

 

* İslamofobik ırkçılıği son bulsun!

 

 

 

* * * * *

 

 

 

RCIT'in aşağıdaki makalelerine ve beyanlarına atıfta bulunuyoruz:

 

RCIT: Emperyalist ve İslamofobik Fransa'yı boykot edin! Müslüman göçmenlerle dayanışma! Fransız işgalcileri Mali'den ve diğer ülkelerden sürün! 26 Ekim 2020, https://www.thecommunists.net/home/t%C3%BCrk/emperyalist-ve-islamofobik-fransa-yi-boykot-edin/

 

RCIT: Doğu Akdeniz'de savaş tehlikesi. Kahrolsun AB'nin, İsrail'in ve Arap zorbaların Türkiye'ye karşı emperyalist saldırganlığı! Devam eden Arap Devrimi'ni destekleyin, 14 Eylül 2020, https://www.thecommunists.net/home/t%C3%BCrk/dogu-akdeniz-de-savas-tehlikesi/

 

RKO LIBERATION: Austria: Scandalous Bann of a Rally against Islamophobe Racism! Minister for Interior suppresses freedom of speech … in the name of freedom of speech, 9. November 2020, https://www.thecommunists.net/worldwide/europe/austria-scandalous-bann-of-a-rally-against-islamophobe-racism/ (Deutsch: https://www.thecommunists.net/home/deutsch/oesterreich-skandal%C3%B6ses-verbot-einer-kundgebung-gegen-islamfeindlichen-rassismus/)

 

RKO LIBERATION: Austria: Daesh is the Bullet but Macron is the Political Assassin! The terrorist attack is the inevitable result of imperialist wars and racist oppression, 3 November 2020, https://www.thecommunists.net/worldwide/europe/austria-daesh-is-the-bullet-but-macron-is-the-political-assassin/ (Deutsch: https://www.thecommunists.net/home/deutsch/oesterreich-daesh-ist-die-kugel-aber-macron-ist-der-politische-attentaeter/)

 

Yossi Schwartz: Down with the Islamophobia in France: “We Are Not Samuel!”, 20 October 2020, https://www.thecommunists.net/worldwide/europe/down-with-the-islamophobia-in-france/

 

RCIT: France after the Attacks in Paris: Defend the Muslim People against Imperialist Wars, Chauvinist Hatemongering, and State Repression! 9.1.2015, http://www.thecommunists.net/worldwide/europe/statement-paris-attacks/ (Deutsch: https://www.thecommunists.net/home/deutsch/paris-attacks/)

 

Michael Pröbsting: The Racist Character of Charlie Hebdo and the pro-imperialist campaign “Je Suis Charlie”. Solidarity with Muslim People! NOT Solidarity with Charlie Hebdo! 17.1.2015, http://www.thecommunists.net/worldwide/europe/racist-charlie-hebdo/

 

RCIT: Expel French Imperialism from West Africa! Macron and his G5 Lackeys plan to intensify their colonialist “Operation Barkhane”, 15 January 2020, https://www.thecommunists.net/worldwide/africa-and-middle-east/expel-french-imperialism-from-west-africa/

 

RKOB: Austria: Islamophobic Racism on the Rise! Solidarity with the Muslim Brothers and Sisters! No to the Closure of 7 Mosques and the Expulsion of 40 Imams and their Families! 8 June 2018, https://www.thecommunists.net/worldwide/europe/islamophobic-racism-on-the-rise-in-austria/

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

ABD'de Devrim Öncesi Bir Durum Açıldı

 

Devrimci Komünist Uluslararası Eğilim (RCIT) tarafından yapılan açıklama, 31 Mayıs 2020, www.thecommunists.net

 

 

 

1. Eşi görülmemiş gelişmeler ABD'yi ve dünyayı sarsıyor. George Floyd'un ABD polisi tarafından acımasızca öldürülmesi, tüm büyük şehirlerde bir kitlesel protesto dalgasını tetikledi. Son beş gün boyunca bu protestolar popüler bir ayaklanmaya dönüştü. İnsanlar “Adalet Yok, Barış Yok” diyorlar. ve polise karşı “Düşman Polis!” gibi yönlendirilen popüler sloganlar var. Birçok gösterici, halkın pasifist yanılsamalarını kaybettiğini yansıtarak polise karşı koymaktan korkmuyor. Polis arabalarını yakıyorlar ve hatta Minneapolis polis karakolunu yakıyorlardı. Buna ek olarak, 1929'dan bu yana yaşanan en kötü ekonomik çöküşün bir sonucu olarak kitlesel öfke ve yoksulluk bir dizi yağma başlattı.

 

2. Bu ayaklanmanın sadece siyah insanlar değil, birçok beyaz gençlik de dahil olmak üzere her renkten insanlar olması önemli bir özelliktir. Bu, ırkçılığa ve polis şiddetine karşı protestoların bu ayaklanmanın acil nedenleri olmasına rağmen, güncel olayların nedenleri, dramatik yoksulluğun (şu anda 36 milyon insan işsiz) ve ultra-tepkisel ve eşit derecede ultra yetersiz Trump İdaresinin altta yatanlar arasında önemli olduğuna şüphe edilemez.

 

3. Yetkililer kitlesel gösterileri son derece acımasızca bastırmaya çalışıyorlar. Birkaç gösterici daha önce öldürülmüş, polis minibüsleri gösterilerin içine dikkatsizce girmişler, gazeteciler saldırıya uğramış, vurulmuş veya tutuklanmışlar, vb. Ulusal Muhafızlar ve Askeri Polis, birkaç saat içinde müdahale edebilmeleri için kısa sürede bilgilendirildi. Ve Başkan Trump, halk ayaklanmasını ezmek için federal birlikler göndermekle tehdit etti. Böyle bir hareket şüphesiz açık bir iç savaşa neden olur. Tüm bu gelişmeler, RCIT’in otoriteryanizm ve devlet kapitalizmine doğru küresel bir değişim olduğu tezini doğrulamaktadır. Böyle bir siyasi ortamda, polis - ve genel olarak kapitalist devlet aygıtı - halk kitlelerine ve hatta medyaya şiddetle saldırmak için cesaretlendiriliyor.

