TEK YOL DEVRIM! Türkiye için faaliyet programı

 

CS ve RCIT'den ortak açıklama: Kilitleme politikasına hayır!

 

Açık Mektupu: Harika işler harika inisiyatif gerektirir!

 

Çelişkili Karaktere Sahip Savaşlarda Marksist Taktikler

 

Yapay Zeka ve Marksist Üretici Kuvvetler Anlayışı

 

Suriye: Esad karşıtı halk protestolarıyla tam dayanışma!

 

Şimdi harekete geçin, çünkü tarih şimdi olur!

 

Açık mektup: Zamanı geldi!

 

Doğu Akdeniz'de savaş tehlikesi

 

COVID-19: büyük bir karşı-devrimci saldırı için kamuflaj

 

8 Mart 2021: En büyük devrimci kadın kuşağı
 

Müslüman Kardeşler ve Hamas'tan ellerinizi çekin!

 

ABD'de Neden Devrim Öncesi Bir Durum Hakkında Konuşuyoruz?

 

ABD'de Devrim Öncesi Bir Durum Açıldı

 

Emperyalist ve İslamofobik Fransa'yı boykot edin!

 

Günümüzde devrimci birligi kurmayi saglayacak 6 önemli Nokta

 

Patlayıcı gerilimlerle dolu bir dünyada devrimci birlik için!

 

Suriye Devrimi'ni Kurtar!

 

ABD'nin İran'a ve devrimci taktiklere yönelik saldırganlığı

 

İsrail’in Gazze’deki yeni saldırısını durdurun!

 

1 Mayıs 2019: Sosyalizm mücadelesinde ileri adim!

 

Küresel Ticaret Savaşı: Batı ve Doğu'daki Büyük Güçlerin Irkciligina Hayır!

 

Ortadoğu'da savas kiskirticiligi: Tüm büyük emperyalist güçler ve kapitalist diktatörlükler yikilsin!

 

Devrimci Platformda Ortak Mücadele ve Birlik için Acil Çağrı

 

Bir Mayis 2018: Tüm devrimcilere selamlar!

 

GELECEĞİMİZ VE HAKLARIMIZ İÇİN BAŞKANLIĞA HAYIR

 

GREV HAKKI, EKMEĞİ, ONURU İÇİN DİRENEN METAL İŞÇİLERİNİN YANINDA SAF TUT; SERMAYE VE UŞAKLARINDAN HESAP SOR; DİKTATÖRLÜĞE VE SÖMÜRÜYE, HAYIR DE!

 

Emekçiler gelecekleri için Grev yasaklarına Sömürü düzenine Sermaye Uşaklarına, HAYIR DİYOR!

 

Türkiye: Tutuklatilan HDP lideri derhal serbest bırakılsın!

 

RCIT'nin Ilk Ulusal Kongresi

 

Kahrolsun Mezhepçi Terör ve Polis Devleti!

 

Mülteciler İçin Avrupa'nın Sınırları Açılsın! Arap Devrimleri İle Dayanışmaya! 20 Haziran Dünya Mülteciler Günü İle İlgili Uluslararası Eylem Günü için Ortak Çağrı

 

Fransa: El Khomri Yasasina Hayir!

 

Mülteci Hakları'nı Savunalım! Arap Devrimi destekleyelim! AB şovenizmini ve Emperyalizmi yenin!

 

Başörtüsü yasağına hayır! İslam yasasını durdurun! Müslümanlar için eşit haklar!

 

RKOB/DKÖK – Biz ne istiyoruz!

 

Avusturya Devleti: Michael Pröbsting Hakkındaki Suçlamaları Derhal Geri Çekmelidir!

 

RCIT: Suriye'de Zafer için Devrim!

Başörtüsü yasağına hayır! İslam yasasını durdurun!

Müslümanlar için eşit haklar!

 

Avusturya`da 500.000 den fazla insan İslam dinine inaniyor ve bunların  yarısından fazlası Viyana`da yaşıyor. Resmiyette bu ülkede din özgürlüğü  var.

Ama pratikte bu bizim müslüman arkadaşlarımız için gerçekleşemiyor. Eğer  bir müslüman Billa`da kasiyer olarak calışacaksa başörtüsü takamaz.  MCDonalds `da calışırken de başörtüsü takamazlar. Avusturyada ki okullar  dindar müslümanların sorunsuz bir şekilde dinlerini yaşamalarını  zorlaştırıyorlar:

Dilimiz yasak ! Neredeyse hiçbir okulda tamamiyle Türkçe, Arapça ,  Boşnakça ya da başka göçmen dilleriyle eğitim veren okul bulunmuyor.

Başörtüsüne izin yok! Bazı okullar spor derslerinde buna izin  vermiyorlar. Ekonomi okullarında ise başörtüsü bir engel gibi görülüyor.

Yiyecekler helal değil! Etlerin çoğu helal kesilmiyor. Müslümanlar  çoğunlukla sadece vejeteryan yemekleri seçebiliyorlar.

RED*REVOLUTION un genç ekibi olarak biz Müslümanların maruz kaldıgı  hertürlü baskıya karşıyız!

 Biz diyoruz ki;

*Her platformda Müslümanlarla aynı haklara sahip olalım! Başörtüsü  yasağına hayır! İslam yasasını durduralım!

*Kamuda ve okullarda Anadil hakkı! Devlet dili olarak Almanca kalkmalı!  Çoçukların / Gençlerin konuştugu dillerde eğitim verilmeli. Dökümanlar  ve bilgiler kamuda birçok dil seçeğeniyle mevcut olmalı.

*Müslüman derneklerinin her türlü  sınırlandırmaya karşı ve başörtüsü /  burka takma serbestlikleri için desteklenmesi!

ÖVP ve SPÖ hükümetlerinin yeni islam yasası islam özgürlüğüne ağır bir  darbe indirmeyi planlıyor. Böylece diğer dinler İslama karşı daha çok  tercih edilecek. Hükümetin amacı, müslümanlar üstünde kontrol sahibi  olmak. 2015 yılında kısmen bu güce sahip olacaklar. Eğer İslami  dernekler İslami Camia olarak tanımlanmazsa, din içerikli dersler  veremeyecekler.

Bir yer İslami Camia  tanımını nasıl kaybedebilir? Örneğin, „Ülke ya da  toplum için pozitif düşüncelere sahip değilse“ ya da „Kamu düzeni ve  Güvenliğini tehlikeye atmak“ gibi her olasılığı barındıran şeylerle.  Kasım 2011 de Almanya, Berlin`de bir okulda, müslüman olan Yunus M.` nin  okulda namaz kılması yasaklandı. Sebebi ise „ Okul huzurunu korumaktı“.  Batılı yasalar tarafından bunun gibi argümanlar müslümanları baskı  altına almak için yeterli.

En basit kelimelerle; hükümet müslümanlığın yasaklanması için bizi  tartışmaya sürüklüyor. İslam yasası, aşırılığa  ve suistimallere karşı  bir önlem olarak sunuluyor.

Gerçekte ise, bu Avusturya‘da ki müslüman kardeşlerimize bir saldırı.  Biz de bu islam yasasının yürürlüğe girmesini engellemek istiyoruz!
Download
RR-Islamflyer_turk.pdf
Adobe Acrobat Document 5.6 MB

Avusturya Devleti: Michael Pröbsting Hakkındaki Suçlamaları Derhal Geri Çekmelidir!

www.dorduncublok.blogspot.com/2016/04/avusturya-devleti-michael-probsting.html

 

 

 

Imza Listesi

 

 

 

Michael Pröbsting, RCIT(Uluslararası Devrimci Komünist Eğilim) lideri; İsrail'e karşı Filistin davasını savunduğu için Avusturya Emperyalist devletinin saldırısı altında bulunmakta. Bizler de DEİİK'in Türkiye'deki yoldaşları olarak Emperyalist burjuvazinin bütün saldırılarına karşı RCIT ve Michael Pröbsting'le dayanışmamızı ifade etmek isteriz.

 

20 Nisan 2016 günü,(Avusturya siyasi polis) "Anayasayı Koruma ve Terörle Mücadele Federal Bürosu" ( "suça kışkırtıcılıkla ve Avusturya Ceza maddesinin 282. maddesi dolayımıyla "fitne" suçlamasıyla) Michael Pröbsting'e mahkumiyet dolayımıyla bir yıl hapis cezası gelebilir. Üzerine atılan suçlama  geçen yıl yaptığı bir konuşmada kullandığı bir ifadeye dayanmaktadır. 16 Ekim 2015, Viyana'da BM binası önünde yapılan  bir mitingte  o konuşmasının sonunda şunları söyledi: "Ben İsrail diktatörlüğüne karşı ve onların özgürlüğü için mücadele eden tüm cesur Filistinlilere selamlarımı gönderiyorum. Kalbimiz Üçüncü İntifada ile İsrail devletinin yıkılması ve Filistin'de tüm insanların barış içinde yaşayabileceği zafere kadar filistin halkıyla beraber atmaktadır.

 

Polis sorgusunda Probsting yeniden mevcut gösterideki konuşmasını savunmuş ve özellikle Filistinli mültecilerin vatanlarına geri dönme hakkının sağlanması gerektiğini ve bunun gerçekleşebilmesinin esas koşulunun da İsrail devletinin yıkılıp Yahudi ve Filistin halklarının kardeşçe yaşayabildiği bir  Birleşik filistin devletinde mümkün olduğunu savunmuş, bu anlamıyla İsrail ordusuna karşı filistin halkının silahlı direnişini desteklediğini belirtmiştir. Bunun için Savcılık şimdilik dosyanın  bir yargılamayı gerektirip gerektirmediğine karar verecektir.

 

Bizler Pröbsting'in yargılanmasına karşı çıkmakta onunla dayanışmamızı ifade etmekte iken filistin sorununda da Filistin Halkının kurtuluşunu ifade eden tutumuyla da tam bir dayanışmamızı belirtiyoruz. Yoldaşımız Gerry Downing'in aynı gerici siyonist devletin saldırıları altında İngiltere'de yaşanılanların bir benzerini Pröbsting yaşamaktadır. Bu anlamıyla İsrail Soykırım Devletinin varlığını sonuna kadar reddediyoruz.

 

Bu geleneksel politik manevralar ve anti-siyonizm'i anti-semitizm'le eşitleyen tutum alışların aptalca birer manevra olduğu aşikardır. Çünkü devrimciler yahudi halkına değil İsrail devleti'ne karşı çıkmaktalar. Oysa ABD, İngiltere ve Avusturya gibi emperyalist devletler gerici İsrail devletinin ayakta kalmasının biricik garantisini oluşturmaktalar. Proleter Devrimciler Gerici İsrail devletine karşı filistin halklarının mücadelesini koşulsuz desteklemekte ve dayanışmasını ifade etmekten çekinmemektedir. Tıpkı Kürdistan'da ve dünyanın başka her toprağında zulme karşı direnenlerin yanında durduğu gibi...

 

 

 

RCİT hakkında daha fazla bilgi almak ve dayanışma için: http://www.thecommunists.net/rcit/solidarity-proebsting/

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Mülteci Hakları'nı Savunalım! Arap Devrimi destekleyelim! AB şovenizmini ve Emperyalizmi yenin!

Tüm Devrimci Kuruluşları ve Eylemcilere Uluslararası Dayanışma Kampanyası için bir açık mektup

Devrimci Komünist Uluslararası Eğilim (RCIT) tarafından yayınlanan, 2016/05/22, www.thecommunists.net

http://dorduncublok.blogspot.com/2016/05/multeci-haklarn-savunalm-arap-devrimi.html

 

 

 

Yoldaşlar, Kardeşlerim!

 

* Suriye, Mısır, Körfez monarşileri yanı sıra Tunus gerici rejimleri Kahrolsun! Yabancı ve yerli düşmanlara karşı Arap Devrimini savun! Suudi Saldırganlık karşı Yemen'i savun! İsrail emperyalist Apartheid devletini yıkın- Filistin'de Direniş ve Zafer!

 

* Devam eden Suriye Devrimi ile Uluslararası dayanışma! Bütün Baas devlet aygıtı çökerttiğini kadar mücadeleyi devam! Rusya ve NATO askeri müdahaleler ile aşağı! Büyük Güçler tarafından herhangi müzakere yerleşim yok! Ulusal kendi kaderini tayin etme Kürt halkının hakkı için! Gerici Daesh Kahrolsun!

 

* Afganistan, Irak, Suriye, Yemen, Libya, Mali, ve Somali'de emperyalist saldırı ve savaşlara son verelim: Emperyalist NATO ve Rus güçleri ve yerel müttefiklerini yenin! Bizler emperyalist işgalcilere karşı olanların tarafındayız, ama milliyetçi ya da İslamcı güçlere hiçbir siyasi destek vermiyoruz!

 

*Avrupa'da şovenizme ve militarizme karşı mücadele! mültecilere sınırları açın! Fransa'da olağanüstü hali kaldırın! Avrupa sokaklarında ulusal orduların Olağanüstü rejimine hayır! İslamofobik ırkçılığa karşı Müslüman göçmenleri savun! Filistin'le dayanışma yanlısı aktivistlerin suçlanmasına hayır! Sokaklardan ırkçı ve faşist güçleri sürecek işçi ve göçmen hareketlerinin ve kitle örgütlerinin birleşik cephesi!

 

* Göçmenler için eşit haklar! Eşit ücret ve tam vatandaşlık hakları! Eğitim ve kamu yönetiminde göçmenler ve ulusal azınlık dilleri için Eşitlik! Tüm mülteciler ve tüm işsiz yerli işçiler için iş ile bir kamu işleri programı için! Yerli işçiler ve göçmenler AB ve Rusya ile Orta Doğu ve Afrika'daki diktatörlükler egemen sınıflara karşı - birlikte ortak düşmana karşı mücadele: !

 

devrimciler, işçi sınıfının örgütleri ve kitle örgütleri içinde ezilenler için acil mücadele etmelidir.Bu talepler için mücadeleye sevketmek ve baskı yapmak amacıyla reformcu nitelik taşıyanlar içinde dahi mücadele edilmelidir

 

Doğal olarak, Marksistler olarak, kapitalist rejimlerin devrimci bir ayaklanma ile devrilmesi için, işçi ve köylü cumhuriyetlerin kurulması için, mücadele eden güçleri sosyalist bir bakış açısıyla odaklanmış bir program birleştirir.

 

Bu devrimci pozisyonları ve bakış açılarını temel hatlarıyla kabul ediyorsanız, beraberce tartışmak ve böyle bir kampanya başlatmak için nasıl birlikte karar alabileceğimizi somutlamak için çağrıda bulunuyoruz. Örneğin, 20 Haziran'da Dünya Mülteciler Günü eylem uluslararası bir gün için mükemmel bir fırsat olabilir.

İletişim için: www.thecommunists.net

 

 

orjinal metin: http://www.thecommunists.net/rcit/open-letter-refugees-arab-revolution/

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Fransa: El Khomri Yasasina Hayir!

Holland Hükümetine karşı süresiz Genel Grev! İşçilerin ve ezilenlerin Eylem komitelerini ve öz savunma birimlerini inşa edelim!

 

Uluslararası Sekreterya CCRI (Devrimci Komünist Enternasyonal Eğilim), www.thecommunists.net, 15 Haziran 2016 Çarşamba, http://dorduncublok.blogspot.co.at/2016/06/fransa-el-khomri-yasasina-hayir.html

 

 

 

El Khomri yasasına karşı mücadelede Gençlik işçi sınıfı ile tam bir dayanışma içindedir. Bu yeni kanun, geçerse, haftada 60 saat, günde 12 saat ve “istisnai durumlarda” çalışmak zorunlu olacaktır. yıllık izin, ücretli izin ve diğer işçi hakları da doğrudan tehlike altında bulunmaktadır.

 

El Khomri'nin yeni kanunu işçilerin aleyhine “patronların hukuku”nu dayatmaktadır. Bu işçi haklarına karşı derin bir saldırıdır. istihdam yaratacağı iddiası doğru değildir, ancak otomatik olarak işsiz arkadaşlarının konumunu kullanarak mevcut çalışanların aleyhine bir konumlanış yaratacaktır. Ki bu ülkede işsizlik oranı yüzde10'dur!

 

İşçiler ve gençlerin 170'den fazla şehirde bir milyondan fazla katılımcı ile, süresiz grev, petrol rafinerileri idareleri, okulların işgali, ile çeşitli ulusal seferberlikleri bu yasayla mücadele konusundaki kararlılıklarını göstermektedir ve meydanlar, militan gösteriler, vb. sendikalar, başta CGT, göçmen ve gençlik örgütleri ile birlikte mücadele ön plandadır.

 

Zorla bastırılma ihtimallerini de unutmamak gerekmektedir. Yani işçi taşıma ve stratejik şirketlerin blok halinde sonbaharda altı hafta süre genel grevi 1995ten bu yana Fransa'da sınıf mücadelesinin büyük ifadesidir, öğrencilerin okullarını işgal polis tarafından, belgesiz göçmenler ve başarılı işgal onların çalışma durumuna ayarlanmasını gerektiren emek Genel Müdürlüğü vb Paris'te,

 

El Khomrī emek kanunu bir kez daha Hollande sosyal-demokrat gerici hükümetinin anti-sosyal karakterini derinden ortaya koymaktadır. Bu hükümet Mali ve Orta Afrika Cumhuriyeti'nin işgalinden, Suriye bombardımanına Fransa'ya gelen işçiler, gençlerin göçmen düşmanlığının körüklenmesi için her şeyi yapmış, Müslüman karşıtı yasaları uygulamış, derinden anti-demokratik "olağanüstü hal" durumunu uygulamış ve şimdi patronların kanunu demek olan yeni yasayı geçirmeye çalışıyor.

 

Irkçı ve gerici Milliyetçi cephenin her zaman güçlü olması şaşırtıcı değildir. Sosyal Demokratların sol kanadının barizbir biçimde kapitülasyonlara göz yumması ve reformist Sol Cephe'nin, emperyalist saldırganlığı için devlete verdiği desteğin sonuçları Holland hükümetinin kemer sıkma politikalarını, ırkçı ve otoriter ideolojinin güçlenmesine meşruiyet verdi ve bu durum onları kaçınılmaz olarak güçlendirmektedir.

 

Avrupa'nın yalnızca Nato bombaları, dikenli teller, ırkçılık ve kemer sıkma politikaları olmadığı gösterilmek zorundadır - El Khomrī yasasına karşı kitle hareketinin, militan grev, ablukalar ve işgallerle başka bir Avrupa için mücadelede kitlelerin istekli olduğunu göstermektedir. İhtiyacımız olan İşçilerin ve ezilenlerin beraberce inşa edecekleri bir Avrupa Birleşik Sosyalist Devletidir. Ama böyle bir Avrupa'nın Solun bir kısmı, stalinistler ve reformistler tarafından Avrupa Birliği emperyalizmine karşı direnişten anladıkları sadece milliyetçilik oluyor.

 

Ayrıca, Fransa'da büyüyen bu hareketin Fransız emperyalistlerinin 2015 sonbaharından bu yana Avrupa çapında da yaygınlaşan Olağanüstü hal devleti,“ için Paris'teki gerici saldırıyı kullandığı” ve göçmen ve mültecilere karşı saldırılar, islamofobi ve demokratik hakların kısıtlanması ile devam eden karşı-devrimci saldırılarına ve özellikle Ortadoğu ve Kuzey Afrika'da yoğunlaştırdığı sömürge savaşlarına bir darbe oluşturacaktır.

 

Fransa'da bugün yaşanan kitle mücadelesi Avrupa'daki durumu değiştirme potansiyeline sahiptir- tek bir şartla Avrupa'nın geri kalanındaki işçi ve ezilenlerin Fransa'daki sınıf kardeşlerini yalnız bırakmamaları şartıyla. Bizler bu mücadelenin önlemini anlamak zorundayız, çünkü yalnızca kitlelerin gerçek bir işçi sınıfı alternatifi inşa edildiği zaman aşırı sağcı ırkçı yükseliş de durdurulmuş olacaktır. Özellikle Fransa'da işçi sınıfının kemer sıkma politikalarına saldırılara karşı mücadelesi işçi ve göçmen haklarının ortak bir programı ile birleştirilmelidir. Bizler bu doğrultuda Avrupa'nın geri kalanındaki sendikaları bu doğrultuda mücadeleye çağırıyoruz. Bu yürünecek bir yoldur!

 

İhtiyaç duyulan şey, sadece kapitalizmin sonuçlarına karşı değil, sistemin kendisine karşı devrimci sınıf partisinin öncülüğünde Fransa'da tüm ezilen insanların mücadelesini birleştirecek yeni bir stratejidir. Devrimci Fransa gençliği, genel olarak okullarda ve üniversitelerde, Müslümanlar ve göçmenlerin, farklı işçilerin mücadelelerini birleştirmeye çalışmalısınız. Aslında, biz içgüdüsel olarak işçiler tarafından yapılan ve ezilenlerle beraber bazı önemli ortak eylemler gördük!

 

Işçiler, gençler ve göçmenler fabrikalar, okullar, mahalleler, işyerleri, limanlar ve rafineriler kitlesel toplantılar için bu hareketi kullanmak da önemlidir. Bu toplantıları ülke genelinde demokratik hareketi organize edebilecek eylem komitelerini ve seçilmiş temsilcilerini oluşturmanız gerekir. Zenginlerin ırkçı bekçilerine karşı da özsavunma için komisyonlar oluşturulmalıdır. Kitlesel toplantılarda polisin gerçekleştirmek istediği saldırılara karşı hareket savunulmalıdır.

 

 

 

* El Khomrī yasası kaldırılsın!

 

* Hükümet Yasayı Geri Çekene Kadar Süresiz Genel Grev!

 

* Okullarda Fabrika ve İşletmelerde Eylem Komitelerini Kurun.

 

* Bürokrasiye karşı sendikalarda bir taban hareketi için polis şiddetine karşı hareket! Savunmak için işçilerin, gençlerin ve göçmenlerin öz-savunma birimleri oluşturun!

 

* Olağanüstü Hal Rejimi Kahrolsun! Beşinci Cumhuriyet'in Bonapartist Anayasası Aşağı!

 

* İşsizliği sona erdirecek ve işçilerin ve yoksulların çıkarlarını gözetecek bir kamu planı. Sadece finansmanının zenginler tarafından ödeneceği ve İşçi sınıfının tam bir denetiminin sağlanacağı bir plan!

 

* İşçilerin, göçmenlerin ve gençlerin kitle meclislerine dayanan bir işçi hükümeti için ileri! Sadece böyle bir hükümet zenginlerin değil bizim sınıfımıza hizmet edebilir.

 

* Irkçılık ve kapitalizme karşı mücadelede gerçekten Devrimci bir işçi partisini inşa edelim!

 

* Yeni bir devrimci Beşinci Enternasyonal İçin İleri!

 

 

 

 

 

Avrupada sınıf mücadelesinin bizim tarafımızdan analizi için biz CCRI, diğerlerinin yanı sıra, aşağıdaki belgeleri okuyuculara tavsiye eder:

 

* Büyüyen istikrarsızlık ve Avrupa Birliği'nin militarizasyonu. Paris, 12.08.2015 terörist saldırı sonrasında Avrupa'da açtı yeni siyasi aşamasında devrimcilerin görevleri,http://www.thecommunists.net/worldwide/europe/militarism-in-eu/

 

* İngiltere: Cameron hükümetini devirmek için genel grev! Bir işçi hükümeti için! Kurucu Meclis! yakından gerçek anlaşma ile bağlı bozuk Parlamentosunu, Fight! Halkları ve eylem komiteleri Yapı Meclisleri tüm ülke çapında mücadele organize etmek! 2016/04/14, http://www.thecommunists.net/worldwide/europe/bring-down-cameron/

 

genel seçimden sonra İrlanda'da * Kriz ve sınıf mücadelesi, 2016/03/22, http://www.thecommunists.net/worldwide/europe/elections-ireland/

 

* Yunan seçimleri SYRIZA Reformer için zafer sonuçlanır. merkezi görevi şimdi yaklaşan savaşlar hazırlanmak ve devrimci bir programla yeni bir işçi partisi taklit etmektir! 2015/09/22,http://www.thecommunists.net/worldwide/europe/syriza-victory/

 

* Mülteciler Avrupa kapılarını aç! İşçi ve Viva Uluslararası Dayanışma kötü! Emperyalizm kale AB ile aşağı! İşçiler ve Köylüler Cumhuriyetler inşa etmek için Arap devriminin Sonraki! 2015/09/15,http://www.thecommunists.net/worldwide/europe/refugees-are-welcome/

 

* Emperyalist dünya ekonomisi ve siyasetinde derinleşen krizin ışığında Sınıf Mücadelesi için Beklentiler.Daha sonra, dünya durumunu ve görünümünü son önemli gelişmeler Üzerine Tezler (Ocak 2015),http://www.thecommunists.net/theory/world-situation-january-2015/

 

* İslam-Daesh Devlet terörü emperyalist korku sonucudur! Biz Avrupa'daki Müslüman insanlara karşı Acil ve baskı herhangi bir devlete karşı var!Http://www.thecommunists.net/home/portugu%C3%AAs/terror-bruxelas/

 

* Paris'te Terörist Saldırısı Ortadoğu'daki emperyalist terörün sonucudur Http://www.thecommunists.net/home/portugu%C3%AAs/terror-em-paris/

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

20 Haziran Dünya Mülteciler Günü İle İlgili Uluslararası Eylem Günü için Ortak Çağrı

Mülteciler İçin Avrupa'nın Sınırları Açılsın! Arap Devrimleri İle Dayanışmaya!

15 Haziran 2016 Çarşamba, http://dorduncublok.blogspot.co.at/2016/06/multeciler-icin-avrupann-snrlar-aclsn.html

 

 

 

- Biz, imzacı örgütler, 20 Haziran'da Dünya Mülteciler Günü Dolayısıyla Uluslararası ortak bir eylem için biraraya geliyoruz. Birlikte acımasız diktatörlükler, çok uluslu şirketler ve Büyük Güçler saldırılarının yıkıcı sonuçları sonucunda yurtlarını terk etmek zorunda olan mülteciler ile koşulsuz dayanışmamızı ifade ediyoruz:

 

* Avrupa'da şovenizme ve militarizme karşı mücadeleye!

 

Mültecilere sınırları açın! Fransa'da olağanüstü hali kaldırın! Avrupa sokaklarında militarist orduların yeri yok! İslamofobik ırkçılığa karşı Müslüman göçmenleri savun! Filistin'le dayanışma yanlısı aktivistlerin suçlamaları kaldırılsın! Sokaklardan ırkçı ve faşist güçleri süpürecek işçi ve göçmenlerin hareketlerinin ve kitle örgütlerinin birleşik cephesi için ileri!

 

* Göçmenler için eşit haklar!

 

Eşit ücret ve tam vatandaşlık hakları! Eğitim ve kamu yönetiminde göçmenler ve ulusal azınlık dilleri için tam eşitlik! Tüm mülteciler ve tüm işsiz yerli işçiler için iş ile bir kamu işleri programı! Yerli işçiler ve göçmenler -ortak düşmana karşı birlikte mücadeleye: ABD, AB ve Rusya ile Orta Doğu ve Afrika'daki egemen sınıf diktatörlükleri !

 

Aynı şekilde Arap Devrimi ile dayanışmamızı ifade:

 

* Kahrolsun Suriye, Mısır, Irak, Körfez monarşileri yanı sıra Tunus gerici rejimleri! Yabancı ve yerli düşmanlara karşı Arap Devrimini savun! Suudi Saldırganlık karşı Yemen halkının haklı mücadelesini savun! İsrail emperyalist Irkçı Rejimini Parçala- Filistin Direnişinin Zaferi için İleri! Kürt halkının Kendi Kaderini Tayin hakkı için ileri! Kahrolsun Gerici Daesh!

 

*Afganistan, Irak, Suriye, Yemen, Libya, Mali, ve Somali'de emperyalist saldırı ve savaşlara Son! Emperyalist NATO ve Rus güçleri ve yerel müttefiklerinin yenilgisi için! Biz emperyalist işgalcilere karşı mücadele edenlerin tarafındayız, ama milliyetçi ya da İslamcı güçlere hiçbir siyasi destek yok!

 

Biz proleter devrimcilerin, Sosyalist Devrimin yeni bir Dünya Partisi inşa etme mücadelesini acil bir ihtiyaç olarak gören ve bu mücadeleyi güçlendirmek için, birleşmek için, inşa yolunda atılmış bir adım olarak bu ortak uluslararası kampanyayı örgütleyelim.

 

 

 

Devrimci Komünist Uluslararası Eğilim

Dördüncü Blok (Türkiye)

Agrupación de Lucha Socialista (Meksika)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Kahrolsun Mezhepçi Terör ve Polis Devleti!

RCIT (Devrimci Komünist Uluslararası Eğilim), Dördüncü Blok, 30.6.2016, www.thecommunists.net, http://dorduncublok.blogspot.com/

 

 

 

 

İstanbul Atatürk Havalimanına 28.06.2016 tarihinde Işid isimli islamcı-faşist barbar çeteleri tarafından apaçık ve gözüdönmüş bir katliam gerçekleştirildi. Bugün bu katliamın son rakamlarına göre yaşamını yitirenlerin sayısı 42'ye yaralı insanlarımızın sayısı ise 250 ye yükseldi. Barbarlıkta ve vahşette emperyalist efendilerinin ve egemen güçlerin gözüne girmekte sınır tanımayan bu vahşi örgütün katliam halkasının ne ilk ne de son eylemi olacağı apaçık görülmekte.

 

Ortadoğu'yu bir ateş çemberine çeviren dev emperyalist güçler ve onların yerel ayakları Suriye'de, Irak'ta ve Yemen'de hergün yoksul emekçi insanların evlerine ateşler düşürüp canlarını vahşet tablolarıyla almaktan geri durmuyorlar. Özellikle yükselen "Arap Baharı"nın devrimci coşkusunu kendi lehlerine döndürmek için emperyalist güçler ve yerel işbirlikçileri mezhepçi çatışmaları körüklemekten geri durmuyorlar ve karşımızda esasen her din ve mezhepten ezen-sömürgeci güçlerin bu mücadelesinde sınır tanımayan bir barbarlık da beraberinde eşlik etmiş oluyor.

 

Akp-Erdoğan kliğinde ifadesini bulan Sermaye diktatörlüğünün özellikle Suriye minvalinde bu mezhepçi terörün ve vehşetin açık bir suç ortağı ve destekçisi olduğu ortadayken gelinen noktada yeniden "mazlumu" oynamaya çalışmaları esasen yaşanan saldırıların da esas faillerinin ve emir verenlerinin kimler olabileceğini gözler önüne apaçık bir şekilde koymaktadır.

 

Bu saldırının ardından zaten giderek baskısını artttıran ve otoriterleşen Erdoğancı Diktatörlüğün yeni güvenlik politikalarına döneceği ve baskının doruğunu giderek arttıracağı apaçık bir gerçeklik olarak karşımıza çıkmaktadır.

 

Erdoğan diktatörlüğü bu saldırının esas failidir ve bu saldırıyı sömürerek kendi diktatörlüğünü güçlendirmeye, giderek ülkeyi tam anlamıyla açık bir polis devletine dönüştürmeye, Kürdistan'da her geçen gün artan yoksul ezilen kardeşlerimize yepyeni katliamlarını meşrulaştırmaya ve bütün demokratik haklarımızın ellerimizden alınmasını sağlayan bir saldırıyı beraberinde getirecektir. Bütün bu saldırılarla yepyeni bir korku dalgası yaratı bizleri sindirmek istedikleri çok açıktır.

 

Bütün bu saldırıları durdurmanın yolu bellidir. Korkacağız belki ama Diktatörküğe karşı haklarımız için mücadele etmekten yaşamımız ve geleceğimiz için sokaklara çıkmaktan geri durmayacağız. Yepyeni bir "haziran" rüzgarını daha örgütlü ve birleşik biçimde sokak sokak, fabrika fabrika, ev ev, komitelerimizle eylem birliklerimizle, direniş platformlarımızla, işçi inisiyatiflerimizle sokakları fethedip işçi sınıfının iktidarı ile taçlanmış özgür bir ülkeyi komünist bir dünyaya büyüyen dev bir özgürlük selini büyüteceğiz. 

 

- AKP-Erdoğan istifa!

 

- Komitelerde Örgütlen mücadele et

 

- Sermaye dikatatörlüğünü yenmek için Devrimci cephede birleşelim

 

- Devrim için Devrimci Parti

 

- Yeni devrimci bir dünya partisini inşa edelim Sömürücülerin iktidarını yıkalım!

 

- Komünist Bir Dünya Kuracağız!

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Türkiye: Tutuklatilan HDP lideri derhal serbest bırakılsın!

Tüm siyasi tutuklular için özgürlük! Kürdistana kendi ulusal kaderini tayin hakkı! Erdoğan polis devleti Kahrolsun!

 

Sınıf Savaşı (RCIT Türkiye kolu), 6.11.2016, http://sinif-savasi.blogspot.com

 

 

 

Başkanı Selahattin Demirtaş ve Yönetim Kurulu Başkanı Figen Yüksekdağ da dahil olmak üzere, 3 ve 4 Kasım gecesi, Türk devleti, Halkların Demokratik Partisi (HDP, Halkların Demokratik Partisi) 11 üyesini tutukladı. HDP, kürt halki ile ve genel olarak işçi sınıfının en ileri ve en radikal katmanları ile yakın bağlantılari nedeniyle, Erdoganin polis devleti icin bir hedef olmustur. Mayıs ayında bu yıl, Türk parlamentosunun neredeyse tüm HDP milletvekili dokunulmazlığı kaldırıldı.

 

Sinif Savasi (RCIT nin Türkiyedeki kolu), Türk devletinin siyasi özgürlüklere, demokratik haklara ve Kürt halkina karsi yapmis oldugu, ve yapacak oldugu bu saldirilari kiniyor. Genel olarak konuşursak, onlar diktatör Erdogan polis devletinin siyasi düşmanlarına karşı olusturulan dairenin bir parçasıdır.

 

Biz HDP yi sol reformist ve kücük burjuva partisi olarak degerlendiriyoruz. Bu devrimci partinin gölgesi bile, Türkiye devletinin demokratik haklarini mezara gömmeye yeter. Fakat HDP yi siyasi olarak elestirmemize ragmen, HDP üyelerini ve sempatizanlarini gercek Teröristlere karsi - Türk devleti - savunuyoruz.

 

Irak ve Suriyeye bombalamak isteyen Emperyalist devletlere bomba üslerini sunan, yaklasik son yüz yil icinde yüzlerce Kürt ve eylemcileri öldüren ve iskence eden, cok yakin zamanda terörist Israil devletiyle diplomatik iliskiler icerisine giren, Kürt halkinin özgürlük mücadelesine engel olmak icin Suriyenin kuzeyi ve Iragi isgal eden Türk devletinin, HDP yi "Terörist" ilan etmesi sacma !

 

HDP ile zayif baglantisi olan PKK, Türkiye devleti ve bati Emperyalist devletlerince "Terörist Kurulus" olarak görülüyor. Kücük-burjuva ve milliyetci PKK'yi, bu suclamalara karsi, kosulsuz olarak savunuyoruz, cünkü Kürt halkinin özgürlük savasi icin dogmus bir yapidir. Fakat belirtmek isteriz ki, PKK nin sürdürmüs oldugu gerilla taktiklerine ve bireysel bombalama stratejilerine karsiyiz. Bizim istedigimiz sey, isci sinifi, kent yosullari ve ciftcilerin toplu mücadelesidir

 

Devrimciler olarak biliyoruz ki, bölgedeki en büyük terörist kurulus, milyonlarca insanin ölümüne imza atmis emperyalist NATO birligidir. Türkiye 1952 den beri, nerdeyse bu terörist birligin kuruldugu tarihten beri, bu birligin bir üyesidir. Sinif Savasi olarak NATO askerlerinin ülkemizden derhal cekilmesi ve sinir disi edilmesini istiyoruz.

 

Erdogan, Türkiyede cikan büyük zorluklara karsi bir "Yatistirma" politikasi yürütüyor, bu yüzden de siyasi muhaliflerini hapse atmaktan hic cekinmiyor. Bu ise bir güc degil, aksine zayifliktir. Ilerde Türkiyede olacak karisikliklar icin hazirlikli olmak önemlidir. Siyasi durumlarin istikrarsizligi göz önüne alindiginda, devrimcilerin iscileri ve ezilenleri organize etmek adina, göstermis oldugu bütün cabalar meyvesini verecektir.

 

Sınıf Savaşı kurtuluş mücadelesinde Kürt halkı ile birlikte omuz omuza duracak. Devrimcilerin, birlesik bir cephe kurulmasi ve devrimci savasin sürekliligi icin, HDP ile birlikte yürümeleri ve onlarin mevcut potansiyellerini kazanmalari cok önemlidir.

 

Temel görevimiz, yapilan haksizliklara karsi isci sinifini cok uluslu devrimci bir Parti catisinda toplamak. Su an gerekli olan sey, Kürt halkinin demokratik haklarinin ellerinden alinmasina karsi toplu protestolar ve grevler yapmaktir.

 

Sadece devrim bizi kurtarabilir!

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Emekçiler gelecekleri için Grev yasaklarına Sömürü düzenine Sermaye Uşaklarına #HAYIR DİYOR!

Download
SiSa - Flyer DISK-Metal.pdf
Adobe Acrobat Document 2.8 MB

Sınıf Savaşı, 20.01.2017, http://sinif-savasi.blogspot.com, akintiyakarsi5.blogspot.com

 

 

 

Akp_Erdoğan diktatörlüğü sermaye sınıfının hizmetinde olduğunu bir kere daha göstermiş oldu.

 

Ohali esasen milyonlarca işçi-emekçi ve ezilenin yaşamını cehenneme çevirmek için ilan eden sermaye diktatörlüğü Disk Birleşik Metal İş sendikasının 4 il ve 11 fabrikada gerçekleştirdiği grev hareketini "60 gün süreyle" erteledi.

 

Onlar istiyorlar ki rahatça sömürü ve zulme devam edebilsin, kimsenin sesi çıkmasın.

 

Zira Erdoğan ne diyordu sermayedarlara muhtarlar toplantısı yaptığı zaman : " Bakın grev mrev, gösteri yok!" .

 

Şimdi tüm işçi emekçiler,  hak alma eylemlerini keyfiyetle engelleyen sermayenin bu aşağılık saldırısını birleşik militan bir direnişle, kitlesel bir grevle boşa çıkartmalıdırlar!

 

Ohal'e, diktatörlüğe ve başkanlığa hayır!

 

Grev yasaklarını parçalayalım!

 

Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiç birimiz!

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

GREV HAKKI, EKMEĞİ, ONURU İÇİN DİRENEN METAL İŞÇİLERİNİN YANINDA SAF TUT; SERMAYE VE UŞAKLARINDAN HESAP SOR; DİKTATÖRLÜĞE VE SÖMÜRÜYE, HAYIR DE!

Sınıf Savaşı (Uluslararası Devrimci Komünist Eğilim'in Türkiye ayağı [RCIT]), 23.01.2017, http://sinif-savasi.blogspot.com, akintiyakarsi5.blogspot.com

 

Download
SiSa - Flyer DISK-Metal_23.1.pdf
Adobe Acrobat Document 6.5 MB

 

 

20 Ocak tarihinde Ohal fırsatı ve “Güvenlik” bahanesiyle hakları ve gelecekleri için Grev kararı alan Disk-Birleşik Metal İş'te örgütlü metal işçilerinin 4 il ve 13 fabrikadaki grevleri 60 gün süreyle yasaklanmıştı.

 

Sermaye'nin uşağı olduğunu her eylemiyle yeniden ve yeniden gösteren Çakma kabadayı 'diktatör' bozuntusu ve emekçi düşmanı hükümetleri, bu yasakla ekmeği ve onuru için mücadele eden, mücadele etmekten başka çaresi olmayan metal işçilerini susturbileceğini sandı.

 

Fakat yanılıyorlardı. Yanıldıklarını Birleşik Metal İş sendikası kararı tanımadıklarını ifade ettiği açıklamasıyla gösterdi.

 

İşte bu Sermaye sınıfına ve onların bekçiliğini yapanlara atılmış büyük bir şamar yapılmalı. Zira diktatörlük heveslisinin “başkanlık” oyununu da dize getirecek olan işçi sınıfının küçücük bir hareketi bile sermaye diktatörlüğünü ürkütmeye yetmiş bulunmakta.