 

4. Aynı zamanda, bu ayaklanmanın gücü, baskıcı durum aygıtında çatlak gibi görünen şeylerle sonuçlanmıştır. Flint (Michigan), Camden (New Jersey), Santa Cruz (California), Kansas City (Missouri), Fargo (Kuzey Dakota) ve Ferguson (Missouri) polisler protestolara katıldı, dayanışma afişleri tuttu (“Polisin Vahşeti Sona Erdirin” [!], “Dayanışma'da Durmak”) veya Floyd'un anısına diz çökün. Kapitalist polisi reform yapma olasılığına dair herhangi bir beklenti yanılsaması bağlamında suçlu olsa da, bu tür bireysel eylemler düşmanın saflarındaki demoralizasyonların önemli işaretleridir. Devrimciler, polisi halk ayaklanmasına yönelik emirleri reddetmeye çağırmalıdır.

 

5. Devrimci Komünist Uluslararası Eğilim (RCIT) şu anda en önemli taktiklerin halk meclislerin örgütlenmesi ve işyerlerinde, mahallelerde, okullarda ve üniversitelerde eylem komitelerinin oluşturulması olduğunu tekrarlıyor. Bu tür komiteler talepler ve eylemin seyri hakkında karar vermelidir. Ayrıca bölgesel ve ulusal bir koordinasyon olabilmesi için delegeleri seçmelidirler. Ayrıca toplumdan ve halk örgütlerinden, sendikalardan, DSA'dan vb. hareketi kayıtsız şartsız desteklemelerini talep etmelidirler. Bu tür meclisler ayrıca toplulukları polis düşmana karşı savunmak ve polisi topluluklardan olabildiğince uzaklaştırmak için silahlı öz savunma komiteleri oluşturmalıdır. En önemlisi, hareket genel bir grev örgütlemeye yönelmelidir.

 

6. Dün yayınlanan RCIT bildirisinde, bu popüler ayaklanmanın dramatik karakterine işaret ettik. “Hızlı gelişmeler Minneapolis'i ve diğer şehirleri ikili bir güç durumunun eşiğine getirdi” yazdık. Bununla birlikte, son 30 saatteki muhteşem olaylar, bu patlayıcı krizin derin bir yükselişiyle sonuçlandı, böylece şimdi ABD'de devrim öncesi bir durumun açıldığını söyleyebiliriz. Trump federal birliklere kanlı bir baskı uygulama emrini derhal devrimci bir durum ve bir iç savaş açabilir.

 

7. Bu olayların sadece ABD için değil tüm dünya için derin bir öneme sahip olduğunu söylemek gereksizdir. Bu zaten binlerce insanın Londra, Berlin, Kopenhag ve diğer birçok şehirde dayanışma içinde yürüdüğü gerçeğine de yansımış durumda. Bununla birlikte, ABD çürüyen ama yine de en güçlü emperyalist bir devlet olduğu için, emperyalist dünya düzeninin kalbinde devrimci bir gelişme doğası gereği derin bir küresel karaktere sahiptir. Sonraki günler ve haftalar daha kesin bir analize izin verecektir. Ancak şimdiden söyleyebileceğimiz şey şudur: COVID-19 salgınının kapsamı altında son 2-3 ay içinde egemen sınıfın küresel karşı-devrimci şok ve şaşkınlık uyandırıcı saldırısından sonra, halihazırda Lübnan ve Hong Kong'da bir yenilenmiş halk ayaklanmarı gördük. Bununla birlikte, ABD'deki mevcut olaylar, kitlelerin küresel karşı-devrimci saldırıya karşı en önemli grevidir. Bu gelişme, şaşırtıcı değil, çünkü bu küresel karşı-devrimci saldırı, kapitalizmin gerilemesi ve devletler ile sınıflar arasındaki çelişkilerin hızlanmasıyla karakterize tarihi bir devrimci dönemde gerçekleşiyor. Böyle bir dönemde, dünyadaki ani dönüşler kaçınılmazdır ve gerici saldırılar sadece gelecekteki siyasi patlamaları hazırlar. ABD'deki güncel olayların bu gelişmenin son örneği olmadığına şüphe yok.

 

8. RCIT, mevcut karşı-devrimci saldırının başlangıcından beri, kilitlemenin aslında salgına karşı değil, daha ziyade egemen sınıfın önleyici bir anti-demokratik saldırısı olduğunu vurguladı. Bir pandemi ile savaşmak için halk kitlelerinin devlet baskısına değil, ciddi bir sağlık programına (koruyucu ekipman, kitle testi, ücretsiz hastaneye yatış, ücretsiz kitle testi, halk sağlığı sektörünün işçi insiyatifi altında genişlemesi ve popüler kontrol vb. ) Kamu meclislerinin ve gösterilerinin kilitlenmesini ve anti-demokratik yasaklanmasını destekleyen hain Kilitleme Solunu kınadık. Şimdi gördüğümüz, analizimizin güçlü bir teyidi. İşçiler ve ezilenler hakları için savaşmak istedikleri her yerde, kilitlenme rejimini ve sözde “sosyal uzaklaşma” kurallarını çiğnemek zorundadırlar. Lübnan, Irak, Hong Kong ve ABD'de durum böyledir. Mücadele kitlelerinin, yönetici sınıfın sektörlerine uyum sağlayan liberal orta sınıfın ve reformist emek bürokrasisinin baskısına uyum sağlayan oportünist Karantina Solundan çok daha ilerici olduğu açıktır. Son 2-3 aydaki gelişmeler güçlü bir derstir: Karantina Solu, COVID-19 salgını kapsamında karşı-devrimci saldırıyı desteklemektedir. Kitlelerin militan kesimleri, kilitlenme rejimini kırıp görmezden geliyorlar! RCIT ve tüm otantik devrimciler savaşan işçilerin yanındalar ve hain Karantina Solunu bastırdılar ve kınadılar.

 

9. Ayrıca, mevcut olaylar RCIT’in belgelerimizde ele aldığımız sloganının güçlü bir teyidi. Yönetici sınıfın baskı ve devlet bonapartizmine dramatik bir şekilde kayması göz önüne alındığında, temel sloganın olağanüstü halin popüler bir ayaklanmaya dönüşmesi olacağını söyledik. Geçen hafta Lübnan Hong Kong ve şimdi ABD'deki olaylar bu sloganın içinde geçilen dönemin nesnel dinamiğini yansıttığına dair güçlü bir teyit. Son olarak, ABD'deki (ve Hong Kong'daki) kitlesel protestoların RCIT’in demokratik sorunun mevcut sınıf mücadelelerinin kilit bir özelliği olduğu tezini doğruladığını da belirtiyoruz. Doğal olarak, bu tür mücadeleler genellikle - doğrudan ya da dolaylı olarak - ekonomik meselelerle bağlantılıdır.

 

10. Yoldaşlar, kardeşler! İki ay önce “Şimdi Hareket Ettirin Çünkü Tarih Şimdi Oluyor!” Başlıklı bir Açık Mektup yayınladık. Herkes bunun mevcut dünya durumunun ve ilgili görevlerin doğru bir karakterizasyonu olduğundan şüphe edebilir mi ?! Devrimcileri, Devrimci Dünya Partisi kurmak için en önemli görevde birleşmeye ve bize katılmaya çağırıyoruz. Sadece böyle bir parti nihayetinde uluslararası bir sosyalist devrim ve insanlığın sömürü ve zulümden kurtulmasını organize edebilir! Umutsuzca böyle bir partiye ihtiyacımız var, çünkü gördüğümüz gibi, sözde solun çoğunluğu fırsatçı olarak devlet kapitalizmine ya da bir ya da diğer emperyalist güce (örneğin Çin, Rusya, AB) uyum sağlıyor. Böyle bir oportünizm, sosyal-bonapartizm ve sosyal-emperyalizmden arınmış uluslararası bir organizasyona ihtiyacımız var. ŞİMDİ ihtiyacımız var. Yoldaşlar, kardeşler, böyle tarihi bir görev için el ele verelim! RCIT'e katılın!

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

ABD'de Neden Devrim Öncesi Bir Durum Hakkında Konuşuyoruz?

 

Amerikan Yoldaşlarla Tartışma

 

Devrimci Komünist Uluslararası Eğilim (RCIT) Uluslararası Sekreteri Michael Pröbsting, 4 Haziran 2020, www.thecommunists.net

 

 

 

George Floyd'un polis tarafından soğukkanlı bir şekilde öldürülmesinden sonra ABD'deki popüler ayaklanma şu anda dünya durumunun kilit olayı. Her gün kitleler sokaklarda gösteri yapıyor, polisle savaşıyor, valilerin getirdiği sokağa çıkma yasaklarını görmezden geliyorlar… kısacası işçiler, gençler ve ezilenler ülkeyi ateşe verdiler. Artan sayıda polis ve Ulusal Muhafız, göstericilere sempati duyuyor ve onlarla diz çöküyor. Buna karşılık, en az 29 eyaletteki valiler, protestoları kısaltmayı başaramadan 20.000 Ulusal Muhafız üyesini harekete geçirdi. Umutsuz bir Trump İdaresi, 1807 İsyan Yasasını kullanmak ve ayaklanmayı parçalamak için ABD ordusunu kullanmakla tehdit ediyor.

 

RCIT, son günlerde gelişmekte olan durumu analiz eden ve kitle mücadelesi için uygun taktikleri geliştiren birkaç açıklama yayınladı. [1] Buna yanıt olarak, ABD'den olduğu kadar ABD dışından da bir dizi sosyalistten yazışmalar aldık. Çeşitli yoldaşlar bizimle mutabık kalırken, diğerleri de mevcut durum üzerine devrim öncesi olarak değerlendirmemiz hakkındaki eleştirilerini ifade ettiler. Bu makalede, halk ayaklanmasıyla ilgili kapsamlı analizimizi tekrarlamayacağız, daha çok kendimizi yoldaşların itirazlarını tartışmakla sınırlayacağız.

 

Devrim öncesi bir durumun kriterleri nelerdir?

 

Marksist (ön) devrimci bir durum tanımının kısa bir özeti ve bugün böyle bir karakterizasyonun neden ABD için geçerli olduğunu başlatacağız. Temel olarak, Lenin ve Troçki, bir durumu (ön) devrimci olarak nitelemek için üç kriter belirlediler.