 

Şimdi görev ekmeği ve geleceği için grev yasaklarını grev ve direnişlerle parçalayan metal işçilerine omuz vermek, destek olmak, sokak sokak dayanışma komitelerini örgütleyip, direnişi büyütmekten geçmektedir.

 

İşte o zaman “işçi tulumunu giymiş hürriyet” diktatörlüğü ve sömürüyü parçalayıp “ekmek, gül ve hürriyet günleri”ni kurmuş olacaktır.

 

Sermayeye, AKP'ye Diktatörlüğe ve Başkanlığa Hayır De!

 

Özgürlük Savaşan İşçilerle Gelecek!

 

 

 

Sınıf Savaşı

 

23.01.2017

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

GELECEĞİMİZ VE HAKLARIMIZ İÇİN BAŞKANLIĞA HAYIR; METAL İŞÇİLERİNİN AÇTIĞI YOLDAN DİKTATÖRLÜĞÜ PARÇALAMAK İÇİN İLERİ

Download
SiSa - Flyer DISK-Metal_25.1.pdf
Adobe Acrobat Document 3.5 MB

 

Sınıf Savaşı (Uluslararası Devrimci Komünist Eğilim'in Türkiye ayağı [RCIT]), 25.01.2017, http://sinif-savasi.blogspot.com, akintiyakarsi5.blogspot.com

 

 

Birleşik Metal İş üyesi metal işçileri Akp-Erdoğan Diktatörlüğünün Grev yasaklarını Fiili, meşru grevlerle alanlarda parçaladı EMİS patronlarını yenilgiye uğrattı.

 

Metal işçileri bizlere aslında amacına ve geleceğine sıkı sıkıya bağlı ve geri adım atmayan bir mücadelenin başarısız olmayacağını göstermiş oldu.

 

Şimdi tüm toplum olarak sıra bizde. Zira adına başkanlık denilen bu yeni faşizmin onaylanması sürecinde geleceğimiz, yaşamlarımız, sermayenin bekçisi olan “biz”den gözüküp yaşamlarımızı Yerli ve yabancı parababalarına peşkeş çeken bir “tek adam” olma sevdalısının iki dudağının arasına bırakılacak.

 

Yaptıkları yapacaklarının teminatı: 5 liraya varan dolar, yoksulluk, işsizlik, bir günü bir gününü tutmayan tutarsızlıklarla örülü devlet “yönetimi”, patlayan bombalar, parçalanan hayatlar...

 

evet elbetteki bundan öncesi güllük gülistanlık değildi. Ancak bu daha hızlı bir karanlığın önünü açacak.

 

Zaten sınırlı olan demokratik haklarımız tamamen ellerimizden alınacak. İşimiz ve geleceğimiz için kaderimiz onların ellerine verilmiş olacak;

 

İşta buna izin vermeyelim, buna karşı güçlü bir HAYIR çıksın. Sokaklarda, alanlarda tek ses tek yumruk sermayenin diktatörlüğünün elimizden almaya çalıştığı haklarımız için HAYIR diyelim!

 

 

 

Geleceğin, Yaşamın ve Hakların için

 

Diktatörlüğe, Başkanlığa HAYIR!

 

Kurtuluş Devrimdedir!

 

 

 

Sınıf Savaşı

 

25.01.2017

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Devrimci Platformda Ortak Mücadele ve Birlik için Acil Çağrı

Tüm Gerçek Devrimcilere, Devrimci Bir Dünya Partisi’nin Oluşumunu İlerletmek Amacıyla Ekim Devriminin 100. Yılında Uluslararası Bir Konferans Toplanması İçin Açık Mektup

 

Enternasyonal Devrimci Komünist Eğilim (RCIT/EDKE) Tarafından Çıkarılmıştır, 09.01.2017, www.thecommunists.net

 

 

 

Yoldaşlar, Kardeşler! Bu tüm gerçek devrimcilerin birleşmesi için acil bir çağrıdır. Birleşelim, böylelikle saldırgan gerici yöneten sınıfa karşı mücadeleci bir liderliğin inşasını ilerletelim. EDKE(RCIT) mevcut dönemde bu görevi en önemli görev sayıyor ve dünyanın çapındaki tüm ülkelerdeki devrimcilerin adanmışlığına ve ciddiyetine gereksinim duyuyor.

 

Şimdi bu görev hakkında direkt olarak konuşalım. ABD ve Rusya’nın Orta Doğu ve Afrika’da sözde “terörle savaşına” sempati duyanlar, Esad’ın Şam’ı katilce alışına “galibiyet” diyenler, Mısır askeri diktatörlüğünün muhaliflerine karşı uyguladığı baskıları hoş görenler, Çipras ve SYRIZA liderliğindeki Yunanistan’ın Ab memorandumunu uygulamasını “gerçekçi” bir politika olarak görüp onları övenler; sizlere önerimiz, bu çağrımızı okumaya devam etmeyin. Çünkü sizin için sadece vakit kaybı olacaktır.

 

Fakat aranızda Batı ve Doğudaki bütün büyük güçlerin saldırılarına karşı savaşta karalı olanlar; işçi ve ezilenleri emperyalistler ve onların yerel uşaklarına karşı savunmaya hazır olanlar; işçi hareketleri içinde, sınıfımızın direnişini boğmaya çalışan burjuvaziye karşı savaşmaya hazır olanlar; size şunu söylüyoruz: önerimizi dikkatlice değerlendirin ve gelin güçlerimizi kapitalizm ve emperyalizme karşı direnişi yürütecek ve dünya çapında sosyalist devrim getirecek bir Devrimci Dünya Partisi için şimdi birleştirelim.

 

2017 Bolşevik Parti tarafından yönlendirilen işçi ve köylülerin güce geldiği modern tarihteki en önemli olay olan Ekim Devrimi’nin 100. yıldönümüdür. Bununla birlikte bu yıldönümü bize 1917’ye tezat teşkil edecek şekilde bugün Bolşevik Parti gibi bir partinin olmayışını da hatırlatıyor.

 

Biz tüm gerçek devrimcileri birleşmeleri için çağırıyoruz çünkü bugün esas problem mücadele veyahut işçilerin ve ezilenlerin direnişi olmayışı değildir. EDKE/RCIT’nin en son çıkardığı World Perspective belgesinde de bahsettiği üzere kapitalist sistem çürümektedir ve sistemin politik, askeri, ekonomik çelişkileri hızlanmaktadır. Emperyalist sistemin derin krizi sıklıkla kitle mücadelelerini ve devrimleri kışkırtmaktadır. Buradaki esas nokta ise devrimci liderliğin olmayışı ve dolayısıyla halk örgütlerinin ve işçilerin Stalinistlerin, sosyal demokratların, Castro-Çavezcilerin, küçük burjuva popülistlerin veya İslamcı hareketlerin egemenliği altında oluşudur. Bununla birlikte bu yanlış önderlikler ya çok yozlaşmış ve halk mücadelesini makam veya imtiyazlar karşılığında satıyorlar ya da dürüst ve adanmışlar ancak bireysel kahramanlığı da harmanlayarak, kitlesel seferberlik ve devrim örgütlenmesini kendi kendini engelleyen bir elitist ve militarist anlayışla değiştiren strateji kuruyorlar. İkincisinin daha dürüst bir versiyon olduğunu söyleyebiliriz ancak yine de çıkmaz bir stratejidir.

 

Sonuç olarak, kapitalizmin çürümesi, işçi sınıfı ve ezilenlerin geleneksel kitle örgütlerinin derin kriziyle yakından bağlantılıdır. İşçilere ve ezilenlere gerçeği söylemeliyiz ki: devrimci olmayan bu tür güçler tarafından yönlendirilmeye devam ettikleri müddet, mücadeleleri bir çıkmazla veya tamamen karşı devrimle son bulmaya mahkumdur.

 

Bundan çıkarılacak sonuç kitlelerin kibirli anlatımı ve mücadelelerinden pasif kaçınılması değildir. Bu gibi çıkarımlara sadece bağnazlar ve hainler başvurabilir. Birisi ancak kardeşlerimizin yöneticilere karşı tekrar tekrar katıldığı gibi sınıf savaşlarına aktif olarak katılırsa o zaman devrimci olarak hareket edebilir. Halk mücadelelerine bu şekilde katılmak önemlidir, hele ki kitlelerin önderliği devrimci değilse daha da önemlidir. Yanlış liderliklere sürekli meydan okumak oldukça önemlidir; bu meydan okumalar yalnızca kitlesel mücadelenin içinden yapılabilir, asla dışarıdan yapılamaz.

 

Gerçek devrimciler halk mücadelelerine bu tür aktif katılımları devrimci taktik ve sloganlar için acımasız propaganda ve galeyanla, yanlış önderliklere ve bürokratlara karşı sürekli politik savaşla, devrimci partide yorulmak nedir bilmeden en militan ve en bilinçli işçileri yahut ezilenleri organize etme gayretiyle (Veya ilk adım olarak bir parti öncesi çekirdeği) birleştirmelidir.

 

Kapitalizmin politik, ekonomik ve askeri yapısı her zaman uluslararasıdır ve zorunlu olarak küresel işler, bundan ötürü de işçi sınıfının organizasyonu ve mücadelesi de sadece uluslararası olabilir. Bir devrimci parti kurmak için yapılan her türlü sınırlı, salt ulusal çaba hem siyasi hem de örgütsel olarak yozlaşmaya mahkumdur. Gerçek Marksistler Devrimci Dünya Partisi kurmak için yorulmadan çalışmalıdırlar aksi durum ise ana görevlerinde başarısız olduklarını söyler!

 

İlk dört Enternasyonel’e ve Marks, Engels, Lenin, Luxemburg ve Troçki’nin öğretilerine dayanan yeni bir Devrimci Dünya Partisi tek bir hamle ile kurulamaz. Böyle bir Enternasyonal, işçilerin ve ezilenlerin mücadelelerinde test edilmelidir. Bununla birlikte, şu anki boyutundan bağımsız olarak, bir dünya partisi için çekirdeğin örgütlenmesi başlayabilir ve hatta derhal başlatılmalıdır. Başkalarının bu işi yapmasını beklemek pasif ve alaycı bir tutumdur, sadece müdahale etmek ve ulusal ölçekte olduğu kadar uluslararası ölçekte de toplu halde hareket etmek devrimciye layıktır.

 

Acilen bütün gerçek devrimcileri, Devrimci Dünya Partisinin kuruluşu ilerletmek ve sınıf mücadelesini tartışmak için somut bir platform kurmaları için derhal bir araya gelmeye çağırıyoruz. Bu doğrultuda somut bir ilk adım olarak EDKE/RCIT olarak, ilgilenen kişilerle birlikte Ekim Devrimi’nin 100. yıldönümü olan 2017’de uluslararası bir konferans düzenliyoruz. Bu konferans Devrimci Dünya Partisinin kurulmasına yönelik olan ortak bir çalışmanın temelini oluşturacaktır.

 

Uluslararası devrimcilerin örgütlenmesi için böyle ortak bir girişim için bir araya gelmek, yalnızca dünyada mevcut sınıf mücadelesinin kilit siyasi sorunlarına ilişkin anlaşmalara dayanarak mümkün olabilir. Daha önce de belirttiğimiz gibi; World Perspective belgesinde, EDKE/RCIT aşağıdaki konuları şu anki politik duruma ait birkaç temel taşları olarak görüyor:

 

a)            Emperyalist büyük güçler (ABD, AB, Rusya, Çin ve Japonya) arasındaki yükselen rekabeti tanımak. Eğer, kapitalist krizin mevut dönemde itici dinamiklerini anlamak ve doğru bir yer edinilmek istenirse bunu yapmanın yolu; sadece ABD, AB ve Japonya’nın değil, ortaya yeni güçler olarak çıkan Rusya ve Çin’in de emperyalist karakterinin tanınmasıdır. Bu konuda doğru bir programa ulaşmanın, devrimci bozgunculuk(revolutionary defeatism)yani tüm emperyalist güçlere karşı tutarlı bir mücadele perspektifine ulaşmanın yolu ancak budur. Bu devrimcilerin “Esas düşman yurdumuzda” sloganıyla emperyalistler arasındaki çatışmalardaki herhangi bir büyük gücü desteklemeyi reddettiği anlamına gelir.

 

b)            Emperyalizme karşı tutarlı bir mücadele. Devrimciler emperyalist devletlere karşı ezilenleri temsil eden güçlerin bu devletlere karşı olan çatışmalarının ve zaferlerinin, ezilenlerin devrimci olmayan önderliklerine (küçük burjuvacılar, İslamcılar, milliyetçiler) karşı herhangi politik destek vermeden, yanındadırlar. Hem emperyalist güçlerin içindeki (örnek olarak Rusya’daki Çeçenler) hem de dışındaki savaşlarda (örnek olarak Afganistan, Suriye, Mali, Somali) bu durum geçerlidir. Aynı şekilde, devrimciler, emperyalist ülkelerde sınırların açılması, azınlıklar ve göçmenler için tam eşitlik için mücadele etmek zorundadırlar. Dahası, devrimciler herhangi bir çatışmada iki emperyalist kamptan herhangi birine destek vermeyi reddetmelidirler. (Örneğin Brexit vs Ab, Clinton vs Trump)

 

c)            Arap Baharına sürekli destek. Tunus, Mısır, Libya, Suriye, Yemen ve diğer ülkelerdeki kitlesel halk ayaklanmaları, 2008’deki yeni tarihsel dönemin başlangıcından itibaren şimdiye kadarki en önemli ve ilerici sınıf mücadelesi girişimi olmuştur. Devrimci bir liderlik eksikliği göz önüne alındığında, kitleler, Temmuz 2013’de Mısır’daki General Sisi darbesi ya da Suriye halkının Esad ve onun dış destekçileriyle beraber yapageldiği katliamlar gibi birçok korkunç yenilgilere uğradılar. Bununla birlikte devrimci süreç hala devam ediyor ve bu süreç Suriye, Yemen, Mısır, Fas gibi devam eden halk direnişlerine e yansıyor. Gerçek devrimci güçler diktatörlüklere ve gerici güçlere karşı bu halk mücadelelerine koşulsuz destek vermeli fakat yine bunların devrimci olmayan önderliklerine politik destek vermeden.

 

d)            Demokratik haklara yönelik gerici saldırılara ve kemer sıkma politikalarına karşı olan halk hareketlerine katılım. Devrimciler, devrimci olmayan liderliklerinin bahaneleriyle kitlesel mücadelelere katılmayı reddeden her türlü tarikatçı yaklaşıma karşı çıkarlar. Bunun yerine reformist veya popülist güçler tarafından yönlendirilen köylü ve işçilerin kemer sıkma politikalarına (örneğin, sendikalar, köylü ve kentli yoksulların toplu örgütleri, ayrıca Meksika’daki MORENO, Yunanistan’daki 2015’den önceki SYRIZA, İspanya’daki PODEMOS gibi siyasi partiler) veya anti demokratik darbelere, diktatörlüklere (PT, CUT, Brezilya’daki MST, Mısır’da İslamcılar, Suriye’deki isyancılar) karşı mücadelelerine birleşik cephe taktiklerini uygularlar. Böyle bir yönelim, her türlü popüler-faşizm ve küçük burjuva popülizmine karşı tutarlı bir mücadele ile birleştirilmeli ve işçilerin, köylülerin devrimci olmayan liderliklerinden koparılarak bağımsız ve devrimci bir İşçi Partisi kurmasına önayak olmalıdır.

 

Bununla birlikte, bu hususlar üzerine anlaşma ancak yoğun bir ortak tartışma ve ortak eylemler aşamasına başlangıç noktası olabilir. Katılan örgütler arasında çekişmeli ve hatta sert tartışmalar çıkarabilecek bir ortak Marksist teori anlayışı ve programı geliştirmek önemlidir. Böyle ortak bir programatik anlayış pratikte ortak faaliyetlerle test edilmelidir.

 

Dolayısıyla, yeni bir Devrimci Dünya Partisi kurulmasına yönelik olarak dürüstçe çaba sarf eden tüm örgütleri, bu programatik kalıplar temelinde güçlerini birleştirmeye davet ediyoruz. Somut olarak EDKE/RCIT, devrimcilerin böyle bir bakış açısı ile genel olarak hemfikir olan tüm güçlerin bir Ortak İletişim Komitesi oluşturmasını önermektedir. Böyle bir komitenin görevi, 2017’de siyasi ve örgütsel olarak bir Uluslararası Konferans hazırlamak olacaktır. Böyle bir konferansın amacı, Devrimci Dünya Partisinin oluşumunu ilerletmek için somut adımları tartışmak olacaktır.

 

EDKE/RCIT, devrimci militanlar arasında tartışma konusundaki temel belgeleriyle – özellikle yakın tarihte benimsenen Manifestosuyla- katkıda bulunuyor. Bununla birlikte, diğer kuruluşlardan gelen belgeleri incelemeye ve tartışmaya da eşit derecede hazırdır. Gerçek devrimcilerin bu belgeler temelinde Devrimci Dünya Partisinin kurulmasına yönelik ortak bir çalışma platformu hazırlayabileceklerine inanıyoruz.

 

Farklı geleneklerden ve deneyimlerden gelen kuvvetlerle ortak bir uluslararası organizasyon yaratmanın her zaman kolay olmadığını biliyoruz. Devrimciler çekişmeli tartışmalardan ve sınıf mücadelesinde farklı bir konumun test edilmesi gerekliliğinden korkmamalıdır. Farklılıklara karşı ciddi bir tutum – yani onları diplomatik olarak gizlemek yerine açıkça tartışmak- onları aşmanın dürüst ve verimli bir yoludur.

 

Aynı şekilde, birbirinden öğrenmek ve sistematik olarak daha yakınlaşmak için önceden ara aşamaları geçmenin gerekli olduğu durumu söz konusudur. Fakat şimdi bu tür bir süreci birlikte başlatmamız vazgeçilmezdir!

 

Yoldaşlar, toplu olarak Bolşeviklerin programatik ve organizasyonel derslerine dayanarak, toplu bir biçimde hareket edersek, ancak öyle 1917’de sosyalist Ekim Devrimi’nin mirasını onurlandırabiliriz. Kuşağımızın tarihsel göreviyle; ciddi bir kararlılıkla mücadele etmek için, kurtuluş mücadelesinde işçi sınıfının en önemli aracı olarak Devrimci Dünya Partisinin kurulması için güçlerimizi birleştirelim. Zaman ve enerji kaybetmeyelim. ŞİMDİ, BİRLİKTE İLERİYE GİDELİM!

 

Sosyalizm yoksa gelecek yok!

 

Devrim yoksa sosyalizm yok!

 

Devrimci parti yoksa devrim yok!

 

 

 

Bu açık mektubun genel görüşlerini paylaşan örgütleri ve aktivistleri, bizimle görüşmelerini ve fikirlerini, eleştirilerini bize göndermelerini isteriz ki böylece ortak tartışmalara ve işbirliğine yönelik somut adımları tartışalım: rcit@thecommunists.net

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Ortadoğu'da savaş kışkırtıcılığı: Tüm büyük emperyalist güçler ve kapitalist diktatörlükler yıkılsın!

 

Devrimci Komünist Enternasyonal Eğilim (RCIT) Ortak Bildirisi, Alkebulan Siyah Araştırmalar Okulu (Kenya), Pacesetters Hareketi (Nijerya), Pan-Afrikan Bilinç Rönesansı (Nijerya), Marksist Grup "Sınıf Siyaseti" (Rusya) ve Sınıf Savaşı (Türkiye) 13 Mayıs 2018

 

 

 

1. Şu anda özellikle önemli gelişmeler olarak, dikkate aldığımız noktalar:

 

i. Son on yılda Gazze'ye karşı üç savaşla yaşanan İsrail Apartheid devletinin Filistin halkına karsi acımasız baskısı;

 

ii. İsrail’in İran’a karşı bitmek bilmeyen saldırganlığı;

 

iii. ABD emperyalizminin İran'a karşı tehdidi, Trump'ın ABD'yi Tahran'la sözde “nükleer anlaşma” dan çıkarmasıyla bir kez daha tırmandı;

 

iv. Rus emperyalizminin ve Tahran rejiminin belirleyici desteğiyle Suriye halkına karşı kapitalist Esad rejiminin barbarca savaşması;

 

v. Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri tarafından Batı emperyalizminin desteğiyle Yemen'in gerici işgali.