 

a)”Egemen sınıfların kurallarını hiçbir değişiklik yapmadan sürdürmeleri mümkün değildir”;

 

b)”Alt sınıflar eski şekilde yaşamak istemiyorlar”;

 

c)”Kitlelerin faaliyetinde önemli bir artış var”. [2]

 

Tüm bu kriterlerin ABD'deki mevcut durum için geçerli olduğunu düşünüyoruz. Egemen sınıf derinden bölünmüş durumda. Aslında bu bölünmeler en az dört yıl önce Trump'ın iktidara gelmesiyle başladı. 2008 yılında yeni bir tarihsel dönemin başlangıcından bu yana dünya kapitalizminin çöküşü ve bunun sonucunda ABD emperyalizminin, neredeyse yirmi yıl boyunca kapitalist kamptaki mutlak ve tartışmasız hegemondaki düşüş, Amerikan tekel burjuvazisinde derin bir krizi kışkırttı. Egemen sınıfın çoğunluğu eski yoluna devam etmek isterken, Trump ve Steve Bannon gibi figürlerin çevresindeki aşırı gerici kamp tarafından temsil edilen bir azınlık grubu ABD'nin bunu yapamadığını kabul ediyor. Sonuç olarak, dünya düzeninin küresel lideri olarak bir geri çekilme ve yurtdışında korumacılık ve saldırgan militarizme ve işçi sınıfına ve evde ezilenlere karşı aşırı tepkisel, beyaz-üstünlükçi bir saldırıya dönüşü savunuyorlar. Bu ders, egemen sınıfın bakış açısından belirli bir mantığa sahip olsa da, diğerleri arasında, ABD emperyalizminin ahlaki bozulmasını, bir çeşit tarihsel trajedi ve saçmalığı kişisel olarak doğru bir şekilde temsil eden tek kişinin turuncu saçından utançtan muzdariptir.

 

ABD'deki siyasi düzenin derin krizi

 

Egemen sınıf içindeki bu derin kriz, ABD burjuvazisinin her iki tarafı arasında bir tür iç Soğuk Savaş ile sonuçlandı. ABD, 1929'dan bu yana yaşanan en kötü ekonomik çöküşle, on yıllardan beri en yüksek işsizlikle, en önemli emperyalist rakibi Çin ile kötüleşen bir Soğuk Savaş’la yüzleştiğinden Trump Yönetiminin COVID'nin işleyişindeki canice yetersizliğiyle, vb. ile ele ele vererek bu kriz şimdi büyük bir hız kazandı. Egemen sınıf içindeki bu iç bölünmeler, çoğunluk kanadı Trump'ın ülkeyi militarize etmek ve yaklaşan seçimleri sokaklarda ordunun yardımıyla kazanmak için mevcut durumu kullanmak istediğini anladıkça daha da artıyor.  Bu kısa özeti, Başkan Biden'ın bile olsa benzer sorunlarla karşı karşıya kalacağını ve ABD yönetici sınıfının 2016 öncesi duruma dönmesinin imkansız olduğunu, çünkü Amerikan kapitalizmi yakın geçmişte önemli ölçüde zayıfladığını (Çin çok daha güçlü hale geldi) belirterek bitiriyoruz.

 

Popüler kitlelerin eski şekilde yaşamaya devam etmek istemedikleri de aynı derecede açıktır. Şu anda 36 milyon insan işsiz, özellikle siyah ve Latin toplulukları arasında olmak üzere birçok aile, kronik bir ırkçı ve acımasız polis gücü tarafından günlük baskıya ek olarak yoksullukla karşı karşıya. ABD işçi sınıfının ve ezilen toplulukların büyük çoğunluğunun mevcut protestoları desteklemesinin nedeni budur. Bu, göstericileri alkışlayan kaldırımlardaki sıradan insanlardan gelen birçok dayanışma sembolünden görülebilir. Baskı cihazının sektörlerinin bile bir tür sempati veya en azından anlayış göstermesi, şüphenin ötesinde geniş bir popüler desteğin altını çizmektedir.

 

Burjuva medya bile bunu kabul etmeye zorlanıyor. Reuters anketine göre,”Amerikalı yetişkinlerin% 64'ü“ şu anda protesto eden insanlara sempati duyuyor”,% 27'si ise sempatisinin olmadığını ve % 9'u emin olmadığını söyledi. (…) Gösterilerden büyük ölçüde etkilenmeyen kırsal ve banliyö bölgelerinde bile çoğu insan destek verdi. Kırsal sakinlerin yarısından biraz fazlası protestoculara sempatik olduklarını söylerken 10 banliyöden yedisi kabul etti.”[3]

 

Başka bir anket de benzer sonuçlara ulaştı.”31 Mayıs ve 1 Haziran tarihlerinde yapılan bir Sabah Danışma anketi - Floyd'un yaklaşık 9 dakika boyunca diz boynu tutan bir Minneapolis polis memurunun elinde öldürmesini protesto gösterileri başladıktan birkaç gün sonra Amerikalıların yüzde 54'ünün devam eden protestoları güçlü bir şekilde destekliyor ya da bir şekilde destekliyor. Tersine, sadece yüzde 22'si gösterilere biraz karşı olduklarını ya da şiddetle karşı olduklarını söylüyor. (…) Morning Consult anketinde yüzde 55, polis şiddetinin polise karşı şiddetten daha büyük bir sorun olduğunu söylüyor. Sadece yüzde 30'unun karşıt görüşü var.” [4]

 

Başka bir anket de benzer sonuçlara ulaştı.”31 Mayıs ve 1 Haziran'da yapılan Morning Consult anketi, - Floyd'un yaklaşık 9 dakika boyunca boynunun dizinin altında tutan bir Minneapolis polis memurunun elinde öldürülmesini protesto etmeye başlamasından birkaç gün sonra - Amerikalıların yüzde 54'ünün devam eden protestoları ya güçlü bir şekilde desteklediğini ya da bir şekilde desteklediğini buldu. Tersine, sadece yüzde 22'si gösterilere biraz karşı olduklarını ya da şiddetle karşı olduklarını söylüyor. (…) Morning Consult anketinde yüzde 55, polis şiddetinin polise karşı şiddetten daha büyük bir sorun olduğunu söylüyor. Sadece yüzde 30'unun karşıt görüşü var.” [4]

 

Ve kapitalist kuruluşların tanınmış bir dergisi olan Newsweek, sadece protestolara benzer popüler destek rakamları göstermeyen bir anket yayınladı. Ayrıca”Amerikalıların çoğunluğunun (yüzde 54) George Floyd'un ölümünden sonra bir Minneapolis polis bölgesi binasının yakılmasının haklı olduğuna inandığını” bildiriyor. [5]

 

Son olarak,”kitlelerin faaliyetinde önemli bir artış” olduğu da açıktır. Yüz binlerce şehirde yüz binlerce kişi yürüyor - polis baskısına rağmen 11 kişi daha önce öldürülmüş ve 40 şehirde sokağa çıkma yasağı var. ABD tarihinde küçük kasabalara bile böyle büyük bir ulusal hareket ne zaman yayıldı?