 

2. Bu değerlendirmeye dayanarak, bu çatışmalarda net bir konuma sahibiz. 1 Mayıs 2018 tarihinde Ortak Bildirimin genel çizgisine uygun olarak (https://www.thecommunists.net/home/t%C3%BCrk/bir-mayis-2018/) pozisyonlarımız şunlardır:

 

i. ABD, Rusya, İsrail, Büyük Britanya ve Fransa'nın emperyalist kışkırtma ve saldırganlığı yıkılsın! Orta Doğu'daki tüm büyük güçler çekilsin! Ayrıca İran, Türkiye, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri vb. Bölgesel güçlerin saldırısını da kınıyoruz.

 

ii. Emperyalist güçler arasındaki her çatışmada - örn. ABD ve Rusya arasında – bir taraf tutmayı reddediyoruz. Her açıdan, klasik Marksist formülü temel alan bir yenilgi tavrı talep ediyoruz. "Asıl düşman kendi ülkendedir!"

 

iii. Siyonizm'e Hayır! Filistin halkının zaferi için İsrail'in yenilgisi!

 

iv. İsrail ile İran arasındaki tüm çatışmalarda, İran rejimine şiddetle karşı çıkmamıza rağmen, İsrail'in askeri yenilgisini ve İran'ın savunulmasını destekliyoruz.

 

v. İran'a karşı tüm emperyalist yaptırımlara karşıyız. Bununla birlikte, İranlı işçilerin ve ezilenlerin, dört ay önce kitlesel bir ayaklanmaya yol açan Tahran rejimine karşı mücadelesini destekliyoruz.

 

vi. Suriyeli işçilerin ve Esad rejimine ve Rus ve İranlı destekçilerine karşı ezilen halkların devam eden kurtuluş mücadelesini destekliyoruz. Kürt halkının kendi kaderini tayin hakkını da savunmaktayız. Ancak, küçük-burjuva, laik ve İslamcı güçlerin direnişinin önderliğine herhangi bir politik desteği de reddediyoruz.

 

vii. Suudi saldırganlığının yenilgisini ve Yemen halk direnişinin zaferini talep ediyoruz. Bununla birlikte, Hushi'lere herhangi bir siyasi desteğe karşıyız.

 

3. Emperyalist iktidarları destekleyen bütün güçleri – kendilerini yanlış bir sekilde "sosyalist" veya "ilerici" olarak adlandırsalar bile - kınıyoruz. Ne Batılı güçler ne de Rusya ya da Çin “küçük” bir kötülüktür! Hepsi uluslararası işçi sınıfı ve ezilen halkların düşmanlarıdır! Aynı zamanda, sadece insanların gerici işgalcilere ve diktatörlüğe karşı mücadelelerini (örneğin Suriye, Filistin, Yemen) desteklemeyi reddeden tüm “sosyalist” güçleri de kınıyoruz.

 

4. Dünyadaki işçileri ve halkları sessiz kalmamaya çağırıyoruz. Emperyalizme ve kapitalist diktatörlüklere ve işçi ve ezilenlerin kurtuluşuna karşı mücadelede bize katılın!

 

 

 

Imzasi bulunan kuruluslar assagida listelenmektedir:

 

Devrimci-Komünist Uluslararası Eğilim (Zambiya, Kenya, Pakistan, Sri Lanka, Yemen, Tunus, İsrail / İşgal Altındaki Filistin, Brezilya, Meksika, Aotearoa / Yeni Zelanda, İngiltere, Almanya ve Avusturya), www.thecommunists.net

 

Alkebulan School of Black Studies (Kenia), https://www.facebook.com/alkebulanschool/

 

Pacesetter Movement (Nigeria), Facebook: PACESETTERS MOVEMENT OAU

 

Pan-Afrikan Consciousness Renaissance (Nigeria), https://m.facebook.com/pacorenaissance/?ref=bookmarks

 

Marsist Grup "Sınıf Politikasi" (Russland), https://mgkp.github.io/

 

Sınıf Savaşı (Türkei), http://sinif-savasi.blogspot.com

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Küresel Ticaret Savaşı: Batı ve Doğu'daki Büyük Güçlerin Irkciligina Hayır!

 

Ne emperyalist küreselleşme ne de emperyalist korumacılık! İşçi sınıfının ve ezilen halkların uluslararası dayanışması ve ortak mücadelesi için!

 

Ortak Bildirisi Devrimci-Komünist Enternasyonal Eğilim (RCIT), Marxist Group ‘Class Politics’ (Rusya), Alkebulan School of Black Studies (Kenya), Sınıf Savaşı (Türkiye), Pan-Afrikan Consciousness Renaissance (Nijerya), Courant des Jeunes Penseurs Congolais (Kongo Demokratik Cumhuriyeti), 4 Temmuz 2018

 

 

 

1.             Batı ve Doğu'daki tüm büyük güçler arasında - ABD, Çin, Avrupa Birliği, Japonya, Rusya ve diğer emperyalist güçler - küresel bir ticaret savaşı ortaya çıkıyor. Büyük gücler arasindaki ekonomik yaptirimlar, ABD ve AB ulkelerinin Rusyaya karsi uyguladigi yaptirimdan bu yana - 2014 den beri- baslamis durumda. Halihazırda, Trump yönetimi, rakiplerine karşı daha da geniş kapsamlı yaptırımların uygulanması sürecinde ve bu da misilleme yapmaktadır. Küresel ticaret savaşının tırmanması, dünya ekonomisi ve çalışanların yaşam koşulları için feci sonuçlar doğuracaktır.

 

2.             Bu büyük bozulmanın arka planı, büyük güçler arasındaki artan rekabettir. Ekonomik yaptırımlar bu nedenle, emperyalist rekabetin er ya da geç askeri gerilimlere ve çatışmalara yol açacağı bir ifadesidir. Bu koşullar altında Büyük Güç şovenizminin yoğunlaşması kaçınılmazdır. Bu acı-vatanseverlik, kendi aralarında milliyetçi nefrete yol açarak çalışan insanların bilincini zehirlemeyi amaçlar.

 

3.             Büyük güçler, politik ve ekonomik diktatörlüklerini Güney'in küçük ülkelerine dayatmak için ekonomik yaptırımlar uyguluyorlar. Kuzey Kore, İran, Zimbabve, Venezüella, çeşitli Güneydoğu Asya ülkeleri, vb. Bu yaptırım veya tehdidin kurbanı haline gelmiştir. Aynı şekilde, büyük güçler, yoksul ülkelerdeki ezilen halklara, giriş ve iltica yasalarını (örneğin, Trump'ın “Müslüman Yasağı”, AB'nin Akdeniz ve Balkanlar'daki ırkçı Cephesi rejimi, Kafkasya ve Orta Asya'daki insanlara karşı Rusya'ya karşı ayrımcılıgı gibi) kısıtlayarak ayrımcılık yapmaktadır.

 

4.             Başgösteren bu küresel ticaret savaşı karşısında Sosyalistler, dünya üzerindeki bütün isci sinifini ve insan örgütlerini – isci sinifinin uluslararsi dayanisma ilkeleri temelinde-, kararlilikla dayanisma icerisinde hareket etmeye cagiriyor. Bu ilkeler barış ve savaş, ekonomik yaptırımlar ve askeri saldırganlıklar için geçerlidir.

 

* Küresel ticaret savaşına hayır! Batı ve Doğu'daki büyük güçlerin hortlamis vatanseverliğine hayir! Militarist siddete hayir! Emperyalist devletlerde sosyalistler şöyle diyor: "Ana düşman kendi ülkelerinde!" ABD, Çin, Avrupa Birliği, Rusya, Kanada, Japonya veya diğer güçler arasındaki yaptırımlar veya bir ticaret savaşı durumunda, tüm katılımcı ülkelerdeki sosyalistler bu yaptırımlara karşı çıkmalıdır.

 

* Kuzey Kore, İran, Zimbabve, Venezuela ve diğerleri gibi yarı-sömürge ülkelerine karşı emperyalist yaptırımlara HAYIR! Bu ülkeleri her türlü emperyalist saldırganlığa karşı durun! Bu devletlerdeki işçi karşıtı sınıf rejimlerine siyasi destek yok!

 

* Emperyalist sınır rejimi yıkılsın! Mülteciler için sınırları açın! Müslüman göçmenleri İslamofobik ırkçılığa karşı savunun!

 

* Ne emperyalist küreselleşme ne de emperyalist korumacılık! Batı ve doğuda bütün büyük güçlere ve kapitalist şirketlere karşıyiz! İşçilerin ve ezilenlerin çıkarlarını savunmak için uluslararası dayanışma ve ortak sınır ötesi mücadele edinin!

 

 

 

Aşağıda imzası bulunan kuruluşlar

 

Devrimci-Komünist Uluslararası Eğilim (Zambiya, Kenya, Pakistan, Sri Lanka, Yemen, Tunus, İsrail / İşgal Altındaki Filistin, Brezilya, Meksika, Aotearoa / Yeni Zelanda, İngiltere, Almanya ve Avusturya), www.thecommunists.net

 

Marxist Group ‘Class Politics’ (Rusya), https://mgkp.github.io/

 

Alkebulan School of Black Studies (Kenya), https://www.facebook.com/alkebulanschool/

 

Sınıf Savaşı (Türkiye), http://sinif-savasi.blogspot.com

 

Pan-Afrikan Consciousness Renaissance (Nijerya), https://m.facebook.com/pacorenaissance/?ref=bookmarks

 

Courant des Jeunes Penseurs Congolais (Kongo Demokratik Cumhuriyeti), Facebook : Cogito RDC

 

Additional Signatories

 

Grupo Interdisciplinario de Participación Inclusiva (Meksika), https://www.facebook.com/Grupo-Interdisciplinario-de-Participaci%C3%B3n-Inclusiva-803935076374657/

 

Coordinadora Nacional Estudiantil (Meksika)

 

Pacesetters Movement (Nijerya), Facebook: PACESETTERS MOVEMENT OAU

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

TEK YOL DEVRIM!

Download
Sınıf Savaşı - Eylem Programı (2016).pdf
Adobe Acrobat Document 3.3 MB

 

Sınıf Savaşı (Uluslararası Devrimci Komünist Eğilim'in Türkiye ayağı [RCIT]) Türkiye için faaliyet programı.

 

 

Giriş

 

I.             Dünyada Türkiye

 

II. Kahrolsun Kapitalist Partiler

AKP

CHP ve KEMALİZM

MHP

 

III. Yaşasın Devrimci Saf - Reformizme Hayır

HDP

PKK, Gerillacılık ve APOculuk

Bireysel Terörizm

Stalinizm

Merkezcilik

 

IV. Devrimci Faaliyet için Program

1. Demokratik Hakları Savun

2. İşçi Hakları İçin

3. Militan, Demokratik İşçi Sendikaları İçin

4. Tüm İnsanlara Özgürlük

5. Kadınlara ve Gençlere Eşit Haklar

6. Fakir Köylü ve Tüm Fakirlerin Hakları İçin

7. Enternasyonal Dayanışma İçin; Kahrolsun Emperyalizm

8. Devrime Giden Yol

9. Hakiki Devrimci Parti Kurulmalıdır
 

 

 

* * * * *

 


 

Giriş

 

Dünyamıza baktığımız şöyle bir baktığımız vakit aynı problemi her yerde görüyoruz. Kimileri emeklerini sömürürken milyonlarca insan sırtları kırılırcasına çalışıyor. Bankalar her geçen gün giderek zenginlenirken, çalışan aileler borçlarını ödeyemiyor. Silah satanlar kanı paraya dönüştürürken, savaş binlerce, on binlerce yaşamı alıyor. Güçlü ülkeler giderek zenginleşip, güçlenirken; fakir ülkeler giderek fakirleşiyor. Güçlüler medyaya sahipken, hükümeti kontrol ederken, generallerle yataktayken; demokratik haklar kitlelerden alınıyor. Zenginler golf sahalarını sularken, karalar küresel ısınmadan ötürü kuraklaşıyor.

Bu delilik bizim kaderimiz değil, bu beşeridir ve diğer insan çıkışlı problemler gibi bu da değiştirilebilir. Geçtiğimiz on yılda gayet net bir şekilde gördük ki dünyadaki bu kötülük yükseliyor ve şayet fakir ve işçi kitlelerince durdurulamazsa giderek de yükselecek.

RCIT'li yoldaşlarıyla beraber Sınıf Savaşı içinde bulunduğumuz sistemi insanlara hizmet eden bir sisteme dönüştürmek için savaşıyor. Biz bugün kendisini hangi renge boyamış olsun bir kapitalizm altında yaşıyoruz. Kapitalizm ister demokrasi, ister sekülerizm, ister İslamizm, hatta isterse sosyal demokrasi maskesini giysin; halk yığınlarının gerçekten söz hakkı olmadığı sürece, ekonomi işçi sınıfının elinde olmadığı sürece hiç bir şey değişmez. Kapitalizm toplumumuzu sınıflara ayırır. Bir yanda bankaların, büyük şirketlerin, medyanın sahibi kapitalistler, diğer tarafta ise neredeyse tüm serveti ürettikleri halde çalıştıkları yerin sahibi olmayan işçi sınıfı. Aradaki sınıflar olarak köylü ve orta sınıf(doktorlar, hukukçular, küçük dükkan sahipleri, mühendisler vs.) giderek çözüldü, işçi sınıfına ve giderek büyüyen işsizler ve fakirler ordusuna doğru bastırıldı. Ekonomiyi durdurabilirliklerinden dolayı, hem şehirlerde hem de fabrikalardaki, işyerlerindeki merkeziyetlerinden dolayı ve üzerine kaygılanacakları bir dükkanları, arazileri olmadığından dolayı işçi sınıfı mütemadiyen tek devrimci sınıftır.

Biz bu işçilere ve fakirlere yaşamaya değer bir gelecek vermeyen bu sistemi devirmek için savaşıyoruz. Parazit gibi yaşayıp kendilerini zenginliği için çalışanların değil, insanların zenginliği için çalışanların yönetimde olduğu bir sistem getirmek istiyoruz. Bu uğruna savaştığımız sistem sosyalizmdir. Sosyalizm ezilenlere azami demokratik haklar tanıyacak, ekonomi fakirin yararına organize edilecek ve insanoğlunun tüm başarılarını kaynaştıracaktır. Lakin sosyalizm kendiliğinden gelmeyecektir. Ağaçta yetişmiş bir elma gibi elimize düşmesini bekleyemeyiz, o elma alınmalıdır. Aynı ademoğlunun tarihinde yer alan herhangi başarıda olduğu gibi, güçlü tarafından verilmez ama ezilmişler tarafından savaşılarak alınmalıdır. Böyle bir sistemin başarılabilmesi için işçi sınıfını güce getirecek bir organizasyonlanmaya gitmemiz gereklidir. Böyle bir organizasyon toplumun tutarsız gelişimini ve içindeki çeşitli politik güçleri anlamalıdır. Devrimciler için her durumda doğru taktikleri verebilmeli ve gelen sancılardan devrimci bir parti yaratmalıdır. Bizim geniş halk kitleleriyle daha içli dışlı olan sınıfımızdan her türlü baskıya karşı gelebilen bir parti. İşte Sınıf Savaşı böyle bir parti yaratmayı amaçlar.

 

 

I.             Dünyada Türkiye

 

Türkiye kapitalist bir ülkedir. Burjuvasi ise bölgesel güc olmaya calisiyor. Fakat faaliyet alani, die USA, EU, Rußland und China gibi dogu bölgelerini egemenlikleri altina almis ülkeler tarafindan sinirlaniyor. Türkiye'nin yönetici kesimi bölgesel güç olarak kabul görülmek istiyor ama bu proje bu bölgede ve tüm dünyada giderek artan istikrarsızlık yüzünden her geçen gün daha da olasılıksız gözüküyor. Şayet gerçekçi bir durum olsaydı bile işçiler ve ezilenler, kendilerini istismar edecek ve küçük milletleri yağmalayacak olan bu projeden kazanacakları hiçbir şey yoktur.

Yönetici kesimin bu hareketleri, Akp'nin polis diktatörlüğü kurmaya çalışması ve komşu ülkelerin istikrarsız durumu bizim ülkemizin istikrarsızlaşmasına da muazzam derecede katkı sağlıyor. Bu durum hem devrimciler hem de halk düşmanları için büyük fırsatlar yaratıyor. İşçiler ve ezilenler emperyalist büyük güçlerden tam manasıyla özgürlük sağlayacak bir devrim için mücadele etmelidirler. Biz bir emperyalist üsse karşı olan başka emperyalistlerle çalışamayız veyahut onlara destek veremeyiz. Biz bölgedeki tüm insanların tam manasıyla özgür olması, dış ülkelerin hükmünden ve baskısından tamamen çıkması için mücadele ediyoruz. Friedrich Engels'in yazdığı şu ünlü söze tabiiyiz : "Başka ulusları ezen bir ulus özgür değildir."

 

 

II. Kahrolsun Kapitalist Partiler

 

Kapitalist sınıf tamamen homojen bir sınıf değildir. Çeşitli kanatları ve politik fraksiyonları vardır. aralarındaki ihtilaf da büyük ölçüde işçi sınıfından en çok nasıl yararlanabilecekleri üzerinedir. Kapitalist partiler en liberalden -sınıf savaşını pasifize etmenin en iyi yöntemini limitli demokratik özgürlükler tanımak olarak görenler- açıkça terörist olan ve insanların iradesini güç kullanarak kırmak isteyen faşist kanada kadar gidebilirler. Devrimcilerin kapitalist fraksiyonları ayırmasındaki sebep herhangi birine karşı bir sempati besliyor olması değil, onların arasındaki çatışmaları işçilerin yararına kullanmak ve devletin nereye doğru gittiği daha iyi anlamak içindir.

 

AKP

 AKP alışılagelen bir kapitalist parti değildir. AKP bir takım güçler ve politik hedefler arasında bir denge oyunu oynamaya çalışıyor. AKP hem Türk kapitalistlerin merkez kısımlarınca hem de ABD ve AB emperyalizmi tarafından güvenilmez bulunuyor. Bu güvenilmezlik demek değildir ki AKP ilerici bir role bürünmüş. AKP bu kesimlerce güvenilmez bulunuyor çünkü arkasında belli bir popüler destek var. Bu destek de destekçi kitlenin zamanında yıllar boyu NATO emperyalizminin itaatkar bir enstrumanı olan ordu tarafından zulme uğramaları, AKP'nin az da olsa antiemperyalist bir dil kullanması( amma lakin aynı zamanda da büyük emperyalist güçleri ve planlarını desteklemişlerdir.) ve Türkiye'nin 2000lerdeki ekonomik büyüyüşünün AKP'ye bağlı görülmesiyle ilişkilidir. Biz AKP'yi kapitalist, islamist, irticai bir populist bonapartist parti olarak görüyoruz. AKP populer kitlelerce oldukça zengin bir destek almasına rağmen -özellikle de taşradaki ve şehirdeki fakir kesim- politikası sıkı bir şekilde irticadır. Erdoğan'ın esas hedefi bonapartist bir polis devleti kurmaktır. Bu demektir ki kendisini yönetici sınıfa " ulusun kurtarıcısı " olarak göstererek çatışan sınıflar ve politik fraksiyonlar üzerinde diktatöri bir biçimde denge kurmasını sağlıyor. Aynı durumu uluslararası düzeye de elde etmek istiyor. Türkiye'yi ABD, AB, Rusya, İsrail gibi değişik emperyalist devletler ve Suudi Arabistan, İran gibi bölgesel güçler arasında denge kuran, göreceli bir özgürlükte olan, bölgesel bir güç yapmak istiyor.

Bu durum batı emperyalizminin ve Türk ordusu içindeki Nato generalleri bölümünün AKP hükümetine karşı düşmanlığının temel sebebidir. Sınıf Savaşı 15 Temmuz gecesi olduğu gibi AKP'yi büyük emperyalist güçlere ve generallere karşı savunur. Eğer ki ordu bir daha kitlelere saldırmaya çalışırsa biz sokaklarda AKP destekçileriyle birlikte çarpışıyor olacağız. Fakat AKP'nin irticai politikalarına hiçbir zaman destek vermemeliyiz. Devrimcilerin ana görevi işçileri ve fakir kesimi AKP etkisinden kurtarmak olmalıdır. Bunun için AKP'ye karşı partinin burjuvazi başkanlığı ile alt tabakasındaki işçi, fakir kesimi ayırabilecek sosyal ve demokratik talepler sunmalıyız.