 

Devrim öncesi bir durumun en açık işaretlerinden biri, baskı aparatındaki çatlaklardır. Protestolarla (büyük Colin Kaepernick'in getirdiği bir sembol) diz çökmüş, göstericilere katılmış ve hatta dayanışma içinde pankart tutmuş çok sayıda polis örneği olmuştur.

 

Son derece önemli bir gelişme de Gaziler ve Gazi hakları örgütlerinin artan sayıda Ulusal Muhafız ve aktif görevli Gazi Hakları’nın polis tarafından yürütülen cinayetlere karşı yükselen ABD şehirlerine konuşlandırmayı reddettikleri raporlarıdır. [6] Bu şartlar altında, Savunma Bakanı Esper de dahil olmak üzere bir dizi generalin orduyu ABD şehirlerinde konuşlandırmaya pek hevesli olmamaları şaşırtıcı değildir. Ordu ve polis saflarındaki çatlaklar tarihteki (önceden) devrimci durumların iyi bilinen bir işaretidir. Özetle, ABD'deki mevcut durumu (ön) devrimci olarak nitelendirmemizin oldukça doğru olduğunu düşünüyoruz.

 

Örgütlü işçi hareketi nerede?

 

Karakterizasyonumuzu eleştiren yoldaşların ana argümanları nelerdir? İlk olarak, yoldaşlar örgütlü işçi sınıfının, yani işçi sendikaları gibi işçi hareketinin örgütlerinin mücadeleye katılmadığına itiraz ediyorlar. İlgili diğer bir itiraz, işçi sınıfının politik ve ekonomik örgütlenme durumunun çok düşük olmasıdır.

 

Her iki gözlem de şüphesiz doğrudur. Bununla birlikte, bu eleştirinin ABD'deki mevcut durumu devrim öncesi olarak nitelendirmemizi geçersiz kılmadığını düşünüyoruz. Neden? Birincisi, sendikalar ABD'deki işçilerin sadece küçük bir azınlığını örgütlüyorlar. Toplamda, işçilerin sadece% 10.3'ü bir sendikaya mensup. Kamu sektöründe pay% 33,6, özel sektörde ise sadece% 6,2'dir. [7]

 

Ayrıca, ABD'deki sendikalar özellikle muhafazakârdır ve tekel burjuvazisine, özellikle de Demokrat Parti'ye bağlıdır. Dolayısıyla, birliğin başından beri militan bir kitle hareketine katılmaması hiç de şaşırtıcı değil.

 

Tarih bize bunun olağanüstü bir gelişme olmadığını, birçok kez gerçekleştiğini öğretir. Mayıs 1968'de Fransa'da sendikalar, haftalarca süren kitlesel mücadelelerden ve barikatlardan sonra isteksizce Mayıs ortasının sonlarında katıldı. Bununla birlikte, gençler tarafından başlatılan kitle hareketi, sendikalar mücadeleye katılmadan önce devrimci bir durumu kışkırtmıştı. [8]

 

Son zamanlarda, sendikaların çoğunlukla önemli bir rol oynamadığı 2011'deki Arap Devrimi'ni ve 2019'daki ikinci dalgayı gördük. Burada da gençler başrol oynadı. Ancak, sadece Stalin yanlısı sol bu olayların devrimci karakterini inkâr eder. [9]

 

Sarı Yelek'nin kendiliğinden hareketinin muazzam kitle seferberliklerine başladığı 2018/19'da Fransa örneğini de ekleyelim, bu da polisle çok sayıda yüzleşmeye neden oldu. CGT bu mücadelelere yalnızca geç ve çoğunlukla sadece yerel düzeyde katıldı. [10]

 

Özetle, sendikalar genellikle patronlara ve partilerine bağlı yozlaşmış bürokratların egemenliğindedir. Bu, bu kurumların önemli olduğunu ve devrimci ve işçileri bürokratik liderliğe karşı seferber etmek için devrimcilerin içinde çalışmak zorunda oldukları gerçeğini inkar etmez. Ancak sendikaların katılımıyla kitle mücadelelerinin devrimci karakterini yargılamak, devrimciler için yararlı olmayan tamamen muhafazakar bir yaklaşımla ihanet eder.

 

Nitekim, herhangi bir kendiliğinden kitle hareketinin tipik bir göstergesi, gençliğin en ileri, en militan bileşenidir.

 

Böyle muhafazakar bir yaklaşımın daha da aşırı bir versiyonu, ABD'deki durumun devrim öncesi olarak nitelendirilemeyeceği argümanıdır, çünkü bir işçi partisine veya hatta devrimci bir partiye yakın hiçbir şey yoktur. Yine, böyle bir parti kurmanın çok önemli bir görev olduğu konusunda hemfikiriz ve bunu tekrar tekrar vurguladık. Bununla birlikte, tarih defalarca popüler kitlelerin başkalarının parti kurmasını beklemediğini, artık sömürü ve baskıyı kaldıramadıklarında sınıf mücadelesi alanına girdiğini göstermiştir.