AKP'nin politikalarını tabi ki de eleştirmeliyiz ama bunu AKP'ye "faşist" diye kara çalan bir bağnaz solcu kafasında yapmamalıyız. AKP ve Erdoğan faşist değildir. Onlara karşı politik bir sempati beslediğimizden değil; politik düşmanlarımızı tanımamızın, onlara karşı kara çalmak adına en radikal politik terimi kullanmaktan daha önemli gördüğümüz için böyle bir sav ortaya atıyoruz. Faşizm işçi hareketi elebaşlarını ve ezilen insanları fiziksel olarak imha etmek isteyen, aynı zamanda da tüm demokratik hakları yok etmeyi amaçlayan spesifik bir politik harekettir. Erdoğan toplama kampları olmaksızın bir başkanlı, diktatoral polis devleti kurmayı istiyor.

 

 

CHP ve KEMALİZM

CHP Türk kapitalistlerinin ve NATO generallerinin geleneksel partisidir. Biz sıkı Kemalizmin sıkı gerici ideolojisine karşı politik mücadeleye girişmeliyiz. Türkiye'nin kuruluşunda Kemalizm sıkı gericiliğe dönüşebilmek için kararsız bir rol oynadı. 1920lerin başlarında Kemalizm Türkiye'yi büyük güçler kendi arasında parçalamasın diye bürokratik-milli bir mukavemet göstermiştir. Sovyetler Birliği ve devrimciler Kemal Paşa tarafından girişilen bu anti-emperyalist mukavemeti ve yaptığı reformları desteklemiştir. Aynı zamanda politik hürriyetlerini korumuş ve bu anti emperyalist-devrimci kuvvetleri güçlendirmeye çalışmışlardır. 1920lerde ise Kemalizm'in ters ve gerici tarafı ulusal azınlıklara yaptığı baskılarla ve komünistlere yaptığı zulümlerle daha da belirgin olmuştur. O zamandan sonra da Kemalizm büyük emperyalist güçlere karşı gelmekten vazgeçmiş ve onlar için sadık bir bekçi olmuştur.

CHP'nin en büyük destekçisi şehirlerde yaşayan Türk liberal orta-sınıftır. AKP'nin zıttı olarak CHP işçi kitleleriyle veyahut şehir ve taşradaki fakirlerle neredeyse hiçbir doğal bağlantısı yoktur. Lakin CHP itiraz ettiği vakit, CHP destekçilerinin aynı 2013'de Gezi Protestoları gibi meşru demokratik protestolara katılabilme olasılıkları var. Bu tip durumlarda devrimciler CHP veya Kemalizmle herhangi politik bloklaşmaya karşıdır. Lakin demokratik haklar için sokaklarda, sıradan CHP destekçileriyle beraber mücadele verebiliriz. Devrimciler CHP'ye karşı AKP tarafından yapılan tüm anti demokratik saldırılara karşı CHP'yi korur ama aynı zamanda da CHP'nin demokrasiye değil askeri yönetime sempatisi olan bir parti olduğunu da göz önünde bulundurur.

Biz CHP'nin sekülerizme gösterdiği ehemmiyeti hiçbir şekilde ilerici olarak görmüyoruz. Onların sekülerizmi türbanlı bacılarımızı aşağılamak için bahane olarak kullanıldı. Devrimcilerin sekülerizmi her zaman zengine karşı yöneltilmiştir ve diğer dinlerin özgürlüğüne karışmadığı sürece tüm dinlere eşit, azami özgürlük verir.

 

MHP

MHP faşist cephe partisidir. MHP ezilenleri kendi müşkülatlarından sorumlu tutan öfkeli, gerici orta sınıfı temsil eder. Devrimciler bu faşistlere karşı sokaklarda mücadele etmelidirler ve kinlerini yayabilecekleri herhangi bir platformları olmadığından emin olabilmek için gerekeni yapmalıdırlar. Biz MHP'nin faşist çetelerine karşı mücadele edebilecek duruma gelebilmeleri için işçileri ve ezilenleri hazırlamalıyız.

MHP AKP'nin bonapartist projesine sokakları insanlardan temizleyerek ve parlamentoda destek çıkarak yardımcı oluyor. MHP kendini başa geçen kapitalist partiler için kullanışlı bir saldırı köpeği olarak takdim etmek istiyorlar.

 

III. Yaşasın Devrimci Saf - Reformizme Hayır

 

Bu zaman kadar işçi sınıf ve ezilenlerle fakirlerin güce gelememiş olmalarının temel sebebi bu sınıfın devrimci olmayan önderliklerce yanlış yönlendirilmesidir. Eğer devrim yapmak istiyorsak sınıfın içindeki devrimci olmayan güçleri ve onların zayıflıklarını anlayabilen hakiki bir devrimci organizasyon kurmalıyız.

 

HDP

HDP muhtelif politik güçlerin ittifakını temsil ediyor. HDP reformist popülist küçük burjuvazi parti olarak karakterize edilebilir. Kademelerine bazı Kürt kapitalistleri olmasına karşın Hdp'nin en baskın yönü takipçilerinin çoğunlukla işçi ve köylü/çiftçi olmasıdır. HDP açıkça reformist bir politika sergiliyor. Bu demektir ki HDP ne kapitalizme ne de Türk militarizmine karşı devrimci bir tutumla savaşmıyor ve şunu da anlamıyorlar ki ancak devrimle gelen bir işçi sınıfının ezilenler ve fakirlerle birlikte kurduğu yönetim bu devranı döndürebilir.

HDP'nin reformist başkanlığına ve elektoralizmine karşı güçlü bir eleştirimiz olduğu halde onların kitleler içindeki destek aldığı kesimi biliyoruz ve devrimciler bundan dolayı onlara karşı taleplerini belirtmelidirler. Biz onları sınıf savaşının içine ve demokratik haklar için, sosyal başarılar için, Kürt halkının bağısızlığı için tutarlı bir hale çekmeye çalışıyoruz. Devrimciler HDP'yi her türlü devlet baskısına; İslamcı, faşist saldırılara karşı korumalıdır.Lakin aynı zamanda politik olarak onların emperyalist yanlısı başkanlıklarına ve popular safa (yani işçi teşkilatlarının birleşik safı ve kapitalist sınıfın kapitalistlere tabii işçi teşkilatları kanadı) entegre olmaya çalışmalarına da karşı çıkmalıyız. Eğer ki HDP kapitalist bir partiyle bloklaşarak hükümete gelirse biz HDP'den bunu bozmasını isteriz, -ve HDP yeterince güçlüyse - güce işçilerin ve ezilenlerin topyekün seferberliğine ve milislerle gelmelidir. Müşahhasın her durumunda belirlenmesi durumuyla HDP için tenkitçi oy desteği sağlayabiliriz. Tenkitçi oy desteği kitleleri partiyi seçmeye çağırıp lakin kitlelere reformistden radikale populist partinin sınıf mücadelesinde oynadığı haince rol için de uyarırız. Başkanlığına onu sola itecek taleplerde bulunuruz. HDP'nin alt tabakasına " Liderlerinizi güce hakimken sınayın ve devrimin özgürlük için tek yol olduğunu anlayacaksınız, eğer hala bize güvenmiyorsanız buyurun kendiniz görün " deriz.

 

PKK, Gerillacılık ve APOculuk

PKK sol kanat milliyetçi, küçük burjuvacı, gerillacı partisidir. Türkiye ve Kürdistan'daki devrimciler Kürtlerin kendi devletlerinin olmasını da içine alarak kendi haklarını tayin haklarını savunur. Bu hususta kanlarını ve azimlerini ortaya koyan savaşçıların çoğunluğu PKK/PYD/PJAK'ın Apocu liderlerini takip ediyorlar. Biz devrimciler olarak ezilenlerin özgürleştirilmesi için canlarını verenleri, hangi parti veya ideolojiyi savunduklarına bakmaksızın tebcil ederiz. Biz kendi halkını özgürleştirmek çabalarken için kurban edilen sayısız Kürt işçi ve köylüsüne saygı duyarız.

Lakin aynı zamanda biz PKK'nın yanlış taktiklerine ve uzlaşmacı-reformist liderliğine de karşı çıkmalıyız. 2015 yılına kadar PKK liderleri bayat bir anlaşma için tüm silahlarını Türkiye'ye bırakmaya yelteniyordu. Bu silahlar asker veya faşist güçlere karşı Kürtleri korumak için lazımdı. Marxist devrimciler olarak biliyoruz ki işçi sınıfının özgürlük mücadelelerinde ve toplumda merkezi bir yeri vardır. Bu sebepten tüm ezilenlerin mücadelesi ezilen kitleden uzakta, dağlarda değil şehirlerde, mahallelerde ve iş yerlerinde olmalıdır. Eğer ki sınıfımızın ve ezilenlerin özgürleştirilmesini gözetiyorsak bizim işçiler ve kasabalarda, mahallelerde, iş yerlerinde seçilen halk konseylerince yönetilen yeni bir toplum kurmamız lazımdır. Hiç bir parti işçi sınıfı ve konseyleri yerine geçemez. Sınıfımız sadece biz devrim yapıp gücü elimize aldığımız zaman özgürlük elde edebilir.

Böyle bir devrim izole kalmayarak er ya da geç diğer ülkelere ve giderek tüm dünyaya yayılmalıdır. Sosyalizm mülkün kıtlığına değil bolluğuna dayanan bir sistemdir. Ekonomi ancak dünya ölçeğinde bolluk yaratabilir, bundan ötürü dünyanın bir kısmında özgür bir toplum kurup diğer yerlere de bunu canla başla aktarmamak tehlikeli bir illüzyondur. Bize lazım olan diğer ezilenlere yapılan adaletsizlikle de meşgul olan birleşik bir özgürlük hareketidir, ulus bazlılık devrimci değildir.

Buna ek olarak PKK/PYD/PJAK'ın liderliği emperyalizmle flört etmeye açıklar. Irak'ı istila eden Amerikan kuvvetlerine hiç karşılık verdiler değil ayrıca kendilerini İran'ı istikrarsızlaştırmak adına Amerikan emperyalizmine bir araç olarak sunmaya çalıştılar. Bugün PYD/YPG ABD, AB ve Rus emperyalizminden Suriye ve Irak'daki çeşitli İslamist rakiplerine karşı destek alıyor. Ayrıca PYD/YPG Rus ve Amerikan ordularına havalimanları vermeye de açıktır. Bu stratejiyle Arap kitleyi arkalarına almak bir yana dursun, kendilerini emperyalizmin erlerine dönüştürüyorlar. Biz tüm emperyalist üslerden bağımsız bir özgürlük için mücadele etmeliyiz. (Bu demek değildir ki politik şartlarla bağlı değillerse devrimciler onlardan silah alamamalı.) Yine de devrimciler PKK/PYD/PJAK'ı her türlü gerici saldırılara karşı korumalıdır. Polislerce, orduca, faşistlerce, İslamistlerce yapılması fark etmez. PKK'ya taleplerimizi bildirmeliyiz aynı zamanda Kürdistanda hakiki bir devrimci partinin kuruluşunu savunmalıyız. Lakin devrimciler PKK ile birlikte sokaklarda, barikatlarda beraber çarpışıp birleşmiş bir saf kurmaya çalışır, özellikle iş yerlerinde ve mahallelerde.

 

Bireysel Terörizm

Biz bireysel terörizme özgürlük mücadelesinde zayıf ve üretken olmamasından ötürü karşıyız. Sadece karşı değil hatta araçları(ordu, polis, yüksek görevliler vs.) bastırmaya yönelik değil de sivillere yönelikse kınarız da. Milliyetçi TAK veya Stalinist DHKP-C gibi örgütlerce kullanılan bireysel terörizm devrimcileri kitlelerden izole ediyor. Devlete ve baskılarına karşı savaşmalıyız fakat bu en azından işçi ve ezilenlerin elebaşlarıyca anlaşılan sebeplere dayandırılarak yapılmalıdır. Biz faaliyetlerimizin( politik pozisyonumuzun değil) bizi sınıfımızdan ayırmamasına özen göstermeliyiz.

 

Stalinizm

Stalinizm Ekim 1917'de işçi ve köylülerin Rusyada kontrolü ele alıp tarihin ilk sosyalist devrimini gerçekleştirip işçi kurdukları işçi devletinin varlığını (yozlaştırıp) boğmuş reformizmin özel bir formudur. Devrim izole kaldığı ve sadece işçileri -ekonomide kale-, gelişmemiş ülke işçilerini kazanabildi, demokrasi hakim olamadı. İmtiyazlı bir bürokrasi kökleri devlet ve parti araçları içinde olmak üzere en baskın teşhis ile geldi, Stalin. Stalin işçi ve köylü üzerine bir diktatörlük inşa etti ve komünizmin devrimci ilkelerini bürokrasi politikalarına daha uygun olur hale getirmek suretiyle değiştirdi. İşçi sınıfı üzerine yenilgiler komünist politikada dalalet yolana saplandı. Bolşeviklerin dünya devrimi politikası Stalin'in "tek ülkede sosyalizm" doktriniyle değiştirildi. Fakir ülkelerdeki işçi ve köylülere güç tanıma stratejisinin yerini devrimin milli demokratik basamağı aldı ve işçi demokrasisi Stalinist tek parti yönetimi oldu. On binlerce iyi devrimciler Staline karşı devrimci bir yaklaşım göstermeye çalışırken öldürüldü.

Devrimci komünistler Stalinizmin gölgelemelerine muhalefet oldular, hiçbiri de kapitalizmi atamadı ve işçi sınıfını güce getiremedi.En iyi olarak kapitalizmi olağandışı koşullarda feshedebildi (kitlelerden sola büyük baskılar, dejenere işçi devleti, büyük emperyalizm tehlikesi) ama bürokratik polis devletini beraberinde getirerek. Sovyetler çöküp Çin bürokrasisi de kapitalizmi bürokratik bir şekilde geri getirdiğinden beri Stalinist bir partinin yönetici sınıfa ve emperyalizme karşı gelip bir işçi devleti kurması (devrimci demokratik işçi devleti bir yana) ekarte edilmiştir.

Sadece Lenin ve Troçki'nin geleneklerine bağlı Devrimci Komünizm ilkeleri sürekli devrimci bir parti kurmaya muktedirdir. Böyle bir parti işçilerin ve fakirlerin güçlerini kullanabileceği bir konsey demokrasisi kurmaya çalışır. Tüm Stalinistler kapitalizmin bir kesimiyle "popular saflar" kurmaya açıktırlar. Ne sebepten veya ne zaman kurulmuş olunsalar bu popular saf denemeleri göstermiştir ki onlar sadece devrimci işçileri tutabilmek için bahanelerdir. Eğer işçi sınıfını burjuvaziye veya onun bir fraksiyonuna tabii kılarsak sosyalizm için savaşmak imkansızdır.

Aynı Lenin ve Troçki'nin dediği gibi biz devrimci komünistler "demokratik", "yeni demokratik" veya "milli demokratik" bir devrim basamağı için savaşmıyoruz. Bizim sınıfımız eğer ki fakir köylüleri veya şehir fakirleriyle ittifak halinde güce gelirse devrimin çeşitli demokratik veya ulusal görevlerini kalıcı bir biçimde çözebilir. Kapitalizmi koruyan ve kapitalistlerin hala güçte kalmasını sağlayan devrimin bir safhası için savaşma onlara zaman kazandırmaktır ve sadece sosyalizme değil devrimin demokratik ve ulusal yönlerine de ihanettir. Güney Afrika'da eğer işçiler kendilerini hükümeti devirmemek için kısıtlarlarsa kapitalizmin onlara neler verebileceğini görüyoruz,. "Demokratik" kapitalizm Apartheid den gelen sosyal dengesizliği çözebilmiş değildir, madenlerin çok uluslu şirketlerce yağmalanması çözebilmiş değildir, herhangi reform yapmak istememektedir ve kitlelere demokratik haklar tanımamaktadır. Sadece işçi sınıfının yönetimi bunları halledebilir. Sürekli devrimin arkasındaki mantık budur. Önce gücü kazanmaya başlayacağız, demokratik problemler ve ulusal özgürlük meselelerinin çözüldüğünden emin olacağız ve aynı zamanda sosyalist ölçüler koyacağız.

 

Merkezcilik

Reformizm ve devrimcilik arasında bocalayan tüm güçleri merkezci olarak tanımlıyoruz. Sadece sürekli devrimci bir partinin kurulu olması bizim sınıfımıza özgürlük kazandırır. Tarih göstermiştir ki - eğer kitlelerce ittirilse - merkezcilik sol meyillidir, bazı durumlarda güce karışmaksızın aldatıcı bir devrimci görünüme girerler. Devrimci Komünistlerin görevi ise merkeziyetçilerin tabanına bizim teoride ve pratikte onlardan ne farkımız olduğunu göstermek ve niçin bizim saflarımızda mücadele etmeleri gerektiklerini anlatmaktır.

 

 

IV. Devrimci Faaliyet için Program

 

 

 

Bu programda Türkiye'de devrimci değişim için önerilerimizi sereceğiz. Toplumumuzu işçi ve ezilenlerden yana çevirmek isteyen savaşçılar için somut cevaplar sunmaya çalışacak. İşçi olarak yaşadığımız problemlerden başlamaya çalışıp halklar olarak ve hatta bir insan olarak yaşadığımız problemlere inerek oradan sosyalist bir geleceğe çevrileceğiz. Devrimci Faaliyet programı yönü her daim sosyalizmi göstermesi gereken bir pusuladır, dogma değildir ve esnek ama prensipli olmalıdır.

 

 

 

1. Demokratik Hakları Savun

 

Demokratik hakların savunulması ve diktatör polis devleti ve hatta ordu diktatörlüğünün kurulumuna karşı koymak Türkiye'deki ezilenlerin ve işçilerin verdiği politik mücadelede takındığı esas tavırdır. Devrimciler ne kadar küçük ve kısıtlı olursa olsun kitlelerin menfaati için her demokratik hakkı korumalıdırlar. Biz kapsamlı demokratik haklar için mücadele ediyoruz ama biliyoruz ki ezilenlerin ve işçilerin olan gerçek demokrasiye de ancak kapitalizm onun güçlü anti demokratik yönüyle kaldırıldığı vakit ulaşabiliriz.

 

-Belli başlı demokratik haklar için - konuşma özgürlüğü, toplanma ve protesto özgürlüğü, neyin basılıp basılamayacağına karışılmaması. -

 

- Olağanüstü hale hayır! "Terörle mücadele" için ve vatandaşları gözetim altında tutan tüm yasalara hayır!

 

-Tüm politik suçlular bırakılsın!

 

-Tüm gizli servisler, özel askeri ve polis kuvvetleri feshedilsin! İşçi ve Kürt hareketi kontrolündeki bir komite tarafından kendi halkına kumpas kurmaya çalışan, özellikle Kürt bölgelerinde kitlelere karşı suç işlemiş olan ordudaki generaller ve polis kuvvetlerindeki görevliler arındırılsın!

 

- Demokratik olmayan "Cumhurbaşkanlığı" feshedilsin!

 

 

 

- Yargıçlar seçilmeli ve mahkemelerde juriler olmalı! (juri üyeleri işçi sınıfı içinden seçilmeli)

 

- MHP'li faşist cephelilere demokratik platformda yer yok! Bu tehlikeye kaşı halkın kendini koruması lazımdır, onları sokaklarda işçilerin ve ezilenlerin girişeceği geniş bir anti faşist hareket seferberliğiyle alt etmeliyiz!

 

- HDP vekillerinin dokunulmazlığı geri verilsin! %10 barajı kalkmalı, politik bir parti TBMM'de temsilci tutturabilecek kadar oy almışsa TBMM'ye girebilmelidir. (Bu tüm geçerli oyların550'ye bölünmesi demektir.)

 

- Halk komiteleri ve militanların olacağı devrimci bir kurucu meclis olmalıdır. BU kurucu meclis işçilerin ve fakir kesimin menfaatine bir anayasa hazırlamalıdır.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

2.İşçi Hakları İçin

 

Biz devrimci işçiler olarak daha iyi yaşam koşulları ve sınıfımızın gerek ekonomik gerek politik alanda daha güçlü hale gelmesi için savaşıyoruz. Eğer iş dışında organize olabilir ve çalışabilirsek daha iyi bir gelecek inşa edebiliriz. Toplumumuzdaki tüm ürünleri ve zenginliği yapan bizleriz, bundan dolayı bu zenginliğin ne için kullanıldığına da kara vermek hakkımızdır.