 

Bu özellikle oportünist solun büyük kesimlerinin ve sendika liderliklerinin devlet kapitalizminin gerici bando arabasına katıldığı ve yönetici sınıfın büyük sektörlerinin anti-demokratik karantina politikasını desteklediği mevcut durum için geçerlidir. RCIT'in çok sayıda belgede açıkladığı gibi, bu Karantina politikası, işçi sınıfının ve ezilenlerin büyük kesimlerini evde kalmaya ve kamusal toplanma ve gösteri yapma temel hakkını yasakladığı için büyük ölçüde gericidir. Dolayısıyla, Karantina Solu ve sendika bürokratları kitleleri sokaklarda toplu işten çıkarmaya, ücret kesintilerine, patronlara ve hükümetlere insanlara Korona Virüsüne karşı koruyucu ekipman sağlama konusunda savaşmaya çağırmadılar. [11]

 

Aslında, ABD'de mevcut halk ayaklanması (- Lübnan, Irak [12] ve Hong Kong [13] 'de olduğu gibi), yönetici sınıfların son aylarda uyguladığı Karantina ve”sosyal uzaklaşma” kurallarını ihlal ederek gerçekleşiyor! Başka bir deyişle, işçi sınıfının ve gençliğin gelişmiş sektörleri, hakları için savaşmak istiyorlarsa gerici Karantina rejiminin kurallarını çiğnemeleri gerektiğini görmezden gelen oportünist sol ve sendika bürokratlarından çok daha iyi ve çok daha erken anlıyorlar. Günümüzde işçiler ve gençler kavga ediyorlar, çünkü dünyanın dört bir yanındaki Karantina Solunun geçtiğimiz aylarda yapmasını söylediklerinin tam tersini yapıyorlar:”Evde Kalmıyorlar” ama”Sokaklarda Yürüyorlar”! Kuşkusuz kitleler Karantina Solu'ndan çok daha ilerici! [14]

 

Tabii ki, devrimci bir durumu başarılı bir devrime dönüştürmek için özgün bir devrimci partinin inşasının çok önemli olduğunun farkındayız ve birçok kez söyledik. Bununla birlikte, devrimci ve devrim öncesi durumlar, devrimci bir partinin, hatta bir işçi partisinin varlığı olmadan ortaya çıkabilir ve çoğu zaman ortaya çıkabilir (bkz. Son on yıldaki Arap Devrimleri).

 

Yağma Hakkında

 

Son olarak, devrimci olarak mevcut durum hakkındaki değerlendirmemize karşı öne sürülen bir diğer itiraz, bir takım yağmaların gerçekleşmiş olmasıdır. Dolayısıyla,”ciddi bir suç unsuru bazı büyük şehirlerdeki hareketten faydalanıyor” iddiası var. Yine, bu itirazın geçerli olmadığını düşünüyoruz.

 

Kendiliğinden bir kitle ayaklanması genellikle yağma unsurlarını içerir. Ağustos Ayaklanması sırasında 2011'de İngiltere'de benzer bir fenomen gördük. [15] Elbette yağma, devrimcilerin savunduğu bir şey değildir. Ancak, kişi somut olarak yargılamak zorundadır. İlk olarak, yağmalamanın mevcut popüler ayaklanmanın temel bir özelliği olduğunu şiddetle reddediyoruz (Fox News'a güvenenler hariç). Hayır, bu, bu kitle hareketinin üçüncü derece, neredeyse hiç alakalı olmayan bir özelliğidir. Başlıca özellikler devasa seferberlik, sokağa çıkma yasağının kırılması, polise karşı mücadele ve polis arabalarının ve karargahlarının yakılması, polis ve Ulusal Muhafızların bazı unsurlarının kardeşleşmesi, nüfusun büyük sektörlerinin desteklenmesi, vb.

 

İkincisi, kişi farklı olmak zorundadır. Bankaların, bahis şirketlerinin veya alışveriş merkezlerinin yağmalanması, küçük bir dükkanın yağmalanmasıyla aynı şey değildir. Daha sonra protestoları desteklemek için kazanılması gereken topluluğun bir bölümüne zarar verir. Üçüncüsü, fırsatçı solun çok sevdiği Karantina tarafından kötüleşen ekonomik bunalımın milyonlarca insan için derin bir yoksulluk yaratmasından bu yana kitlelerin büyük kesimlerinin geçtiğimiz aylarda korkunç bir şekilde acı çektiğini anlamak gerekiyor. Bu koşullar altında insanların bir dükkanı yağmalayarak bir şeyleri geri almayı ummaları şaşırtıcı değildir.

 

Famer Kareem Abdul-Jabbar Basketbol Salonu haklı olarak Los Angeles Times için yapılan bir ropörtajda, yağma olayları eleştirilirken orantı duygusunun kaybedilmemesi gerektiğini vurguladı.”Yağma ve yangınları eleştirenler, bu eylemlerin protestocuların davasına zarar verdiğini söyleyenler yanlış değil, ama onlar da doğru değil. (…)”Siyah topluluk, eğitimde, adalet sisteminde ve işlerde var olan kurumsal ırkçılığa alışkındır. (…) Yani, belki de siyah topluluğun asıl endişesi şu anda protestocuların üç ya da altı feet uzakta durup durmadıkları değil, birkaç çaresiz ruh bazı tişörtler çalar, hatta bir polis karakolunu bile yakar, ancak oğulları, kocası, erkek kardeşi ve babaları sadece bir yürüyüşe, bir koşuya, bir tura gittiğinde polisler veya özenti polisler tarafından öldürülecek mi? Siyah olmanın, ülkelerini enfekte eden ırkçılık virüsünün COVID-19'dan daha ölümcül olması nedeniyle hayatlarının geri kalanında evde barınma anlamına gelip gelmediği" söyledi. [16]

 

Bize göre bu basketbol yıldızı durumu sözde solculardan daha iyi anlıyor! Her durumda, devrimciler, bazı yağma olayları nedeniyle kitlesel bir ayaklanmanın devrimci potansiyelini küçümseme tuzağına düşmemelidir.