 

- Daha kabul edilebilir maaşlar almalıyız! Asgari ücret 2500 TL olmalıdır! İşçilere haftada 40 saat, yılda 20 gün tatil verilmelidir! İş yeri hakları ve güvenliği azami derecede olmalıdır!

 

- Zengin ve yabanı kapitalistlerce finansörlüğü üstlenilecek, işçi ve fakir sınıfların azami derecede istifade edebileceği halk sağlığı hizmetleri, eğitim ve emeklilik ücretleri olmalıdır!

 

- Zenginler tarafından finanse edilecek olan işsizliği bitirmek için kamu programları olmalıdır! Haydi okul, sosyal konutlar ve yollar yapalım. İşçileri sosyal programlara aktarın !

 

- İşçiler merkezi endüstriyi kontrol ediyorlar! (limanlar, kamu taşımacılığı, fabrikalar, madenler vs) Patronlar tarafından kapatılan tüm işyerleri işçiler tarafından işletilmeye devam edilmeleri ve tüm borçları silinmelidir!

 

- Tüm çok uluslu şirketler işçilerin idaresinde ulusallaştırılmalı! Böyle şirketlerce sahip olunan yerler fakir köylüler arasında dağıtılmalıdır!

 

- Tüm bankalar çalışanlarının kontrolünde olacak bir merkez bankası olmalıdırlar!

 

- Paralarını vergi cennetinde saklayan herkesin zenginliği kamulaştırılsın! 20 Milyon TL den daha fazla zenginliği olanların zenginliği kamulaştırılmalıdır!

 

- Tüm borçlar silinsin! Finans köpeklerine milyonlar ödemeye devam etmeyeceğiz!

 

 

 

3. Militan, Demokratik İşçi Sendikaları İçin

 

İşçiler için daha iyi bir gelecek adına savaşılmasında ana araçlardan birisi de sendikalardır. Lakin sendikalar parçalanmış ve bürokratik olarak organize olmuşlardır. Sendika liderleri işçilerle ilişiğini kesmiştir, onlar tabanlarının hayat koşularını daha iyi yapmaktansa devletle ilişkileri iyi tutmaya bakıyorlar. Devrimciler tüm sendikaların bir merkezi sendikada birleşmesi ve onun içinden de devrimci bir fraksiyon kurmak adına savaşırlar. Biz sendikaların hem küçük bile olsa işçileri ekonomik ve politik talepleri için hem de işçileri sosyalist bir geleceğe hazırlaması, organize etmesini istiyoruz. Aynı zamanda sendikalar DİSK'in yaptığı gibi genel grev sloganlarıyla oynamamalıdırlar. Biz durum gerektirdiği zaman genel grevi destekliyoruz. Harcın içine böyle kışkırtıcı bir şey karıştırılması sadece işçi sınıfı bunu uygulayabilecekse mantıklıdır. Eğer durum bunu gerektirmiyorsa ve işçi sınıfı bizim çağırımızı desteklemiyorsa sınıf dengesini kendimize doğru çekemeyiz. Daha çok genel grevin patlayıcı yapısını törpülemiş oluruz böyle yapmakla.

 

- Herhangi sendika görevlisi normal bir işçi ne kadar maaş alıyorsa o kadar almalıdır!

 

- Genç, kadın, Kürt işçileri de dahil ederek küçük işyerlerinde organize için girişken olmalıyız!

 

- Düzenli olarak bir araya gelen ve kendileri için temsilci seçebilen taban komiteleri her iş yerlerinde olmalıdırlar!

 

- Sendikalar patronlardan ve devletten bağımsız olmalıdırlar! Sınıf savaşında kendini kanıtlamış, çevresince sevilen sıradan işçiler sendikalardaki bürokratik liderlerin yerine gelmelidirler!

 

 

 

4.Tüm İnsanlara Özgürlük

 

Türkiye'deki politik ana politik durumun birisi de Türk devletinin, faşistlerin, kapitalistlerin baskılarına karşı Kürt işçi ve köylülerinin direnmesidir. Kürdistan'daki ve Türkiye'deki devrimciler Kürt halkının bağımsızlığına şartsız destekçidir.Fakat bu bağımsızlığın yolu da bölgedeki tüm ezilenlerin enternasyonal bir mücadelesidir, Kürt milliyetçiliğinin emperyalizmle flört etmesi değildir. Ülkedeki tüm ulusal, dini azınlıkların özgürleştirilmesi taraftarıyız. Lazlara, Gürcülere, Araplara, Romenlere, Ermenilere, Azerilere, Tatarlara ulusal ve demokratik haklar! Alevilere, Şialara, Sufilere, Hristiyanlara, Yahudilere eşit dini haklar, Müslümanlara "seküler" ayrımcılığa hayır! (Okullardaki, kamudaki, üniversitelerdeki türban yasağı) Sosyalizm ve dine inanmak herhangi aykırılık yaratmaz, eğer işçi sınıfı iktidara gelirse bizler dinini yaşayan kimseyi kısıtlamayacağız ve onlara azami dini özgürlük tanıyacağız.

 

Biz devrimciler olarak 1915'deki Ermeni soykırımını tanımıyoruz. Esasen devrimciler bu sefer ona karşı mücadele ediyor. Devrimciler olarak her türlü bağnaz ve milliyetçi saldırıya karşı savaşıyoruz. Lakin Batı emperyalizminin soykırımı gündemi olarak kullanmasına karşıyız. Alman emperyalizmi toplu katliamların güçlü bir şekilde içindeydi. Şimdi Alman emperyalizmi Türkiye'ye baskı kurmak amacıyla Ermeni soykırımını tanıyor ama Herero ve Namaka halklarına yapılan soykırımdan yaptıkları soykırım hususunda çenelerini kapalı tutuyorlar. Biz ve Alman devrimcileri böyle bir iki yüzlülüğe karşıyız.

 

- Kürt kardeşlerimize karşı yapılan devlet terörizmi dursun! Türk ordusu, polisi ve gizli servisi Kürt bölgelerini terk etsin!

 

- Tüm ulusal azınlıklar için özyönetim ve bölgesel otonomi verilsin!

 

- Kürt kardeşlerimizi saldırılara ve baskılara karşı korumalıyız!

 

- Konuşulan tüm diller okullarda ve üniversitelerde öğretilmelidir! Ulus azınlıkları korumak adına bulundukları yerde eğitim iki dille yapılmalıdır.

 

- Tüm insanlara azami ulusal haklar! Hiçbir ulusun bayramlarına ve geleneklerine diğerlerinin özgürlüğünü kısıtlamak şekilde olduğu sürece karışılmayacak!

 

- Tüm dinlere azami özgürlük! Herhangi bir dinin uygulanmasına karışılmayacak! Lakin din ve devlet işleri ayrı olacak ve belli bir dine kamu finansından destek sağlanmayacak.

 

- Kürt bölgelerinde referandum olacak! Bu referandumda Kürtlere Türkiye'den ayrılmak isteyip istemedikler ve ya otonom olup olmak istemedikler sorulacak. Biz bu akan kanı durduracak bu referandumu talep ediyoruz!

 

-İşçilerin ve köylülerin yönettiği bir Kürdistan!

 

- Türkiye'deki ve tüm bölgedeki insanlar için dayanışma! Orta Doğu'nun hür sosyalist devleti için! Sadece böyle bir federasyonla baskıları yenebiliriz!

 

 

 

 

 

5.Kadınlara ve Gençlere Eşit Haklar

 

Kadınlar ve gençler sınıfımızın aşırı sömürülen spesifik kesimidir. Kadınlar neredeyse insanlığın varoluşundan beri sistematik olarak eziliyorlar. Bu onlara özgürlük mücadelesinde önemli bir rol biçiyor ve biz adaletin onlara hizmet ettiğinden emin olmalıyız. Ayrıca eşcinsellerin ve cinsi azınlıkların uğradığı zulüme karşı mücadele etmeliyiz. Devrimin saflarında adaletsizliğe yer yoktur.

 

- Eşit işe eşit maaş verilmeli !

 

- Devrimci bir eğitim reformu gelmelidir! Tüm çocuklara eğitim ücretsiz olmalıdır! İşçi sınıfının çocukları için üniversite açılmasının mücadelesi verilmelidir!

 

- Çocuklu kadınların çalışabilmesi veya okuyabilmesi için dini eğitimden uzak, kamusal anasınıfları ve günlük bakım verilmelidir!

 

- Kadınlara karşı şiddete hayır! Kadınlar tarafından yönetilen kadın sığınma evleri kurulmalı!

 

- Herkes için eczanelerde, doktorlarda, hastanelerde mevcut ücretsiz doğum kontrol!

 

- Kürtaj kadının kararıdır! Kürtaj yaptırmak isteyenlere karşı tüm kısıtlamalara hayır! (kocanın veya ailenin rızası veya neden belirtme) Kürtajlar güvenilir olmalıdır!

 

 

 

6.Fakir Köylü ve Tüm Fakirlerin Hakları İçin

 

İşçi sınıfı tüm ezilenler ve fakirler için savaşır. Fakir köylü, şehirdeki fakirler ve küçük dükkan sahipleri devrimden istifade edecek olup işçi sınıfının dostudur. Ezilenleri ve fakirleri programımızın etrafında toplamak işçi sınıfı temelli bir devrimci parti kurarken bizim görevimizdir.

 

- Evsizler ve kötü durumda yaşayanlar için kamu evleri kurulmalıdır!

 

- Devlet küçük dükkan sahipleri ve köylüler için ucuz krediler vermelidir.

 

- Büyük toprak sahiplerinin toprakları fakir köylü arasında bölüştürülmelidir! Organize köylü komitelerince reformlar yapılmalıdır!

 

- Su tarım için adil ve demokratik bir yolla köylü komitelerince dağıtılmalıdır!

 

 

 

7. Enternasyonal Dayanışma İçin; Kahrolsun Emperyalizm

 

Bizim sınıfımız, işçi sınıfı enternasyoneldir; sınırlarla bölünemez. Tüm işçiler dünya çapında emperyalizm ve kapitalizmin yenilmesi görüşündedir. Tüm dünyada ezilen kitlelerin baş düşmanı emperyalist ülkelerin yöneticileri ve onların uşağı olan yarı sömürge devletlerdir. Kapitalizmi ve ezilenlerin, işçilerin yönetme mücadelesi birbirinden ayrılamaz. Biri diğerinin başarısı için elzemdir. Herhangi bir ülkede emperyalizme karşı elde edilen bir zafer tüm dünya genelinde ezilenlerin elde ettiği bir zaferdir.

 

Geçtiğimiz on yıllarda Çin ve Rusya'nı emperyalist büyük güçler olarak yükselişine şahit olduk. ABD emperyalizminin gerilemesi böyle bir olaya kapı açtı. Biz devrimcinin herhangi bir emperyalist güce destek vermemsi prensibinin arkasında duruyoruz; hiçbir emperyalist blok veya güç diğerinden daha az gerici değildir. İşçi sınıfının görevi batıda ve doğuda mücadelemizi emperyalist güçlerden çözmektir.

 

- Militarizme hayır! Türkiye NATO'dan çıksın! Tüm yabancı askerler atılsın ve ABD, AB emperyalizmlerince kullanılan üsler kapatılsın!

 

- Hiçbir emperyalist saldırıya destek veya yataklık yok! Aparteid devlet İsrail ile tüm ekonomik ve askeri ilişkiler acilen kesilmelidir!

 

- Emperyalist Avrupa Birliğine katılınılmayacak!

 

- Emperyalist savaşlara hayır! Suriye ve Irak'a ABD,AB,Rus müdahalesine hayır!

 

- Rojava'yı IŞİD, Türk ordusu ve emperyalizme karşı korumalıyız!

 

- İşçi ve fakirler için özgür Çeçenistan!

 

- Arap Baharıyla dayanışma! Esad ve emperyalizme karşı Suriye devrimini savunuyoruz ama burjuva ve İslamist liderliğe hayır! Filistin'deki İntifada için zafer! Siyonist Aparteid rejim kırılsın, anti Siyonist Yahudiler ile dayanışma! Yemen'i Suudi saldırganlığına karşı savunuruz! Mısır'da General Sisi'ye karşıyız, Arap dünyasından krallar ve diktatörler atılmalıdır! Kahrolsun mezhepçilik! Halk kitleleri IŞİD'i yenmelidir.

 

- Avrupa'daki işçiler ve göçmenler için zafer! Kemer sıkmaya mücadelelerine karşı Yunan işçileriyle omuz omuza beraberiz! Kahrolsun Avrupa'daki Müslüman göçmenlere ırkçılık ve Türk şovenizmi!

 

- Açlık ve savaştan kaçan mültecilerle dayanışma! Sınırları açın! Avrupa'daki Türk göçmenlere tam eşitlik! Nerede çalışacağımıza veya yaşayacağımıza biz kara veririz, kapitalist devletler değil!

 

 

 

8. Devrime Giden Yol

 

Yaşanacak bir geleceğin tek yolu kapitalizmi sosyalist devrimle atmaktır. Sosyalist devrim toplumun tüm ezilen ve fakir tabakasına haklarını verecek ve milliyetçi tehdidi süpürecek, gerçek dayanışma ve özgürlük getirecektir. Sosyalizm insan kitlelerinin katılımı ve azami demokratik haklar tabanlı kurulacaktır, Stalin'in kurduğu tutucu diktatörlük gibi olmayacaktır. Lakin bunu başarabilmek için savaşmalıyız. Büyük güçler, yönetici sınıf, ordu veya polis bir kenara çekilip kitlelerin onların ayrıcalıklarını kırmasını ve toplumu değiştirmesini izlemeyeceklerdir. Tüm imkanlarıyla saldıracaklardır ve bu şiddeti durdurabilecek olan ezilenlerin organizesi, silahlılığı ve adanmışlığı olacaktır, zalimlerin vicdanı değil.

 

- İşçi ve ezilenlerden milisler kurulacak! Hizmet edenler mahallelerde seçilecek ve eğer yanlış hareket ederlerse geri alınacaklardır!

 

- Bireysel terörizm veya gerillacılığa hayır! Sosyalist devrim silahlı kitlelerin genel grevle birlikte ayaklanmasıdır, izole faaliyetler değil! Sosyalizme parlamenter yol yoktur!

 

- İşçi, köylü, fakirler ve gençlerden oluşan konsüllerce(sovyet) hükümet oluşturulmalıdır. Bu konsüller iş yerlerinde, kasabalarda, mahallelerde kurulmalıdır; ezilenlerin düzenli olarak temsilcilerini seçtikler demokratik kitle toplantılarına dayanmalılardır. Gelecekteki bir işçi devletinde yönetici normal işçiden farklı ayrıcalıklara sahip olmayacaktır. Güçlerini kötüye kullandıkları zaman veya yanlış temsil yaptıkları zaman işçilerin temsilcileri görevlerinde alınabilirler.

 

- Yaşasın Orta Doğu ve Avrupa'da işçi ve köylülerin sosyalist cumhuriyeti! Yaşasın dünya devrimi!

 

 

 

9. Hakiki Devrimci Parti Kurulmalıdır

 

Devrimler gelir geçer ama başarılı devrimler yapılırlar! Küçük komplocu topluluklarca değil de politik bilinçli kitlelerce. Kitleler eğitilmeli ve yönlendirilmelidir, bizim kapitalist basının yalanlarına ve ordunun, polisin silahlarına karşı koyabilecek güce ihtiyacımız var. Bu güç devrimci dünya partisidir!

 

Biz RCIT'nin Türkiye ayağı olan Sınıf Savaşı olarak hem vatanımızda hem de dünyada böyle bir parti kurmaya kendimizi adadık. Bu süreç sadece konuşmayla değil ezilen kitlelerin ve diğer devrimcilerin birleşik mücadelesiyle ilerler. Bu mücadelede kendi partimizi kurmalıyız. Tüm ciddi devrimcileri geçen yılların sınıf mücadelesiyle alakadar derslerini dinlemeye ve kendi konsüllerini kurmaya çağırıyoruz. Biz tarikatçılığı ve oportünizmi reddeden hakiki bir devrimci saf birleştirmeye mücadele ediyoruz.

 

Hakiki devrimci bir parti HDP veya SYRIZA gibi çok köklü birlikler değildir, doğal ve açık bir programın temelinde bir güçtür. Devrimci parti işçi sınıfında özellikle de en fakir ve ezilen yerlerinde yerleşecektir. İçinde demokratik tartışmalar olacak, dışına da demir gibi olan disiplinini gösterecektir.

 

Devrimci bir parti kuralım! Yeni devrimci parti 5. Enternasyonal için!

 

Sosyalizmsiz gelecek olmaz!

 

Devrimsiz sosyalizm gelmez!

 

Devrimci partisiz devrim yapılamaz!

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Suriye'de Zafer için Devrim!

 

Kahrolsun Esad ve Yandaşları!

Doğu'dan Batı'ya Sosyalist devrim için bütün işçilere ve çiftçi el ele !

Devrimci-Komünist-Uluslararası eğilim (RCIT)

RKOB (RCIT'in Avusturya şubesi)

 

Devrimci-Komünist-Uluslararası eğilim komünist devrimciler olarak Suriye'deki işçi ve köylü halkı destekliyoruz.Biz diyoruz ki:

* Esad ve onun elit kesimi tahtından indilirmeli !

* Silahlı milisler için işçi ve çiftçilerin eylem planı ! Bu eylem planı ülkenin geleceği ve ulusal koordinasyon için en iyisi olacaktır !

* Yeni bir hükümet için işçiler çiftçiler ve işsizle el ele!

*Muhalifler de burjuvalardan oluşuyor ve Burjuva liderler ve zengin sınıf güven vermiyor ! Amerika'nın yönetimleriyle birlikte çalışanlar aynı zamanda Esat'ın yönetimindede bulunuyorlar !

 

İşçiler ve Çiftçiler :

Sadece kendi gücünüze,kendi organizasyonlarınıza ve kendi milislerinize güvenin !

*Bütün emperyalist güçler Suriye'ye karışmamalıdır ! Nato askeri güçlerini Afganistan'dan ve Mali'den geri çekmelidir ! Anti-Emperyalist dayanışma yapılmalıdır !

* Doğu'da Batı'da beraber savaşmak için işçiler ve köylüler el ele ! Devrimi yaymak için ! Batı'da ve Doğu'da Sosyalist bir devlet kurabilmek için !

*Suriye'deki savaşlar için uluslararası dayanışma !

Uluslararası dayanışma kampanyası için işçilerin desteği !

* İşçiler için devrimin inşaası ! Uluslararası devrimin inşaası için devrim !

 

 

Devrimci-Komünist-Uluslararası eğilim (RCIT) uluslararası bir mücadele organizasyonudur.Bütün baskılara rağmen işçi sınıfının kurtuluşudur ! Çeşitli ülkelerde organizasyonlarımız bölümlendirilmiştir.RCIT işçi hareketlerinde teoride ve pratikte Marx,Engels,Lenin ve Trotzki'ye bağlıdır.

 

üye olunuz !

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Sosyalizm yoksa Gelecek yok!

 

Devrim yoksa Sosyalizm yok !

 

Devrim partisi yoksa Devrim yok !

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Harika işler harika inisiyatif gerektirir!

 

Tüm devrimci örgütlere, aktivistlere bu tarihi zamanda sorumluluklarını yerine getirme çağrısı!

 

Uluslararası Devrimci Komünist Uluslararası Eğilim Sekreteryasının Açık Mektupu (RCIT), 7 Ocak 2019, www.thecommunists.net

 

 

 

Yoldaşlar, kardeşler!

 

Tarihsel zamanlarda yaşıyoruz. Hayatı açık gözlerle geçiren herkes, emperyalist dünya düzeninin ciddi şoklar yaşadığını görebilir. Siyasi volkanik bir patlamaya doğru gidiyoruz.

 

Borsalar panik icerisindedir, bunun nedeni ise yakin zamanda gerceklesen 2008-09 den da büyük olan kapital durgunluktur.