 

Taktiklerle ilgili anlaşma belirleyicidir

 

Aşağıdakileri vurgulayarak sonuçlandırıyoruz. ABD'deki mevcut durumu devrim öncesi olarak nitelendirmemizin doğru olduğunu düşünüyoruz. Bununla birlikte, devrimciler için bugün asıl sorunun mevcut durumun kesin tanımı olması gerektiğine inanmıyoruz. Bugün Marksistlerin taktiklerinin ne olması gerekir konusu daha da önemlidir.

 

RCIT, mevcut durumda mücadeleyi daha yüksek bir aşamaya taşımak için aşağıdaki taktikleri çok önemli görmektedir.

 

a) Halk meclislerin organize edilmesi ve işyerlerinde, mahallelerde, okullarda ve üniversitelerde eylem komitelerinin oluşturulması. Bu tür komiteler talepler ve eylemin seyri hakkında karar vermelidir. Ayrıca bölgesel ve ulusal bir koordinasyon olabilmesi için delegeleri seçmelidirler.

 

b) Toplulukları düşman polise karşı savunmak ve polisi topluluklardan olabildiğince uzaklaştırmak için silahlı öz savunma komitelerinin oluşturulması gerekir.

 

c) Genel grevin düzenlenmesi.

 

Ayrıca, protestoları bastırma emrini reddetmeleri için polis, Ulusal Muhafız üyeleri ve federal birlikler arasındaki ajitasyonun yoğunlaştırılmasının önemli olduğunu düşünüyoruz. Son olarak, kendiliğinden başlayan büyük bir uluslararası dayanışma hareketi örgütlenmesi acil bir durumdur.

 

RCIT için, mevcut durumun tam olarak belirlenmesi üzerinde değil, temel taktikler üzerinde anlaşmak çok önemlidir. ABD devrimcilerinin ABD'deki sınıf mücadelesinin gelmekte olan ve mevcut aşaması için ortak bir mücadele programı hazırlamak için ana taktikler konusunda büyük bir anlaşmanın çok önemli olduğunu, kapitalist sömürücü sisteminin devrilmesi için savaşan Devrimci Dünya Partisi'nin inşasını ilerletmek için hem yurtiçinde hem de yurtdışında bu tarihi durumda güçlerini birleştirmerinin gerektiğini düşünüyoruz. Böyle bir parti, devlet kapitalizmine (Karantina politikası gibi) destek ve emperyalist Büyük Güçlere (örneğin Çin, Rusya, AB) gerici destek gibi sözde sol arasındaki tüm fırsatçı eğilimlerden arınmış olmalıdır. Tüm tarihi yoldaşlara böyle tarihi bir görev için çalışırken el ele vermeleri için çağrıda bulunuyoruz!

 

Notlar:

 

[1] Aşağıdaki RCIT bildirimlerine bakın: Amerika Birleşik Devletleri: Kanlı Bir Karşı Devrim Beliriyor mu? Genel grev ve kendini savunma komitesinin polis-askeri baskılarına karşı halk ayaklanmasını savunması için! 2 Haziran 2020, https://www.thecommunists.net/worldwide/north-america/is-a-bloody-counterrevolution-looming-in-the-us/; ABD'de Devrim Öncesi Bir Durum Açıldı, 31 Mayıs 2020, https://www.thecommunists.net/worldwide/north-america/a-pre-revolutionary-situation-has-opened-up-in-the-us; ABD: George Floyd için Adalet! Her renkten işçi ve gençlik: mücadelede birleşin! Polise karşı kendini savunma komiteleri için! Şimdi genel bir grev düzenleyin! 30 Mayıs 2020, https://www.thecommunists.net/worldwide/north-america/usa-justice-for-george-floyd/

 

V. I. Lenin: İkinci Enternasyonal'in Çöküşü (1915), içinde: LCW 21, s. 213-214

 

[3] Grant Smith, Joseph Axe, Chris Kahn: Özel: Çoğu Amerikalı protestolara sempati duyuyor, Trump'ın yanıtını onaylamıyor - Reuters / Ipsos, 3 Haziran 2020 / / https://www.reuters.com/article/us-minneapolis-police-poll-exclusive/exclusive-most-americans-sympathize-with-protests-disapprove-of-trumps-response-reuters-ipsos-idUSKBN239347

 

[4] Chris Walker: Amerikalıların çoğunluğu İsyanları destekliyor, Trump'a katılmıyorum, Anket Buluyor, Truthout, 2 Haziran 2020 https://truthout.org/articles/majority-of-americans-support-uprisings-disagree-with-trump-poll-finds/

 

[5] Matthew Impelli: Amerikalıların Yüzde 54'ü George Floyd'un Ölümünden Sonra Minneapolis Polis Bölgesinin Yakıldığını Düşünüyor, 3 Haziran 2020, https://www.newsweek.com/54-americans-think-burning-down-minneapolis-police-precinct-was-justified-after-george-floyds-1508452

 

[6] Candice Bernd: Trump Şehirlere Askeri Tehdit Tehdit Ederken, Bazı GI'ler Uymayı Reddediyor, Truthout, 3 Haziran 2020 https://truthout.org/articles/as-trump-threatens-to-send-military-into-cities-some-gis-refuse-to-comply/

 

[7] ABD Çalışma İstatistikleri Bürosu: Sendika Üyeleri Özeti, 22 Ocak 2020 https://www.bls.gov/news.release/union2.nr0.htm

 

[8] Buna bakınız örn.”Her şey mümkün” - Fransa, Mayıs 1968, https://www.thecommunists.net/theory/france-may-1968/; ayrıca bakınız: Ernest Mandel: Mayıs 1968'in Dersleri, Yeni Sol İnceleme I / 52, Kasım – Aralık 1968, https://www.marxists.org/archive/mandel/1968/07/lessons-may68.html

 