 

Başlıca emperyalist güçler arasındaki gerilimler, şişen küresel ticaret savaşında, Güney Çin Denizi'ndeki veya Rus-Ukrayna sınırındaki gerilimler, Afrika için emperyalist ırk ve benzerleri gibi çarpıcı biçimde artmaktadır. Başkan Trump’ın Orta Doğu’dan çok sayıda ABD askerini geri alma kararı ve ABD’nin artık “Dünya Polisi” olamayacağı iddiası, amerikanin eski gücünün bariz bir sekilde sona erdigini gösteriyor. Yalnızca politik olarak kör olan bir kişi, geleceğin başlıca emperyalist güçler - ABD, Çin, AB, Rusya ve Japonya arasındaki rekabetle şekilleneceği gerçeğini görmezden gelebilir.

 

Aynı zamanda, dünya çapında yeni bir işçi dalgası ve baskı altındaki kurtuluş mücadelesinin başlangıcındayız. Sudan'daki mevcut halk isyanı, kahraman Suriye halkının Esad tiranlığına karşı protesto mücadelesi, Tunus, Lübnan, Ürdün ve İran’daki kitlesel protestolar, Siyonist baskıcılara direnen Filistin halkı, etkileyici "sarı yelek" hareketi dünya çapındaki taklitçilere (Tayvan'a kadar!) ilham veren Fransa'da, Macaristan'daki protesto eden fakir işçiler, Nikaragua'daki popüler ayaklanma ... bunların hepsi uluslararası sınıf mücadelesinde yeni bir yükselişle karşı karşıya olduğumuzun güçlü işaretleri!

 

Yoldaşlar, kardeşler! Kimse bu olaylar karşısında şaşırmamalı. Bu olaylar Marksistler tarafından son yıllarda yapılan tahminlerin eksiksiz bir onayını temsil ediyor. Yıllardır, sınıf karşıtlıklarının hareket yasalarının bu tarihsel dönemde kaçınılmaz olarak bu gelişmelere yol açtığını vurguladık.

 

Devrimci Komünist Uluslararası Eğilim (RCIT), bu dönemde her birimizin büyük bir sorumluluk taşıdığını açıkça belirtiyor. Son yıllarda çok sayıda kahramanca kitlesel mücadele yaşadık.  2011'den bu yana pek cok sehit veren Arap Devrimi'ni hatırlayın! Latin Amerika'da toplumsal adaleti savunan kitle hareketlerini hatırlayın! Güney Afrika'da aşırı sömürü ile mücadele eden madencileri unutma! Tarihteki en fazla sayıda katılımcıyla birkaç genel grev yapan Hintli işçi ve yoksul köylüleri hatırlayın! Ve bunlar sadece birkaç örnek!

 

Ancak tüm bu etkileyici savaşlar ağır aksilikler ve korkunç yenilgiler yaşadı! Neden? Çünkü işçiler ve ezilenler gerçekten devrimci bir liderlikten mahrumdu! Çünkü çeşitli burjuvalar, küçük burjuvalar, reformist ve merkezci güçler tarafından karıştırıldılar! Zira işçiler ve ezilenler “kurtuluş” ve hatta “sosyalizm” den bahseden partiler tarafından yanlış yönlendirildiler, ancak eylemlerinde  kapitalist sistemde hızla iktidara gelmek için haince bir cok emperyalist büyük iktidarlarin şevkine hizmet ettiler

 

Yoldaşlar, kardeşler! Sonuç çıkarmaya ve harekete geçme zamanı geldi! Harika işler harika inisiyatif gerektirir! Başkalarını beklemeyin, gelecekte "uygun durumlar" için beklemeyin! Bütün bunlar, kaderciliğin “sosyalist” bir versiyonundan başka bir şey değildir. Böyle bir batıl inanç gerçek bir devrimciye yakismaz! Artık her birimizin kendi sorumluluğunu yerine getirme  zamanidir!

 

İşçileri ve ezilenleri bu tür yozlasmisliktan kurtarmak bizim sorumluluğumuzdur! Kitlelere dünyadaki durumun dinamiklerini anlayan ve gerekli sonuçları çıkartan liderlik etmek bizim sorumluluğumuzdur! Bir savaş programı temelinde en iyi ve en sadık savaşçıları organize etmek ve ortak bir uluslararası organizasyonda işbirliği yapmak bizim sorumluluğumuzdur. Stalinist, Bolivarcı, reformist ve sahte Trotskist bankacıların yerini alabilecek bir Dünya Devrimci Partisi kurmak bizim sorumluluğumuzdur. İşçilerin öncülüğüne ve ezilenlere kurtuluş mücadelesinde doğru yolu bulmalarında yardım etmenin tek yolu bu!

 

Yoldaşlar, kardeşler! Bu büyük görevlere adaleti sağlamak için rutin, ulusal gurur ve gönül rahatlığıni denize atmalıyız! Her ülkede bölümleri olan bir Devrimci Dünya Partisi'nin inşasını ilerletmek için güçlerimizi birleştirmeliyiz! Böyle bir parti teke tek bütün mücadeleleri belli bir stratejiye baglayan bir mücadele programi gelistirmelidir.

 

Geçen yıl ve bir buçuk yıl boyunca, RCIT diğer devrimci güçlerle işbirliğini derinleştirme çabalarını yoğunlaştırdı. Bugün dünya çapında 18 ülkede bölümler, aktivistler ve dost canlısı organizasyonlar var. Geçen yıl, merkezi dünya olaylarıyla ilgili ortak açıklamalar yayınladık (örneğin, 1 Mayıs bildirimi, https://www.thecommunists.net/home/t%C3%BCrk/bir-mayis-2018/; Ortadoğu'da savaş kışkırtıcılığı, https://www.thecommunists.net/home/t%C3%BCrk/ortadogu-da-savas-kiskirticiligi/; Küresel Ticaret Savaşı: Batı ve Doğu'daki Büyük Güçlerin Irkciligina Hayır! https://www.thecommunists.net/home/t%C3%BCrk/kuresel-ticaret-savasi/). Yoldaşlarımız devrimci sosyalizm fikirlerini yaydılar ve sınıf mücadelesine aktif olarak katıldılar (örneğin, RCIT ana sayfasının altındaki faaliyetlerimizle ilgili sayısız rapora bakınız: https://www.thecommunists.net/rcit/activities-on-the-ground/, RCIT bölümlerinin çeşitli ana sayfalarının yanı sıra).

 

Gelecekteki görevlerin büyüklüğü göz önüne alındığında, bunların hala mütevazı gelişmeler olduğunun farkındayız. Ancak bu bir başlangıç ve önümüzdeki fırtınalı dönem için daha iyi hazırlıklı olmamıza yardımcı oluyor. Uluslararası işbirliği içinde birlikte ilerlemek ve devrimci bir birlik inşa etmek için pratik işbirliği, olası farklılıkların tartışılması ve netleştirilmesi vb. yoluyla güçlerimizi birleştirmemiz ivedi önemli.

 

Yoldaşlar, kardeşler! Zaman kaybedemeyiz! Önümüzdeki aylar ve yıllar kaçınılmaz olarak büyük savaşlar ve politik volkanik patlamalar üretecek! Dünya çapında devrimcilerin daha yüksek bir birlik seviyesine ulaşması şarttır. Aşağıda, Şubat 2018'de RCIT tarafından piyasaya sürülen devrimsel bir birim platformu için Altı Noktaların güncellenmiş bir versiyonu bulunmaktadır. Bu, şu anki dönemde ortak bir mücadele programı için önerimiz. Ancak, herhangi bir değişiklik veya alternatif platform icin tartışmaya açığız. Dünyanın dört bir yanındaki devrimci örgütleri, aktivistleri ve aktivistleri bizimle iletişime geçmeye ve daha yakın uluslararası işbirliği için planlar geliştirmek üzere birlikte çalışmaya çağırıyoruz! Kurtuluş mücadeleleriyle dayanışma içinde ortak uluslararası kampanyalar için önerileriniz ve önerileriniz varsa, bizimle iletişime geçmenizi rica ederiz! Lütfen bize kampanyalarınız, devrimci birlik için fikirleriniz ve girişimleriniz hakkında bilgi verin. İşbirliği yapmak isteyen herkesle uluslararası bir Skype konferansı planlıyoruz.

 

Yoldaşlar, kardeşler! Harika işler harika inisiyatif gerektirir! 2019 yılının harika görevlerini birlikte ele alalım! Birlikte ilerleyelim!

 

Birlik - kavga - zafer!

 

 

 

Günümüzde devrimci birligi kurmayi saglayacak 6 önemli Nokta

 

RCIT'in önerileri (Devrimci-Komünist Uluslararası Eğilim)

 

 

 

Hızla artan çelişkiler ve ani dönüşler dünyasında yaşıyoruz. Kapitalizm bozulduğunda, kapitalist hırsızlar, işçi sınıfına ve ezilenlere acımasızca saldırarak servetlerini artırmaya ve giderek çevreyi yok etmeye ve mücadelelerini birbirleriyle daha da şiddetlendirmeye çalışıyorlar. Insanlığın hayatta kalması kontrolsüz iklim değişikliği ve bununla birlikte Üçüncü Dünya Savaşı'nın tehlikesini getiren büyük emperyalist güçler arasındaki artan mücadele yüzünden tehdit altında. Bu nedenle alternatifin "sosyalizm ya da taş devri" olduğunu söylüyoruz!

 

Bu dramatik durum, örgütlü sosyalizm mücadelesini her zamankinden daha gerekli kılmaktadır. Bu, işçi sınıfının ve ezilenlerin, sosyalist bir gelecek için uluslararası mücadeleyi üstlenen bir partiye sahip olması gerektiği anlamına gelir!

 

Bize göre, ilkel bir anlaşmanın temellerini atmak için dünyanın dört bir yanındaki devrimcilerin derhal birlikte çalışmaya başlamaları zorunludur. Bu, yenilenmiş güçle yeni bir Devrimci Dünya Partisi inşa etme sürecini ileriye götürmemizi sağlayacaktır. Böyle bir partinin kurulusunun baslangic noktasi, sinif savaslari degerlerine mutabik olmalidir. Devrimci Komünist Uluslararası Eğilim (RCIT), şu noktaları mevcut siyasi evrede programlı temel taşlar olarak görüyor:

 

 

 

1) Büyük emperyalist güçler (ABD, AB, Japonya, Rusya ve Çin) arasındaki artan rekabeti tanımak

 

Ancak o zaman, kapitalist krizin şimdiki döneminin sürüş dinamiklerini anlayabilir ve yalnızca ABD, AB ve Japonya'nın değil, Rusya ve Çin gibi yeni ortaya çıkan güçlerin emperyalist karakterini de göz önüne alarak doğru bir pozisyon alabiliriz. Yanlizca bu temelde, tek bir dogru Programa, yani anti-emperyalist Programa - proleter enternasyonalizm ve devrimci yenilgiye uğrayan tek doğru- varmak mümkündür. Bundan dolayı, işçi sınıfının tüm emperyalist güçlere karşı acımasız bir mücadele perspektifini kastediyoruz. Bu, devrimcilerin "ana düşman kendi ülkelerinde" sloganına göre, emperyalistlerin kendi iclerindeki catismalardan dogan gücü desteklediklemeyi reddettikleri anlamina gelir.

 

Hindistan bölgesel emperyalist bir güc degildir. Eger Hindistan emperyalist Cin ile anlasmazliga düserse, bu durumda ABD bölgede emperyalist vekil olarak davranir. Iste böyle durumlarda da yukarida gecen benzer yaklasimlar gerekli görülür.

 

Bu büyük güçlerin gerici ve emperyalist doğasını tanımayanlar, kaçınılmaz olarak anti-emperyalist, yani Marksist çizgiyi anlamakta başarısız olurlar. Bunun sonucu olarak da, bilinçli ya da bilinçsizce bir ya da daha fazla emperyalist gücü "daha az kötülük" olarak destekleyeceklerdir.

 

 

 

2) Emperyalizme ve ezilen halkların kurtuluşuna karşı tutarlı bir mücadele

 

Ezilen halklari temsil eden devrimciler emperyalist devletleri yenilgiye ugratmayi destekliyorlar.Bu güçlerin askeri zaferini, ezilenlerin devrimci olmayan liderliğini (örneğin, küçük burjuva İslamcıları, milliyetçileri) siyasi olarak desteklemiyoruz. Bu, ulusal çatışmalar (örneğin, Rusya'daki Çeçen halk, Doğu Türkmenler / Uygurlar gibi ezilen bir ulusa karşı) ve yurt dışındaki savaşlar (örneğin Kuzey Kore, Afganistan, Suriye, Mali, Somali) için de geçerlidir. Böyle bir yaklaşım yalnızca Güney ülkeleri için değil, aynı zamanda eski emperyalist devletler içindeki ulusal baskı ve ayrımcılık vakaları için de geçerlidir (örneğin ABD'deki Kara ve Yerli Amerikalılar, Katalonya'nın emperyalist İspanyol devletine karşı bağımsızlık mücadelesi.)

 

Aynı şekilde, devrimciler, emperyalist ülkelerde açık sınırlar için ve ulusal azınlıkların ve göçmenlerin (örneğin vatandaşlık hakları, dil, eşit ücretler) tam eşitliği için mücadele etmelidir.

 

Buna ek olarak, devrimciler belirli bir çatışmada bir emperyalist kampı (Brexit / AB, Clinton vs. Trump) desteklemeyi reddettiler.

 

Ezilenlerin mücadelelerini desteklemeyen, ve bundan dolayi da üzgün olan kesim, sinif mücadelesinden kaciyor. Bu onları işçi sınıfının ve ezilenlerin kampının dışına atar.

 

 

 

3) Ortadoğu ve Kuzey Afrika'daki devrimci mücadelenin gerici diktatörlüklere, emperyalizme ve Siyonizm'e karşı sürdürülmesi

 

2008 yılında yeni tarihsel dönemin başından itibaren, Filistin, Tunus, İran, Suriye, Mısır, Yemen, Sudan ve diğer ülkelerin halklarının kitlesel ayaklanmalari sinif savasinda en önemli gelismedir. Temmuz 2013'te Mısır'daki el-Sisi darbesi veya Esad ve onun yabancı destekçileri tarafından Suriye halkının devam edegelen katliami gibi, kitlelerin, devrimci liderligin yetersizliginden ötürü, bir dizi yenilgiye ugradigi dogrudur. Fakat devrimci süreç devam ediyor. Bu direnisin Filistin, Suriye, Yemen ve Mısır gibi ülkelerde devam ettigini ve edecegini gösterdigi gibi, Tunus, İran, Sudan ve Fas gibi yeni ülkelere de yayildigini göstermektedir. Trumph'in Israilin baskenti olarak Kudüsü tanimasi karari uluslararasi bir kitle hareketini baslatti. Bu da „Özgür Kirmizi Filistin“ icin yeni bir devrimci sayfa acilmasina yol acti. Bu kavga bir taraftan emperyalist güclere ve siyonist irkci devlete karsi yürütülürken, diger taraftan tek Filistin devletinin kurulmasi icin yürütülüyor. Tunus ve İran'ın kapitalist rejime karşı spontan halk ayaklanması, devrimci dalganın Ortadoğu'da yeniden canlanabileceğini ve hatta Arap olmayan ülkelere de yayılabileceğini gösteriyor. Devrimciler, diktatur rejime ve gerici güclere karsi halk ayaklanmasinin yaninda olmalidir. Bunu yaparken de devrimci olmayan Gruplara (mesela kücük islamci gruplar, ya da milliyetciler) destek saglamamalidirlar.

 

2011'den beri Arap Devrini desteklemeyen ya da sona erdiğini ve yenildiğini beyan eden "sosyalistler" var. Sosyalistler ve demokratlar yalnızca sözlerle kanıtlıyorlar, ancak bir eylemde bulunmuyorlar.

 

Devrimciler, bölgesel yöneticiler arasındaki geri savaşa karşılar (örneğin Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, İran, Mısır, Sudan, Etiyopya, vb.). Her savaş için devrimci taktiklerini düzenleyeceklerdir. Bunu yaparken de, savaşın somut doğasını ve politik arka planını ve bunda emperyalist güçlerin rolünü (özellikle ABD, Rusya, Çin'in rolü) analiz etmelidirler.

 

 

 

4) Demokratik haklara yönelik gerici saldırılara karşı devrimci mücadele

 

Devrimciler, işçi sınıfının ve ezilenlerin çıkarlarına yalnızca, sınıf düşmanlarını tanıması ve ona karşı harekete geçebilmeleri durumunda hizmet edebilir. Bu nedenle tüm gerici diktatörlüklere ve yozlaşmış ve otoriter yalancı demokrasilere (örneğin Suriye, Togo, Kenya, Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Zimbabve) karsi ; her tür ulusal ve ırk baskısına karşı (örneğin, Latin Amerika'da yerli halklar, Myanmar'da Rohingya, Libya'da Afrikalı köle); tüm darbelere karşı (ör. Mısır 2013, Tayland 2014, Brezilya 2016); ve tüm otoriter saldırılara (örneğin 2015'ten beri Fransa'da olağanüstü duruma karşı) karşı kararlilikla savasmalidirlar.

 

Bu gerici saldırıları tanımayan ve bunlarla mücadele etmeyen, ancak onları destekleyen ya da tarafsız bir konumda bulunan herkes, işçi sınıfının hainidir. Onlarla aramızdaki uçurum var!

 

 

 

5) Bütün toplu savaşlarda birleşik ön taktiği kullanma

 

Devrimciler, devrimci olmayan liderliklerinin bahanesiyle kitlesel mücadelelere katılımı reddeden sekter yaklaşımın her biçimine karşıdırlar. Bunun yerine reformist veya popülist gücler tarafindan yürütülen iscilerin ve calisanlarin savaslardaki birlesik cephe taktigine basvururlar.(Örneğin sendikalar, köylü kitle örgütü ve devlet ordusunun örgütü, ve politik partiler - Brezilyadaki PT, CUT, MST partileri; Arjantindeki CGT, CTA, FIT partileri, Misirdaki islamcilar, Suriyedeki isyankarlar, Günay Afrikadaki EFF, 2015 öncesi Yunanistandaki SYRIZA, Ispanyadaki Bask ve Katalan milliyetcileri gibi politik partiler). Birleşmiş cephe taktiklerini bu türden kitle mücadelelerine uygulamayanlar, somut bir anlam olmadan soyut bir ifadeyle bu mücadelelere verdikleri desteği bırakıyorlar. Isciler ve calisanlar kendilerini bu devrimci olmayan gruplardan kurtarmali ve bagimsiz devrimci bir icsi partisinin yasayabilmesi icin calismali.

 

 

 

6) Şimdi bir Devrimci Dünya Partisi kurmaya başlayın!

 

Egemen sınıfın gerici saldırısını savunmak için mücadele ve işçi sınıfının ve ezilenlerin kurtarılması ancak sosyalist devrim mücadelesiyle birleştirilirse başarılı olabilir. Bu, işçi sınıfının ve ezilenlerin iktidarın ele geçirilmesinden ve kapitalist sınıfın yıkılmasından ve kamulaştırılmasından sosyalizm yolunu açmak için daha az bir şey ifade eder. Tarih bize, kurtuluşa yönelik tüm kitlesel mücadelelerin, devrimci bir partinin önderlik etmeseydi başarısızlığa mahkûm olacağını öğretir. Böyle bir parti, işçi sınıfının ve ezilenlerin en siyasi olarak bilgili ve savaşa hazır dövüşçülerini örgütlemelidir; bürokratik yolsuzluklardan kurtulmalıdır. Buna ek olarak, uyrukluğun tehlikelerinden kaçınmak için uluslararası bir parti olarak var olması gerekir.

 

Bu nedenle yeni devrimci dünya partisinin kurulmasina katki saglayan bütün organizasyonlari ve aktivistleri, bu temelde birlesmeye cagiriyoruz. Özellikle, RCIT, devrimcilerin Uluslararası Bir Konferans hazırlamak ve düzenlemek için Ortak Bir İletişim Komitesi oluşturmasını önermektedir. Amaç, bir Dünya Devrimci Partisinin kurulmasını teşvik etmek için somut adımları tartışmaktır. RCIT, ciddi bir tartışmaya ve böyle bir perspektifi paylaşanlarla yakın işbirliği yapmaya kararlıdır.

 

 

 

 

Download
Open Letter & 6 Points_TURK.pdf
Adobe Acrobat Document 532.6 KB

İsrail’in Gazze’deki yeni saldırısını durdurun!

 

RCIT ve İUB-DE’nin ortak bildirisini paylaşıyoruz.