[9] RCIT, 2011 yılından bu yana Arap Devrimi hakkında web sitemizin bu alt sayfasında yer alan çok sayıda kitapçık, ifade ve makale yayınlamıştır: https://www.thecommunists.net/worldwide/africa-and-middle-east. Suriye Devrimi ile ilgili belgelerimizde bu web sitesinin özel alt bölümüne bakın: https://www.thecommunists.net/worldwide/africa-and-middle-east/collection-of-articles-on-the-syrian-revolution/

 

[10] Fransa hakkındaki son açıklamamız: Tüm Sektörlerde Belirsiz Genel Grev İçin! Neoliberal emeklilik”reformunu” durdurun ve Macron hükümetini yıkın! 12 Aralık 2019, https://www.thecommunists.net/worldwide/europe/france-for-an-indefinite-general-strike-in-all-sectors/

 

[11] RCIT, COVID-19 krizini başlangıcından bu yana kapsamlı bir şekilde analiz etmiştir. 2 Şubat'tan itibaren, web sitemizdeki özel bir alt sayfada toplanan yaklaşık dört düzine belge yayınladık: https://www.thecommunists.net/worldwide/global/collection-of-articles-on-the-2019-corona-virus/. Özellikle okuyucuları RCIT Manifestosu: COVID-19: Büyük Küresel Karşı-Devrimci Saldırının Örtüsü'ne atıfta bulunuyoruz. Yönetici sınıflar, şovenist devlet-kapitalist rejimlerin oluşumunu meşrulaştırmak için savaş benzeri bir atmosferi kışkırttığı için dünya durumunda bir dönüm noktasındayız, 21 Mart 2020, https://www.thecommunists.net/worldwide/global/covid-19-a-cover-for-a-major-global-counterrevolutionary-offensive/; ayrıca bkz. Michael Pröbsting'in kitabı: COVID-19 Küresel Karşı Devrim: Nedir ve Nasıl Mücadele Edilir. Devrimci mücadele için Marksist bir analiz ve strateji, RCIT Books, Nisan 2020, https://www.thecommunists.net/theory/the-covid-19-global-counterrevolution/; Michael Pröbsting: Kilitleme Sonrası Aşamada Polis ve Gözetim Durumu makalesini de inceleyin. Egemen sınıfın COVID-19 krizinin ortasında kapitalist devlet makinelerini genişletme planlarının küresel bir incelemesi, 21 Mayıs 2020, https://www.thecommunists.net/worldwide/global/police-and-surveillance-state-in-post-lockdown-phase/.

 

[12] Buna bakınız örn. RCIT'in son açıklaması: Lübnan ve Irak: Popüler Ayaklanma ile ilerleyin! 12 Mayıs 2020, https://www.thecommunists.net/worldwide/africa-and-middle-east/forward-with-the-popular-uprising-in-lebanon-and-iraq/

 

[13] Bkz. En son RCIT bildirimi: Çin / Hong Kong: Ulusal Güvenlik Kanunu'na uyun! Stalinist-Kapitalist rejimin yaklaşmakta olan karşı-devrimci saldırısına karşı örgütlenin ve harekete geçin! 23 Mayıs 2020, https://www.thecommunists.net/worldwide/asia/china-hong-kong-down-with-the-national-security-law/.

 

[14] Kilitleme Solunun başarısızlığı hakkında daha ayrıntılı bir tartışma için bkz. Michael Pröbsting'de Bölüm V: COVID-19 Küresel Karşı Devrim; ayrıca bkz. aynı yazar COVID-19 ve Sol Kilit: İspanya'daki PODEMOS ve Stalinizm Örneği, 24 Mart 2020, https://www.thecommunists.net/worldwide/global/covid-19-lockdown-left-podemos-and-stalinism-in-spain/;  Arjantin'de Sosyal Bonapartizm. Jorge Altamira'nın Partido Obrero (Tendencia) Olağanüstü Hali destekliyor, 29 Nisan 2020, https://www.thecommunists.net/worldwide/latin-america/social-bonapartism-in-argentina/; Ultra Solculuk Sosyal-Bonapartizm ile evlendiğinde ve”Post-Marksist” Müsteşarlığı Doğduğunda. CWG / ILTT'ye bir cevap, 5 Mayıs 2020, https://www.thecommunists.net/worldwide/global/covid-19-when-ultra-leftism-marries-social-bonapartism/

 

[15] 2011'de İngiltere'de Ağustos Ayaklanması sırasında RCIT’in analizi ve taktikleri hakkında bakınız: Nina Gunić ve Michael Pröbsting: Bunlar”isyanlar” değil - bu İngiltere şehirlerinde yoksulların ayaklanması! Stratejik görev: Ayaklanmadan devrime!, 10.8.2011, http://www.rkob.net/newenglish-language-site-1/uprising-of-the-poor-inbritain/; Michael Pröbsting: İngiltere'de yoksulların ve ulusal ve ırksal olarak ezilenlerin Ağustos ayaklanması: Devrimci bir örgüt ne yapardı?, 18.8.2011, http://www.rkob.net/newenglish-language-site-1/uprising-of-the-poor-inbritain/; Bericht der RKOB-Delegasyon über ihren Aufenthalt, Londra 2011, http://www.rkob.net/international/berichteuprising-in-gb/; Michael Pröbsting: İngiltere:”Sol” ve Ağustos Ayaklanması, 1 Eylül 2011, https://www.thecommunists.net/theory/britain-left-and-the-uprising/

 

[16] Alicia Lee: Kareem Abdul-Jabbar protestoları savunuyor ve ırkçılığın güçlü op-ed, CNN'de Covid-19'dan daha ölümcül olduğunu söylüyor, 31 Mayıs 2020 https://edition.cnn.com/2020/05/31/us /kareem-abdul-jabbar-la-times-op-ed-trnd/index.html