 

 

İsrail hükümeti, Gazze Şeridi’ndeki Filistin halkına yönelik terör uygulamalarını bir kez daha şiddetlendirdi. Son 48 saatte İsrail hava ve deniz kuvvetleri 25 Filistinliyi öldürdü. Katledilenlerin arasında 37 yaşında ve hamile olan Falastine Abu Arar ve 14 aylık yeğeni Siba da bulunuyor. Saldırılarda yaklaşık 70 Filistinli yaralandı. İsrail ordusu ayrıca Anadolu Ajansı’nın Gazze’deki ofisinin bulunduğu binayı da vurdu. Filistinlilerin saldırıya karşılık olarak attığı roketlerin sonucunda üç İsrailli hayatını kaybetti.

 

İsrail’in bu yeni suç ve soykırım eylemi, emperyalizmin ve Siyonist güçlerin tüm Filistin halkına yönelik olarak uyguladıkları tarihsel saldırının bir parçasıdır. Bu güçler, 1948’den bu yana Filistin topraklarının gaspını sürdürmekteler.

 

Siyonizm’in emperyalizm ve Donald Trump tarafından desteklenen bu yeni suç eylemi dünya genelinde kınanıyor.

 

RCIT ve İUB-DE olarak biz de uluslararası kınamaya katılıyor; Siyonist ve ırkçı İsrail devletinin suçlarına karşı savaşmak için eylem birliği çağrısında bulunuyoruz. Tüm dünyada işçileri ve kitle örgütlerini Filistin halkını desteklemeye çağırıyoruz.

 

İsrail’e karşı uluslararası kitle seferberlikleri ve kitlesel bir boykot kampanyası için!

 

Gazze’deki katliama son!!

 

Filistin halkına yönelik baskılara son!

 

Bütün Filistinli tutsaklara özgürlük! Kahrolsun Apartheid İsrail devleti!

 

Emperyalizm Filistin’den ve tüm Ortadoğu’dan defolsun! 

 

Filistin halkının direnişine koşulsuz destek!

 

 

 

Ortak Bildiri, 6 Mayıs 2019

 

Devrimci Komünist Uluslararası Eğilim (RCIT), www.thecommunists.net

 

İşçilerin Uluslararası Birliği – Dördüncü Enternasyonal (İUB-DE), www.uit-ci.org

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Patlayıcı gerilimlerle dolu bir dünyada devrimci birlik için!

 

Sosyalist bir gelecek için mücadelede enternasyonalist bir bakış açısı için

 

Ortak Devrim Örgütleri Beyanı, Ağustos 2019

 

 

 

Kapitalizm daha önce görülmemiş bir kriz ve gerileme içinde. Sınıflar ve devletler arasındaki gerilimlerin ve çatışmaların yoğunlaşması kaçınılmazdır. Dünyanın dört bir yanındaki devrimciler, sosyalist devrim ve işçi gücü için enternasyonalist ve anti-emperyalist bir program temelinde sınıf mücadelesine müdahale etmelidir. Aşağıdaki hedefler için savaşıyoruz:

 

* Bütün büyük güçlere ve milletvekillerine karşı ezilen kitlelerin kurtuluş mücadelelerini destekleyin! Rusya’yı ve ABD’yi Suriye’den kov! ABD'nin İran'a yönelik yaptırımlarına ve saldırganlığına hayır! Kuzey Kore'ye karşı yaptırımlara hayır! ABD, Avrupa, Rus ve Çin birlikleri, Venezuela ve Orta Amerika'dan, Mali, Libya, Nijer, Güney Sudan, Cibuti ve diğer tüm Afrika ülkelerinden uzak durun !

 

* İşçilerin ve ezilenlerin kurtuluş mücadelelerini destekleyin! Hong Kong'da işçilerin ve gençlerin mücadelesine desten verin! Sudan ve Cezayir'deki halk ayaklanmasına karşı zafer! Ürdün'den Akdeniz'e ücretsiz bir Filistin için! Suriye'deki Esad diktatörlüğü ile yikilsin! Çeçenya, Doğu Türkistan ve Keşmir ezilen halkları için ulusal özerklik! Halkın işçi ve kitlesel protestolarını Brezilya'nın, Honduras'ın ve Latin Amerika'nın emperyalist yanlısı hükümetlerine karşı destekleyin!

 

* Tüm büyük güçlere karşı savaş (ABD, Çin, AB, Rusya ve Japonya)! Ticaret savaşlarına icn silahlanma yarışına, askeri provokasyonlar, emperyalist korumacılık ve küreselleşmeye karsi savas! Emperyalist devletlerdeki devrimciler, yaptırımlara ve tarifelere ve ayrıca büyük işletme rakiplerine karşı her türlü şovenizme karşı çıkmalı (örneğin, ABD’de Çin karşıtı histeriler, AB’de Rusya karşıtı propagandalar, Rusya’da ve Çin’de Batı’ya karşı antlaşmalar vb.)! Japonya ve Güney Kore'deki devrimciler, ülkeleri arasındaki şovenist gerilimlere karşı çıkıyor! Yunanistan'daki devrimciler, Makedon karşıtı şovenizme ve egemen sınıfın Türk karşıtı histerisine şiddetle karşı duruyorlar! Güney ülkelerindeki devrimciler, kurtuluş mücadelesinde birleşik cephe taktikleri için çalışmalıdırlar. Büyük güclere karsi muhalefet  gösteren Organisazyonlari da uyarmlisiniz("düşmanımın düşmanı dostumdur" anlamında)!

 

* Emperyalist göç politikası yikilsin! Meksika Sınırındaki Trump Duvarını parçala! Meksika hükümeti tarafından Orta Amerikalı göçmenlerin baskılarına hayır! AB Frontex rejimine lanet olsun! Rusya’daki acımasız göçmen karşıtı politikaya hayir! Tüm göçmenler ve mülteciler için sınırları açın! Göçmenlerin tam eşitliği (vatandaşlık hakları, eşit ücretler, sosyal ve sağlık hizmetlerine erişim, ana dillerini eğitimde kullanma, idare vb.) saglansin!

 

İşçilere ve ezilenlere kendilerini sosyal demokrasinin, Stalinizmin, Bolivarizmin, küçük-burjuva milliyetçiliğinin ve İslamcılığın etkisinden kurtarmaları için yardım etmek için devrimcileri çağırıyoruz. Sosyalist bir gelecek için savaşan devrimci bir dünya partisi inşa etmek için güçlerimizi birlestirmeye!

 

 

 

İmzacı kuruluşlar:

 

 

 

Devrimci-Komünist Uluslararası Eğilim (Pakistan, Sri Lanka, Güney Kore, Nijerya, Kenya, Zambiya, Yemen, İsrail / İşgal Altındaki Filistin, Brezilya, Meksika, İngiltere, Almanya ve Avusturya), www.thecommunists.net

 

Revolutionary Communists (Güney Kore), http://go.jinbo.net/commune/view.php?board=cool&id=51945&page=1

 

Jammu Kashmir Revolutionary Socialists (Keşmir)

 

Revolutionary Socialist League (Kenya), https://redflagkenya.wordpress.com/

 

Partido Revolucionario de las y los Trabajadores (Kosta Rika), http://prtcostarica.blogspot.com/ (Note)

 

RCIT Supporters in Turkey (Türkiye), http://sinif-savasi.blogspot.com/

 

RCIT Supporters in Zimbabwe (Zimbabve)

 

RCIT Supporters in Spain (İspanya) (Note of the signatories: “We consider it as important to fight for the right of national self-determination of all peoples which are oppressed by the Spanish state (e.g. in Catalonia, Euskadi, Galicia, Canary Islands, Andalusia, etc).” The RCIT agrees with this approach.)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

ABD'nin İran'a ve devrimci taktiklere yönelik saldırganlığı

 

İran'ı herhangi bir emperyalist saldırganlığa karşı savunun! Tahran'daki gerici molla rejimine ise siyasi destek vermeyin! Suriye, Irak, Yemen ve İran halkının kurtuluş mücadelelerine devam edin!

 

Devrimci Komünist Uluslararası Eğilim Beyanı (RCIT), 6 Ocak 2020, www.thecommunists.net

 

 

 

1.             Tahran'daki iktidar seçkinlerinin en etkili liderlerinden biri olan İranlı General Qassem Soleimani'nin - Irak PMF komutanı Ebu Mehdi el Muhandis'in ve diğer generallerin ABD ordusu tarafından suikaste uğratılması, Ortadoğu'nun siyasi dinamiklerinde yeni bir sahneye yol açtı,

 

a) Washington ve Tahran arasındaki çatışmayı önemli ölçüde hızlandırdı ve büyük çapta erken savaş tehlikesini kışkırttı;

 

b) Buna karşılık İran, 2015 nükleer anlaşmasına artık uymayacağını açıkladı. Tahran'ı bir atom bombası alani yapmaya yaklaştırıyor;

 

c) Irak Parlamentosu, tüm Amerikan birliklerinin Irak topraklarından atılmasına çağrıda bulunan bir karar için oy kullandı. Buna karşılık, ABD Başkanı Trump Irak'ı "daha önce hiç görmediğiniz yaptırımlar" ile tehdit etti.

 

2.             Bu gelişmeler dünyadaki aktivistler arasında büyük karışıklığa neden oldu. Suriye ve iraktaki bircok insan, Washington'un savaş çabalarının doğasının kavrayamadan, bir yandan devrimci İran rejimi ve yerel müttefiklerinin geri adim atmasindan memnun olurken, bir yandan da ABD emperyalizminin birçok muhalifleri sürmekte olan Suriye, Irak ve Iran halkinin kurtuluş mücadelelerini görmezden geliyor ya da sessiz kalıyor. Bu nedenle, Devrimci Komünist Uluslararası Eğilim (RCIT) aktivistleri - hem Ortadoğu'da hem de dünya çapında - karmaşık gerçekleri göz önünde bulunduran tutarlı bir devrimci, antiemperyalist ve demokratik duruş benimsemeye çağırıyor.

 

3. Devrimcilerin birincil amacı, işçilerin ve ezilenlerin tüm büyük güçlere ve tüm gerici kapitalist rejimlere karşı bağımsız mücadelesini güçlendirmek olmalıdır. Halklar arasındaki tüm dini ve ulusal bölünmelerin üstesinden gelmek ve tüm emperyalist güçleri dışarı atmayı, tüm diktatörlükleri ve gerici rejimleri devirmeyi amaçlayan bir program temelinde birleştirmek çok önemlidir. Böyle bir sosyalist program temelinde, devrimciler yerel gerici rejimlere karşı tüm meşru popüler mücadeleleri desteklemeli ve aynı zamanda yarı sömürgeci ülkeleri herhangi bir büyük gücün saldırısına karşı desteklemelidir. Ancak, bu taktik, ilgili kuvvetlerin burjuva veya küçük-burjuva liderliğine siyasi destek içermemelidir.

 

4. Bu nedenle RCIT, işçileri ve  dünya çapındaki popüler kitle kuruluşlarını çağırıyor:

 

a) İdlib'deki Suriyeli halkın Esad'ın zulmüne ve Rus-İran işgaline karşı kurtuluş mücadelesini desteklemek;

 

b) Bağdat'taki yönetici seçkinlere ve İran'ın müdahalesine karşı Iraklı işçilerin ve gençlerin halk ayaklanmasını desteklemek;

 

c) gerici molla rejimine karşı İran halkının kitlesel protestolarını desteklemek;

 

d) Yemen halkının Suudilerin öncülük ettiği saldırganlığa karşı mücadelesini desteklemek.

 

5. Aynı zamanda, dünyadaki devrimciler ABD emperyalizminin İran ve müttefiklerine yönelik tüm saldırılarına karşı çıkmakla yükümlüdür. Suriye ve Irak'taki popüler ayaklanmaların karşı-devrimci baskısının büyük bir organizatörü olan Soleimani için gözyaşı dökmemekle birlikte, ABD saldırganlığının bu popüler ayaklanmaları desteklemekle hiçbir ilgisi olmadığıni da biliyoruz. Washington'un İran'a yönelik yaptırımları ve hava saldırıları sadece Trump yönetiminin iç krizi ve Siyonist apartheid devletinin desteği ile degil ayni zamanda, ABD emperyalizminin Ortadoğu'daki düşüşünü ve mutlak hegemonyasını tersine çevirme isteğiyle de motive oluyor.

 

6. Bu nedenle, RCIT dünya çapındaki işçi ve kitle örgütlerini çağırmaktadır:

 

a) İran'a karşı tüm emperyalist yaptırımlara karşı çıkilmali;

 

b) ABD birliklerinin ve müttefiklerinin Orta Doğu'dan sınır dışı edilmesini talep edilmeli;

 

c) emperyalist Rusya ya da Çin'in bu çatışmayı yeni bir iç emperyalist savaşın başlangıcı haline getirebilecek herhangi bir müdahaleye karşı çıkilmali;

 

d) ABD ile İran ve müttefikleri İran'a karşı müttefikleri arasındaki herhangi bir askeri çatışmada, devrimciler emperyalistlerin askeri yenilgisini ve muhaliflerinin askeri zaferini talep etmelidir.

 

7. Sadece böyle bir taktik kombinasyonu, kurtuluşçuların sosyalist devrimin işçi ve köylü cumhuriyetleri ve Ortadoğu'da sosyalist bir federasyon kurma yolunu açmasını sağlayacaktır. Devrimcileri, böyle bir perspektifi savunan devrimci bir dünya partisi kurmada RCIT'e katılmaya çağırıyoruz!

 

 

 

Uluslararası RCIT Sekreteryası

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Şimdi harekete geçin, çünkü tarih şimdi olur!

 

Tüm devrimci örgütlere ve aktivistlere, COVID-19 kisvesi altında küresel karşı-devrimci saldırıya karşı güçlerini birleştirmek için çağrı

 

Devrimci Komünist Uluslararası Eğilimden (RCIT) açık mektup, 26 Mart 2020, www.thecommunists.net

 

 

 

Yoldaşlar, kardeşler!

 

Dünyadaki yönetici sınıflar - Çin'den ABD'ye, Fransa'dan Arjantin'e, Hindistan'dan Nijerya'ya - şu anda işçi sınıfına ve ezilen kitlelere karşı devasa bir karşı-devrimci saldırı yürütüyorlar. Dünya kapitalist ekonomisi 1929 ile  karşılaştırılabilir bir ölçekte çökerken, milyonlarca işçi sokaklara konuluyor, ücret kesintileri ve işçi hakları saldırıya uğradı. Haklı olarak işçilerin ve ezilenlerin savaşçı tepkilerinden korktuklarından, yöneticiler herhangi bir devrimci patlamayı bastırmak için devlet baskılarını büyük ölçüde yoğunlaştırıyorlar.

 

Kitleleri karıştırmak ve uyuşturmak için COVID-19 krizini siyasi amaçları için kullanıyorlar. Korku ve panik yayıyorlar, yüz milyonlarca insanın gösteri ve toplanma haklarını bastırıyorlar.  Birçok ülkede, 1945'ten beri olmasa da, onlarca yıldır demokratik haklara yönelik en şiddetli saldırıyı gördük. Başka bir deyişle, COVID 19 krizi büyük, küresel karşı-devrimci bir saldırının kapsamıdır.

 

Utanç verici olarak, resmi emek hareketinin büyük bölümleri ve sözde "sol" bu baskıya teslim oluyor ve birincil amaçlarının korona virüsüyle savaşmak olduğunu iddia ederek anti-demokratik saldırıları destekliyor. Bu otoriter saldırı destekçilerine "sol kilitlenme" diyoruz.

 

Devrimci-Komünist Uluslararası Eğilim (RCIT), COVID-19 krizini baştan analiz etti. Bu olayların siyasi-karşı-devrimci doğasını uyaran bir dizi açıklama ve makale yayınladı ve devrimci cevaplar verdi.

 

Yoldaşlar, cok büyük tarihi olaylar yaşıyoruz. Mevcut dünya durumu, 1989-91 yıllarında Stalinizmin çöküşü ya da 11 Eylül olayları ve 2001'de Afganistan'a karşı gelen emperyalist savaş gibi geçmiş durumlardan daha az önemli değildir.

 

Devrimci güclerin solun kilitlenmesine karsi teslim olmamasini gerektigini düsünüyoruz. Avangard işçi sınıfının büyük bölümleri şu anda karışık, felçli ve net bir perspektife sahip değil. Ama işler değişecek. Er ya da geç, şu anda biriken müthiş politik ve sosyal çelişkiler patlayacak. Bunun için hazırlanmalıyız. Zaman kaybetmemeliyiz!

 

Yoldaşlar, gerici saldırıya teslim olmamış tüm devrimcilerin derhal derinlemesine bir tartışma ve yakın işbirliği başlatmaya karar verdik. Küresel sivil saldırı, COVID-19 ve büyük dünya durgunlugunun sonuclarina karsi savasan mücadeleci güclere destek vermeliyiz. Bu durumu bizim gibi degerlendiren kisileri ve devrimci saldiriya karsi mücadelenin gerekliligini düsünen herkesi bizimle iletisime gecmeye davet ediyoruz. Bu konuyla ilgili belgeleriniz varsa, lütfen bunları bize gönderin; bunları web sitemizde yayınlamaktan memnuniyet duyarız!

 

Böyle bir tartışma ve işbirliğiyle ilgilenen herkes zaman kaybetmemelidir. Gercekten somut ve ise yarar islerle bu adimi atmaliyiz. Düzenli işbirliğini mümkün kılan ve somut uluslararası kampanyalar başlatan bir tür uluslararası blok oluşturmayı öneriyoruz. Böyle bir işbirliği için tüm fikir ve önerileri ele almaya hazırız. Bunun icin aşağıdaki gibi bir platformu siyasi bir temel olarak tartışmanızı öneririz:

 

1.             COVID-19 krizinin kisvesi altında egemen sınıflar tarafından mevcut küresel karşı-devrimci saldırının gerici doğasını tanımak.

 

2.             Acil durum, polis devletinin genişlemesi ve gözetim teknolojileri! Tüm kitle karantinalarına Hayır!. Gösteri ve toplanma hakininin bastirilmasina Hayir!

 

3.             Korona virüsüne kapilanlar icin ücretsiz ve kapsamlı testler ve ücretsiz tıbbi bakım icin! Halk sağlığı sektörünün işçi ve ezilenlerin kontrolü altındaki radikal genişlemesi için! Tüm büyük özel sağlık tesislerinin kamulaştırılması! Etkili aşıların hızlı bir şekilde geliştirilmesi veya bir çare için sınırsız, uluslararası işbirliği için!

 

4.             Tüm kemer sıkma önlemleriyle savaşın! İşten çıkarılma, ücret kesintisine Hayir!, işçi haklarına saldırıya Hayir!

 

5.             Yoksul ülkelerdeki insanlar için uluslararası yardım! Tüm kamu ve ev borçlarının silinmeli!

 

6.             Solun kilitlenmesine ve isci hareketlerinin baskilanmasina karsi mücadeleye devam!

 

Yoldaşlar, kardeşler! Bu, dünya politikasında önemli bir tarihsel dönüm noktasıdır. Bir direniş programı temelinde güçlerini birleştirmenin zamanı geldi! Tereddüt etmeyin, şimdi harekete geçin, çünkü tarih şimdi gerçekleşiyor!

 

 

 

* * * * *

 

 

 

RCIT, COVID 19 krizi hakkında, birçoğu farklı dillere çevrilmiş birçok açıklama ve makale yayınladı. Hepsi web sitemizin ayrı bir alt sayfasında toplanmaktadır: https://www.thecommunists.net/worldwide/global/collection-of-articles-on-the-2019-corona-virus/

 

Özellikle, tüm okuyucuların dikkatini yeni manifestolarımıza çekiyoruz:

 

COVID-19: Büyük bir karşı-devrimci saldırı için bir kılık.

 

Dünya durumunda bir dönüm noktasındayız. Yönetici sınıflar, şovenist Devlet Bonapartist rejimlerinin inşasını meşrulaştırmak için savaş benzeri bir atmosferi kışkırtır.

 

Devrimci-Komünist Uluslararası Eğilim Manifestosu (RCIT), 21 Mart 2020, https://www.thecommunists.net/worldwide/global/open-letter-act-now-because-history-is-happening-now/, https://www.thecommunists.net/home/deutsch/covid-19-und-der-neue-leviathan